Φ nail_amudi Gönderi tarihi: 29 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 29 Nisan , 2009 ANLAMAK İÇİN!.. SAMİMİ OLMAK!..PKK, DTP, KÜRT SORUNU VE SİLAHLARA VEDA!.. Önceki akşam Serdar Akinan'ın Skytürk'teki “Anlamak İçin” programını izledim. Konu DTP'yi hedef alan son tutuklamalar ve Kürt sorunu idi. Programın konukları Hüsnü Mahalli ve Altan Tan idi. Hüsnü Mahalli, Serdar Akinan'ın ilk sorusuna yanıt olarak “PKK ve DTP'ye göre Kürt sorununun çözümü için temel koşulun Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması ve anayasal eşitlik olduğunu” söyleyince, Altan Tan, Hüsnü Mahalli’yi “Barış sürecini provoke etmekle” suçladı. Altan Tan’a göre, böyle bir şey yok ve Kürt sorunu dil ile ilgili basit taleplerin karşılanması ile çözülebilecek bir konu. Bu arada, programa telefonla katılan DTP Diyarbakır Milletvekili Gülten Kışnak ise, “PKK ve Kürt sorununun ayrı ayrı konular olduğunu” söyledi. İlginç ve şaşırtıcı değil mi? Oysa DTP yöneticilerinin hemen hemen tümü, yakalanarak yargılanan ve ömür boyu hapse mahkum olan İmralı Cezaevi’ndeki terörist Abdullah Öcalan'a “Sayın” demekte, onun serbest bırakılmasını istemekte, anayasanın değiştirilerek Türk ve Kürtlerin bu devletin sahibi olduklarının tescil edilmesini, yerel yönetim yasasının değiştirilerek belediyelere daha fazla yetki verilmesini dillendirmektedir. Durum böyle iken her nedense Altan Tan, bu gerçekleri görmek istemiyor ve kendine göre bir Kürt sorunu çerçevesi çiziyor. Özünde çelişkilerle dolu bir yaklaşımla farklı olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Ama boşuna kürek çekiyor. Program bittiğinde diğer bir kanala geçtiğimde Ahmet Türk ile ilgili bir haber ekranlara yansıdı. Türk, Londra'da “Büyük Kürdistan” haritası önünde konuşuyor ve bakın ne diyordu: ''Türk hükümeti ve devleti eğer Kürt sorununu çözmek konusunda ciddi ve samimi ise öncelikle Sayın Öcalan'ı muhatap almalıdır.” Acaba Altan Tan, bu haberi izledikten sonra da aynı şeyleri mi düşünüyor diye merak etmedim desem yalan olur. Bugüne kadar hep söyledim: Bu coğrafya hepimizin. Yani Türklerin, Kürtlerin, Arapların, Acemlerin, Lazların, Çerkezlerin ve binlerce yıl birlikte yaşayan tüm halkların. Kürt sorunu ise, bugünkü yapısı ile emperyalist ülkelerin bir ürünüdür. Kürtler, emperyalist ülke ve güçler tarafından kışkırtılarak kullanıldı. İşleri bittiğinde bir kenara bırakıldı. Kuzey Irak'ta bazılarınca endişe kaynağı olan “Kürt Federe Bölgesi”nin bugünkü durumu aslında Çekiç Güç sayesinde olmuştur. Kürtler, Amerikan işgali ile pekiştirdikleri konumlarından yararlanarak farklı bir duruma gelebileceklerini sanıyorlarsa yanıldıklarını er ya da geç anlayacaklardır. Çünkü bazılarının anlayamayacağı kadar karmaşık olan Irak sorunu çözülmeden Irak'taki “Kürt Federe Bölgesi”nin geleceği netleşmeyecektir. Ahmet Türk dâhil, herkesin farkına varması gereken gerçekler şunlar aslında: Toplumsal tabanın talepleri değişiyor. Siyasetin dili farklılaşıyor. İdeolojilerin sivrilikleri törpüleniyor. PKK, bir halkın özgürlük mücadelesini veren bir örgüt değildir ve hiçbir zaman da olmamıştır. PKK, terör ile bölge güçlerine taşeronluk eden bir çıkar şebekesinden ibarettir. PKK, ona sempati duyanlara bile zarar veren kontrolden çıkmış, "başkaları"na hizmet eden taşeron bir örgüttür. DTP'nin siyaset anlayışı demokrasiyle, sivillikle, hukukilikle telif edilemeyecek paradokslar taşıyor. Siyasal rekabeti savaş olarak gören bir zihniyet var ortada. Rakibi düşman, rekabeti savaş zanneden bir anlayış… Bu değişim dinamiğini korku politikalarıyla engellemek mümkün değil artık. Hele şiddet yoluyla, kaos senaryolarıyla değişim sürecini tersine çevirmek hiç mümkün değil. Görüşme, konuşma, diyalog ve demokratik reformların devamı ancak terörün bitmesiyle, silahların terk edilmesiyle mümkün olabilir. Teröre karşı çıkmayan, hele de ona sözcülük yapan Kürt aydınlarının ve siyasetçilerin vebali büyüktür. DTP, samimiyetle Kürt sorununun çözümünde mesafe almak istiyorsa, ki bu aynı zamanda kendilerine oy verenlerin de beklentisidir; tutarlı demokratik aydınları da yanlarına alarak ve hatta onlara öncülük ederek, Türkiye’de demokrasiyi örgütlemek ve bu sürecin önünü tıkayan PKK’ya, derhal silah bırakması yönünde çağrıda bulunmak, hatta bunun takipçisi olmak durumundadırlar. Son söz… Demogoji yapmanın, palavra atmanın ve bilgiçlik taslamanın hiç kimseye yararı yok ve şimdiye kadar olmamıştır. Tersini düşünenler son 90-100 yıl içinde Türkiye, İran, Suriye ve Irak'ta yaşananları tarafsız bir akılla hatırlayıp okusunlar. Kâbusların da, hülyaların da gerçeklerle ilgisi yok. Hayal âleminde yaşayanlar da kâbus görenler de nasıl olsa kafalarını sağa sola vura vura uyanacaklar. Zaman kaybedip ağır bedeller ödemek yerine, bu coğrafyada bizi birbirimize adeta mahkûm eden ortak çıkarlara eğilmeliyiz. Bizler yekdiğerimizi aşkla ve şevkle sevmeye mecburuz. Aksi takdirde birlikte mahvoluruz. PKK ve DTP, çözüm değil, çözümsüzlük üretiyor. Çözüm ancak terörsüz, barışçıl ve entegrasyonu geliştirecek politikalarla sağlanabilir. 8 Alıntı
Φ mavi olmayan gökyüzü Gönderi tarihi: 29 Nisan , 2009 Gönderi tarihi: 29 Nisan , 2009 ........ Görüşme, konuşma, diyalog ve demokratik reformların devamı ancak terörün bitmesiyle, silahların terk edilmesiyle mümkün olabilir. Teröre karşı çıkmayan, hele de ona sözcülük yapan Kürt aydınlarının ve siyasetçilerin vebali büyüktür. DTP, samimiyetle Kürt sorununun çözümünde mesafe almak istiyorsa, ki bu aynı zamanda kendilerine oy verenlerin de beklentisidir; tutarlı demokratik aydınları da yanlarına alarak ve hatta onlara öncülük ederek, Türkiye’de demokrasiyi örgütlemek ve bu sürecin önünü tıkayan PKK’ya, derhal silah bırakması yönünde çağrıda bulunmak, hatta bunun takipçisi olmak durumundadırlar. ... PKK ve DTP, çözüm değil, çözümsüzlük üretiyor. Çözüm ancak terörsüz, barışçıl ve entegrasyonu geliştirecek politikalarla sağlanabilir. Geçen haftalarda Siyaset Meydan'ında da Kürt Sorunu konuşuldu.Programda Mahalli,Sarızeybek ve Miroğlu vardı.Mahalli'nin bakış açısını sorgulamaya gerek yok,takip ettiğim kadarıyla kendisi için tüm sorunlar komplolardan ibaret. Miroğlu,Kürt Sorununun temeline inkar,imha ve izlenen politikayı koyarken,Sarızeybek bırakın Kürt Sorununu,Kürtler'i ve Kürt'lerin siyasal haklarını yok sayan bir yaklaşımla kendini haklı çıkartırcasına "Vatan-Millet..." nidalarındaydı. Sarızeybek'i pek takip etmesem de düşüncelerini çok iyi bilirim.Kendisi,kendi deyimi ile bir vatanseverdir.Kendisi gibi düşünmeyenleri "vatanhaini" ilan eden bir vatansever! Siyah ve Beyaz...Kendisinden diğerine dair hiçbir parça taşımayan iki renk.İkisini yanyana getirin,bakın bakalım ne çıkıyor ortaya...sadece farklılık. Miroğlu ve Sarızeybek...işte siyah,işte beyaz. Onları dinlerken,farklılığı sadece kendilerinde yakalladım.Yani sadece siyah ve beyaz olarak yanyanaydılar.Bunun dışında değişen hiçbirşey yok.İlköğretim yıllarında iken de tartışılan Kürt Sorunu aynı çıkmazlardaydı,bugünde... Söz konusu Kürt Sorunu oldu mu;kimileri var bu sorun,kimileri ne sorunu kardeşim der;diğerleri gerekçelerle var ve yok arasında debelenir. Bana sorarsanız Kürt Sorunu var;gerçek anlamda yakan,bedel ödeten ve yarına ambargo koyan bir sorun bu. Kürt Sorunu;ezberin,tarafın en çok dile geldiği sorunların başında gelir.Öyle ezberler ki,bizi düşünme yetimizden mahrum bırakır.Öyle taraflar ki,bizi birbirimize yabancılaştırır. .......... Kürt Sorununun çözümü demokrasiden geçer.Gerçek demokrasi,halkın egemenliğidir.Böylesi bir demokrasi de bir Türk vatandaş ne kadar hak sahibi ise,bir Kürt vatandaş da o kadar hak sahibidir.Çoğulun değil çoğunluğun,iktidarlığın değil temsiliyetin demokrasisi bu. Kürt Sorununun sadece DTP ile dile geldiği bir demokrasi de,siyasette ki basiretsizliği,temsiliyetsizliği bırakıp da sadece DTP'ye takılı kalıp,çözüm için DTP'ye akıl vermeye çalışmak,çözümde ki samimiyette hiç inandırıcı değil. Kürt Sorununun çözümü devletten geçer.Devlet,ne zaman ki halkını kendisine inandırırsa,PKK o zaman biter.DTP olması gereken yerde siyasetini yapar. Bakınız, Aliza Marcus'un tespitine; "Bugünkü problemlerden biri de şu; hükümet değişiklik için bir adım attığında, örneğin TRT Şeş, bunun kalıcı olup olmayacağını hiç kimse bilmiyor.İlerde kanal yayından kaldırılabilir mi,kanalda Kürtçe’ye daha az yer verilebilir mi? Bütün bunlar olabilir. Türk hukuk sistemi ve hükümete karşı güven eksikliği Kürtlerin devletin ciddiyetine inanmasını zorlaştırıyor." umarım ne demek istediğim anlaşılmıştır. Kürt Sorununun çözümü empatiden geçer.Halklar birbirlerinin acılarına ortak oldukça,halklar birbirlerine tahammül ettikçe,"insan",insani değerlerle tartıldıkça...işte o zaman Kürt Sorunu biter. Kardeşi şehit olan bir Türk,evi yakılan bir Kürt...Kürt,Türk olmadan;Türk,Kürt olmadan kimse bu sorunu çözemez. Kürt Sorunun çözümü,ortak çıkarlarda buluşmaktan geçer.Hepimizin olan,hepimize yarayan çıkarlarda buluştuğumuz zaman,kimliğimiz değil;geleceğimiz konuşur. Değerli forumdaşımız Dipnot,yanlış hatırlamıyorsam "Zehir zemberek yazılar..." da,çok güzel bir cümle kullanmıştı. "Dağda ki Ahmet ile askerde ki Mehmet'i aynı evde buluşturabilmek..."(Sevgili Dipnot,tam olarak o cümleyi ifade edemedim,işte olduğumdanda başlığa dönemedim,yanlış ifade ettiysem şimdiden özür dilerim) ............. Kürt Sorunu,herşeyden önce bir tanımlama sorunudur.Tanımlanması çoğu zaman yasaklanmış,tanımlananlar ise eksik kalmıştır.Kürt Sorunu,siyasi bir sorundur;siyasi olduğu kadar,sosyal;sosyal olduğu kadar ekonomik bir sorundur. Kürt Sorununda sadece taraf değil;taraflar vardır.DTP,PKK ve Kürt halkından beklediklerimizle değil;tüm halk ve taraflarından bekleyeceklerimizle çözülecek bu sorun. Silahlar susmalı,demokratik açılımlar yapılmalı...öncesinde ters tepen yanlış sistem bir daha gözden geçirilmeli,herkes üzerine düşeni yapmalıdır. Değerli forumdaşım,hepimiz samimi olalım.Kaybettiklerimize dönüp bakalım.Kaybettiklerimize rağmen olduğumuz noktanın farkına varalım. PKK,DTP çözümsüzlük üretiyor olabilir ama çözüm üreten olmadıkça onların çözümsüzlüğünü konuşmak samimiyet değildir. Oldukça güzel bir yazıydı,umut verici ve birleştirici.İşte olduğumdan eksik ve yanlış cümleler kurmuş olabilirim.Umuyorum ki,buna rağmen beni anlayacak olanlar olacaktır...herkese saygılar. Alıntı
Φ sardunyam Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2009 Gönderi tarihi: 5 Mayıs , 2009 Türkiye'nin bir Kürt sorunu yok fakat Dtp ve pkk sorunu var! Kürt halkını kullanarak onları sömürerek asla kalkınmamaları, asla çağdaşlaşmamaları için mücadele eden, TÖRE'ristler var, Güneydoğuya yapılan her yatırımı yıkan, yapılmasına engel olan bir etnik kavgacılar var! Türkiye'nin, kavram kargaşası sorunu var, insanlarınsa algılama sorunu! Demokrasi, barış, kardeşlik, emek, hak, eşitlik, mücadele, terör, terörist, vekil, başkan, parti, halk... bu sözcüklerin anlamları ne kadar çarpıtıldı ve nasıl başkalaştırıldı bir düşünelim... Kelime oyunları ile cahil halkı kandıranların aslında birde insanlık sorunları var! Terörle ve kanla beslenen feodal kültür, gücünü şiddetten ve korkudan alan demokrasi, savunusunu yalan ve iftira ile yapan düşünce özgürlüğü, hakaret, kışkırtma ve çarpıtmaya koyulan yeni isim ifade özgürlüğü... Bu sorun bir anlama ve anlamlandırma sorunudur... Güneydoğuda Kürdü kandıran ve Kürdün kanından beslenen yegane varlıkta pkk dır, pkk yı parlementoda temsil eden bölücülerdir... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.