Gönderi tarihi: 10 Şubat , 2006 19 yıl . Brezilya Arjantin kurtuldu biz kuşatıldık... Brezilya geçen ay, son borç taksiti 15,5 milyar doları erken ödeyerek, IMF’den kurtuldu. Bu nedenle, Uluslar arası Para Fonu’nun başkanı Rodrigo Rato düzenlenen bir törenle Brezilya hükümetini kutlamış. Rato bakın törende özetle ne demiş: “Brezilya, uyguladığı politikalarla, ülkede yoksulluğu azaltırken, milli gelirini de artırmış durumda. Brezilya Hükümeti’nin, ülkede istihdamı ön planda tutarak, düşük kazançlı insanların gelirlerinin artmasında önemli rol oynayan plan ve projeleri hayata geçirmek suretiyle önemli başarılar elde etmiş olduğunu memnuniyetle görmüş bulunuyoruz…” Bir iki sene öncesine değin, vatandaşlarının açlık ve yoksulluktan marketlere saldırıp talan ettikleri, ortalığı kırıp döktükleri ve borcunu ödeyemez diye yorum ve değerlendirmelerde bulunulan Arjantin hükümeti de, Brezilya’dan sonra İMF’ye olan 12,5 milyar dolar borcunun tamamını ödeyerek, ekonomik bağımsızlığa kavuşmuş bir ülke konumuna geçti. Birkaç sene öncesine değin, Türkiye Arjantin olur mu şeklinde yorum ve değerlendirmeler yaparak, Kendimizi ülke olarak Arjantin’den ekonomik açıdan farklı görmenin tavırlarını sergiliyorken, Şimdilerde ise, keşke Arjantin’in yapabildiğini biz de becerebilsek diye hayıflanır durumda olduk Ayni şekilde dünün Brezilyası, ekonomisi alarm veren, iktisadi durumu kötüye gitmekte olan bir ülke konumundaydı. Şimdi ise IMF’yi kovmuş bir ülke olmanın gurur ve zaferini yaşıyor. Bizde ise, Kamuoyuna yönelik bolca makrolu laflar edip, “ekonomideki rakamlara akrobasi yaptırarak”, güvenilmeyen istatistiki verilerle, görünürde somut bir iyileşme yokken, “iyi gidiyoruz iyiye…” şişirme ve nakaratlarıyla, IMF’nin peşinden koşmaya devam ediyor. Bundan 8 ay önce bakın ne denmişti; “İMF’ye 20 milyar dolara yakın borcu olan bir ülke olarak bu kurumla olan bağları koparmamız mümkün değil.” (zaman Gaz. 29 Mayıs 2005)Ne acı değil mi? Direnme mücadele duygu ve olgusundan yoksun “tam teslimiyetçi” bir düşünce ve uygulamanın talihsiz itirafı! Birkaç gün önce yapılan Japonya görüşmesı sırasında, Japonya’nın 7 trilyon dolar borcunun olduğunu Başbakanları’nın ağzından bize naklederek, bir ölçüde hükümet olarak kendi durumlarının ne denli iyi olduğunu göstermeye çalışmıştı… Bize ne Japonya’nın borcundan? Peki, Japonya’nın yaptığının ve ürettiğinin biz ne kadarını yapabiliyor ve üretebiliyoruz? Madem mukayese yapılıyor ve fazla borç, “bakın ne denli iyiyiz” misali ile örnek gösteriliyor, o halde ülkelerin ekonomik potansiyellerin yani kazanımlarının da dile getirilmesi gerekmez mi? Neden Japonya yerine, Arjantin’i ve Brezilya’yı örnek gösteremiyor? Niçin iki ülke gibi biz de IMF’yi ülkemizden kovup ekonomik bağımsızlığımıza kavuşamıyoruz? Asgari ücretin 380 YTL açlık sınırının 600 YTL olduğu bir ülkede, baştaki iktidarın başarısında ve ekonomik zaferinden söz edilir mi? 4 kişilik bir ailenin ölmeden yaşayabilmesi için ayda bin 600 YTL’e gereksinimi var? Toplumda 20 milyon kişi tam anlamıyla yoksul durumundaysa, 11 milyon insan iş ve aş beklentisi içindeyse, Başbakan’ın ve başında bulunduğu AKP hükümetinin gerçekçi başarısından söz edilebilir mi? Bize Japonya’yı örnek göstermeyin! Siz yapabiliyorsanız, Arjantin’in ve Brezilya’nın yaptığını yapın da, Şu söylemini çok duyup ta ne anlama geldiğini pek anlayamadığı bütçenizde ki “faiz dışı fazlalar”, IMF’ye gitmesin de, artık bu ülkenin garip insanlarının bir parça olsun yüzlerinin gülmesine harcansın! Ne dersiniz sevgili arkadaşlar...? _______________________________________________________________________ Kaynak : S. Burhan Özbey
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.