Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2009 16 yıl ŞERAFETTİN ELÇİ’DEN PKK’YA VE KÜRTLERE KÜRT AYDIN VE SİYASETÇİLERİ, PKK ŞİDDETİNE SESSİZ KALMAMALI!.. PKK KÜRTLERİ TEMSİL ETMİYOR!.. PKK’nin şiddet politikasında ısrarlı olmasının gereksiz, anlamsız ve yanlış olduğunu vurgulayan Kürt aydınlarından Şerafettin Elçi (Katılımcı Demokrasi Partisi Genel Başkanı) Türkiye’de yaşanan sorunların silahla çözülemeyeceğine dikkat çekerek, Kürtleri sağduyulu olmaya, PKK’yı da “silahlı eylemlere derhal son vererek, silah bırakmaya” çağırdı. “PKK’nın silahlı eylemleri tırmandırmasının, ne Kürtlere, ne Türkiye’ye, ne bölgenin barış ve huzuruna, ne de PKK’nın kendisine hiçbir yararı yoktur” diyen Şerafettin Elçi, PKK’nın şiddet politikasında ısrar etmesi ve silah bırakmaması durumunda yok olacağına dikkat çekti. Bugün Gazetesi’ne ilginç açıklamalarda bulunan Şerafettin Elçi, AB’ne katılım sürecinde Türkiye’nin Kürtlere yönelik çok önemli demokratik reformlar gerçekleştirdiğini vurgulayarak, şöyle dedi; “Türkiye, rejimin normalleşmesi, demokratikleşmesi, sivilleşmesi, özgürlük alanının genişletilmesi ve Kürtlerin taleplerinin büyük ölçüde karşılanması açısından adeta devrim niteliğinde değişiklikler yaptı. Yapılanlar henüz eksik olabilir, tam anlamıyla uygulamada yansıması görülmeyebilir. Ancak, yapılanları küçümsememek, sahiplenmek ve üzerine daha iyilerinin inşa edilmesi için fırsat verilmesi gerekiyor. Atılan olumlu adımlar bağlamında TRT Şeş’ten Kürtçe yayın yapılması, DEP milletvekillerinin serbest bırakılması, OHAL’in kaldırılması, DGM’lerin kapatılması, kültürel faaliyetlerde Kürtçe kısıtlamaların kaldırılması, bölgeye yönelik eğitim, sağlık, sosyal ve ekonomik alanda yatırımlara yönelinmesi çok olumlu gelişmelerdir. Bunları küçümsememek lazım. Bu reformlar, özgürlük alanını genişletmiş ve siyasi meselelerin daha rahatça tartışılabileceği, yumuşak bir ortam yaratmıştır. Böylesine bir ortamda PKK, yeniden silahlı eylemleri tırmandırmaya başlamış ve bölgede yeniden kan dökülmesine neden olmuştur. PKK yönetiminin, şiddet politikasında ısrarın, her şeyden önce kendisini marjinalleştireceğini bilmesi gerekir. Zira, silahlı mücadelenin en fazla muhtaç olduğu Kürt halkının kitlesel desteği bulunmamaktadır. Hatta Kürt halkının büyük bir bölümü şiddet politikası nedeniyle PKK’ya oldukça tepkilidir. PKK’nın silahlı eylemleri tırmandırması, şiddetin reddedildiği dünya konjonktürüne ters düşmekte, AB ülkeleri ve bge devletleri tarafından tepkiyle karşılanmaktadır. Elimizde PKK’nin dış güçlere hizmet ettiğini ve Türk-Kürt çatışması çıkarmak suretiyle Türkiye’nin AB sürecini engellenmeyi hedeflediğini ortaya koyan belgeler var. Halkımıza PKK gerçeğini anlatmalıyız. Şiddette ısrar eden PKK yönetimi, genç fidanlarımızı ölüme sürüklüyor, Kürt halkının demokrasi mücadelesine zarar veriyor. Abdullah Öcalan, tek başına büyük bir adada özel doktor ve yemeklerle çok iyi besleniyor. PKK yönetimi Abdullah Öcalan ile ilgili yalan propagandalarla Kürtlerin insancıl ve yurtsever duygularını sömürüyor. PKK, hayatta kalabilmek için müthiş bir tezgah kurmuştur. Aslında PKK yönetimi ve örgütün ipoteği altındaki Kürt siyasetçilerinin birçoğu, müebbet hapse mahkum edilmiş bir adamla Kürt sorununun çözülemeyeceğini, Abdullah Öcalan’ın Devlet tarafından hiçbir zaman muhatap alınmayacağını çok iyi biliyor. Kürt aydınları ve siyasetçileri, PKK’nın saplandığı şiddet bataklığını görmelerine rağmen, seslerini çıkarmaya cesaret edemiyorlar. PKK cinayetlerine sessiz kalıyorlar. Bugün Diyarbakır’da belediye başkanlığı yapan zat için varsa yoksa Abdullah Öcalan. Kürt halkının insanca koşullarda yaşaması umurunda değil. PKK’nın şiddet politikası, sadece Türkiye’nin AB sürecini engellemekte ve Kürtlere büyük zararlar vermektedir. PKK yönetimi şu gerçeği unutmamalıdır; şiddet şiddeti getirir. Şiddete karşı çıkan Kürtler kurtuluşu ve çözümü, Türkiye’nin AB’ne katılma sürecine destek vermekte ve silahlar yerine, demokrasi ve barışın egemen olduğu bir ortamda görmektedir. DTP bölgedeki bütün Kürt halkını temsilden çok uzaktır. Bazı illerde yüzde 50'nin üzerine çıkmakla beraber bölge genelini baz aldığımız zaman aldıkları oy Kürt halkının yüzde 30'unu geçmemektedir. Onun için DTP'nin ‘Ben Kürt halkını temsil ediyorum’ iddiası yersizdir. DTP'nin kendinden olmayan Kürtleri dışlayıcı, onlara karşı hasmane bir tavır takınması bölgede büyük rahatsızlık yaratıyor. Baskı kurucu tavrı ciddi bir tepkiye neden oluyor. Bu tepkiler ileride DTP'den farklı güçlü partileri doğurabilir. ‘Halkı özgürleştireceğim’ diye yola çıkan bir örgütün o halk üzerinde şiddete dayalı baskı kurması kadar haksız bir şey olamaz. Nereden gelirse gelsin halk üzerinde baskı ve şiddeti reddetmek lazım. Yapılanlar DTP adına yapılıyor. Bunun bazı işaretleri görüldü seçimlerde. Bazı partilerin bürolarına, adaylarına şiddet uygulandığını görüyoruz.” Şerafettin Elçi’nin son derece yerinde bulduğum saptamalarına küçük bir ilavede bulunmak istiyorum. Bölgede yaşanan şiddet ortamı nedeniyle bir kayıp kuşak olarak gençler, aşık olmayı, sevmeyi unutan, sevda öykü ve ezgileri yerine acılarla dolu öykü ve türkülerle büyüyen, geleceğimiz olan gençler, şiddetin sona ermesi ve bölgede huzur ortamının tesisiyle yeniden nefes almaya başlamışlardı ki, etrafta PKK’nın silah sesleri yeniden duyulmaya başladı. Kesin olarak inandığım bir şey var: Kürtler artık şiddet, ölüm, kan istemiyor. Kürtler daha özgür, daha demokratik bir Türkiye’de sosyal, ekonomik ve kültürel yönden daha iyi yaşamak istiyor. Kürtler, medeni dünyanın bir parçası olmak, çocuklarının dağlarda ölmesini istemiyor. Gençlerini okutmak, iş sahibi yapmak, geleceğini kurtarmak istiyor. Toplum olarak akıllanmak için bundan böyle ille de yüksek faturalar ödemek gerekmiyor. Yeterince acılar çektik. Daha fazlasına ihtiyaç yok. Etnik kavgaların ne korkunç facialara yol açtığını kimse unutmasın. Türkiye böyle bir faciaya sürüklenirse, korkunç yıkımlar olur. Çare; siyasettir, demokratik politikadır. Çare; soğukkanlı, bağnazlıktan uzak, ılımlı ve sağduyulu yaklaşımlarla şiddete karşı çıkılması ve demokratikleşerek, günün koşullarına uygun bir tutum kazanmasıdır.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.