Misafir birce Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2009 EYLÜL Koparıp atamıyorum olmadığın saatleri Ne ellerini ne yüzünü gelme deyişlerini Belki cağırışlarını o mutlu anların Koparıp atamıyorum benden yakin bana Sen doyumsuz güzelliği düzensiz dünyamın Sen nice isteğim yasaklarla sınırlanmış Bir ateş mi yanan uzak dağ başında Bir geyik mi gelir gider kuytusunda ormanların Ne zaman sokulsam dost yanına uysal Ne zaman baksam gözlerinin ucsuz anlamına Duyarım hep ayni günaydın gibi seni Serin sularında gelip gecen günlerimin Duyarım beklerken aşktır orda kanat vuran Inanmakla yaşanmış öyle daha kutsal Acılardan sevinclerden en olmadık şeylerden Uyuyup uyanmak arasında bir gece Bira kokan gülüşlerin harlar deli kanımda Sarmak seni kaç kez nasıl sıcak ülkelerde Sarmak seni dipdiri dokumak seni icten içe Şimdi ilk gün gibiyken yalnızlığımda ışıyan Solu biciminde yüzünün biraz güneş biraz ay Simdi yepyeni bir denizin mavi çizgisinde Dolar soluğun hava gibi göklerce boşluğuma Tazelerken evrenimi çoğaltırken gücümü N olur caymalardan kaygılardan kurtul artik Tedirgin düşlerden o kötüye yormalardan Her yönünde güvenip inandığım ben olsam Ben olsam sargın aydınlık pencereden her sabah Donatan seni umutlarla ciceklerle yarınlara Dayanağı evinin tüten dumanı ocağının Işeyen adını usul usul yanında ben olsam Dinmeyecek hic ağrısı bu sarhoş özlemin Sessiz yankıları sesinin buradan öte yıllar yılı Dağınık bahcelerde bileceksin eylül – ekim Bir kırık dal mıdır hala koyup gittiğin yerde Bir yaprak mı hoyrat rüzgarında anılarin Örtük kapıların ardında bekler misin artık Bir gün cıkarım birden karşına yorgun argın Eski senlinde eski bir türkü gibi senin CEVDET ATMACA Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 12 Ekim , 2009 Eylülün Denizi Eylülün denizi, niçin gözlerin, Kapanmış rüya sız , boş bir kuyuya? Daha dün her dalgan gürlerdi derin. Coşkun bir bela en gizil kuytuya. Eylülün denizi, sen şair misin? Şimdi bir afacan çocuk,bir deli, Sonra bir kötürüm, sonra bir miskin İhtiyar ki bıkmış hayattan belli. Hani bazen senin "Hicranı unut!" Diyen mavi, baygın bakışın vardı. Hani sis ufuklarca uzakta, yakut Bir cennetten sana nurlar yollardı. Dalgalar, ey büyük deniz, dalgalar Dualar indirsin sana göklerden. Benim dalgalarda çarpan kalbim var, Bir şeyler haykırır uzak bir yerden. İstersen, öyle pek çılgın olmasın, Buseden hayaldan olsun gözleri. Yüksek kayalarda irkilen dalgın Gençlere koynunda aratsın şi'ri. İstersen, kapansın gökler üstüne; İstersen, bir tekne parçalanmasın. Haykırsın kıyıdan bir hasta nine, Yalnız gözlerini böyle yummasın ! ALI CANIP YÖNTEM Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2009 Veda eder ağaçlar yapraklarına bu mevsim. Sevdalar inadına daha koyulur. Ve doğanın hırkası sarıdır artık. Renklerin armonisi yaşanır ardı sıra. Yeşil kırmızıya, kırmızı sarıya bırakır yerini gün be gün. Hazin bir yitişin ilk çağrısı mıdır sonbahar yoksa, yeniden oluşum kozası mı? Ölü toprağı serpilmiş şehirlerin yalnızlığında uyanılır gecelerin sabahına. Kelebek bakışlarında hayal edilir okyanuslar... Bir bir yüzüne kapanmıştır kapılar kalabalığın. Kordon Boyundaki bank dost arar dertleşecek. Deniz üstü sohbetler özlenir olmuştur. Çilingir sofrasının kahkahaları yankılanır balıkçı iskelesinde. Ağaçlar yavaşça bırakır yaprağını yere, asi çiçekler bekleşir toprağın eşiğinde. Sayfa arasındaki gül yaprağıncadır hülyalar. Maviye, yeşile mersiyeler yazılır çatlamış dudaklarca. Ellerinde topaçları yaz çocukları, kaçışır her biri bir köşeye. Camdaki buğuya çizilince sıkıntıların resmi, son sıcağı da çekilince bedenden yazın, eylül kuşlarına yüklendiyse menevişler artık hazana akmaktadır zaman. Güneş, Kaf Dağının ardındadır umarsız. Ve bir seyyahın zulasında bir dahaki dönüşe götürülür umutlar. Beklemekse eğer yazgımız, hazanın sonunda elbet bahar olacak. Arif Agah Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ birvarmışhiçyokmuş Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2009 Sevgili Birce ; Gerçi Eylül Geçeli Çok Oldu. Takvimler Ekim i , Mevsimler Hazan ı Göstermekte Ve Sizin İçin, Bir Şiir Daha Eklenmekte . DÖNEMEÇ Bir gündü, hava ılık Ve cadde kalabalık Bir kadın sapıverdi önümden dönemece; Yalnız bir endam gördüm , arkasından, ipince. VE görmeden sevdiğim, işte bu kadın dedim, Çarpıldım sendeledim. Bir gündü mevsim bayat Ve esmekte hayat..... Dönemeçten bir tabut çıktı ve üç beş adam; Yalnız bir ahenk sezdim, çerçevede bir endam. Ve tabutta , incecik, okadın var, anladım; Bir köşede ağladım..... N.F.Kısakürek Saygılarımla. Doğan Gülbudak Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2009 Teşekür ederim sayın birvarmışhicyokmuş Eylül Memleket havalarından bir haber ver, Eylül yağmuru nasıl düşer toprağa ? Kemah’ın kapalı dar yollarında Hangi kuş hatıra çizdi dal uçlarına ? Yanıp sönen mavi ışıklarla kaybolan Yusuf Geri döndü mü yurduna ? Ya Viranşehirli Yakup, Çaykaralı Musa ? Onlarda döndü mü yurduna? ... Hani sen; Aşkı bir üveyikten satın almıştın Sadri. Ne oldu ona ? Bıçak kesmez oldu ağzını... Susar oldun, yazmaz oldun daha... Oysa yüreğimizi koymuştuk ortaya. Hani, taşırdı be usta! Bak yine bir Eylül havası var Sadri, İkibin’e doğru 97 Mart’ında. O gün doğan İsmail bugün delikanlı çağında İlkbaharda sonbahar, bu nedir usta ? Maltepe cigarasının adı mı var bugün ? Üç bardak çayın hatırımı kaldı ? Tornacının yanında çıraktı dayın, O günlerden yüzünde eser mi kaldı ? Gel yine bir gurbet türküsü uçuralım. Munzur’dan İstanbul’a Fırat’ın suyundan bulgur aşına Serin göze başından Eylül ayına. Üç gurbet türküsü tutturalım Dostluk adına... Bilirsin sende de bende de Eylül’ün acı bir tadı vardı. Şiire Eylül dediysek Elbet; Bir maksadı vardı. Elbet Bedirhan Gökçe Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Φ ERBAY Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2009 Eylül camdan sarayına gideli ne kadar oldu eylül siluetini çektiğinden beri üzerimden kaç eylül geçti eylül yokluğunda bir göz kaldı içimin dışında sürrelist bir köz kaldı yalnızca. gözlerime ateş şiirleri, bilincime alev soruları düşürdüğünden beri susuşum bile döndü yangın yerine. varlığın koca bir düğüm her soru içimde bir kördüğüm… kimdin eylül? nasıl da yarmıştın yüreğimi keskin bakışlarınla nasıl da karmıştın ruhumu simsiyah nakışlarınla? hangi düşün dışlanmış gerçekliği, hangi masalın protest perisiydin kanatlarında rakseden öykü hangi ülkenin bilmecesiydi? hangi adla anıyorlardı seni koca kitaplar beatrice miydin, yoksa mona lisa mı? neydi adın eylül? boynunu hangi engizisyon giyotininden kurtarmış da gelmiştin gizli bahçeme? ya neden konuşmamıştın, neden en sert şiirleri söylemiştin susuşunla. sonra ansızın gitmiştin. yitmiştin. kimdi içimin kanyonlarında gezinen kızıl atlı gezgin? eylül, hiçliğimin melikesi. sorular sarkıyor hâlâ sakallarımdan, ruhumun atardamarlarından sapsarı bir eylül akıyor gözlerimin kanıyla sana adanmış bir gül çiziyorum mahzenimin duvarlarına. ve sana adanıyor kırık kanatlı gecelerim. yılkılarım sana koşuyor. eylül hüznümün evrensel dilsizliği bir öz gönder, katran karası da olsa bir söz gönder. hazan bahçemde kararsız karargâhım bana bir sultan-ı yegâh gönder. Necdet Karasevda Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2009 Eylül . . Sırf Eylül de değil herzaman seni görmek güzel oluyor ERBAY, tesekkür ederim Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir gun.dem Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2009 Eylül Eylül, gülleri soldurarak duyurdu bu yıl kendini Böyle olacağını bile bile şaşırttı bizi yine de Daha bir demet kır çiçeği alıp koymadık vazoya Güller mi unutturdu bize sevinci yoksa aşındırdık mı kimi duyguları? Şöyle bir akşam şöyleşemedik dostlarla erkenden kapandı perdeler yorgun muydu çocuklar da? Her gün yağmalanan talan edilen sevincimiz kurudu galiba büsbütün su yürümüyor dallara Ama kırpıntı, bir küçük uç uç böceğinin her nasılsa konuvermesi balkona uyarıyor bizi irkilterek Bu kahrolası taraka bitecek gibi değil sokaklarda Çekip kapıyı çıkmak en iyisi dalmak caddelere, varoşlara Belki o zaman eylül şaşırtmayacak bizi bulup çıkaracağız çünkü evrenin öteki yüzünü Ahmet Telli Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir birce Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2009 Eylül . . Teşekkür ederim gun.dem, diğer için de Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Misafir gun.dem Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2009 Paylaş Gönderi tarihi: 13 Ekim , 2009 ben teşekkür ederim her ay için şiir bulabilecek miyiz acaba, merak ediyorum Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.