Gönderi tarihi: 28 Haziran , 2009 16 yıl TÜRKİYE'NİN KORKULARI TüRKiYE HANGi üLKE (GiBi) OLACAK? Oldum olası bu memlekette Türkiye'yi bir yerlere benzetme hikayelerini dinler dururuz. Bundan keyif mi alıyoruz ne bilmiyorum ama 70 yıldır hep böyle... Bir türlü kendimize benzememize fırsat verilmedi. Bilirsiniz zayıflar güçlülere, kaybedenler kazananlara benzemeye çalışırlar. Biz niye benzeyelim ki bir yerlere?... Bir de işin içinde bir yerlere "negatif" benzetme ile korkutma amacı var ise o zaman ‘acaba niye, niçin' dememiz lazım... (acaba kendimiz olmayalım diye mi bize böyle benzetme anaforu yaşatılıyor ha! ne dersiniz?) Gelin sizlerle şöyle 50 yıl gerilere -akıl almaz olayları hatırlamak için -gidip gelelim...(ancak bu yolculukta bol miktarda ironi, trajikomik hadise ve saç-baş yolmayı gerektiren durumlar var) Evet sahi biz niye hep bir yerlere benzeyelim? - Siz de niye?.. diyorsanız; Alın size bir demet benzetme saçmalıkları... (1950-1960'lı yıllardan başlayalım) Halkın büyük desteği ile iktidara gelmiş (doğru ve yanlışlarıyla) DP var... Sen misin bu "laf anlamaz, karnını kaşıyan, gerici, yobaz halkın! oylarıyla" iktidara gelen?! Hem de yapılan seçimlerde yine sen... "seni ben bile kurtaramam" diyen Milli Şef İ. İNÖNÜ... ve sonra düğme hazır basılmayı bekliyor. "BAS" dediler, bakın neler oldu: - Gericiler geliyor!.. •- İnkilap kanunları elden gidiyor!.. •- Bakın "Said Nursi denilen molla her geçen gün taraftarlarını arttırıyor". (Ne tehlike ama!) Ne oldu kardeş? Hayrola, kim geliyor dediniz? •- Menemen, Kubilay, Derviş... Anlamadım... •- Ya ne anlamaz adamlarsınız.. Kusura bakmayın biraz öyleyiz ama siz yine de lütuf buyurun söyleyin. Ne oldu?.. - Görmüyor musunuz her yerde ezanlar yine Arapça okunmaya başladı, camilere gidenlerin sayısı eskisi gibi artmaya başladı, hatta hatta duyduklarımız doğruysa mevlitler bile okunuyormuş... (yok canım! Bu kadarı da fazla ama!.. bu devirde mevlit mi okunurmuş!?) E! - Ne e si, işte size gericilik!.. ... - Bir de ne oldu diyorsunuz... Tamam kızmayın ama bunlarla bu ülkeye gericilik mi gelir? •- Daha ne olsun? Ne olmasını bekliyorsunuz? (Doğru "bu yıl oruç ramazan ayına denk geldi", "Cuma namazını cemaatle kıldılar" diyen kafaya göre daha ne olsun ki?) Demek bunlar olunca 50 milyonluk nüfusuyla koskoca Türkiye Cumhuriyeti Suudi Arabistan olacak ha!.. Şarkının bu bölümü (o dönem TV'ler olmadığı için) gazetelerde koro halinde söyleniyordu. (haklarını yemeyelim, çok uyumlu bir koroydu) Başta CHP zihniyetinde olan "kaymak tabaka" ve halktan kopuk yaşayan elit kesim bu şarkıyı barda, sazda, pavyonda, karada, havada, denizde; hatta TBMM'de yıllarca (sıkılmadan) söyleyip durdular. Peki sonuç ne oldu dersiniz? Yaygaralar, fırtınalar, kızıl kıyametler koptu... Milleti kamplara bölmeler başladı, ilerici-gerici tasnifine gidildi, neredeyse evlere (X) işareti konulacaktı. E bu işe "kıt'a dur!" diyecek birileri vardı® elbet. Analar ne GÜRSEL'ler, ne AYDEMİR'ler, ne TÜRKEŞ'ler doğurmuş, boşuna mı? Yıl: 1960 27 Mayıs; (ben doğmadan 1 yıl 4 ay 19 gün önce) Türk Milleti Adına! Yönetimi Arabistan olmaktan kurtarıp! Uganda saflarına çektik. Olsun, Suudi olmadı ya... Ey büyük Rabbim! Halimizi en iyi bilensin... Darbe boşuna yapılmaz! "Cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanları içeri tıkan güç", gereğini yapacak mahkeme de kuracaktı elbet... Öyle de oldu... Beddiüzzaman Said-i Kurdi (Nursi) pir-i fani... ama gelin görün ki "rahat ölecek" bir fırsat dahi bulamıyor (sanki rahat ölmek çok da umurundaymış)... Vefat edince de o zat-ı mübarek bu sefer defnedilecek mezar bulamıyor, hala kabri bir muamma... Son durum: Cumhurbaşkanı Celal BAYAR yaş haddinden dolayı ipten döndü. Ancak bir başbakan (Adnan MENDERES) ve iki bakan (Fatin Rüştü ZORLU ile Hasan POLATKAN) darağacında can verdiler. Vatan-millet için gerekiyormuş! Aman Allah'ım!.. (Benazir BUTTO'da farklı bir şekilde siyaset dışı bırakıldı) Şu faciaya bakar mısınız!?!? Evet Adnan MENDERES ve şeriatçılık/gericilik!.. akıl alır gibi değil... Bu acı hadisenin şimdiki sonu ne oldu?.. Adnan MENDERES ve iki bakana iade-i itibar... yani "af edersiniz yanlışlık oldu pardon, itham ettiğimiz gibi değilmişsiniz." Ne zaman? Asılmalarından yaklaşık 30 yıl sonra; "PARDON..." dedik... Evet 1-2 yıl sonra ortalık toz dumandan biraz kurtulur gibi olacaktı ve hepimiz; "bir musibet bin nasihatten yeğdir" dedik.. hay demez olaydık. Sadece, evet sadece 9 (yazıyla dokuz) yıl sonra: Demokrasi nakavt; kanlar içinde, ...kimi şapkasına kaçırmış... (pardon şapkasını alıp kaçmış), kimi "oh olsun" demiş... bu kez kimi Marxist-Leninist solcular, nurcular tehlike. Yine başta daha biyiklar yeni terlemiş gençlik yıllarının coşkusuyla düşünen Deniz GEZMİŞ ve arkadaşları darağacına; yüzlerce Risal-i Nur okuyucusu ve binlerce solcu genç hapishanelere... Bir ülke evlatlarını bu kadar basit sebeplerden dolayı harcar mı? (bana kalsa hiçbir sebepten olayı harcanmamalı) Oldu olan. Bundan sonra ibret olsun, olsun ama kime? Seçimlerden sadece evet evet sadece 7 (yazıyla yedi yazmalıyım) yıl sonra: - Komünizm geleceeeek! - Hayır hayır şeriat geleceeeek! - Yok yok komünizm geleceeeek! - Hayır hayır -İran'da devrim oldu ya, işte o yüzden- şeriat gelecek... •- Türkiye İran (gibi) Suudi olacaaak!.. (pek anlamadım ama) •- ..? •- Hayır ille de olacak... Yapma etme kardeşim, Türkiye niye S. Arabistan olsun ki? - Yok yok siz bilmezsiniz, Türkiye adım adım Arabistan'laşıyor... Hangi adımlar bunlar? Bu adımları ve izlerini niye göremiyoruz?.. - Görmüyor musunuz İmam Hatip'liler çoğalmakta, Kur'an kurslarına gidenlerin sayısı artmakta (kim bilir belki gizli gizli mevlitler de okunmakta!)... Sonra... Sonrası malum; "az kalsın ihtilal olacak, ya şeriat ya komünizm gelecekti!" Komünizm ya da şeriat gelince de demokrasi rafa kalkacak, anayasa değiştirilecekti! Buna uyanık olunmalıydı. Netekim iç tehditlere karşı müteyakkız "bazı paşalarımız" durumu çok iyi fark ettiler. Komünistler ve gericiler gelmesin, Türkiye Suudi veya Sovyetler olmasın diye kendileri hiç istemedikleri halde! "ihtilal yapmak zorunda" kaldılar! Evet böylece darbeciler 12 eylül 1980 yılının serin bir cuma sabahında yönetime el koydular. (cinayetler aynı gün ve saatte bıçak gibi kesildi, örgütlerden "çıt" yok) "11 eylülde akan kan ne oldu da birden durdu" sorusu yıllardır cevap bekliyor? E mecbur(iyett)en anayasayı buzdolabına koyup dondurdular, tabi ki demokrasi de tirtir titreyrek paaaaaat! diye yüzümüze çarptı. E tabi bütün bu çirkin, ayıplanacak duruma düşmemiz, yani 4. sınıf bir ülke olmayı göze almamız anayasayı, demokrasiyi kurtarmak için!.. (artık nasıl olacaksa) Sonuç: Türkiye'yi Sovyetler Birliği, Suudi Arabistan olmaktan! kurtardık, ama "cunta"nistan olmaya feda ederek... onlarca gencimiz darağacına gönderildi, binlercesi hapishanelere gönderildi. Yurt dışına gidebilen canını kurtardı ama vatandaşlığını kaybederek... bölünecektik ya!... cezaevlerinde -başta Diyarbakır cezaevi olmak üzere- can kaybının haddi hesabı yok... İşkence zulüm... Onbinlerce gözaltı ve fişleme... nefes alınamayacak bir ortam oluştu. (PKK'yi da ortaya çıkaran bu ortamın şartlarıydı). Geride kalan kan, gözyaşı, binbir sönmüş ocak... Ve tabiki belini doğrultamayan demokrasi... Yani Suudi ve İran olmadık... Demokrasi ve insan haklarına saygılı ülke olduk mu? (O yıllar için) hiç olmadık... 1980'li yılların ortaları; rahmetli Turgut ÖZAL'ın Türkiye'ye kazandırdığı yeni süreç; demokratikleşme, sivilleşme dönemi: - Yetişin dostlar! Hayrola ne oldu? - Şey, terör, yok yok irtica, yani... Sıkıyönetim zaten devam ediyor... - Evet ama Türkiye İran oluyor! Ya Türkiye nasıl İran olsun? Daha İran bile İran olamadı ki. - Hayır hayır siz bilmezsiniz, Türkiye İran oluyor. - Eyvah! Kurtarın! Türkiye İran'laşıyor! Bağırma, bir dakika önce meseleyi anlayalım bir... - İstanbul Fatih Çarşamba... ... Iıı! - Çarşaflı kadınlar, cübbeli, sakallı erkekler... E ee... - E si şekil a) da görüldüğü üzere İran gibi oluyoruz. Türkiye Çarşamba'dan mı ibaret? diyeceksiniz ama kime?... sizi dinleyecek birileri yok ki... Çünkü sesin geldiği yöne bakıyorsunuz ses plak, kaset, cd... sesi. Dolayısıyla bağırsanız da, çağırsanız da duyan olmayacak. Bereket sıkıyönetim vardı da operasyonel bir durum gerçekleşmedi diyecektik ki... •- Türkiye Cezayir olacaaak! Anlamadık ne(resi) ?!? - Cezayir, Cezayir, Cezayiiir! Her zaman kaset/film başa alınıyor ve hep beraber dinliyor izliyoruz. Rahmetli ÖZAL bu sesi kesmek için çok uğraştı ama ömrü yetmedi. İran tutmayınca Cezayir, Afganistan bölümüne geçildi... - Eyvaaah! (dönüp bakıyoruz aynı ses) N'oldu kardeş? - Cezayir'leşiyoruuuz! Nasıl yani? - Cezayir'de kıtır kıtır adam kesiyorlaaar! Tamam kestirenlere, kesenlere, bu hale getirenlere, bakıp seyredenlere -en başta dış güçlere ve BM'ye yazıklar olsun da konumuzla (pardon ülkemizle) alakası ne? •- Ne demek ne alaka? Bakın Refah Partisi güçlenip geliyor... Haaa! Pardon pardon unutmuştum... Öyle ya "Refah Gelecek Zulüm Bitecek"... doğru söylüyorsunuz, Refah gelecek... •- Yaaa! Gördün mü? Sen de tehlikeyi fark ettin... Efendim himmet buyurup gözümüze -af edersiniz- kafamıza soktunuz ya!.. •- Öyle uyanık olmalıyız... haydi hep beraber: - Türkiye Cezayir olacaaaaaaaaaak! - Adam doğruyorlaaaaaaaaaaaaaar! - Türkiye laiktir laik kalacak... •- Asker buraya tanklar Sincan'a Ondan sonrasını merak edenleriniz için yukarıda "S. Arabistan'laşıyoruz" sarkısı sonrası olup bitenleri küçük değişikliklerle "kopyala yapıştır" yapıyorum. (sebep: şarkı ve sonuç ilişkisi) Sonrası malum; az kalsın ihtilal olacak, şeriat gelecekti! Şeriat gelince de demokrasi rafa kalkacak, anayasa değiştirilecekti! Buna uyanık olunmalıydı. Çok "çevik bir" liklerimiz içinde iç tehditlere karşı müteyakkız "BİR paşamız" durumu çok iyi fark etti(ler). Gericiler gelmesin diye kendileri "ihtilal yapmak zorunda" kaldılar üzülerek! Evet böylece darbeciler 28 şubat 1997 yılının buz gibi bir cuma gecesinde yönetime el koyamayınca ülke yönetimine ‘tank' koydular. Kış mevsiminde anayasayı buzdolabına koyma gereği duymadılar, ama demokrasi tirtir titreyrek paaaaaat! diye yüzümüzün diğer tarafına çarptı. E tabi laikliği kurtarmak için bazı şeylerden (demokrasi, insan hakları vs) fedakarlık edip vazgeçmek lazım!.. Dediler, vazgeçtik! (olan biteni bu uslupla anlattığım için sizlerden çok özür diliyorum, ama inanın Türkiye'nin bu meselesi aynen böyle komik, ti'ye alınacak mesele. Bu uslubu pek sevmem ama zaman zaman bu gibi konuları yazarken böyle idare edeceğiz. Çok özür dileyerek...) Bakın uzattık, az kalsın laiklik elden gidecekti! Evet Türkiye laik(miş) laik kalacak, şarkısını muhteşem koro eşliğinde söylerken, Tam zamanı, ortam çok müsait. Hem Türkiye'de, hem de Afganistan'da şartlar uygun; Türkiye'de AK Parti yani "muhafazakar demokrat" iktidar var. Ne de olsa eski İslamcılar (şimdi değiller mi acaba?) başta. Bunların iktidar olduğu yerde biz laikçi, elit ve "beyaz" Türklere ekmek yok. O halde kıyameti koparalım. Nasıl? Şarkımızı çalalım... şef YÖK Başkanı Kemal GÜRÜZ, orkestrayı da zaten "alimler alimi! Hocaların Hocaları!" rektörlerden oluşturduk.. 1, 2, 3... hep beraber: "Türkiye Afganistan olmasın" "Ordu Göreve" (tam da ilim ve bilim öncülerinin ağzına ‘cuk' diye oturan slogan!) "Türkiye Afganistan Olmayacak" "İrticaya Hayır" "Türkiye Afganistan Olmasın" Doğru ya, biz de ne zamandan beridir sabah akşam yatıyoruz-kalkıyoruz "Afganistan olalım diyoruz!" demekle olmuyor meret... olamıyoruz işte!.. Millet olarak çalışıyoruz çabalıyoruz bir türlü Afganistan olamıyoruz!.. (bağışlayın ama inanın tam Levent KIRCA'lık olay. Rahmetli Kemal SUNAL çok iyi oynardı bunu ama demek ki senaryoyu veren olmamış) Evet yıllarca bizleri bir yerlere benzeterek korkuttular. 80 yıl aynı şarkı; Türkiye geri gitmeyecek, Kubilay'ı, Menemen'i unutmadık... Türkiye Suudi olacak şeriat gelecek... Türkiye İran olacak mollalar gelecek... Türkiye Cezayir olacak gericiler gelecek... Türkiye Afganistan olacak irtica gelecek... Türkiye Malezya olacak laiklik bitecek... Şarkının güfetsi/sözleri böyle Nakarat olarak da; Türkiye Suudi, İran, Cezayir, Afganistan, Malezya olmayacak. Türkiye laiktir laik kalacak... Bestesi mi? Onu da bana söyletmeyin... "Wa Disa Bu Şev Xewamın Naye" ya da "Zırav Zırav Zırave" diye stranlarımız var, beğenmediyseniz "Manda Yuva Yapmış Söğüt Dalına/ Yavrusunu Sinek Gaptı Gördüngü?" türküsünü hatırlayalım... hay Allah! Bu uyduruk hikâyelerine bir tane beste/makam da uydursunlar... Komediyi görüyorsunuz değil mi? Yüreiğnizde sevgi eksik olmasın
Gönderi tarihi: 1 Temmuz , 2009 16 yıl TÜRKİYE'NİN KORKULARITüRKiYE HANGi üLKE (GiBi) OLACAK? . . Agzina saglik usta! Dogru soze "helal olsun" dan baska ne denir ki?
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.