Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Bakan Şahin'e Deniz Feneri tepkisi

 

"Deniz Feneri ne oldu? Size oy yok" diyen kadına Şahin "Sizden oy istemiyoruz. İstediğiniz yere verebilirsiniz" yanıtını verdi

 

Antalya'da seçim çalışmalarına katılan Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, sokak gezisi sırasında yaşlı bir kadının tepkisi ile karşılaştı.

 

"Deniz Feneri ne oldu? Hadi gidin size rey yok." diyen kadına Bakan Şahin, "Deniz Feneri yargıda. Sizden oy istemiyoruz. İstediğiniz yere verebilirsiniz." şeklinde cevap verdi.

 

Bakan Şahin, Güllük Caddesi üzerine esnaf ziyareti yaptıktan sonra yol güzergahındaki Aydın Kanza Parkı'na da uğrayarak buradaki vatandaşlarla sohbet etti. Bu sırada bankta oturan yaşlı bir bayan, önce Bakan Şahin'i yanına çağırdı. Daha sonra "Deniz Feneri ne oldu, Deniz Feneri ? Yediğiniz paralar ne oldu?" şeklinde soru sordu. Bakan Mehmet Ali Şahin de, "Deniz Feneri yargıda. Gereği yapılacak." diye cevap verdi. Yaşlı kadın "Yargıdaymış. Seçim bitince o da biter. Hadi gidin size rey mey yok." tepkisini verdi. Bunun üzerine Bakan Şahin, "Sizden oy istemiyoruz. İstediğiniz yere verebilirsiniz." şeklinde cevap vererek uzaklaştı.

Daha sonra kameralara konuşan ve adını vermeyen yaşlı kadın, "Yol yapıyorlar. Kim yol istiyor. Fabrika açsınlar, çoluk, çocuk çalışsın. Boşta geziyorlar." ifadelerini kullandı.

 

Bu arada Bakan Şahin dolaşırken bazı vatandaşlar sorunlarını iletti. Siyasi olaylardan meslekten atılan bir öğretmen, mesleğine dönebilmek için yardım istedi.

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Darwin’e sordum Cleveland dedi...

 

Eşi olamayacak kadar müstesna Maliye Bakanımızın refikası Ahsen Unakıtan, kocacığını sağlığına kavuşturup,

kendisi ve girişimci çocukları hamisiz ve vatanı milleti de unakıtmasız koymayan hastane seçimini ulvi biçimde,

"Rabbime sordum, Cleveland dedi" diye açıkladı.

 

Kimi köşe yazarı, Ahsen Hanımın Rabbıyla kurabildiği doğrudan ilişkiyi sorguladı, kimi Rabbın niye GATA, Hacettepe, Cerrahpaşa ya da herhangi bir SSK hastanesini değil de Clevelandı buyurduğuna şaşırdılar. Ama hiçbiri, Rabbın neden

nüfusun yüzde 99,9u Müslüman olup zaten namazında niyazında AKP hükümetinin yönettiği ve zaten dini bütün bir Sağlık Bakanının çekip çevirdiği hastaneler yerine, bir Amerikan hastanesini yeğlediğini çözemediler.

 

Oysa cevap basitti.

 

Başını önden değil arkadan fiyonklamak suretiyle modern bir Müslüman olduğunu kanıtlayan ve kocacığını

televizyon kameraları önünde uluorta sıvazlayarak sevgisel yakınlıkta alafrangalık sergileyen Ahsen Hanım,

Rabbından Müslüman bir hastaneyi değil, en iyi hastaneyi göstermesini istemişti.

 

Rab da yiğidi öldür, hakkını yeme dediğinden, dünyayı kendisinin yarattığına inanandan çok,

Darwinin teorilerini kanıtlayan biyolojik protezleri kullanan Cleveland' ı işaret etti, tabii.

 

Şimdi yazacaklarımın doğruluğundan kuşkulananlar, http://www.clevelandclinic.org sitesine girip "Aortic valve replacement "

başlığında verilen bilgileri okusunlar.

 

Bütün dünyada en ileri tekniğiyle referans gösterilen Cleveland hastanesinin araştırma laboratuvarları da bir numara.

Bu laboratuvarlarda kök hücre üzerine çalışılıyor. Olanaklar sınırsız: İnsanların yıpranmış hücrelerini,

kök hücreden üretilen yeni hücrelerle tamir mi istersiniz, DNAsı insana çok yakın canlı domuz vücudunu

bir tarla gibi kullanıp, kök hücre ekerek, boy atınca çıkarılıp insana nakledilecek organ tarımı mı istersiniz,

yakın gelecekte her türlü opsiyon açık...

 

Zaten Cleveland hastanesinde yapılan kalp ameliyatlarında, eğer protez takılacaksa, yapay protezden çok biyoprotez kullanılıyor. Örneğin 2006 yılında Clevelandda aort kapakçığı değiştirilen hastalardan yüzde 86sına yapay değil, biyoprotez takılmış.

 

Hastanenin özel sitesi, bu biyoprotezlerin domuz aort kapağı, sığır perikardı ya da çeşitli hayvan hücrelerinden

elde edildiğini açıklıyor, gururla. Hiç merak buyurmayınız, Türkiyede de başarıyla gerçekleştirilen bu ameliyatlarda aynı

biyoprotezler kullanılıyor, zaten hastalar da bana ne kapağı taktılar diye merak etmediği gibi, sormamaya da özen gösteriyorlar.

 

Biyoprotez aort kapakçığı, özellikle şeker hastası kalp hastalarına takılıyor. Sayın Unakıtanın nasıl bir bypass

geçirdiğini bilmiyorum, ama aort kapakçığının değişmesinin gerekmediği kesin.

 

Ben size bütün bunları, Clevelandın aslında ne kadar Darwinci olduğunu ve tıp biliminde evrim teorisine uygun işlediğini

kanıtlamak için anlatıyorum. Eğer Cleveland bilimcileri evrimci olmayıp yaratılış safsatasına uygun davransalardı, insan, domuz, sığır, fare vb. gibi türlerin hücre akrabalığı üzerine çalışmaz, ondan organ alıp ötekine takıp çalıştıramazlardı.

 

Dolayısıyla, tam Maliye Bakanımızın, sağlığına böylesi Darwinci bir hastane tarafından kavuşturulduğu günlerde,

Darwinin TÜBİTAKın Bilim ve Teknik dergisinin kapağından kovalanması ve Dr. Çiğdem Atadumanın da

yayın yönetmenliğinden alınması, hiç şık olmadı.

 

Türkiyede güya bilimi ilerletmekle görevli TÜBİTAKın başına konuşlanan Prof. Ömer Cebeci, sanırım kendisini iktidarın yarattığını biliyor, dolayısıyla yaratılış teorisine göre davranıyor.

 

Önemli değil. Prof. Ömer Cebecinin başkanlığında bir TÜBİTAK la Türkiye ne büyür, ne küçülür. Hastanelerimiz de değiştirecekleri biyoprotez aort kapakçıklarını, ABD laboratuarlarından ithal eder, kaynağını sormazlar.

Kullar böyle akılsız olunca, Rab da TÜBİTAK’ı yaratılışçı ulemaya emanet eden ehli Müslim zevata,

Cleveland’a gidip Darwin’cilere ameliyat olmasını tavsiye eder.

Gönderi tarihi:
  • Yazar

Yoksa Romalı mısın?

 

Öcalan’a ‘Tanrı Janus’ benzetmesi yapan Altan’ın, bir

baba ile kızı arasındaki cinsel birlikteliği sevginin doruğu

olarak nitelendirirken de kaynağı Roma kültürüydü

 

 

 

Ahmet Altan’a, çok özendiği Roma kültürünün geleneksel giysisi yakışır mıydı denemek

istedik. Milliyet’in modacı kızına sormadık “Toga sezon modasına uygun mu?” diye ama...

Kaderde varsa, popüler kültürden de dışlanalım canım, ne olur yani...

 

 

 

Sapkın fikirleri defalarca teşhir edilen Ahmet Altan’ın, Öcalan’ı ’Kürtlerin Mandela’sı ilan etmesi kimseyi şaşırtmadı. Oysa Türkiye’nin en hassas sinir uçlarından birine dokunmuştu. 40 bine yakın insanın ölümünden sorumlu olan caniyi “Tanrı” ilan etmişti; Tanrı Janus...

 

Janus, “Kentin güvenliğini” sağladığına inanılan bir Roma tanrısıydı. “İki yüzlü” Janus’un bir yüzünün kente girenlerin, diğer yüzünün çıkanların üzerinde olduğu varsayılırdı. Janus, tasvirleri paralarının üzerini süsleyecek kadar kutsaldı. Filozoflar Janus’un iki yüzüne daha geniş bir anlam yüklemişler ve onu “olasılık” sembolü saymışlardı.

 

Bir güvence veya olasılık... Altan, misyondaşı Yasemin Çongar ile birlikte ağırlandığı terör kamplarında katil ile ilgili nasıl bir efsane dinledi. Hangi ‘yoğunlaştırılmış’ öğretiyi benimsedi bilemem.

 

Bu caniyi hangi yönüyle Tanrılaştırmış olursa olsun, çıkışının Roma Tarihi olması manidar...

 

Daha önce ortaya koyduğu sapkın yaklaşımların da kaynağı Roma’ydı çünkü... Altan, aile içindeki bireylerin cinsel birlikteliğini olağan karşılarken de Roma’yı örnek gösteriyordu. Buna göre de, bir baba ile kızının seks yapması ’sevginin doruk noktası’ sayılıyor ve Altan’ın ağzından sanki özenilecek, imrenilecek, yaşanması gerekli bir tecrübeymiş gibi aktarılıyordu... Keza, Altan, Balbay’a ait olduğu iddia edilen notlar üzerinden bazı gazetecileri eleştirdiği dünkü yazısını da geleneksel Roma kurgusu üzerinden yazdı: “Bizans oyunları”

 

Demokrat maskeli, sapkın fikirli Ahmet Altan’a da, demokrat maskeli, işkencenin kutsal bir ayin gibi uygulandığı bir sınıf toplumu olan Roma’nın misyoneri olmak yakışır.

 

 

 

Şaşırtmadı, görevini yaptı

 

HaberTürk, dünkü sayısında Ahmet Altan’ın sapkın düşlerini tespit olarak sunduğu kışkırtıcı yazıya tepkileri derledi. Yapılan değerlendirmeler, Yeniçağ’ın ‘Al birini vur ötekine’ manşetini destekler nitelikteydi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, “Ahmet Altan bu coğrafyayı vatan yapan değerleri bimeyen bir yazardır. Öcalan’ı Mandela’ya benzettiği ifadeler ise ’zırva’dan başka birşey değildir. Çarpık düşüncelere sahip bir kimse olarak, kundaktaki bebekleri öldüren, toplu katliamlar yapan, adi bir teröristi siyasi bir konuma yakıştırmak ancak Ahmet Altan’a yakışırdı. Bu anlamda da hayal kırıklığı yaşamadık. Altan’ın söylediklerinin demokrasi ile alakası yoktur. Altan’ın her zaman çarpık düşünceleri ifadeleri vardı. Türk Milleti’ni ırkçılıkla suçlarken bölücülük yaptığının bile farkında değildir.

”Kürtçü“ yaklaşımlarıyla tanınan yazarlar da Altan’a itiraz etti. Ümit Fırat ”Öcalan, Kürtler için değil PKK için kutsal“ dedi.

Bebek katilini tanrılaştıran yaklaşıma tek destek DTP’den geldi. Bir süre önce Devlet Bahçeli ile samimi pozları basına yansıyan Hasip Kaplan, Altan’ın Türkiye barışına katkı sunmaya çalıştığını söyledi

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.