Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Müzik Okumaları

 

 

Müzik tarihi konusundaki yazılara baktığımızda hammasi bakış açısıyla yüklü olduğunu görürüz. Bunun nedeni; müzik tarihinin genel tarihten kopuk olmamasından ileri gelir. Genel tarih yazıcıları kendi bakış açılarını ve etnosantrik zihniyetlerini yazılarına yansıtırlar. Bu nedenledir ki son dönemlerde tarih yazımı konusunda tartışmalar ön plana çıkmıştır.

 

Müzik tarihi konusundaki yazılara baktığımızda hammasi bakış açısıyla yüklü olduğunu görürüz. Bunun nedeni; müzik tarihinin genel tarihten kopuk olmamasından ileri gelir. Genel tarih yazıcıları kendi bakış açılarını ve etnosantrik zihniyetlerini yazılarına yansıtırlar. Bu nedenledir ki son dönemlerde tarih yazımı konusunda tartışmalar ön plana çıkmıştır.

 

Müzik tarihinin başlangıcına kesin bir sınır koymasak ta, Avrupa’daki çalışmaların bizden önce olduğunu söylemek doğru olmaz. Avrupa’da müziğin kültürel boyutuna yönelim varken, Türkler müziğin yapısı-sistemi konusunda akıl yürütüyorlardı. Müziğin kültürel çalışmalarının popüler olması, müzikolojiyi doğururken, sistem çalışmaları yapanlar için aynı şeyler söylenmedi. Oysa ki, Doğu sistem ile uğraşırken, Batı sömürge çalışmaları sonucu kültürel boyutta ısrar ediyordu. Böylece müzikoloji Doğu-Batı ekseninde iki farklı koldan gelişti.

 

Türk müzik tarihinde ve/veya Türk müzikolojisinde müziğin coğrafi alanının, Orta Asya’dan, Adriyatik Denizi’ne kadar yayıldığı söylenir. Bu söyleme dayanak olacak kesin bir tez ortaya atılmamış, hammasi bir söylem olarak kalmıştır. Türk müziğinin kültürel boyutu ve ilişkilendiği, eklemlendiği, etkilendiği, etkilediği kültürler açısından nitelikli çalışmalar ne yazık ki hala yapılmayı beklemektedir. Türkiye’de hızla artan müzikoloji bölümlerinin pasif tutumları nedeniyle çalışmaların nitelik ve niceliği konusu hala tartışılmaktadır.

 

Berrak Taranç, çalışması ile hammasi tezlere karşı bilimsel bir doküman ile karşı çıkıyor. 1071 yılında Anadolu kapılarından resmi olarak giren atalarımızın, binlerce yılda katettikleri müzikal mesafe belgelerle ortaya konuluyor. Anadolu ve çevre coğrafyanın müzik etkileşimi konusunda önemli veriler toplanarak yapılan çalışma, aynı zamanda müzikolojik bir eser olarak literatürdeki yerini almaya adaydır. Çalışma konusunun öneminden çok, ortaya çıkan sonuçların, diğer müzikolojik çalışmalara örnek ve kaynak olacağı kanaatindeyim. Çalışmanın diğer bir boyutu da, ilk olması ve içinde gözden kaçabilecek verilerin olabileceğidir. Bu nedenle müzik okuru ve alanın ilgilisi çalışmayı değerlendirirken, yazara gerekli entelektüel desteği yaptığında, müzik literatürüne katkı yapmış olacaktır. Biz müzikoloji alanında çalışanların, farklı bakış açılarıyla yapılmış her türlü kaynağa ihtiyacımız olduğu unutulmamalıdır. Çalışma doğrusu-yanlışı, fazlası-eksiği ile bu nedenle önemlidir.

 

Müzik alanındaki en önemli boşluklardan birisi de Alevi-Bektaşi müziği konusunda yaşanıyor. Bu konuda yapılan çalışmalar spesifik olmanın ötesine geçemiyor. Neşe Ayışıt Onatça, Alevi-Bektaşi Kültüründe Kırklar Semahı Müzikal Analiz Çalışması adlı kitabını Bağlam yayınları Müzik Bilimleri Dizisi’nden yayınladı. Sayın Onatça kitabı şu şekilde anlatıyor: “…kitap, günümüz etnomüzikolojisinin, müziği yalnızca derleyip, notalamayı değil; dilini araştırarak kültürlerini anlamayı; kültürel değerleri nasıl yansıttığını bulmayı ve müziği kendi kültürel bağlamına yerleştirmeyi hedeflediği göz önüne alınarak hazırlanmıştır. Alevi-Bektaşi inancının müziğe yansıması ve her bölgeden örneklenen Kırklar Semahı’nın müzikal yapı örneklerinin incelenmesini içeren kitapta, arşiv malzemelerini sunmaktan ziyade, Alevi-Bektaşilerin dinsel inançları doğrultusunda doğrultusunda söz-müzik-dans üçlüsünden oluşan Kırklar semahı’nın inançsal ve yerel müzik karekteristiğinin tespit edilmesi amaçlanmış, çeşitli öğeleri incelenmiş, icrasındaki kendine özgü yerel karekteristiği sorgulanmıştır.”

 

Kültür hayatına katkıları yadsınamaz olan Metin Turan yönetiminde Folklor/Edebiyat dergisi son sayısını “Sanal Ortamda Dijital Oyun Kültürü” konusuna ayırmış. Dergi kısa bir sürede uzun mesafeler katederek bizlerin önünü açıcı ve yol gösterici çalışmalara-özel sayılara imza atıyor. Edebiyat alanında ağırlığı olmasına rağmen sanatın birçok alanında çalışanlara kapısını açarak, çalışmaların kamusal ve akademik alanda paylaşımına katkı sağlıyor. Metin Turan’ı bu çalışmaları için kutlamamız gerekir. Aynı zamanda dergiye yazılarımız ile katkı sağlarken, abone olarak yayın hayatını sürdürmesinin koşullarını oluşturmamız gerekir diye düşünüyorum.

 

Vural Yıldırım, Müzikbilimci

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.