Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Kene riski taşıyan 15 il ve 1200 köy

 

 

Bu il ve köylerde yaşayanlar dikkat! Bütün kene vakaları bu il ve köylerde yaşanıyor. İşte KKKA'nın risk haritası...

 

 

Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Torunoğlu,

 

kene riskinin 15 ilde bin 200 köyde olduğunu söyleyerek, "Vakaların yüzde 95'i bu bin 200 köyde.

 

Şehirlerde risk yok. Şehirlerdeki keneler KKKA hastalığına neden olmuyor. Şehir merkezlerindekiler rahat olsun" dedi.

 

Torunoğlu, KKKA'nın neden olduğu panik nedeniyle geçtiğimiz yıl 283 bin kişinin sağlık kurumlarına başvurduğunu

 

belirterek, "283 bin kişiden bin 315'inde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi'ne rastlandı.

 

Bunlardan 63'ü hayatını kaybetti" dedi.

 

Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Ali Torunoğlu, yaptığı açıklamada Sağlık

 

Bakanlığı'nın kene ile etkim bir şekilde mücadele ettiğini bildirdi.

 

2009 yılı Şubat ayından başlamak üzere hastalığın en çok görüldüğü 15 ilde yüksek bin 200 riskli yerleşim biriminde

 

150 bin haneye ulaşıldığını kaydeden Torunoğlu, "Yaklaşık 600 bin kişi yüz yüze eğitilmiş, el broşürleri bırakılmış

 

ve her eve bir adet yüzde 05'lik permetrin içeren solüsyon ücretsiz olarak dağıtılmıştır.

 

Riskli bölgelerde dağıtılmak üzere yüzde 05'lik permetrin emdirilmiş giysi dağıtılmasına yönelik hazırlıklar devam

 

etmektedir.

 

Saha ziyaretlerinde kullanılmak üzere 20 dakikalık eğitim filmi hazırlanmıştır" dedi.

 

 

Riskin aralarında Tokat, Çorum, Yozgat, Sivas, Samsun, Kastamonu ve Karabük başta olmak üzere Orta Karadeniz

 

ve Orta Anadolu'nun kuzeyinde yoğunlaştığını bildiren Torunoğlu, "Vakaların yüzde 95'i bu bin 200 köyde.

 

Şehirlerde risk yok. Şehirlerdeki keneler KKKA hastalığına neden olmuyor. Şehir merkezlerindekiler rahat olsun" dedi.

 

GEÇEN YIL 283 BİN KİŞİ HASTANELERE KOŞTU

 

Torunoğlu, KKKA'nın neden olduğu panik nedeniyle geçtiğimiz yıl 283 bin kişinin sağlık kurumlarına başvurduğunu

 

belirterek, "283 bin kişiden bin 315'inde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi'ne rastlandı.

 

Bunlardan 63'ü hayatını kaybetti" dedi.

 

Virüsü taşıyan kenelerin nemli iklimlerde de yerleşemediğinden denize yakın bölgelerde hastalığın görülmediğini

 

belirten Torunoğlu, "Bodur orman ve tarlaların iç içe olduğu ve hayvanların orman içerisinde otlatıldığı

 

kırsal bölgelerde bu keneler yoğun olarak bulunmaktadır.

 

Vakaların tamamına yakını kırsal bölgede yaşayan veya geçici bir süre bu bölgede bulunanlardan oluşmaktadır.

 

Kırsal alana gitmemiş ve sadece şehirde bulunmuş hiçbir vaka yoktur" dedi.

 

"ÇOĞU KENEYİ FARK ETMİYOR"

 

Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Torunoğlu, şehirlerdeki panik havasının aksine köylerde ise keneye

 

ilişkin daha fazla farkındalık oluşması gerektiğini belirterek, "KKKA vakalarının ve ölümlerin genelinde kenenin

 

tutunmasının geç fark ediliyor. Kenenin kaldığı süre ne kadar artarsa o kadar kötü.

 

Çoğu zaman sağlık kurumunda anlatılan hikayeden kene olabileceği düşünülüyor" dedi.

 

Kırsal alanda kene öldürücü sprey dağıtıldığını kaydeden Torunoğlu, "Bu spreyi elbisenizin üzerine sıkıyor,

 

2 saat kurumasını bekliyorsunuz.

 

Daha sonra 3-4 hafta boyunca bu elbisenin üzerine gelen kene size ulaşamadan ölüyor" dedi.

 

"GÜNLÜK KENE KONTROLÜNÜ İHMAL ETMEYİN"

 

"İnsanların bir iş elbisesi olmalı' mantığının yerleşmesi gerektiğini ifade eden Torunoğlu, "İlaçlanmış elbiseyi giyerek

 

tarlanıza gidin ve günlük kene kontrolünü ihmal etmeyin" dedi.

 

KKKA'dan korunma için henüz etkin bir aşı bulunmadığını ifade eden Torunoğlu, "Hastalığın tedavisinin esasını da

 

destek tedavisi oluşturmaktadır.

 

Ülkemizde öncelikle hiperimmün serum ve sonrasında da aşı üretilmesine yönelik çalışmalar devam etmektedir.

 

Bu durumda kişisel korunma tedbirleri büyük önem taşımaktadır" dedi.

 

 

Kene temasını önlemek üzere alınması gereken tedbirleri de sıralayan Torunoğlu şunları söyledi:

 

-Kırsal alan ziyaretlerinde mümkün olduğunca kapalı ve açık renkli giysi giyinilmeli

 

ve pantolon paçaları çorap içine alınmalı,

 

-Vücudun açıkta kalan kısımlarına böcek kovucu (Dietiltoluamid etken maddeli repellent) ilaçlar sürülmeli,

 

-Giysilere ise uzun süre keneleri öldürücü etkisi devam eden yüzde 0,5'lik permetrin içeren ilaçlar kullanılmalı,

 

-Tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar başta olmak üzere kırsal alan ziyareti yapan kişiler kendileri ve çocukları

 

için günlük kene kontrolü yapmalı,

 

-Vücuda yapışmış kene tespit edilmesi halinde en kısa sürede uygun yöntemle keneler çıkarılmalı,

 

bu işlem yapılırken keneler ezilmemeli ve patlatılmamalı,

 

-Çıplak elle kene toplama ve kırma işlemi yapılmamalı,

 

-Kenelerin vücuttan uzaklaştırması amacıyla eter, kolonya, gaz yağı dökmek

 

ve sigara basmak gibi yöntemlere başvurulmamalı,

 

-Kene ile temastan sonra kişiler hastalık belirtileri açısından 10 gün süreyle takip edilmeli, belirtiler ortaya çıktığında

 

en yakın sağlık kuruşuna başvurulmalı,

 

-Çiftlik hayvanlarının kenelere karşı ilaçlanmalıdır."

 

 

Torunoğlu ayrıca, 2009'un ilk beş ayında görülen vaka ve ölüm sayısında da düşüş yaşandığını kaydederek,

 

2008 Ocak-Mayıs döneminde toplam bin 315 vaka ve 63 ölüm gerçekleşirken,

 

2009'un aynı döneminde 87 vaka ve 7 ölüm meydana geldi"

  • 4 hafta sonra...
Gönderi tarihi:

Kene aşısı atlarda denendi, sonuç olumlu

21.06.2009 - 12:03

 

Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı can almaya devam ederken, Sağlık Bakanlığı da hastalığa karşı aşı üretim çalışmalarına hız verdi.

Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanı Mustafa Ertek, "İlk elde edilen antijenler, Serum Çitliği´ndeki atlara uygulandı. Sonuç olumlu. Ancak bu deneysel amaçlı yapılan bir üretim. Bunların insanlara uygulanabilmesi için belli aşamalardan geçmesi gerekiyor" dedi.

Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanı Mustafa Ertek, KKKA hastalığının aşısını üretmek üzere Elazığ Veteriner Fakültesi ile ortak bir proje yürüttüklerini belirtti. İlk elde edilen antijenlerin, Serum Çiftliği´ndeki atlara uygulandığını belirten Ertek, "Bu atlarda antikor oluştuğunu saptadık. Yani olumlu. Ancak bu deneysel bir çalışma amaçlı yapılan üretim. Bunların insanlara uygulanabilmesi için belli aşamalardan, testlerden geçmesi gerekiyor. En az iki memeli hayvanda test edilmesi lazım" diye konuştu.

Deneysel amaçlı aşının ancak bu aşamalardan geçtikten sonra insanlarda kullanılır hale geleceğini belirten Ertek, "Bir sonraki aşamada bu atlardan elde edilecek antikorların, koruyucu amaçlı olarak insanlarda kullanılması gerekiyor. Çalışma planı hazırlanacak, Etik Kurul onayı alınacak, zararsızlık testleri yapılacak. Sonra da koruyucu amaçlı insanlarda uygulanmaya başlanacak." bilgisini verdi.

Aşının insanlarda uygulanması için kesin bir tarih vermenin mümkün olmadığını vurgulayan Ertek, şunları dile getirdi: "Çünkü her süreçte değişik analizler yapılıyor. Bu analizlerde en başa dönmek gerekebilir. Bu yüzden kesin bir tarih veremiyoruz. Fakat bir ürünün ilaç haline gelip de insanlara uygulanması için veya bir aşının deneysel aşamadan insanlara uygulanabilecek aşamaya gelmesi için en az 3- 5 yıllık bir süreye ihtiyaç var. Bütün güvenlik testlerinden geçtikten sonra ancak insanlara uygulanabilir. Şu anda elimizde aşı olabilecek, ileride kullanılabilecek bir ürün var. Tüm bu aşamalardan olumlu bir şekilde geçerse, belki üç yıl sonra KKKA´ya karı bir aşı üretilmiş ve riskli bölgelerdeki insanlara aşı uygulanabilir hale gelmiş olacak."

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.