Gönderi tarihi: 13 Kasım , 2008 16 yıl Bu Nasıl Bir Toplum... Söyler misiniz biz nasıl bir toplum olduk? Her şeyimiz suç, ceza, soruşturma, yargılama, tutuklama, hüküm, cezaevi ekseninde dönüyor. Aşağıda sıraladığım başlıklara bir gün içinde sayfalarında yer veriyorsa, bu toplumda huzurdan, sükûndan, rahattan, kamu düzeninden, yasa egemenliğinden, kamu otoritesinden kim söz edebilir ki... 7 Kasım 2008 tarihli .... bir gazete de yer alan bazı başlıklar şöyle: - Üzmez’in tahliyesine itiraz reddedildi. - Almanya’da Akman’a dava. - Nezarethanede cinsel ilişki iddiası. - Gözaltına alınıp bırakıldı. - DTP’li başkan tutuklandı. - Cezaevlerinde kırmızı alarm. - Cezaevinde yine işkence iddiası. - ‘Tekmeyle ölüm’de sanık polise tahliye. - Emniyette işkence savı AİHM yolunda. - Hayal’in ifadesi talimatla alınacak. - Baran Tursun davasının hâkimleri çekildi. - Cinsel istismara 22 yıl hapis. - Taciz kameralara yansıdı. - Eşine tecavüze 12 yıl istemi. - Zamanaşımı emsal olur. - Adil yargılama ihlal edildi. Söyler misiniz biz nasıl bir toplum olduk? Her şeyimiz suç, ceza, soruşturma, yargılama, tutuklama, hüküm, cezaevi ekseninde dönüyor. Yukarıda sıraladığım başlıklara bir gün içinde sayfalarında yer veriyorsa, bu toplumda huzurdan, sükûndan, rahattan, kamu düzeninden, yasa egemenliğinden, kamu otoritesinden kim söz edebilir ki. Durum onu gösteriyor ki, biz hastalıklı bir toplum olduk. Bir toplum ki, bu denli suçla, yargılamayla ve cezayla iç içe yaşıyorsa, bu topluma sağlıklı bir toplum denilemez. Son yıllarda görülen, basın ve medyanın “adliye” ile bu denli ayrılmaz bütünlüğü toplumda şeffaflıkla, Türk insanının her şeyden haberli kılınması ve aydınlatılması ile açıklanabilir mi? Bence bu görüntü, toplumun aydınlatılmasına önem verilmesinin dışında, suçla sarmaş dolaş olmuş bir toplumun görüntüsüdür... Bunun nedenlerini araştırmak yükü öncelikle iki gruba düşer. ___İlki, bu toplumsal olguların sosyolojinin değerlendirme süzgecinden geçirilmesidir. ___İkinci grup, ülkemizde hiç de kolay bulunamayan kriminologlar olmalıdır. Onlar da suçun nedenlerine inmeli ve çözümleri üretmelidirler. Böyle bir çalışma yapıldığında, hastalığın nedenleri bulunabilecektir. Sonra, ikinci aşamada tedavi yöntemleri ve ilaçlar gündeme gelecektir. Bu aşamada hukukçuların da devreye girmesi ile ülke gerçeklerini gören hukuki çözümler üretilebilecektir... Bu konularda dışarıdan Türkiye’ye ne de çok yol gösteren, akıl veren var. Son örnek: Greco (Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu). Avrupa Konseyi’ne bağlı olarak çalışan bu grup Türkiye için 2. raporunu hazırlamış ve önerilerini sıralamış. Başta gelenler, ___Yargıçların ve savcıların atanmaları yöntemi; ___Dokunulmazlıkların kaldırılması. Dokunulmazlıklardan söz edilirken, yasama dokunulmazlığının yanı sıra kamu görevlilerinin görev suçlarında öngörülen izin sisteminin de düzeltilmesi isteniyor... Bu konuda beni üzen nokta şudur: Ülkemizde yıllardır üzerinde durulan, çözümler önerilen konuları “dışarıdaki hanımlar-beyler” önemli buluşlar gibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin önüne koyuyorlar. Oysa, ülkemizde sorun, çözümü bilinen sorunların üstüne gidilmemekte olmasıdır. Siyasal iktidarlar hukukun egemenliğini ellerinde tutmaktan yanadırlar. Özellikle yargı yetkisini elinde tutan yargıç ve savcıların atanmalarında ve öteki özlük işlerinde bağımsızlığın ve güvencenin nasıl sağlanacağı o kadar kolay ki, yeter ki istensin... Dokunulmazlıklar ise başlı başına bir ülke gerçeği. Batı hukuklarından alınan ve anayasamıza yerleştirilen kavramlar, ülkenin sosyal gerçekleri ile “şirazesinden” çıkınca, “bugün bana, yarın sana” yaklaşımı ile kaldırılmayan dokunulmazlıklar için en iyi hukuk çözümlerini üretseniz ne olacak ki. TBMM çatısı altında görev yapan bir milletvekilinin haykırarak benim dokunulmazlığımı kaldırın dediği bir ortamda, bunun gereği yapılmıyorsa, başka ne söylenebilir ki... __________________________ DİPNOT... __________________________ [¹] Prof. Dr. Erdener YURTCAN İstanbul Üniversitesi [²] Bağzı bölümler tarafımca ve kendimce kaldırılmış olup; bunun nedeni okuyucuyu etki altında bırakmamak adınadır..
Gönderi tarihi: 13 Kasım , 2008 16 yıl Sayin Dipnot Nasil bir toplum oldugumuz gun isi gibi ortada, Eskiden hirsizliklar yolsuzluklar devletin ust kademelerinde veyahut varlikli insanlar tarafindan yapiliyordu bugun ise toplumun hemen hemen her kosesinde cunku halki yolsuzluga hirsizliga kisacasi halkin kisiligini yok edilmeye calisildi yillarca bunuda basardilar acikcasi .. Peki bu nasil basarildi evvela okullarda Egitimin kalitesizliginden ve sinif ayrimi yapilarak zengin vede varlikli insanlar egitimlerini daha yuksek standardlarda gorurken varos dedigimiz ikinci sinif insanlarda daha dusuk standardlarda gordu ve boylece ilk adim atilmis oldu ikinci sinif olarak gorulen insanlar surekli toplum icinde hor gorulmeye baslandi ve buda onlarin uzerinde bir eziklige yol acti ust tabaka dedigimiz kesim hirsizliga devam ederken yasalar hic bir sey yapmadi bunlara karsi hatta neredeyse takdir edildiler.. Nekadar cok calarsan okadar cok saygi duyuldu.. Bir digeri ise eskiden Aile baglari vardi ulkede bu aile baglarida zamanla asinmaya basladi onceden herkes beraber yasarken bu gun gectikce bireysel yasamaya donustu, bosanmalar cogaldi eskiden Dedelerimizle Ninelerimizde ayni cati altinda yasarken bugun ninelerimiz dedelerimiz ya huzur evlerindeler yada tek baslarina yasamaktadirlar buda toplum icinde bir birine olan sevgiyi saygiyi koreltti.. Egerki bir toplumda sevgi, saygi, o toplumun en onemli can damarlari ya yok olmak uzeredir yada yok olmustur.. saygilar
Gönderi tarihi: 13 Kasım , 2008 16 yıl Yazar Sayin Dipnot Nasil bir toplum oldugumuz gun isi gibi ortada, Eskiden hirsizliklar yolsuzluklar devletin ust kademelerinde veyahut varlikli insanlar tarafindan yapiliyordu bugun ise toplumun hemen hemen her kosesinde cunku halki yolsuzluga hirsizliga kisacasi halkin kisiligini yok edilmeye calisildi yillarca bunuda basardilar acikcasi .. Peki bu nasil basarildi evvela okullarda Egitimin kalitesizliginden ve sinif ayrimi yapilarak zengin vede varlikli insanlar egitimlerini daha yuksek standardlarda gorurken varos dedigimiz ikinci sinif insanlarda daha dusuk standardlarda gordu ve boylece ilk adim atilmis oldu ikinci sinif olarak gorulen insanlar surekli toplum icinde hor gorulmeye baslandi ve buda onlarin uzerinde bir eziklige yol acti ust tabaka dedigimiz kesim hirsizliga devam ederken yasalar hic bir sey yapmadi bunlara karsi hatta neredeyse takdir edildiler.. Nekadar cok calarsan okadar cok saygi duyuldu.. Bir digeri ise eskiden Aile baglari vardi ulkede bu aile baglarida zamanla asinmaya basladi onceden herkes beraber yasarken bu gun gectikce bireysel yasamaya donustu, bosanmalar cogaldi eskiden Dedelerimizle Ninelerimizde ayni cati altinda yasarken bugun ninelerimiz dedelerimiz ya huzur evlerindeler yada tek baslarina yasamaktadirlar buda toplum icinde bir birine olan sevgiyi saygiyi koreltti.. Egerki bir toplumda sevgi, saygi, o toplumun en onemli can damarlari ya yok olmak uzeredir yada yok olmustur.. saygilar Saygılar benden sevgili yakisikli... Tespitleriniz... Toplumsal bilincininizin ne kada yüksekliği ile orantılı... Sevgiler... DİPNOT...
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.