Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Kedi zaten olağanüstü bir tür. Bir de bu türün olağanüstü bir cinsi olunca, tanımlar yetersiz kalıyor.

 

Bu olağanüstü üstü olağanüstü hayvan bir doğa harikası, hatta doğaüstü bir yaratık yahu! Bu bir prenses, bir tanrıça! Ne İran, ne Siyam kedisi, ne başka bir kedi. Ankara kedisinin üstüne hayvan olmaz! Anadolu dünyanın bu en güzel kültür değerlerinden birine sahip olduğunun ne kadar farkında acaba?

  • 1 yıl sonra...
Gönderi tarihi:

Haksız mıyım şimdi, prenses değil mi, hatta tanrıça değil mi yahu! :D

  • 3 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Haksız mıyım şimdi, prenses değil mi, hatta tanrıça değil mi yahu! :D

:thumbsup: Evet, tam bir prenses ! Yani dişileri tabi. :)

 

Erkekleri yine dayı dayı yürüyor, sağda solda kavga çıkarıyor ama yine de asil yani. Hadi onlara da prens diyelim o zaman... :original:

 

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

Ankara kedisi ilk defa duydum :P

Hoşgeldiniz sayın Gravity ! Ankara Kedisini duymamış olamazsınız. Yani, ben de duymayanı ilk defa duydum diyebilirim. Hatta, bir ara Ankara'nın amblemi yapılacaktı hani, epey tartışılmıştı.

 

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

Yalnız arkadaşlar, bu tip cins hayvanlara sahip olmak için lütfen Petshoplara gitmeyelim. :excl:

 

Petshopların nasıl '' kanlı para '' kazandığını aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.

 

LİNK : PETSHOP GERÇEĞİ / KANLI PARA

 

 

Sokaklar karne hediyesi diye alınıp, heveslerin alınmasıyla birlikte bakılmayıp atılan cins hayvanlarla dolu. Bir tanesini sokaktan kurtarıp evinin prensi/prensesi yapabilirsiniz.

 

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

Petshoplara gitmeyelim.

Önünden bile geçmem. Çok yerinde bir öneri. Hayvanat bahçesine de gidemiyorum, esir canlı görmeyi yüreğim kaldırmıyor.

Gönderi tarihi:

Böyle bir şey :)

 

Süper güzellik !.. İnsan bakmaya doyamıyor. :)

Gönderi tarihi:

Kedi kadar üzerinde çelişilen başka canlı yoktur. Kediyi kutsayan ve lanetleyen medeniyetlere bölünmüştür zamanında dünya. Mısır medeniyeti kediyi kutsal sayardı. Roma ise kediyi şeytan kabul ederdi. Bu çatışma günümüze bile damgasını vurmuştur. Kediye nötür, her canlı gibi bir canlı olarak bakan bir insan görmek zordur. Kediyi ya aşırı sever insanlar, ya aşırı çekinir, korkar.

 

Merdivende kedi ile karşılaşıp korkudan merdivenden yuvarlanıp kolunu bacağını kıranlar biliyorum. Acıyorum böyle insanlara.

 

Mesela fare ve yılan da böyle diyebilirsiniz, ama değildir. Bunlar üzerinde insanlar bu kadar belirgin bölünmez. Fare ve yılan besleyenler olabilir, ama çok azdır ve kedi tutkusu ile kıyaslanamaz bunlar. Ben de yılan beslemeye kalktım, hatta besleyeceğim yılanı doğadan kendim elimle yakaladım ve esaslı bir azar işiterek yılanımı doğaya iade etmek zorunda kaldım.

 

Kedi çok başka bir hayvan. Bir kedinin kendine özgü karekterini keşfetmek, onu anlamak ve hayrete düşmek gibisini başka bir hayvan besleyerek yaşayamazsınız. Kedide bir insan ruhu hapsolmuş duygusuna kapılırsınız. Direk ve doğrudan gözünüzün içine bakar. Adeta bir telepati kurar sizinle. Hayatım boyunca sayamayacağım kadar çok kedim oldu. Kediler karşısında en derin sevgimle eğiliyor ve bu olağanüstü hayvanları en derin saygımla selamlıyorum...

 

Ek: Sibirya kurtları da çok ama çok özel hayvanlar. Hiç besleme fırsatım olmadı ama nerede, kimde gördüysem bu hayvanın da olağanüstü, muhteşem bir hayvan olduğunu sezmişimdir.

Gönderi tarihi:

Kedi öyküleri tüm kültürlerde yaygındır. Ama en ünlü sonuncusu "Scarlet" adlı dişi kedi olmalı. Bu kedi New York'ta bir yangında yavrularını kurtarmak için iki kez alevlerin içine dalmış ve bütün yavrularını dışarı çıkarmayı başarmış, fakat yavrularından biri daha sonra yanık yaraları iyileşmeyerek ölmüş bir kedidir. Yangına ilk dalıp çıktığında bütün tüyleri yandı. İkinci kez dalmasını itfaiyeciler önlemeye çalıştı ama başaramadılar, bir kez daha daldı. Bu kez çıktığında derisi kıpkırmızı olmuştu. Uzun süre tedavi gördü, iyileşti. Derisi kıpkırmızı yanmış olarak uzun süre tedavi gördüğü için adı kızıl anlamına gelen Scarlet kondu. Bu olaya kadar sıradan bir sokak kedisiydi. Ünü bütün dünyaya yayıldı, internet aracılığı ile yardımlar ulaştırıldı.

Gönderi tarihi:

Önünden bile geçmem. Çok yerinde bir öneri. Hayvanat bahçesine de gidemiyorum, esir canlı görmeyi yüreğim kaldırmıyor.

Evet sayın demirefe, özellikle eskiden Hayvanat bahçelerinin durumu çok kötüydü hayvanlar için. Mesela, bir Gülhane Parkı Hayvanat bahçesi vardı, fecaat !

 

Sen tut savanalarda koşturması, göklerde süzülmesi gereken hayvanları 10-20 m2'ye hapset, öyle dursunlar koskoca Aslanlar, Kaplanlar, Kurtlar, Akbabalar, Kartallar, Ceylanlar, Antiloplar. El kadar kafes içinde dönüp duran Kurtlar hala gözümün önünde... :angry:

 

 

 

Saygılar sunarım.

Gönderi tarihi:

Kediye nötür, her canlı gibi bir canlı olarak bakan bir insan görmek zordur. Kediyi ya aşırı sever insanlar, ya aşırı çekinir, korkar.

Böyle de bir şey var gerçekten efendim. Ama çok saçma bir durum. Çünkü, her kedinin karakteri birbirinden çok farklıdır. Yani, sevmeyene de uyan, seveceği bir kedi olmalıdır mutlaka, sevenin de asla uyuşmayacağı da...Tuhaf gerçekten !

 

Ama benim gözlemim, karşılıksız vermeye hiç alışık olmayan, illaki maddi bir yarar bekleyenlerin kediyi sevmedikleridir.

 

 

 

Saygılar sunarım.

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.