Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Featured Replies

Gönderi tarihi:

ROZERİN BOLLUK

 

Tarihsel dönemlerin yazarı olarak öne çıkan Samim Kocagöz, ‘Tartışma’da bir döneme damgasını vuran gençliğin mücadalesini anlatır. ‘Mor Ötesi’ ise, 12 Eylül’le birlikte YÖK sayesinde bilim insanlarının fakültelerinden uzaklaştırılmasını anlatıyor

 

Uzun boylu, esmer, yeşil parkalı delikanlıların sahnede çıktığı, aktif mücadelelerinin ve ölümlerin belirginleştiği yıllardı o yıllar. Onlar; güzel bir dünya isteğiyle yola çıkmışlardı. Yürüdükleri yolda kurulan barikatları geçenlerin yanı sıra, o barikatlara takılıp genç yaşta toprağa düşenler tarih yazmılardı. Samim Kocagöz, Tartışma’da, “Kahrolsun emperyalizm! Yaşasın tam bağımsız Türkiye!” diyerek bir döneme damga vuran gençliğin ve baskılara karşı direnen aydınların hikâyesini anlatır.

Tartışma’da anlatılan, yıllar geçse de unutamadığımız, yüzleşme gücü bulamadığımız büyük acıların tarihidir aynı zamanda. Tartışma, Türkiye’nin tartışılması gereken yakın geçmişini, 12 Mart darbesine götüren sürecin sorgulandığı bir roman. 1960’lı yılların öğrencilerinin, öğrenciler arasında gelişen ilerici, devrimci hareketin romanıdır bu aynı zamanda. Türkiye İşçi Partisi’nin düşüşe geçtiği dönemdir. Olaylar Avukat Ekrem Mutaf etrafında gelişir. Ekrem Mutaf TİP’nin yöneticisi aynı zaman çok tanınan bir avukattır. Bir oğlu, bir kızı vardır. Çocukları ve yanlarında kalan yeğenleri üniversite öğrencisidir. Ekrem Mutaf vasıtasıyla TİP içindeki gelişmeleri, aydınların uğradığı baskıları çocukları ve yeğeni aracılığıyla da 1968 gençliğinin ilk mücadelesine tanık oluruz bu romanla. Yazar, romanı oluştururken, yaşanmış gerçek olaylardan yola çıkmış. Hep bildiğimiz ya da bildiğimizi sandığımız o dönemin olayları yazarın kaleminden akıcı bir üslupla anlatılmış. Okumaya başlayınca, zihnimizdeki bölük pörçük bilgilerin de verdiği merakla kitabı elinden bırakamıyor insan. Yazar, Tartışmayı kaleme alırken, okurunu sürekli bir merak ve beklentiye sokmayı başarmış. aynı zaman da Cumhuriyet tarihinde ilk kez açık örgütlenme olanağı bulan Türk solunun, kendi içindeki tartışmalarına, görüş ayrılıklarına da yer vermiş.

 

‘Oy dere Kızıldere’

Roman aynı zaman da Cumhuriyet tarihinde ilk kez açık örgütlenme olanağı bulan Türk solunun, kendi içindeki tartışmalarına, görüş ayrılıklarına da yer verir. Yazar, 1960’lı yılların gençliği anlatırken, bölünmüşlüklerini, fraksiyon farklarını aktarmayı unutmaz; “Solcuların kimisi Leninciyim diyor, kimisi Maocu, kimisi de Castrocu...” Kocagöz, tarihsel dönem yazarlığının kendisine yüklediği sorumlulukla gençliğin içinde bulunduğu ruh halini anlatmayı da ihmal etmez. Gençlerin ağzından o günkü ruh halini, tavrını, kararlılığını anlatmak için bir slogan haline gelen; “Devrimciler ölür, devrimler yürür!” sözünü aktarmayı da uygun görür.

“Delikanlı dondu kaldı. Bütün kanı damarlarından çekilmişti. Bir şey düşünmedi önce, sonra kendisini toparladı. Silahını kaptığı gibi arkadaşlarının yanına koşmak istedi. Kayanının arasından doğrulunca derenin üst başından, yakınlarından iki makineli tüfek birden takırdadı. Uzun süre kurşun kustu makineliler. Delikanlı kıvranarak, ulu Çınardan yere inen bir kuru yaprak gibi kayadan düştü. Gökyüzü, bulutlar, çam yeşili birbirine karıştı. Kendisini toparlamak istedi; al kanlar içinde kalmıştı. Gözleri yumulmadan ulu çınarın altında uyuyan arkadaşlarına bir kez daha baktı: İki arkadaşı uyurken, mermilerin yağmuru içinde arka üstü dönüvermişlerdi, yüreklerinden fışkıran kan, ulu çınarın dallarını yapraklarını kızıla boyamıştı, Doğa renk değiştiriyordu. Delikanlı son bir caba harcadı; bir kez daha arkadaşlarına baktı: ‘Olmaz ki... Uyuyan kişi vurulmaz ki...” diye dudakları kıpırdadı. Sonra iki iri eliyle toprağı, toprağını avuçladı: öylece iki avuç toprakla, avuçlarında yurdunun iki avuç toprağı ile cansız kaldı.” Kızıldere’dir bu anlatılan Tartışma romanında.

 

12 Eylül darbesi

Türk solu bir dönem tartışmayı şehvetle sevdi. Tartışmak için de çok okudu. Dönem gençliği, ülkenin o koşullarında, elinde kitaplar, derneklerde, lokallerde, yurtlarda, kantinlerde kıyasıya tartıştı. 12 Mart derbesine gelinen süreci Tartışma’yla anlatan Kocagöz bu kez Mor Ötesi romanıyla da 12 Eylül darbesini anlattı. Bu öyle bir darbeydi ki sadece aydınları gençleri değil toplumun her kesimini etkiledi. Bilanço çok ağırdı. Toplumsal hakları neredeyse kökünden budayan bir anayasa oylanmış, YÖK sayesinde üniversitelerin özerkliği yok edilmişti. Bilimsel tarafsızlık ortadan kaldırılmış, kürsü sahibi, akademisyenler bir sabah kendilerini işsiz buluvermişlerdi. İşler bununla sınırlı kalmamış, din dersleri okullarda zorunlu hale getirilmişti. Böylece yanlızca ülkenin o gününü değil, geleceğini de etkileyen çok önemli kararlar hayata geçirilmişti. Samim Kocagöz Mor ve Ötesi romanında işte bu kıyımlardan nasibini almışları, Fizik Pröfesörü Doğan Akmercan ekseninde anlatır. Doğan Hoca’nın Tarih öğretmeni olan babası ve emekli yargıç dayısı Nedim bey de emekliliklerinde bir sahil kasabasına yerleşmiş, yaşadıkları olumsuzluklara rağmen, sahip oldukları değer yargılarını korumaya çalışan insanlardır. Bu iki emeklinin etrafında gelişen olaylarsa, onların yabancı olduğu ve 12 Eylülün yarattığı ahlak erozyonudur. 1987 Ferit Oğuz Bayır Romanı Ödülü de alan Mor Ötesi, altüst olan dengelere, toplumun nasıl muhafazakarlaştığına, sermayenin nasıl el değiştirdiğine de ışık tutar. Yazarların sadece yazdıkları için özgürlüklerinin elinden alındığı, fişlendiği, takip edildiği, tehdit edildiği dönemleri yaşamasına rağmen, kalemini kullanmaktan asla vazgeçmez. Tarihin ona verdiği notu düşer. Gelecek nesillerin o gün yaşayanların ne bedeller ödediğinin bilinmesini ister.

Samim Kocagöz, 100 Temel Eser arasında yer alan Kalpaklılar ve onun devamı Doludizgin’de Kurtuluş Savaşı’nın belgelere dayanarak destansı bir dille anlatır. Literatür Yayıncılık tarafından yeniden yayımlanan bu iki eserinin yanı sıra Kocagöz, İzmir’in İçinde romanıyla 27 Mayıs dönemini anlatırken, On Binlerin Dönüşü tek partili dönemden çıkışa açılan bir pencere olur. Yılan Hikâyesi romanı Türkiye’nin iki partili döneme geçişini anlatır, Eski Tüfek; Türkiye’nin ara rejim dönemlerine yaşlı sosyalistlerinin yaşamından bakarken, Nabi’nin Park Kahvesi bir kasabanın öyküsünü anlatır ve 1948 yılında yayımlanan tek roman olarak tarihe geçer. Yazarın bu romanları da önümüzdeki günlerde okuyucuyla buluşacak.

Kocagöz’ün kitaplarında anlatılan gençliğin devrimleri, umutları, hayalleri yarım kaldı. Onlar güzel bir gelecek için mücadele ediyordu. Karanlık oyunların tezgahlandığı soğuk sabahlar değildi onların hayalleri. Eşitlikçi bir dünya istiyorlardı. Çoğu gençliğini darağaçlarında, demir parmaklıklar ardında bıraktı. Yanlız gençlik değildi o günlerde tezgahlardan geçirilen. Yurtsever, bağımsızlıkçı aydınlar, Bütün bunları yeniden hatırlamanın verdiği hüzün ve isyanla Tartışma’yı okuyor insan. Hiç unutulmaması gerekenleri yeniden hatırlayarak.

 

TARTIŞMA

Samim Kocagöz

Literatür Yayıncılık

2008

212 sayfa

13 YTL.

 

MOR ÖTESİ

Samim Kocagöz

Literatür Yayıncılık

2008

98 sayfa

7 YTL.

 

RADİKAL-KİTAP!

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.