Gönderi tarihi: 4 Aralık , 2009 15 yıl Hem nalına hem mıhına gazeteciliğin son yıllarda parlatılan figürlerinden Ruşen Çakır,bugün köşesinde APO nun feryadını dile getiriyor... Okuyunca inanamadım...dünyada hiçbir başkaldırı önderi ister hapishaneden olsun...ister işkencehaneden...halkının önünde böyle sızlanmaz... Yeni odası eski odasından 4 parmak küçük diye(AKP milletvekili Prof.Zafer Üskül)bu denli ağlama moduna girmek ''dünya isyan ve bağımsızlık'' tarihinin sayfalarına, acınası bir duruş olarak geçmiştir... Bu savıma karşı çıkanların ve bunu ''politik tavır ve taktik'' diye takdim edeceklerin...bana tarihten''sızlanan önder'' resmi göstermeleri gerekecektir... ''25 Kasım’da ne oldu? Öcalan o tarihte avukatlarıyla görüştü ve 17 Kasım’da nakledildiği yeni hücresini uzun uzun, alabildiğine ayrıntılı bir şekilde, kötüledi. İşte Öcalan’ın “ölüm çukuru” olarak tanımladığı yeni hücresi hakkındaki bazı sözleri: “Havasızlıktan dolayı sanki beynimdeki hücrelerin öldüğünü hissediyorum. (...) Burada yarı baygın bir şekilde, yarı ölü bir şekilde yaşamaktayım. Buna ne kadar dayanırım, ne kadar bu koşullar da yaşanır bilemiyorum. (...) Nasıl bir idam mahkûmu asılma sırasında can havliyle kasılır, son nefesini vermeden önce çırpınır, benim durumum da buna benzerdir. Biliyorsunuzdur, insan asılırken ilk verdiği tepki kasılmadır, vücut kasılmasıdır. Biliniyor, Saddam idam edilirken üç dakika içinde öldü. Benim buradaki durumum her gün onlarca kez bu şekilde idam ettirilme durumudur, koşuludur. Ben idamdan da korkmuyorum. Ben Saddam’ın yaşadığı üç dakikalık kasılmayı her gün yirmidört saat yaşıyorum. (...) Tabii ben burada her an ölebilirim. Benim ölümümün etkisi çok büyük olur, kaos olur. Ölümüm sonrası çok kanlı süreçler yaşanır ve büyük karışıklıklar olur. (...) Buradaki durumum biraz da benim genetik yapımla alakalı olabilir. Babam nefessizlikten öldü. Ben de burada nefessiz bırakılıyorum. Bu durum oldukça zorlayıcı. (...) İsa çarmıha gerilirken, eti paramparça edilirken bile üzerinde bu kadar oyun, bu kadar dalavere dönmüyordu. Ama benim üzerimde ise binbir türlü oyun oynanıyor. Bir sürü hesap, dalavere dönüyor.”
Gönderi tarihi: 5 Aralık , 2009 15 yıl Dava ve ülkü insanıyım diye çıkmış olanlar yanlarına yaklaştırmazlar bu şahısı... Bu şahıs tüm ömründe dünyanın belli başlı güçlerinin koruması altında, masum kanlarının üstünde yatarak bir eli yağda, bir eli balda göbeğini kaşıyacağını sanıyordu. Kullanılıp kirli bir mendil gibi buruşturulup atılmış olmasından bunalımı... Yerinin darlığından filan değil. Nefes alamaması, daralması hep bu psikolojiden... Ve bu şahsın yeniden yargılanmasına yol açabilmek için önerge DTP den geldi sanırsanız yanılırsınız. Direktif AB'den, önerge AB'nin taşeronunun çırağının yamağının ayakçısından...
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.