Gönderi tarihi: 31 Mart , 2009 16 yıl ADIM ADIM PKK’SIZ GÜNLERE!..PKK SİLAH BIRAKMALI!.. ÇÖZÜM DEMOKRASİ’DE!.. Bölgedeki gelişmelere yakından bakılınca, Ortadoğu'da yeniden şekillenme sürecindeki uluslararası siyasette terör örgütü PKK'ya yer olmadığı açıkça görülüyor. Türkiye'de şahit olduğumuz iç gelişmeler, komşu ülke ve bölgelerle yeniden tanımlanan ilişkiler ve bu bölgede etkili uluslararası aktörlerin aldıkları yeni pozisyon adım adım PKK'sız bir dünyaya doğru yol aldığımızın emareleri ile dolu. Dünyanın uluslararası siyasette yeni bir paradigmayı benimsemesinin üzerinden neredeyse 20 yıl geçmesine rağmen, bu konuda geç kalan Ortadoğu'da değişim rüzgârları ancak yeni yeni hissedilmeye başlıyor. Soğuk Savaş yıllarının yarattığı dengelerin oluşturduğu statik yapıdan henüz kendisini kurtaramayan bu bölgede, eski güç ilişkilerinin ürettiği bir terör örgütü olan PKK kanlı varlığını hiç de doğal olmayan bir şekilde sürdürmeyi başarabildi. Soğuk Savaş'tan günümüze kalan bir kanlı miras olan PKK'nın güç dengelerinin hızla değişmeye başladığı yeni Ortadoğu'da yaşama şansı artık yok. Bu doğal sürece ne bölge ülkelerinin, ne de terör örgütü PKK'nın direnme gücü bulunmuyor. Bölgesel siyaset yeniden şekillenirken PKK'nın yeni dengelerde bir yer sahibi olamayacağı açıkça görülüyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün 33 yıl sonra Bağdat'ı ziyaret eden ilk Türk cumhurbaşkanı olarak gerçekleştirdiği temaslarda, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani’nin "PKK ya silah bıraksın ya da Irak'ı terk etsin" sözleri ile Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin Başbakanı Neçirvan Barzani’nin; "Talabani'nin PKK konusundaki tavrı bizim de politikamızdır. Bizim topraklarımızdan hiçbir komşumuza hiçbir saldırı olmayacaktır" şeklindeki açıklaması büyük önem arz ediyor. Hem Talabani, hem de Barzani, “Bundan sonra Irak topraklarından Türkiye'ye yönelik hiçbir saldırıya izin verilmeyeceği” konusunda açık güvence ve söz vermişlerdir. Belki de ilk kez PKK konusunda hem uluslararası kamuoyu, hem bölge ülkeleri, hem Bağdat, hem de Kuzey Irak yönetimi ortak bir tavır alıyor. Dolayısıyla PKK'nın tasfiyesi konusunda bir konsensüs sağlandığını söylemek mümkündür. Nitekim, önceki gün basın açıklaması yapan Irak Milli Güvenlik Bakanı Şirvan El Vaili, “Irak Hükümeti, PKK’yı kendi topraklarından çıkartması için acil ve pratik önlemler almıştır” diyerek, terör örgütü PKK’yı Irak’tan çıkartmaya kararlı olduklarını net bir dille ortaya koymuştur. Türkiye'nin zorlamalarıyla Irak yönetiminden benzer çağrıların geçmişte de yapıldığı hatırlanacaktır. Samimiyetten ve çağrının gereğini yapma iradesinden yoksun bu tür çağrılardan sonuç alınmadığı da herkesin malumu. Ancak bu sefer farklı, çünkü Bağdat Yönetimi de, Kuzey Irak'ı denetimi altında bulunduran Bölgesel Yönetim de artık PKK'yla ilanihaye yaşanamayacağını anlamış durumda. PKK’nın Kuzey Irak ve Kandil’deki silahlı varlığı, hem Türk-Amerikan ilişkilerini, hem de Türk- Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi ilişkilerini zehirliyor. Ayrıca Türkiye’yi istikrarsızlaştırıcı rol oynuyor. Onun için de, resmin bütününe bakıldığında, ABD’de, Iraklı Kürtler de, İran da, Suriye’de ve hatta Avrupa ülkeleri de bugün için PKK’dan rahatsız. Hem de fazlasıyla... Bu yüzden, Ortadoğu’da barış ve istikrar dönemine girilmesi için PKK’nın bölge ve Avrupa ülkeleri için bir sorun olmaktan çıkması lazım. Barack Obama'nın yönetime gelmesinden sonra bölge politikalarında savaş ve silah yerine diplomasi ve siyasete şans verme yönelimi de PKK gibi gücünü şiddet ve terörden alan yapılanmalara hayat hakkı tanımıyor. Bilindiği üzere Obama yönetimi ABD'nin sürekli kan kaybettiği Irak'tan hızla çekilmek istiyor. Çekildiğinde de geride bıraktığı mirasın selametinden de emin olmak istiyor. Irak'ta ve bölgede sarsılan toplumsal ilişkilerle bunun kendi başına sağlanması mümkün görülmüyor. Şiiler ve Sünni Araplarla eninde sonunda anlaşmazlığa düşme, hatta çatışma riski bulunan Iraklı Kürtlerin sürekli olarak ABD himayesinde bulundurulmasının hiç de pratik bir çözüm olmadığı ortada. Nisan ayı içerisinde Irak'ta yapılacak Kürt Konferansı'nın, PKK'nın sonuna giden yolda önemli bir kilometre taşı olacağını şimdiden söyleyebiliriz. Bölgede Türkiye ile Irak'ın anlaşmasının diğer ülkeler için de bir denge unsuru olacağına inanıyorum. Türkiye Irak'la bunu yaptı. Ciddi bir denge oluştu. Bunu görecekler. Olay soyutta kalmayacak, bu anlaşma Ortadoğu'nun diğer ülkelerine de örnek olacaktır. Son söz… Şiddetin çözüm olamayacağını defalarca ifade ettim ve bir kez daha yineliyorum; barış ve demokratikleşme sürecinin kalıcı olabilmesi için Kürtlerin, örgüt veya birey olarak, şiddeti ve hele hele sivillere karşı kullanılan şiddeti gündemlerinden çıkarmaları gerektiğine ve yakaladıkları bu şansı bu defa mutlaka iyi şekilde kullanmaları gerektiğine inanıyorum. Aksi durumu düşünmek bile istemiyorum…
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.