Gönderi tarihi: 17 Aralık , 2009 15 yıl Kız Oburluk başıma dert, doldurmalı işkembeyi her sefer. Halbuki az yesem günde 10 ekmek, bin belayı defeder. Ama olmuyor, bu kazan hiç mi hiç dolmuyor. Ne atsan içine itiraz yok, hemencecik yutuyor. Sordum bir bilene, dedi bana hemen “hadi ikile” Nasıl demesin adam, elimde var iki kasa bir file. Kasada domates, filede var patates, enfes mi enfes Onları yerken pişirmeden, zor alıyorum zaten nefes. Karpuz istihkakım günde üç dört tane onar kiloluk Yetmiyor bana, keşke olsa boğazıma akan bir oluk En sevdiğim yemek kuru fasulye, yanında iki yayık ayran Görünce pilavı kazan kazan, ağzımın suyu akıyo işte o an. Kahvaltıda olmazsa çok kızarım bir teneke bal. Yemekten yoruluyorum, bi ondan bi bundan al. Düğünleri çok seviyom ama kimse hiç beni davet etmiyo. Biliyolar çünkü, ne koysalar önüme doyurmaya yetmiyo. Maaşımın üç katı sadece ekmeğe akıyo. Bakkal manav zaten kaçacak delik arıyo.
Gönderi tarihi: 17 Aralık , 2009 15 yıl Yazar Şaşır Bakmayın siz attığıma kafadan, Tek hayalim yumurta, rafadan. Görmedim iki haftadır sıcak bir ekmek yüzü. Fırıncıdan istedim morarttı benim iki gözü. Aç tavuk kendini darı ambarında görürmüş. Bir mısır tanesi verene incisini götürürmüş. Kesse beni kasap çıkmaz on kilo safi et. Derinin haricinde var koca bir iskelet. Kemiklerim hep sayılıyor nereye baksanız. Akbabalar kapımı bekliyor, inanmazsınız. Bazen hayal ediyorum kuru ekmek ve peynir. Diyorum nasılsa olmayacak, düşünsene kefir. Çorba içtim dün gece, tadı hala dudağımda. Geçen hafta ekmek buldum otobüs durağında. Böldüm on parçaya küflenmesin diye. Biraz sert oldu ama bitmedi yiye yiye. Son marifetim yarısı yenmiş bir tost. Onu da bana veren çok eski bir dost. Ayakkabımın ucundan çıkar parmaklarım. Canım ne zaman sıkılsa hep onlarla laflarım. Pabucumun üzerimde çoktur hakkı bir bilseniz. Onun bana iyiliklerini say say bitiremezsiniz. Gömleğim benim ah bitanecik gömleğim, Kirden taş gibi oldu, efendime söyleyim. İlk bulduğumda rengi açık maviydi zavallının. En büyük üzüntüsü kötü ünüydü markasının. Kolunun altı yırtıktı, yeninin biri yok. Hiç anlamadım ben ne demek overlok? Pantolonun paçasını kıvırdım üç kat, içi hep kum dolu. Ne zaman dökmek istesem bozuluyor böceklerin huzuru. Çok rahatlar orda hiç kıyamıyorum. Her akşam paçama ot doğruyorum. Onlar benim evlatlarım canım ciğerim. Aralarında en çok kara böceği severim. Geçen hafta bir karınca taşındı aralarına, siyah. Diğerleri ona birden saldırdı, eyvah ki ne eyvah Evim çok güzel, izolasyonu yeni yaptım. Önceki çamur dökülmüştü, iki kat attım. Duvarda var üç delik, ikisi büyük biri küçük. Her birinin içinden çıkmış ayrı birer cücük Onları çok seviyom ben, her gün suluyom. Bir gün onları göremesem hemen soluyom. Ben mutluyum aslında bu eski duvar dibinde. On yıldır buradayım, yok hiç problemim de. Sadece karnım aç, guruldar biraz. Ama bilir ki hep, boşuna ettiği naz. Olsa dükkan onun diyorum hep ama anlamıyor. Sonucun değişmeyeceğini bile bile mırıldanıyor. Ayağımın ökçesi nasır oldu, kıvrım kıvrım. Karınca ısırmaya çalışır hep boşuna zavallım Elimin üzerindeki kıvrımlar sanki birer derin vadi. Krem süreyim dedim geçenlerde, hiç mi hiç işlemedi. Tam kendinden sorumlu devlet bakanıyım vesselam. Her seferinde bir karınca ölür ne zaman yere otursam. Bir komşum var yan delikte, sizden iyi olmasın. Akşama kadar uyur, yeter ki kimse uyandırmasın. Onu deliği benimkinden büyük, tam üç metrekare. Hem besliyor orada sekiz sıçan dört de küçük fare. Ama onun döşeği daha kalın, tam dört kat karton. Biri buzdolabından çıkmış diğerleri hep arka fon. Zeminde var biraz bozukluk, beton parçalanmış İçinden hep su çıkıyor, ot tıkasam da bütün kış Kışın çok rüzgar giriyor, yağmur hep tepemde. Kafama damlıyor hep küfler hiç istemesem de. Kar yağınca tıkanıyor hep giriş. Onu açmak inanın çok zor bir iş. Ama yaz için yaptım kendime bir klima ufakça. İçeriye hava girer oldu, öbür uçtaki taşı kırınca. Oradan giriyor egzoz dumanı, bol da ses. Ama artık daha rahat alıyorum ben nefes. Burası bir site gibi, var onlarca delik. Ama inanın her biri en fazla bir kişilik. Bazen akşam toplanıyoruz yan tarafta deliklerten çıkıp da. Halimize şükrediyoruz karşımızdakinin yüzüne bakıp da.
Gönderi tarihi: 17 Aralık , 2009 15 yıl Yazar Utan Düşünüyorum bazen burası kim, ben neresiyim. Beni bu hale düşüren her kimse hep ensesindeyim. Yok mu verecek hiçbir malınız bu Allah kuluna? Atıyorsunuz ekmekleri utanmadan çöp kutusuna. Halbuki koysanız kullanmadıklarınızı bir köşeye Bitiremezsiniz onlarca fakirin evini döşeye döşeye. Yok ama siz umursamazsınız hiç garibanı. Size ne aslında, altta kalının çıksın be canı. Ama siz de altta kalırsanız ne olacak? Çevrenize mendeburlar bir bir dolacak İş işten geçmeden alın şimdiden gardınızı. Vermeyi ihmal etmeyin her sene zekatınızı. Size küçük gelen evinizdeki atık işe yaramazlar güruhu. Onları dört gözle bekleyenler var, çıkacak sanki ruhu. Dinlediniz öğrendiniz artık benim durumu. Bundan sonrası artık herkesin kendi sorunu mescere
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.