Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

33348936.jpg

 

Ali Mümtaz Arolat (1896-1973)

 

1897 de, İstanbul'da doğdu. Babası Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa'dır. Galatasaray Sultanîsi'nde okurken, gönüllü olarak, Birinci Dünyâ Savaşı'na katıldı. Üç yıl sonra öğrenimine Ticaret Lisesi'nde devam ederek, oradan mezun oldu. Önce bazı yabancı bankalarda ve sonra da İş Bankası'nda çalıştı. 1967'de İstanbul'da öldü.

 

Küçük yaşta edebiyata merak saran şâirin, daha okul sıralarında iken, Dergâh dergisinde birçok şiirleri çıkmış (1921) ve birkaç yıl sonra da bunları Bir Gemi Yelken Açtı (1926) adlı bir kitapta toplamıştır. Uzun zamandan beri imzası dergi sahifelerinde görülmemekle beraber şiiri terk etmemiş olan sanatkâr, birinci kitabından sonra yazılmış şiirlerini "Hayâl İkliminden Dönen Diyor Ki" (1960) ismi ile bir araya getirmiştir.

 

Millî Edebiyat Cereyânı'na katılıp, hecenin ve konuşma Türkçesinin güzel örneklerini veren şahsiyetler arasında gördüğümüz şâirin şiirlerinde, ince bir melalin yanıbaşında, mûsikîyi değerlendirmek için sarf edilen sürekli bir gayretin varlığı da göze çarpar.

 

Aşk ve tabiat temalarını işleyen şâir, başlangıçta ritme ve hayâl güzelliğine yer veren şiirler yazdı. Önceleri hece vezniyle yazarken sonra serbest nazma yöneldi. İlk şiirlerini Seza imzasıyla; Şâir, Nedim, Yeni Mecmua ve Dergah dergilerinde yayımladı.

 

Ali Mümtaz Arolat ESERLERİ

 

Şiir:

Bir Gemi Yelken Açtı (1926),

Hayâl İkliminden Dönen Diyor ki (1960).

Ali Mümtaz Arolat Şiirlerinden Örnekler

 

Bir Gemi Yelken Açtı

 

Bir gemi yelken açtı hayâl iklimlerine,

Civarından çığlıkla yorgun martılar kaçtı

Rüzgâr sürüklenirken derinlerden derine;

Hayâl iklimlerine bir gemi yelken açtı.

 

Beyaz yelkenlerinde ölgün bir kızıllığın

Titrek son akisleri dalgalandı belirsiz;

Toplanırken göklerde bulutlar yığın yığın

Hırçın bir fırtınayı düşünüyordu deniz.

 

Ufuklarda solarken altın şafak gülleri

Yabancı âlemlerden sâadetler, emeller,

İhtiraslar bekliyen kimsesiz gönülleri

Gizlice sıkıyordu kızgın demirden eller.

 

En katı yüreklerinin bile bu sabah iki,

Üç damla yaş kurudu solgun yanaklarında;

Açılan yolcuların hepsi hissetmişti ki

Bugün de erişilmez o diyâra, yarın da...

 

Mâdem ki o iklime erişmeye imkân yok,

Neden böyle vakitsiz enginlere çıkışlar?

Bulutlar toplanıyor, ufukta dalgalar çok,

Kış geliyor, yelkenler emin bir yerde kışlar!

 

Yolcular diyorlar ki: -Erişmek ümidi az;

Biliriz dalgaların her biri mezarlık.

Belki de içimizden hiçbiri ayak basmaz ,

Lakin yolunda ölmek, bu da bir bahtiyarlık!

 

Ufkun dört duvarına kanadını vurarak

Rüzgâr sürüklenirken derinlerden derine,

Gümüş yelkenlerini yüksekten savurarak

Bir gemi yelken açtı hayal iklimlerine.

 

Fatih

 

Sürüklerken tunçtan topu mandalar

Geçilirken dağlar, tepeler düzler,

Padişah ordunun seyrine dalar;

Sancaklar, silahlar, atlar, öküzler...

 

Padişah düşünür ordu akarken,

Sevimli gözlerle selam alır kâh;

İstanbul ufkuna doğru bakarken,

Bir zafer hırsıyla güler padişah

 

Fıskiye

 

Mehtap on beşindedir.

Havuzdaki fıskiye

Belki tutarım diye,

Mehtabın peşindedir.

 

Bahçenin boşluğunda

Biriken sessizliği

Pırıltılar deliyor.

Gecenin boşluğunda

Fıskiye yükseliyor.

 

Sonra birden vurulmuş

Gibi, renksiz, durulmuş

Sulara inci inci

Düşerek can veriyor,

Fıskiyenin bu hali,

Kalbe hicran veriyor.

 

Her sevdanın sevinci,

Her sevincin hayali

Göz kırpılması kadar,

Sonunda suya düşmek

Rüzgârda dağılmak var.

 

Havuz

 

Uyuklayan yorgun akasyaları

Koynunda titreten geniş bir havuz.

Üstünde fıskiye, mehtabın sarı

Rengiyle ağlıyor halsiz uykusuz...

 

Kaç yıl fıskıyenin bu ince, uzun

Suları, bükülmüş altın çiçekler

Halinde, bu ölgün sessiz havuzun

Üstünde sessizce dökülecekler...

 

Biri hareketsiz, sessiz yatıyor;

Birinde dinmeyen gözyaşı var.

Bilsen bana neler hatırlatıyor

Bu ölmüş sulara ağlayan sular.

 

Leylekler

 

Bu akşam sonbahar ne kadar serin,

Geceyi hasretle bekliyor zaman.

Üstünde hasretle leylekler uçan

Beyaz perdeleri inidiriverin.

 

Masamda düşünen eski lambayı

Yakmayın odamız karanlık dursun.

Gecenin ufkunda yükselen ayı

Görelim perdemiz üstüne vursun.

 

Perdemiz üstünde uçan leylekler

Şimdi ay vurunca yabancı, uzak,

Mavi bir iklimden kanat çırparak

Geçen leyleklere benzeyecekler.

 

O zaman unutup aşkı, hevesi,

Neş'eyle çarparken yorgun kalbimiz,

Göğsümüzden kopan bu coşkun sesi,

Kanat seslerine benzeteceğiz.

 

Ölüm ve Uçurumlar

 

Bir gün kışı hatırlatan bir akşam

Ruhumda son kalan mana uçacak,

O gün dinlenecek vücudum ancak,

Kulaklarım kurşun ve gözlerim cam.

 

Birden örtülecek önümde dünya

Bir anda silinip yakın uzaklar

Beni tahtalara uzatacaklar;

Bitecek yaşamak, bu yarım rüya.

 

Her dakika biraz daha kırılan

Kalbim parçalanmış, yazık, içimde.

Artık ıstırap yok, artık içimde

Çöreklenmiyecek hergün bir yılan.

 

Kapatacak bana aşina bir el

Gözlerimi kesik hıçkırıklarla

Oh, kalbe batmayan bu kırıklarla

Her yasa yabancı kalmak ne güzel!..

 

Seneden seneye ve ağır ağır

Gömüleceğim ben de ine ine

Hareketsiz ve kör, dilsiz ve sağır,

Boş bir karanlığın derinliğine

 

Vazo

 

Kartaca'dan dönen bir Fenikeli,

Kimden ilham almış, ne maharetle,

Hangi topraktan ve hangi aletle,

Nasıl da yaratmış sanatkar eli?

 

Uzun yolculuktan dönerken geri,

Gözleri fer alıp sudan, ateşten

Vazoda meze etmiş batan güneşten

Akdeniz'e vurup solan renkleri.

 

Bir kasırga gibi geçen asırlar

Mezar olup şana, servete,taca;

Yıkıldı Fenike, yandı Kartaca;

Konuştu karanlık ve dilsiz sırlar.

 

Vazo, hayalinde eski ihtişam,

Tadıyor, renginde parlarken kini,

İşe yaramadan durmak zevkini.

Zamandan alıyor böyle intikam.

 

Türk Dili ve Edebiyatı

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.