Φ _asi_ Gönderi tarihi: 20 Kasım , 2009 Gönderi tarihi: 20 Kasım , 2009 KALECİK İç Anadolu Bölgesi'nde Ankara İline bağlı ilçe olan Kalecik'in dıoğusunda Sulakyurt, güneyinde Kırıkkale ve Elmadağ, batısında Çubuk, kuzeyinde de Çankırı bulunmaktadır. Ankara'nın kuzeydoğusunda yer alan ilçe, batı ve güneydeki dağlık ve engebeli kesimler ile güney-kuzey doğrultusunda Kızılırmak vadisinden oluşmaktadır. İlçenin batısını Karbasan Dağı, güneyini de İdris Dağı engebelendirmektedir. Doğuda Kızılırmak'ın kıyısında ise ova düzlükleri yer alır. İlçenin yüzölçümü 1.318 km2 olup, denizden yüksekliği 725 m., 2000 Yılı genel Nüfus Sayım sonuçlarına göre; toplam nüfusu 29.692'dir. İlçenin ekonomisi tarıma dayalıdır. * Bağcılık * Şekerpancarı * Buğday * Arpa * Elma * Armut yetiştirilir. * kayısı Hayvancılık ikinci plandadır. Kalecik Karası, Kızılırmak Vadisinin Ankara İli Kalecik ilçesi sınırları içerisindeki yöresel koşullarda gösterdiği üstün performansı ile bugün ülkemizin en önemli kırmızı şaraplık üzüm çeşididir. Orta Anadolu Bölgesinde bağcılık adına 1950’lerden bu yana yaşanan gerileme sürecinde en fazla etkilenerek kaybolmanın eşiğine gelen bu değerli çeşidimiz Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümünde Fidan ve ark.(1.2) tarafından yürütülen toplu ve teksel seleksiyon çalışmaları ile yöreye yeniden kazandırılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda 45 adet klon baş omcası arasından seçilen en üstün 3 klon (9, 12 ve 15 no’lu klonlar) belirlenmiştir. Yukarıda sözü edilen yüksek verimli ve kaliteli klonlardan elde edilen şarapların haklı şöhreti, Kalecik yöresinde ününe sahip bağcılığın yüksek kazançlı bir sektör olarak yeniden ön plana çıkmasına neden olmuştur. Bugün kökenini tamamen sözü edilen klonların oluşturduğu Kalecik Karası bağları yörede hızla genişlemektedir. İlçe topraklarında bentonit ve mermer yatakları bulunmaktadır. İlçe ismini, şehrin ortasında, çevreye hakim tepe üzerindeki kaleden almıştır. Ancak bu kale küçük olduğundan ötürü sonuna "cik" eklenmiş ve Kalecik olmuştur. Bu isim kuruluşundan bugüne kadar hiç değişmeden gelmiştir. Anadolu tarihi coğrafyası üzerinde araştırmaları bulunan W.Ramsay Kalecik'in çevresinde Acıtorızıacum isimli bir kentten söz etmiştir. Ayrıca araştırmalarında W.Ramsay, Kalecik'i Eçelriga olarak tanımlamıştır. Tarihçesi Kalecik ve çevresinin tarihi oldukça eski yıllara kadar inmektedir. Kalecik ile Çankırı arasında İnandıktepe'de yapılan kazılarda Hitit dönemine ait bir mabet, tabletler ve kabartmalı bir vazo bulunmuştur. Bunlar Hitit kralı I.Hattuşili zamanına aittir. Bölgedeki Hitit egemenliği MÖ.1200'den imparatorluğun yıkılışı olan 1190 tarihine kadar sürmüştür. Hititleri Friglerin egemenliği izlemiş ve bu durum MÖ.650'de Friglerin Lidya egemenliğine girmesine kadar devam etmiştir. MÖ.550 yıllarında Anadolu'ya hakim olan Persler, Lidyalıları yenmiş ve Kalecik yöresinde de egemenliğini sürdürmüştür. Büyük İskender'in Perslerin hakimiyetine son vermesiyle, İskenderin ölümünden sonra da Anadolu'nun büyük bir kısmında olduğu gibi Kalecik de Seleukosların payına düşmüştür. Sonraki yıllarda Anadolu'ya Trakya üzerinden gelen Galatlar Ankara ve çevresine egemen olmuşlar, Romalıların Anadolu'ya gelmesine kadar da sürmüştür. MS.395'de Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılmasından sonra Ankara yöresi Doğu Roma İmparatorluğunun (Bizans) hakimiyeti altına girmiştir. Kalecik ve çevresinin Bizanslılardan Battal Gazi tarafından alındığı tarihi kaynaklarda belirtilmektedir. Anadolu Selçuklularından II.Gıyaseddin Keyhüsrev (1237-1246) Moğollara (1243) yenilmesinden sonra yöre Moğolların eline geçmiş ve 1328 yılına kadar İlhanlı yönetiminde kalmıştır. XIV.yüzyıl başlarında Kalecik, Çankırı, Kastamonu ve Sinop çevresinde kurulan Candaroğulları yöreye hakim olmuşlar, Moğolların Yıldırım Beyazıd'ı yenmesinden sonra Kalecik ve çevresi onlar tarafından yağmalanmıştır. 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet'in Candaroğulları Beyliği'ne son vermesi üzerine Osmanlı topraklarına katılmıştır. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Kalecik ticari yönden gelişmiş bir şehir olup, "Küçük Mısır" ismi ile tanınmaktaydı. Bu dönemde özellikle döşemecilik, kumaş ve dericilik gibi sanatlarda çok üstün bir düzeyde olduğu bilinmektedir. Evliya Çelebi de kenti şöyle tanımlamıştır: ".... Oradan ileri gidip (Kalecik) Büyük Kalesine geldik. Burasını Bursa Tekfuru (Serdene) adlı Kral kızı için yaptırmıştır. Sonra Kastamonu hakimi (Topal Beyazıt) feth etmiş, ve Osmanlılara baş eğmeyip, nice köy ve kasabalara el uzatmağa başlamıştır. Nihayet Yıldırım Beyazıt Han bir gün birden bire bu kaleyi basıp feth eyledi. Hala Kangırı Sancağı hükmünde has ve su başlıdır. Yüzelli Akçalık Şerif kazadır. Kadısına senede dört kese has olunur. Kedhüda ve yeniçeri serdarı, müftüsü, nakibüleşrafı, ayan ve eşrafı, kale ağası, yirmi kadar kale neferi vardır." XX.Yüzyıl başlarında KalecikOsmanlılar zamanında Ankara yöresinde olduğu gibi Kalecik'te de Ahi teşkilatı oldukça etkin idi. Esnaf kuruluşun ahlaki değerlerine ve kurallarına titizlikle riayet ederdi. Örneğin Kale mahallesi halkı sabahleyin pazara inmedikçe kasaplar et ve sakatat satmazlardı. Halen Kalecikte Ahi Kemal mahallesi, Ahiler mahallesi, Halil Ağa mah Milli Mücadele Yıllarında Kalecik’in büyük ve önemli etkinliği ve rolü olmuştur. İstiklal Savaşı sırasında Kalecik'in önemli bir konumu vardı. İstanbul ve Karadeniz'den getirilen silah ve malzemeler Kastamonu-Ilgaz-Çankırı yolu ile Kalecik'e ulaştırılır, buradan da Haymana cephesine gönderilirdi. Bunun yanı sıra Kalecik'teki fırınlarda üretilen ekmek ve peksimetler de Haymana cephesine sevk edilirdi. Savaş sırasında Kalecik'teki Hamdi Camisi başta olmak üzere diğer camiler ve hükümet konağı askeri hastahane haline getirilmiştir. Ayrıca Kalecikliler de hastanedeki yaralı askerlerin yemek ve diğer ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmışlardır. Kuvay-i Milliyeciler de Kalecik'te ağırlanmışlardır. İlçenin belli başlı eserleri arasında; Kızılırmak'tan su almak için yapılmış 4 km.lik Roma yer altı yolu, Romalılar tarafından yapılmış Kalecik kalesi, Çankırı yolu üzerindeki 2 Hitit Aslanı heykeli antik çağlardan günümüze ulaşanlardır. Ayrıca ilçede Tarihi eser olarak; Saray (Şehsuvar) Camisi Küçük Şami Köyü Cami ve Türbesi Kazancı Baba Türbesi Çarşı Hamamı ve Hasbey, Tabakhane Camileri ile Kızılırmak üzerindeki Develioğlu Köprüsü bulunmaktadır. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.