seçimlerden sonra "seçimlere hile karıştırıldığı" yönünde ki iddialarla birlikte sokak gösterileri başladı. Gösteriler seçimi kaybeden iki aday Musavi ve Kerrubi'nin taraftarları tarafından başlatılsa da onları aşan bir kitle topladı. On gün süren olaylarda 21 kişi yaşamını yitirdi.

 

Peki bu kutuplaşmanın tarafları kimlerdi ? Özgürlük yanlısı aydınlar, siyasi liderlerler ve onların öncülüğünde ki halk kitleleri ile mollalar mı ? Forumumuz da dahil olmak üzere ülkemizde ve dünyada birçok insanın gördüğü daha doğrusu görmek istediği buydu. Benimde görmek istediğim buydu tabiiki. İran halkının kendi iradesiyle molla rejimini tarihin çöplüğüne atması.

 

AncaK İran'da olanlar bu görmek istediğimizden farklı. Kutuplaşma bundan bir kaç yıl öncesine dayanıyor. Bir kaç yıl önce başlayan kutuplaşmanın seçimlerin sıcaklığıyla çatışmaya dönmedi durum.

 

Taraflar kim ?

 

Haşimi Rafsancani ve Ahmedinejad.

 

Mollalar ve onlara karşı olanlar mı ? Hayır. Mollalar yine mollalara karşı.

 

Kerrubi hattızatında bir molla. Musavi ise, Humeyni'nin izinden gitmeyi vaadeden bir kişi. Rafsancani'nin ve ona bağlı mollaların desteklediği aday. Zaten en büyük sorun burada başlıyor. Siyasi geçmişi Ahmedinejad'dan katbekat baskıcılık, açık ve kanlı bir diktatörlük, kitle katliamlarıyla dolu, seçmenlere demokratik lider modeli olarak Humeyni'yi sunan ve onun izinden gitmeyi vaadeden bir adam nasıl İran'da ileriye doğru bir reformun lideri ve temsilcisi olabilir ?

 

Rafsancani ile Ahmedinejad arasında ki sorun ne ?

 

Mollalar sadece siyasi bir otorite değil. Aynı zamanda bu adamlar İran'ın en üst gelir grubu. İran'ın ana gelir kaynağı olan petrol, doğalgaz gelirlerinin büyük bir kısmı bu adamların cebine gitmektedir.

 

Ahmedinejad'ın iktidara geldikten sonra Rafsancani ile arasını açan o dönem şiddetli tartışmalar yaşanan olayı hatırlayalım; Petrol Bakanlığı'nın yöneticileri değiştirilmişti. Rafsancani'ye bağlı bürokratlar uzaklaştırılmış yerine Hamaney ve Ahmedinejad'a bağlı bürokratlar getirilmişti. Bu olay mollaları ikiye böldü. Bir kesimini petrol gelirinin kaymağından alıkoydu. Peki bu kaymak nereye aktarıldı ? İlk olarak aklımıza gelen şu olur ; Ahmedinejad ve avanesi cebine attı. Fakat Ahmedinejad hakkında İran'lı veye batılı odakların söylemediği tek şey varsa, o da yolsuzluk yaptığı, cebine para attığıdır. Ya da Ahmedinejad iktidarında yolsuzluk skandalları yaşandığıdır. Onun en radikal rakipleri dahi ortaya böyle birşey koyamamıştır. Zaten Ahmedinejad'ın hem aldığı ezici oy çoğunluğunun altında yatan en büyük nedenlerden birisi budur. İktidarı döneminde İran'da olağan hale gelen büyük yolsuzlukların yaşanmaması ve dünyanın en fakir devlet başkanlarından birisi olması önemli bir popülizm aracı oldu O'nun için.

 

Rafsancani hizibindeki mollaların cebine akan kaymağın yönü değiştirildi. Ahmedinejad, Hamaney ve o hizip mollaların cebine değil, İran'ın nükleer programına akmaya başladı para. Yine hatırlarsak bir süre önce Rafsancani , Ahmedinejad'ı ülkenin gelirlerini harvurup harman savurmakla suçlamıştı. Aslında kastettiği kendi gelirleriydi.

 

Şimdi Kerrubi'nin karşı olduğu şeyin molla rejimi olduğunu düşünebilir miyiz ? Kendisi bir molla iken. Rafsancani'nin karşı olduğu şeyin ha keza. Peki lider mollalardan ve mollalık rejiminin kurucularından birisi olan Rafsancani, molla rejimine karşı bir adayı destekler mi ? Hem siyasi, hemde mantık olarak imkansız. Eğer kendi bacağına da değil, kendi kafasına ateş etmek istediğini düşünmüyorsak. Rafsancani kliğinde ki mollaların desteğini arkasına alan Musavi'nin molla rejimine karşı olduğunu düşünebilir miyiz ? Bu da siyasi ve mantık olarak imkansız.

 

Neydi Musavi'nin vaadleri arasında en dikkat çekici olanı? ABD ile ilişkileri düzeltmek. İran halkının sorunu ABD ile aralarının iyi olmaması mı ? Sebep bu mu ? Reform bu mu ?

 

Olan açıktır arkadaşlar. Pınarın membağından uzaklaştırıldıkları için Ahmedinejad'ın gitmesini isteyen mollalarla, yine Ahmedinejad'ın iktidardan inmesini isteyen ABD'nin çıkar bazında ki birlikteliği. Irak'taki başarısızlıktan sonra, ABD'nin bir İran macerasına girişmesi imkansız hale gelmişti. Zaten Obama İran'a askeri müdahelede bulunulmayacağı vaadiyle oy istemişti. Tabii bir ülkede iktidar kadrosunu değiştirmenin tek yolu askeri müdahele değildir emperyalist ülkeler için.

 

ABD tarafından desteklenen, ve bu yılın başından sebebi anlaşılmaz bir biçimde heml ABD hem de AB terör örgütleri listesinden çıkarılıveren Halkın Mücahidleri adlı örgütün olaylar sırasında gerçekleştirdiği eylemler Ahmedinejad taraflarını da sokağa çekip bir iç savaş yaratmaya yönelik eylemlerdi.

 

Eğer Humeyni'nin mezarına gerçekleştirilen intihar saldırısı başarılı olsaydı neler olabileceğini tahmin edebiliyor musunuz? Bunun İran nezdinde Anıtkabir'in bombalanması gibi bir etkisi olurdu. Kanlı bir iç savaşı tetiklerdi.

 

Olaylar sırasında hem polislerin hemde göstericilerin üzerine rastgele yaylım ateşi açan Halkın Mücahidleri militanlarının görüntüleri takıldı kameralara. Yakalanan bu militanların sorgularından sonra İran iki İngiliz diplomatı sınırdışı etti.

 

Ahmedinejad'a petrol gelirleri yüzünden karşı olan ve batı ile ittifak halinde O'nu koltuğundan indirmek için harekete geçen mollalarla, Ahmedinejad ve onun arkasında ki Hamaney kliği mollaların mücadelesinden İran halkını özgürleştirecek bir sonuç bekleyenlere ne yazık ki kötü bir haberim var...

 

İşbirlikçiler içeri atılıyor

 

 

İşbirlikçileri temizleme harekatı

İran, seçimler sonrası ABD ve AB’nin emriyle sokaklara dökülerek ülkeyi kaosa sürüklemeye çalışan ’paralı askerleri’ tek tek topluyor

 

 

İran’da 12 Haziran yapılan cumhurbaşkanlığı seçimini Mahmud Ahmedinecad’ın kazanmasının ardından ’sandıkta hile var’ iddiasıyla sokaklara çıkan ABD ve AB’nin ’paralı askerleri’ tek tek tespit edildi. ABD istihbarat birimi CIA’nın Dubai’de kurduğu ofisten gönderilen 400 milyonla fonlanan işbirlikçilerden iki bin kişi tutuklandı.

 

 

Devlet düşmanı...

Darbe tertipçisi George Soros, CIA ve İngiltere bağlantıları deşifre olan ’reformcu’ların gözaltına alınma korkusuyla güvenlik güçlerinden köşe bucak kaçtıkları belirtildi. Cumhurbaşkanı Ahmedinecad’ın emriyle işbirlikçilere karşı başlatılan operasyonun genişleyerek süreceği belirtildi. Batı işbirlikçilerini ’devlet düşmanı’ olarak ilan eden güvenlik güçlerinin, belirledikleri adreslere ani baskınlar yaptığı kaydedildi. Operasyonlardan kaçan yüzlerce kişinin izini kaybetirmek için kırsal kesime gittikleri ifade edildi. ’Reformcu’ların lideri Mir Hüseyin Musevi’nin ise bilinmeyen bir yerde saklandığı iddia edildi. İran güvenlik güçlerinin işbirlikçilere karşı başlattığı operasyona karşı kampanya başlatan Batı basını, Ahmedinecad’ı hedef aldı. Tahran yönetimini muhalifleri sindirmekle suçlayan İngiliz The Times gazetesi, “İran’da bugün korku ve terör iklimi hüküm sürüyor” ifadesini kullandı.

 

 

CIA, 400 milyon dolar harcadı

Mir Hüseyin Musevi’nin ’yeşil devrim’ hayalinin CIA tarafından fonlandığı ortaya çıkmıştı. Gerçeği ortaya çıkaran İran haber ajansı Mehr, CIA’nın 2006’dan beri ’yumuşak devrim’ hareketi yürüttüğünü belirttimişti. Uygun zaman için seçimlerin beklendiğine dikkat çeken ajansa göre, hareket Dubai’den yönetildi. CIA, İranlılarla ilişkiyi sağlayan bir “network” ağı kurdu. Bu operasyon için 400 milyon dolar para harcandı. Bilim adamları, sanatçılar, sporcular ve daha pek çok kişinin yer aldığı bir liste hazırlandı. Bu listede yer alanlar ABD’ye davet edildi. Kendilerine Dubai kaynaklı kredi kartları verildi. ABD Konseyi de, 2006’da ’İran’ın demokratikleşmesi fonu’ adı altında 61 milyon dolarlık bütçe ayırdı. Aynı yıl Avrupa’daki ABD büyükelçiliklerine ’İran gözlemcileri’ yerleştirildi. ABD Dışişleri Bakanlığı ise, Dubai’de kurulan ofisin başına Jillian Burns isimli yetkiliyi direktörü yaptı.

30/06/2009 22:33 Yeniçağ

İran=Vukuat abidesi