Φ angelflower Gönderi tarihi: 22 Mart , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 22 Mart , 2006 Yeterince istemek… Nasıl yani? diye soracaklar olabilir elbette bu söyleme… Ne demektir bu yeterince istemek? Acaba bu yeterince istemenin kişisel farkındalıkla ve derinlikle bir bağlantısı var mıdır? Buyrun size felsefe hem de alabildiğine derinine… ‘’ Kendinin derin olduğunu bilen kimse aydınlığa yönelir; kalabalığa derin görünmek isteyen kimse ise karanlığa yönelir. Kalabalık dibini görmediği her şeyi derinden sanır çünkü: Öyle korkaktır ve suya da öyle de istemeyerek atılır ki… ‘’ diyor Nietzsche Kendinin ve yaşamın farkında olan kişi; açmıştır sonuna dek özüne açılan kapıları… Artık ne yapıp yapamayacağını ya da ne olup olmadığını biliyordur. Cesaret ve güç denen olguların yaşamındaki yerini biliyor ve bu iki erdemi kah yerli kah yersiz kullanıyordur yeterince istedi mi bir şey ya da birini… Kabullenmiştir kendini ve etrafındaki her şeyi olduğu gibi her yönü ile… Amacı yaşamak için yaşamaktır… Yaşamda var olmak için güç ve aynı zamanda yaşamak için de cesaret gerektiğini bilir. Cesaretin korkusuzlukla uzaktan yakından alakası yoktur onun için, ruhunu sarsa da korkunun kanatları o, yaşam denen hedefe kilitlenmiş ve gözünü karartmıştır… Bir şeyi yeterince istemek, her türlü imkansızlıklara ve olumsuzluklara rağmen idealler doğrultusunda yapılması gerekenleri bedeli ne olursa olsun yapma cesaretini göstermek ve ve buna dair güç ve emek sarf etmektir. Pek de kolay olduğu söylenemez bunun… Öyle zamanlar gelir ki pes etmek üzere olduğunuzu hissedersiniz ama idealinizdeki her neyse onu o kadar çok istiyorsunuzdur ki artık sizi hiçi bir şey durduramaz… yeterince istediniz mi; sizi yoldan döndürmek pek de mümkün değildir… . ne yapar ne edersiniz yola devam edersiniz… başarı ya da başarısızlık bu süreç içinde çok önemli değildir… öyle ya da böyle en azından sonuna dek deneyeceksinizdir… Sevgiye dair konular da bu kapsama girer… Birini yeterince istiyorsanız… . ne mesafeler ne de aşılması zor dağlar sizi engeller… Üzülürsünüz, acı ile parça parça olur o minicik yüreğiniz ama acınızı saklamanın güç ve onunla baş etmenin de cesaret istediğini bilirsiniz. Aşk ya da sevgi nedir diyenlere belki de en güzel cevap: Güç ve Cesaret’ tir… demek olmalı… ama elbette, sizin için de çarpmasını istediğiniz o ikinci yüreği yeterince istiyorsanız… Aksi takdirde; bahaneler çoktur… mesafeler, akrabalar, iş, yaşam, aklınıza gelebilecek hemen hemen her şey sizin için ertelemek adına bir mazeret olabilir… çünkü yeterince istemiyorsunuzdur… . Bir düşünün bakalım… İdeallerimizi ve halihazırda seviyoruz diye düşündüğünüz kişileri yeterince istiyor musunuz? yoksa belki de siz bile farkında olmadan sadece istiyor gibi mi gözüküyorsunuz? Unutmayınız ki; Yaşamda, mutlak acı ve memnuniyet, azap ve sevgi, şefkat ve kullanma, sevindirme ve alay etme, korku ve saygı, itimat ve onur arasında ciddi anlamda ince bir çizgi vardır ve ne yazık ki çok az kişi bunun bilincindedir… ve farkına varanlar ise, şaşkınlıkla ve belki de pişmanlıkla etraflarına bakarak; güneş ışıkları ile dolacak bir dünyayı nasıl olur da karanlığa hapis ettiklerini görürler… Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ arman Gönderi tarihi: 22 Mart , 2006 Paylaş Gönderi tarihi: 22 Mart , 2006 Huzurlu bir ölüm... Daha fazla ne isteyebilirim ki.. Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.