Φ _asi_ Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2009 Gönderi tarihi: 25 Ekim , 2009 Isparta Hidrografyası GÖLLER Gölcük Gölü: Isparta’nın 5 km güneybatısında, İl merkezine 8 km mesafede bulunan Gölcük, deniz seviyesinden 1300 m yükseklikte olan bir krater gölüdür. Gölün etrafı 150-300 m kadar yükselen ve volkanik küllerle kaplı tepelerle sınırlıdır. Daire şeklindeki gölün çapı 1,5 km, derinliği ise 30 m.yi bulmaktadır. Göl, yağmur ve alttan kaynayan kaynak suları ile beslenmektedir. Gölcük ve çevresinde yapılan çalışmalarda yüzeyleme veren formasyonlar, tortul, ultramatik ve volkanik kayaçlar olmak üzere üç gruba ayrılırlar. Ayrıca gölün suları, çevresindeki kumlu tepelerden sızarak Yakaören Köyü üzerinde Milas mesireliği kaynaklarını ve doğuda Dere mahallesi üstündeki Andır Deresi kaynaklarını oluşturmaktadır. Uzun yıllar şehrin içme suyu bu gölden sağlanmıştır. Şehrin içme suyunun büyük bölümü Eğirdir Gölünden sağlanmasına başlanmasıyla Gölcük’ten içme suyu alımı azaltılmış, su seviyesinin yükselmesi sağlanmıştır. Gölcük 1991 yılında tabiat parkı olarak tescil edilmiştir. Eğirdir Gölü: Batı Toroslar’ın orta kısmında bulunan Eğirdir Gölü, çevresindeki dağlık sahalar arasında, kuzey-güney doğrultusunda 50 km.lik bir mesafe dahilinde uzanmaktadır. Göl 1.5 ila 16 km genişliğinde olup, en dar yeri Kemer Boğazı diye adlandırılan Kel Tepe burnu ile Belbel Çiftliği arasında kalan kısımdır. 916 m rakımlı olan gölün derinliği 6-13 (16) m arasında değişmektedir. 468 km2 ’lik (1999 İstatistik Yıllığı, DİE.) alanı ile Türkiye’nin dördüncü büyük gölüdür. Eğirdir ve Kovada Gölleri’nin bulundukları depresyonlar tektonik menşeli polye özelliği göstermektedir. Planhol’e göre Eğirdir ve Kovada çanakları Neojen’den sonra teşekkül etmiş tektonik menşeli küvetlerdir ve karstik olaylarla işlenerek bugünkü şeklini almıştır. Yağış alanı, 3776 km2 olan gölün, yıl içerisindeki seviye değişimi yağışa bağlı olarak, yağışın fazla olduğu ve dağlar üzerindeki karların eriyerek, göle dökülen akarsuların debilerinin yükseldiği ilkbahar ayları göl seviyesinin yüksek olduğu aylar olup, Mayıs ayında en yüksek seviyeye ulaşır. Yaz aylarında artan buharlaşma, azalan yağışa bağlı olarak göl seviyesinde alçalma başlar. Gölün yıl içindeki seviye oynamaları ortalama 55 cm kadardır. Eğirdir Gölü, 1955-1956 yıllarında DSİ tarafından gerçekleştirilen proje ile gölün Boğazova’ya açıldığı yere bir regülatör yapılarak, buradan bir kanalla gölün suları Kovada Gölü’ne ulaştırılmıştır. Yine bu kanalla Kovada I-II elektrik santrallerinin su ihtiyacı da karşılanmaktadır. Eğirdir Gölü’ne bağlı olarak sulamaya açılan, Eğirdir Gölü etrafındaki ovaları iki kısımda toplayabiliriz. Birinci grupta hemen gölün çevresindeki Senirkent, Kumdanlı, Gelendost, Boğazova, Barla ve Bedre ovaları, ikinci grupta ise göle dökülen Yalvaç Dere çevresinde yer alan Yalvaç Ovası ile ayrı bir havzada yer alan Isparta ve Atabey ovaları yer almaktadır. 1970’li yıllardan başlamak üzere DSİ tarafından yapılan ve yapılmakta olan sulama projeleriyle yukarıda belirtilen ovalardaki kuru tarım alanlarının sulu tarım alanlarına dönüştürülmesi sağlanmış ve eskiye oranla çok daha büyük ekonomik gelir elde edilmeye başlanmıştır. 50.000 ha.dan daha fazla alanın sulandığı bu ovalarda başta meyvecilik olmak üzere önemli gelir getiren tarım ürünleri yetiştirilmeye ve buna bağlı olarak da halkın refah seviyesi önemli ölçüde yükselmeye başlamıştır. Suları hiçbir zaman bulanmayan Eğirdir Gölü’nde ayrıca balıkçılık da yapılmaktadır. Levrek, çiçek, çapak ve ıstakoz gölde bulunan en önemli su ürünleridir. Kovada Gölü: Boğazova’nın güney ucunda, 10 km uzunluğunda ve 2-3 km genişliğinde bir göldür. Kovada Gölü karstik çöküntülerden meydana gelmiş, oldukça sığ olup, en derin yeri 5-6 m.dir. Eğirdir Gölü’nden gelen fazla sular bir kanalla Kovada Gölü’ne akmaktaydı. Fakat son yıllarda artan su ihtiyacı nedeniyle Eğirdir Gölü’nden kanalla gelen su, Kovada Gölü’ne girmeksizin Kovada Çayı’na verilerek, Kovada I. ve II. santrallerinde kullanılmaktadır. Bu ise gerek gölün gerekse göl çevresinde 1970 yılında ilan edilen Milli Park alanının dengesinin bozulmasına neden olmaktadır. Eğirdir Gölü’nden gelen kanaldan çevresindeki sebze ve meyve bahçelerinin su ihtiyacı giderilmektedir. Beyşehir Gölü: Batı Toroslar’ın doğu kesiminde kuzeybatı-güneydoğu doğrultulu Anamas dağlarının doğusunda yine aynı şekilde uzanan Beyşehir Gölü tektonik kökenli bir çukurluğun sularla dolması sonucu oluşmuştur. 656 km2 (1999 İstatistik Yıllığı) alanı ile Türkiye’nin üçüncü büyük gölüdür. Uzunluğu 45 km, genişliği ise 13-25 km arasında değişmektedir. Gölün suları bir gidegen vasıtasıyla kısmen Suğla Gölü’ne geçer. Diğer göllerde olduğu gibi, Beyşehir Gölü’nden de tarım alanlarının sulanması için faydalanılmaktadır. Eğirdir, Kovada, Beyşehir Gölleri aynı zamanda önemli balıkçılık alanlarıdır. Buralardan kontrollü bir şekilde avlanma yapılmaktadır. Burdur Gölü de Isparta’ya komşu bir göldür. Sularının dışarıya akıntısı olmaması nedeniyle suyu tuzludur. Bu nedenle göl suları kullanılmamaktadır. BARAJLAR Bir akarsu yatağında akıntıyı keserek, geride suyu kabartmaya, toplamaya yarayan dayanıklı yapılara baraj denir. Isparta ilinde, dört baraj gölü bulunmaktadır. Bunların üçü (Uluborlu, Yalvaç ve Sorgun) il sınırları içerisinde, biri de Burdur-Isparta il sınırında bulunan Karacaören baraj gölüdür. Uluborlu Barajı: Uluborlu ilçe merkezinin güneybatısında Pupa Çayı üzerinde kurulmuş kaya dolgu tipinde yapılmış bir barajdır. 110 ha alana sahip olan baraj, 1984 yılında hizmete açılmıştır. Şalgamlık, Karatavuk ve Kuruçay’ın sularının toplanmasıyla oluşmuştur. Toplam hacmi 21.300 hm3 olan baraj, sulama ve taşkın önleme amacıyla inşa edilmiştir. Direk olarak dip savakları sulama kanallarına bağlı olan baraj, Uluborlu ilçesinde oldukça önemli bir tarım alanını sulamaktadır (1882 ha). Burada meyvecilik ön plana çıkmakta ve özellikle kiraz, elma ve vişne bahçeleri sulanmaktadır. Yalvaç Barajı: Yalvaç ilçesi Sücüllü kasabasının kuzeyinde Sücüllü (Kuruçay) çayı üzerine 1973 yılında kurulan baraj, esas olarak sulama amacıyla inşa edilmiştir. 83 ha alana ve 8.90 hm3 hacme sahip olan baraj, daha önceleri tamamen kuru tarım yapılan sahada, yaklaşık 2000 ha alanda sulu tarım yapılmasına imkan sağlamıştır. Sorgun Barajı: Aksu-Yılanlı projesi kapsamında yapılmış olan Sorgun Barajı Aksu ilçe merkezinin kuzeyinde bulunmaktadır. 91 ha alana sahip olan baraj, Sorgun Deresi üzerinde kurulmuştur. Taşkın önleme ve sulama amacıyla inşa edilmiştir. Bu proje ile Aksu-Yılanlı ovasında 3207 ha alan sulanmaktadır. Karacaören Barajı: Aksu ırmağı üzerinde 1989 yılında inşası tamamlanan baraj, sulama, taşkın önleme ve enerji üretimi amacıyla kurulmuştur. 1234 hm3 hacmi ve 4550 ha toplam alana sahiptir. Toplam alanın 2383 ha.ı Isparta il sınırlarında yer alır. Sütçüler ilçesinin Çandır, Melikler, Şeyhler gibi köylerinin ve çevredeki tarım alanlarının su kaynağı Karacaören baraj gölüdür. AKARSULAR Isparta’daki akarsular, Aksu ve Köprü Irmağı haricinde genelde yaz aylarında kuru ya da çok az bir şekilde akış gösterirler. Akarsuların debisi en çok yağışlar ve eriyen kar suları nedeniyle kış aylarından başlamak üzere ilkbahar mevsiminde Mart ve nisan Aylarında azami seviyelere ulaşır. Bu aylarda sağanak yağışların etkisiyle sel karakterindedirler. Suları Eğirdir Gölü’ne dökülen, Senirkent Ovası’nın ortasında akan Pupa Çayı, Sultan Dağları’ndan doğan ve Kumdanlı Ovası’nın içinden akan Köydere (Hoyran), yine kaynaklarını Sultan Dağları’ndan alan Yalvaç üzerinden Gelendost Ovası’nı geçen Özdere, Eğirdir Gölü’nü güneyden besleyen Kocadere en önemli akarsulardır. Yine Isparta ilinde Beyşehir Gölü’ne dökülen en önemli akarsu bir kanal içinde akan ve göle kuzeyden karışan Eğriçay ile Y.Bademli’nin güneyinden göle dökülen Hızar Deresi’dir. Keçiborlu’nun kuzeyinden Burdur Gölü’ne dökülen diğer bir akarsu da Keçiborlu Deresi’dir. Bu derelerden başka yörede yer alan bir çok dere ve çay vardır ki bunlar genellikle belli dönemler dışında kuru karakterdedirler. Yöredeki bazı akarsular, kış ve ilkbahar aylarında taşkınlar yaparak, tarım alanlarına zarar vermektedir. Örneğin; Pupa Çayı yatağının dar ve sığ olması nedeniyle çiftçiler tarafından çay kenarına seddeler yapıldığı halde taşmakta ve tarım alanları bir süre su altıda kalmaktadır. Normal yatağında aktığı dönemde ise su motorları ile su pompalanarak, tarım alanları sulanmaktadır. Yine Aksu ırmağının kaynağını oluşturan Darı Deresi, Isparta Çayı çevresindeki bahçelikler suya kavuşmaktadır. Isparta ilinde doğduktan sonra sularını Akdeniz’e kadar ulaştıran Aksu ve Köprü Irmağı ise debileri en yüksek akarsulardır. Aksu Irmağı 1343 hm3/yıl; Köprü Irmağı 555 hm3/yıl il çıkışı toplam ortalama akışa sahiptir. Aksu kaynağını Akdağ’dan alan Dereboğazı deresi, Ağlasun Çayı, Kovada Çayı, Değirmen Dere gibi çayları kendine katarak, Karacaören Barajına, oradan da Akdeniz’e ulaşır. Kaynaklarını Anamas Dağları’ndan alan Köprü Irmağı da bir çok çayı alarak, yine Akdeniz’e dökülmektedir. Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.