Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Hayatı sorgulamak:

 

Romantizm kavramı,hayatımıza aslında ne kadar da hakimdir özellikle biz kadınların hayatına.Romantizm,aklın en yukarı safhaya ulaştığı andır kanımca, romantizm, sevginin somut olarak gösterilişi,sevgiyi karşıdakine ifade edebilme yeteneğidir.Herkes,romantizmi anlayamaz çünkü gerçekten akıl işidir.Romantik insan,gerçeği hayaller noktasına ulaştırabilir,hayalleri ise daha somut hale dönüştürebilir.Fakat somut hale dönüştürebilmek için aktif ve uyanık olmak elbette gerekir.Cinsellik ise çok basit, en odun kabul ettiğimiz kara cahil bir erkek bile yaşar cinselliğini hayatı boyunca ama belki de ömrü boyunca hiç romantizmi katamaz hayatına.Öylece ölüp gider ,kimi detayları,kimi derinlikleri kavrayamadan.Einstein’ın dediği gibi “ hayaller,gerçeklerin çok ötesindedir.”

Ama toplumumuz, erkek hassaslaşınca etiketler koydu erkeğe.”Light erkek” diye adlandırdı.Oysa erkek kadın,hepimiz insanız,insanca yaşamalı,solumalı,hissetmeli hatta kimi zaman ağlamalıyız.Bir tür arınmadır bu, bence.Özellikle toplumumuz,etiketler koymaya çok meraklı.Bu biraz da ,dine önem veren toplumlarda baskın,maalesef.Pozitif bilime,sanata,çok yönlü düşünmeye,çok sesliliğe yeterince önem vermiyoruz.Müziklerimiz bile çok sesli müzik olmaktan öylesine uzak ki.Hep sözler üzerinde durmuşuz,ya gerideki müzik,o önemli değil mi, hep pam pam ile müziği sınırlar,kapı sesinde dahi göbek atar olduk.Müzik,bundan ibaret mi?

Bir Fransız atasözüdür; “Gençler bilebilse,yaşlılar yapabilse”.Hakkaten de aktif olan gençler,gençken tecrübe sahibi olsalar,yaşlılar da hayatları boyunca elde etmiş oldukları tecrübeler yanında kaybettikleri enerjiye sahip olsalar, dünya yerinden oynardı.Sanırım orta yaş,en ideal dönem.Ama maalesef ülkemizde, bir bakıyoruz,vatandaşımız daha orta yaş evresinde emekli olmuş,işsiz güçsüz oturuyor.Bence,ülkemiz için büyük bir kayıp.

Gençleri ele aldığımızda,çok akıllı gençlere sahip olsak bile, tecrübesiz olduklarından aciz kalabiliyorlar.Yani tecrübe,aklın önüne geçiyor.Bu çok acı.Bazen şunu fark ettim ki,çok okumak insanı oldukça hassaslaştırıyor çünkü ruh dünyanızı duyarlı hale getiriyorsunuz.Daha kolay etkileniyorsunuz.Ama okudukça okuyasınız geliyor yani kısaca daha duyarlı,daha haberdar olmak istiyorsunuz.Fazla sorguluyorsun ve gün geçtikçe,fazla detaylar arasında kalıyorsun.Dünyan oldukça enlemesine genişliyor fakat sen yayılmak yerine,derine iniyorsun.Kimi zaman yayılmak istiyorsun ama yayılırken,vicdanın buna engel olmak istiyor,yeterince derine inmiyorsun diye suçluluk çekiyorsun.Bazen cahillere bakarım,daha aktifler,mücadeleci,daha hızlı.Ama onlar da derinlere inmeden,göçüp gidiyorlar bu dünyadan,farkında olmadan.Sanki bilginin, insanoğluna bir oyunu bu.Ama ikisinde de negatif ve pozitif bir arada.Cahil,eylemleriyle kazanıyor ama derinliklerdekini fark edemeden hayattan göçüp gidiyor, okumuş ise derinliklerdekilerle uğraşıyor ama yüzeydeki birtakım eylemlerden uzak kalıyor,yeterli sayılabilecek denli aktif olamıyor.Demek yapılması gereken,bu iki özelliği bir araya getirmek.Mesela bazı yazarlar,kitap yazma,basma telaşı içerisinde olup,ailelerinden uzak kalıyorlar.Oysa ki hem kültürel hayatını sürdürecen,hem de iyi bir anne veya baba olacan,ailenle vakit geçirecen.Artık,kapitalizmin bize bahşettiği bu dünyada, üstün insan olmak zorundasın,seçici ve çok yönlü bir birey olmalısın.Bu hem iyi,hem kötü.Ama üstün insan derken,milleti ezen,sömüren,aşağılayan,ayırım yapan değil kastettiğim ya da fiziksel üstünlük de değil.Sadece özümüzü bulduktan ve yeteneklerimizi gerçek anlamda keşfettikten sonra,yeteneğimiz doğrultusunda sivrilmek ama bunun yanında çok yönlü olmak.Bu yüzden felsefe kitapları çok değerli,bizi özümüze götüren,felsefedir.Salt bir gelişim kitabı gereksizdir,asıl felsefeyi okumak gerekir.Çünkü sorgulamanın temeli orada yatar.

Ya yanlış anlaşılmak veya eksik anlaşılmak.Herkesin elinde teoriler var, kiminin elinde az ,kiminin çok.Ama teorisi çok olan saklanıyor ,az teorisi olan ise gösteriyor.Öyleyse,az olan önde.Hayatınızda karşılaştığınız kimi insanlara teori başlıklarını, kimilerine ise teori gidişatını gösteriyorsunuz.Ama gösterirken yanlış anlaşılabiliyorsunuz.İşte teorileri gösterirken hayatta yaşadığımız zorluklar, bizi üzebiliyor,etkiliyor,hassaslaştırıyor.Özellikle de biz gençleri.

Sizde gençler,mükemmeliyetçilik var mı bilmiyorum.Ama bende var.Hep iyi olma arzusu vardır ya.Hayatımızı da hayat yapan bu iyiye yöneliş aslında.Mesela kadınlık nerede,nedir diye çok sordum çünkü toplumumuzda erkeklik duygusu baskın ama oysa ki kadınlık dediğimiz kavram daha silik, daha gizli.Örneğin bir kadın fazla makyaj yapıp daha güzelleşmek istediğinde sokağa çıkıp dolaştığında,erkekler hayat kadını veya basit kadın olarak kadını görebiliyorlar.Ya da kadın bir erkeğin elini tuttuğunda,erkek sıkınca kadının ellerini avuçlarında, sanki kadın,gururundan bir şeyler kaybedip,ezildi gibi oluyor.Peki kadınlık nerede?Ne zaman gerçek kadınsın,ne zaman gerçek kadın olduğunu hissediyorsun? İnsan yaşamındaki sınırlar öylesine önemli ki.

Ya yapmacıklık,doğallık ayırımı?Misafir gelecekse çok nazik olmak.Bir taraftan nazik olmak istiyorsun ama diğer yandan karşıdaki belki düşünüyor, bu naziklik aslında olması gerektiği için var,yoksa onda olduğu için değil gibi içinden düşünebiliyor.Ne zaman yapmacıksın?Ne zaman değilsin? Işte toplumun gerektirdiği gibi davranmak içlerimize kazınmış,ne zaman toplum örtüsünden uzaklaşsak ürperiyoruz,güvenliğimiz tehlikeye giriyor bir anda.

Ya biz gençler sevmeyi,sevilmeyi biliyor muyuz? Örneğin, gençler , ne kadar çok cep mesaj yolluyorsa sevgili,onu o kadar çok seviyor sanıyor.10 mesaj,on kat sevgi.Tek mesaj en azından hatırlıyor.Sıfır mesaj,beni hiç sevmiyor,kesin başka birini buldu.Ya da her saat mesaj yollayan bir sevgili, yine mi? çattık ya Sevgi acaba bu mu?

Lütfen siz de görüşlerinizi bildiriniz.Çok teşekkür ederim.Kucak dolusu sevgilerimle…

 

Suna

  • 5 ay sonra...
Gönderi tarihi:

Bu toplumsal zeka denilen şey sanırım. İnsanı bireyselleştiren bir sistem içine girerken, biz hala toplumsalcı düşünüyoruz. Kendimizi karşımızdaki insana göre değerlendiriyoruz, kendimize mal olmayı değil topluma, sokaktaki teyzeme, amcama, bakkala, şuna buna mal eldiyoruz kendimizi.

Oysa ki kendi içinde belli yere gelememiş bir kişinin toplum içinde üstün bir rol oynaması imkansızdır. Eğer birşeyler yapılmak isteniyorsa, insan öncelikle onu kendi içinde yapmalı, tamamlamalı, hatta teste tabi tutmalıdır.

Sokakta yürürken dahi karşımıza çıkan bazı şeyler vardır. Hayatın bize örneklerini sunması gibi. Köşe başında toplanmış bir grup insan aralarında konuşur. "Şu şuymuş bu buymuş..." Ya da bir ebeveyn çoçuğunu ikna etmeye çalışırken "bak böyle yaparsan herkes sana güler..." diyerek, daha biran önce yetişme, bir noktaya erişme hevesinde olan bireyin önüne kocaman bir duvar örerler. Bir süre sonra insanın kendi beyni kaybolur yerine tüm toplumun beyni gelir. Attığı üç adımın hesabı bile bu beyin tarafından yapılır.

Hal böyle olunca ne romantizm kalır, ne özgür düşünce, ne sanat akımları için bir yol, ne de..... diye sayılabilecek milyon tane insana özgü davranış.

 

Erkeklik, kadınlık... Birinin baskın birinin silik, gizli olmasının tek sebebi de toplumsal zeka değil midir? Sen çocuğunu yetiştirirken bile bu baskın-silik karakterleri veriyorsan. Yapabilecek hiçbirşey yok. Toplumumuza baktığımızda erkek çocuk, toplum zekası sayesinde, "genel yapıcı", kız çocukları da "genel yaptırmayıcı" olunca aslında bir olması gereken iki taraf bir anda kutuplaşıyor, uzaklaşıyor. Bunlara rağmen arada birkaç kişi çıkıp eşitliği sağlamaya kalkışınca, erkekse "layt erkek" kadınsa "eşi,eşrafı belli olmayan" oluyor.

Kendi düşüncelerimizi hayata aktamamız gerekiyor yoksa, biz neciyiz ki? Niye yaşıyoruz ki?

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.