Gönderi tarihi: 11 Kasım , 2009 15 yıl Kitabın Adı:Kendi ayakları üstünde Kitabın Yazarı:İPEK ONGUN Kitabın Yazılma Yılı: 1999 Kitabın Yayınevi: ALTIN KİTAPLAR Sayfa Sayısı:387 Kitabın Konusu: Kitap serranın günlüğünden bahsetmektedir.. Yaşadıkları , annesinden uzak tatili turizmci olmak istemesini ve azmi ile bir yerlere gelebileceğini.. Kitap arka kapak: Serra ve arkadaşları yeni yaşam serüvenleri peşindeler. Bu kez, gelecekle ilgili kararlar için kafa yoruyorlar. Kendi ayakları üstünde durmak istiyorlar. Mutluluğu başkalarının gözlerinde değil, kendi içlerinde aramanın önemini fark ediyorlar. Ve tüm bu savaşımı yine kah gülerek, kah hüzünlenerek ama hep birbirlerine omuz vererek sürdürüyorlar. İpek Ongun, tüm eserlerinde olduğu gibi, bu kitabında da, gençlere yeni seçenekler sunuyor: Bencilliğin, şiddetin ve çıkarcılığın karşısına sevgiyi, dostluğu, yardımlaşmayı, paylaşmayı, sıradanlığın karşısına, kişinin kendine özgü kurallarıyla, kendi kişiliği ve yeteneği doğrultusunda yaşama yürekliliğini; tekdüze bir hayatın karşısına, sanatla, sporla, kitaplarla, arkadaşlarla yoğrularak ”yaşanmış” günleri koyuyor. Ve biz de yayınevi olarak, iyi bir seçenek sunmanın her zaman için yasaklanmadan daha etkili olduğu inancını taşımaktayız. Bu nedenle ”şiddet” medyasına karşı başarılı bir alternatifi, gençlerin beğenisine, anne babaların ve ”ilgisiz” ilgililerin dikkatine sunuyoruz. Kitabın Özeti Bu kitap bir günlükten oluşmaktadır, Serra yaz tatili için gittiği İzmir’deki Kuzeni Sıla’nın anlattıklarıyla başlar. Nilgün ablasının Amerikalı bir gençle evlenme kararı almasını anlatır ve bunun evdeki yankılarından bahseder.Anne babasının olaya olumlu yaklaşımına ve genç yaşta Nilgün’ün aldığı böylesine bir kararın etrafında yarattığı izlenimlerini anlatır.Sıla’nın akıl ermez hareketlerine, ne olduğu belli olmayan mankenlik ajansına manken olmak için başvurmasına, tanımadığı kişilere kendini kaptırıp bir görüşte aşık olmasına ve sorumsuzca fevri hareketlerine yer veriyor günlüğünde. O sırada İzmir’den arkadaşları ile bir akdeniz turuna katılır.Çok heycanlıdır çünkü annesinden ayrı ilk çıkacağı yolculuklutr. Kendisi on sekiz yaşlarına yeni girmiş lise iki öğrencisidir ve bu geziyi kendi ayakları üzerinde durmanın ilk aşaması olarak görür. sevdiği erkek arkadaşının başkasıyla çıkıyor olması serayı çok yıkmıştır ama bunun gençlikte yaşanan ilk aşklardan olduğunu, unutulması gerektiğini yaşayarak ve tecrübe edinerek öğrenmiştir ve bunu da olgunlaşmanın bir aşaması olarak görmüştür. Arada bir Ankara’ya babaannesinin yanına ve ayrı yaşayan babasına ziyarete gider.Daha çok okul çevresinde olup bitenlere günlüğünde yer verir. Özellikle öğretmeni Mualla Hanım’ın hayata atılmak ve kendi ayakları üzerinde durmakla ilgili verdiği tavsiyeler öğrencileri oldukça etkilemiştir.Öğretmeni onlara meslek seçimi konusunda şimdiden karar vermelerini tavsiye etmiştir, Serra da içinde gizli kalan gezme ve görme tutkusunun onu turizm mesleğine daha yatkın olduğunu keşfetmesini sağlar. Daha sonra hafta sonları bir turizm acentasında çalışmaya gider.Ve çalıştığı süre zarfında anlarki gerçekten aradığı meslek turizmdir . Öğretmenleri Mualla hanım o yıl 10 Kasım’ı Ankara’da Anıtkabir ziyarete götürür öğrencilerini . Serra bu geziden çok etkilenir ve bu geziyle ilgili “10 Kasım ve Atatürk” diye içinden geldiğince bir kompozisyon yazıp bunu Mualla Hanım’a verir. Kompozisyon çok beğenilir ve bunu bir dershanenin düzenlediği Amerika’ya gezi ödüllü “10 Kasım ve Atatürk” konulu kompozisyon yarışmasına gönderirler. Yarışmada da Serra’nın yazısı birinci gelir ve iki haftalık Amerika gezisini kazanır. Şubat tatilinde de yine yalnız olarak yeni yerleri ve dünyayı keşfetmek için yola çıkar. Sırf bu geziye çıkmak için bile pasaport, vize, uçak bileti alma gibi birçok konuyla Serra ilk defa karşı karşıya gelir ve tüm bunları yaşayarak üstesinden gelmeyi başarır. Serra kendisinin ayakları üstünde durmasını sağlayacak yıldızını bulmuştur. Artık kararını vermiştir ve turizmci olacaktır. Akdeniz gezisi, yazı yarışmasını kazanması ve ABD gezisinin kendisine çok şeyler kazandırdığına inanır. Hem gönlü hem de kafası zenginleşmiştir. Eski sevdiği Cüneyt’e gelince tüm gezi boyunca hatırlamamıştır bile.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.