Φ _asi_ Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2009 Gönderi tarihi: 5 Ekim , 2009 ATATÜRK VE KİLİS Atatürk’ün Kilis’e geldiği 28 Ekim 1918’de vatanın durumu pek iç açıcı değildir. Düşman, savunma hatlarını hızla yayarak Anadolu’ya doğru hızla ilerlemektedir. Hatta Atatürk’ün Halep’te karargâh haline getirdiği Baron Oteli bile Arap urbanlar tarafından basılmış ve Türk Ordusunun geri çekilmesini istemektedir. Ulu Önder, Türk Ordusunun sağlam bir Türk toprağına ayak basmadan düşmana mukavemet hattı oluşturmasının sakıncalarını düşünerek kısa süreli bir keşfe çıkmıştır. Atatürk, bu hattın Toros Dağı eteklerin-den başlayacağını düşlerken, Kilis’e girişte bir grup kahraman Kilisli tarafından karşılanır: - Dur, teslim olun, inin aşağıya bakalım. Otomobilde, Kurtuluş Savaşımızın büyük dehası, meydan muharebelerinin büyük ustası, tarihi yapan ve yazan, muzaffer Başkomutan Kemal Atatürk’ün bulunduğundan Kilisli çeteler habersizdir. Atatürk'ün yanında bulunan yaveri Cevat Abbas Bey, derhal silahını çekerek, namluyu önlerini kesen gruba doğru çevirir. Ancak, O bir kez daha yanılmamıştır. Cevat Abbas Bey’e silahını yerine koymasını söyleyerek arabadan aşağıya iner. Atatürk’le karşısındaki gencin gözleri birbirini süzmektedir. Evet, Atatürk’ün karşısındaki genç, O’nun Çanak-kale Cephesi’nden tanıdığı, yakın silah arkadaşı Saraç Mehmet Çavuş’tur. Kader, iki silah arkadaşını bu defa başka bir cephede yan yana getirmiştir. Saraç Mehmet, paşasını görünce heyecanlanır, hazır ola geçerek tekmilini verir: - Burhanoğlu Saraç Mehmet Çavuş. 1311, Kilis, buyurun kumandanım… Mustafa Kemal Paşa, Mehmet Çavuşu selamlayarak tekmilini alır, çeteleri başına toplar. Burada ne yaptıklarını sorar. Aldığı cevap, O’nun için pek şaşırtıcı değildir. Anadolu’da düşlediği heyecan gerçekleşmeye başlamıştır. Bir ulus kadınıyla, çoluğuyla, çocuğuyla uyanmaktadır. Ve.. “Ya istiklal, ya ölüm” parolası ateşlenmiştir. Atatürk’ün bu sırada heyecanlanarak söylediği şu söylev her Kilisli için bir gurur, bir şeref payesidir: “İLK AYAK BASTIĞIM TÜRK TOPRAĞIN-DAKİ BU UYANIKLIĞA CİDDEN HAYRAN KALDIM. VE BİR DAHA İMAN ETTİM Kİ BU MİLLET ASLA ÖLMEYECEKTİR. VAR OLUN AZİZ KİLİSLİLER..” Yüce kurtarıcı, Kilis dönüşü Ordu mıntıkalarına gönderdiği gizli şifrede şöyle diyordu. “Vilayeti şarkiye efradını silahlarıyla ve götürebilecekleri cephane ile terhis ediniz..” Bu emrin anlamı oldukça derin olmalıydı. Özgürlüğün kıvılcımları Kilis’te başlamış ve Anadolu, işgal güçlerini toprağından atmak için yeni bir mücadele başlayacaktı. Yıldırım Orduları Grubu Kumandanı Mustafa Kemal Paşa 3 Kasım 1918 tarihinde 2. ve 7. Ordulara gönderdiği talimatta şöyle diyecekti: “KİLİS HAVALİSİNİN TÜRKLERLE MES-KÛN OLDUĞU HER VESİLEDE HATIRDA TU-TULMALI, HER DAVADA BU ESAS İTTİHAZ EDİLMELİDİR…” Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.