EĞİTİM

[Φ seREnaDE]

Her gün bir başka manevrayla üniversiteleri kuşatmayı; bilim ve bilimsel çalışmanın temelini tahrip etmeyi amaçlayan AKP Hükümeti, ilk ve orta öğretim kurumlarında da müfredatın dini-idealist bir zemine kaydırılması için her gün yeni bir manevra yapıyor.

Son yıllarda hükümetin bu alanda yaptıklarına bakıldığında; 1-) Newton ve Kuvantum fiziği arasındaki “çelişki”den yararlanarak; “eğitimin müfredatını demokratikleştirme” adına gerçeğin birden fazla olduğu gibi, çağdışı fikirleri popülerleştirmek; dini, yaratılışçı, öznel idealist safsataları bilimsel gerçeklerle aynı değerde göstermeye; 2-) Resmi eğitimin yerine özel eğitime ağırlık kazandırarak; sermaye güçlerini dolaysız bir biçimde eğitimin içeriğine müdahale edecekleri bir zemin oluşturmaya; 3-) İmam hatipler, türban gibi konularda “haksızlık” ve “ayrımcılık” yapıldığı gerekçesiyle dini eğitimi üniversite eğitiminin de temellerinden biri olarak biçimlendirmeye çalışmaktadır.

Bu üç alanda yer ve zamana göre hamleler yapan hükümet; kapıdan kovulduğunda bacadan girme kararlılığı ile amacına varmaya çalışmaktadır.

En son gündeme gelen 625 Sayılı Özel Okullar Yasası’nda yapılmak istenen değişiklerin de bu çerçevede görülmesi gerekir.

Son günlerde basında da yer aldığı gibi, AKP Hükümeti; devletin okullarında tebeşir, temizlikçi, yakacak, aydınlanma giderleri gibi küçük masrafları bile velilere fatura ederken; özel okula giden (gidecek) öğrencilerin velilerine kredi açılması, kredi faizinin yarısının devlet tarafından karşılanması, ayrıca öğrenci başına yıllık 1000 YTL’lik bir destek sağlanması yanı sıra özel okulların doğalgaz, su, elektrik gibi giderlerinin devlet okullarıyla aynı koşullarda sağlanması gibi imkanlar sağlayacak bir yasa çıkarmaya girişmiştir.

Hükümet açıkça; en düşük gelirli kişilerden bile “eğitime katkı payı” adı altında eğitim masraflarını vatandaşa fatura ederken; orta-üst ve üst gelir gruplarına (çocuğunu özel okula gönderecek kadar gelire sahip olanlara) olağandışı bir destek sunmaktadır. Oysa; burada (özel eğitimle amaçlanan ideolojik-siyasi çıkarlar bir yana bırakılsa bile) “adil” olanı; devletin en düşük gelirli toplum kesimlerinin eğitim masraflarına katkı yapmasıdır. Ama AKP Hükümeti’nin mantığı “tersine” işlemekte; tıpkı vergi yasasını, yüksek gelirli kesimlerden vergi indirimi sağlayan değişiklikleri “vergide devrim” olarak sundukları gibi, yüksek gelirli kesimlere verilecek eğitim desteği de “eğitimde görülmemiş reform” olarak sunulacaktır, sunulmaktadır.

Kuşkusuz bu çarpık mantığın arkasında sadece, “zenginlere bir kıyak daha” gibi bir “zengini sevme” güdüsü yoktur. Bundan daha önemlisi; eğitimde “özel eğitim”in payının yükseltilerek Milli Eğitim’in etkisinin azaltılması ve giderek; AKP’nin eğitimi dini-idealist bir niteliğe dönüştürme gayretlerinin dayanağı oluşturmaktır. Dolayısıyla hükümetin bu hamlesi; sadece alt sınıflardan yukarı sınıflara bir servet aktarımıyla sınırlı olmayıp ideolojik içeriği olan ve politik bir rant sağlamayı da amaçlayan bir hamledir. Başka bir söyleyişle bu; laik eğitimin, “özel okullar” üstünden kuşatılması girişimidir.

“Bütün düzen partileri bunu yapar zaten” demek; AKP’nin sıradan bir düzen partisiyle farkını anlamamak demektir. AKP de yaptıklarının böyle görülmesini istiyor. Ne var ki; burada, özellikle eğitim alanında AKP Hükümeti; ilköğretimden üniversiteye kadar; cumhuriyetle birlikte yönelinen laik, materyalist temelli eğitimi tahrip etmeye çalışmaktadır.

Ülkemizin ilerici demokrat güçleri, emekçileri, halkı bu saldırıyı püskürtmek yükümlülüğündedir. Bu gelecek kuşaklara da borcumuzdur.

[Misafir ali0_1]

Maddelerine bakıyorum da...

 

Hadi ikinci kısmen hatalara neden olabilir de diğerlerinde ne sakınca var onu anlamıyorum...

 

AKP nin her yapmak istediğinden kıllanarak mı eğitim sistemimizi geliştireceğiz???

 

Ağzınıza sakız etmeyin laiklik;çağdaşlık gibi kavramları...

 

Siz komünizmi savunmuyor muydunuz???

 

[Φ seREnaDE]

kavram kargaşanın devam ettiğini düşünüyorum arkadaşım, bunu sana daha önce de söylemiştim...

[Φ pitis]

Son günlerde basında da yer aldığı gibi, AKP Hükümeti; devletin okullarında tebeşir, temizlikçi, yakacak, aydınlanma giderleri gibi küçük masrafları bile velilere fatura ederken;...

 

zeynoo, yukarıda belirttiğiniz doğru bir bilgi değil.her yıl okullar,tebeşir,kalem,kağıt,bant gibi kırtasiye gideri ihtiyaçlarını DMO'dan devletin ödeneği ile karşılar.ayrıca tapusu meb 'da bulunan tüm okulların tadilat tamirat ek bina ihtiyaçları da devlet tarafından bütçe dahilinde temin edilmektedir.temizlikçi olayına gelince okullara atanan hizmetli sınıfındaki görevliler okul temizliğinden sorumludur.ancak yetersiz olmaları durumunda okul aile birliği kararıyla temizlik şirketlerine okul temizliği bırakılabilir ki bunun giderini de okul aile birliği öder ve hiç de sizin belirttiğiniz gibi küçük bir gider değildir bu.(aylık 1000 ytl gibi rakamlardan söz ediyor temizlik şirketleri).ihale usulu ile okullara alınan yakacak da fatura ile belgelenmesi halinde yine devlet tarafından ödenmektedir.okullardaki su elektrik telefon gideri de dahildir bu ödemeye.

ancak tribünlere oynamayı seven meb bakanının yanlış politikaları neticesi devlet okulları çıkmaza girmiş,(orta öğretime gelen bir öğrencinin okuma yazmada bile zorlanması gibi) ve öğrencilerin özel okullara yönlendirilmesi çabasına girişilmiştir.evet paralı ve herkes faydalanamıyor ama eğitim- öğretim kalitesinin yüksek olduğu muhakkak özel okulların büyük çoğunluğunda.ve çok enteresandır ki devlet okulunda görev yaparken, çalışmayan işini savsaklayan öğretmen özel okula imza atınca , ideal öğretmen oluveriyor.elini attığı yeri kurutan meb bakanı özel okullara da el attı ya umalım ki kurutmasın.

[Φ LaLiBeLa]

Devlet okulunda görev yapan bir öğretmen olarak şuna şahidim ki,okulun bir çok gideri veliler tarafından ödenen aidatlar ile karşılanmaktadır.Bunların arasında dosya kağıdı,yapıştırıcı vs. de vardır.İdarecilerimiz ne zaman bir ihtiyacı temin etmek için DMO 'ne gitse elleri boş dönmekte.1500 mevcutlu okulumuzda bir tane kadrolu hizmetli var ve yalnızca onun maaşı devlet tarafından karşılanmaktadır.Taktir edersinizki bu bir kişi tüm temziliği gerçekleştirecek güç ve kapasiteye sahip değil ve bundan dolayı takviyeye ihtiyaç duyulmaktadır.Alınan diğer hizmetlilerin ücretleri ise yine okul tarafından karşılanmaktadır.Okullarımızın giderlerinin karşılanması ve işlerin aksamaması için idareciler tüccar edasıyla kafa patlatır,öğretmen tahsildar gibi para toplar.Bir taraftan bakanımız medyadan halka uyarılarda bulunur,kayıt parası vs vermeyin diye,bir taraftan alınan aidatların %15'i MEB hesabına yatırılır.Öğrencilik yıllarımzıda "Paralı eğitime hayır."diye sloganlar atarken meslek hayatımızda,velinin desteği olmadan işlerin nasılda sarpa sardığına,temizlenmedi için okula kokudan dolayı burnumuzu tıkayarak girdiğimize,çocuklarımızın sık sık hastalanmasına şahit olduk.Şimdi ise tek temennimiz,medyada halka farklı,eğitim camiasına ise farklı söylemlerde bulunan bakanımızın,devlet okullarına ve eğitime daha çok bütçe ayrılması için çalışmalar yapmasıdır.

[Φ dile hemgin]

kavram kargaşanın devam ettiğini düşünüyorum arkadaşım, bunu sana daha önce de söylemiştim...

mrb.zeyno.Doğru söylüyorsun.Düşünün ki bir meb bakanı eğitimin devletin sırtına yük olduğunu resmen söyleyebiliyor.Dünyanın hangi ülkesinde vardır bu anlayış acaba.Böylece özel okullar kazanacak.Devlet zaten özel okullara ve dersanelere akan parayı toplayabilse devlet okullarını özellerden farkı olmaz.Ayrıca bu söylemlerle eğitimi özelleştirme adımları atılıyor.Dikkat edersek sağlıktada özel sektörlüğe yönelme var.Bu sektörlerin büyük bölümüde yine dikkat edersek yeşil sermayenin elindedir.