Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Birazcik Felsefe....


wherthus

Önerilen İletiler

Kendine dikkat et. Hayatta yanlislarin yerine dogrulari koymak istediginde

sunu animsa: yapilacak ilk devrim insanin kendi içinde yapacagidir, evet ilk

ve en önemli devrim budur. Insan kendi hakkinda bir düsünceye sahip

degilken, ne istedigini, hayattan ve insanlardan ne bekledigini bilmiyorken

bir düsünce ugruna savasmak yapilabilecek en tehlikeli seylerden biridir.

Hayatini basitlestirme ve ucuz zevkler ugruna harcama onu. Hayat ilkbaharda daglardaki karlarin erimesi kadar çabuk sona erer. Anlamadan bitiverir.

 

Yasadigimiz her saniye bize bahsedilmis birer mucize olsa gerek. O kadar ki,

geri alinmasi ve tekrar yasanmasi olanaksiz. Bunu bil ve her sikintili

aninda bunu animsa. Acilari ve üzüntüleri, hayatinin büyük bölümüne yayarak kendini yipratma. Dolu dolu, heyecanla, severek, sevilerek yasa. Sevmekten ve çok sevilmekten korkma. Sevmek, en yüce deger; ölesiye, uçsuz bucaksiz sevmek. Sevilmekte bir o kadar. Sevmenin güzelligi, sevilmenin izdirabinda, sevgisizligin sizisi içimizde sakli. Bir gün arkana baktiginda - ki o gün mutlaka gelecek - tüm benligini pismanlik kaplamasin.

 

Yapamadiklarinin pismanligiyla degil, yapabildiklerinin hazziyla yaslan. Her zaman yapilan yanlis nedir bilir misin? Hayatimizin ve hayatimizda yer eden insanlarin hiç degismeyecegini sanmaktir, trenin ray degistirmeden sonsuza kadar gidecegini düsünmektir. Oysa kaderin hayal gücü bizimkinden daha renklidir.

 

Artik çikisyolunun kalmadigini sandigin bir durumda, umutsuzlugun zirveye vardiginda, rüzgar hiziyla her sey degisir, alt üst olur ve bir andan ötekine geçerken kendini yeni bir yasantinin, yeni insanlarin içinde bulursun. Dogru insan ve insanlarla beraber olmak ise kaderin hayal gücünün renkliligine degil, tamamen bizim seçimimize baglidir. Senin için çirpinan insanlara hak ettikleri degeri ver. Birileri için çirpinan, fedakarlik yapan, gerçekten

seven insanlari yeniden bulmak çok zor. Insan elindekilerin kiymetini

genellikle bilmez. Onlari kaybedince degerlerini anlar. Buna firsat verme,

çok geç olabilir. Bir gün yolunu yitirdigini, sasirdigini hissettigin zaman

agaçlari düsün, onlarin büyüme biçimini animsa. Unutma ki yapragi gür, ama kökü zayif bir agaç ilk güçlü rüzgarda devrilir, oysa kökü güçlü ve az

yaprakli agaçta can suyu bin güçlükle dolasir. Kökler ve yapraklar ayni

ölçüde gelismelidir. Çevrendeki insanlar bunu saglayabilecek nitelikte

olmalidir; olaylarin içinde ve üstünde olmalisin, ancak böyle gölge ve

siginak sunabilir, ancak böyle dogru mevsimde çiçekler ve meyvelerle

donanabilirsin. Ve sonra önünde pek çok yol açilip sen hangisini seçecegini

bilmedigin zaman herhangi birine, öylece girme; otur ve bekle. Hayatina

girecek insanlari belirlerken de buna dikkat et.

 

Dünyaya geldigin gün nasil güvenli ve derin soluk aldiysan öyle soluk al, hiçbir seyin senin dikkatini dagitmasina izin verme, bekle ve gene bekle. Dur, sessizce dur ve yüregini

dinle. Seninle konustugu zaman kalk ve yüreginin götürdügü yere git,

yüreginin belirledigi kisiyi seç...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 3 ay sonra...

NEDEN FELSEFE?

 

Neden gurursuz yaşadığınızı, ateşsiz sevdiğinizi, direnmeden öldüğünüzü merak mı ediyorsunuz? Neden her baktığınız yerde cevapsız kalmaya mahkum sorularla karşılaştığınızı, hayatınızın neden imkansız çelişkilerle dolduğunu, neden "ya beden ya ruh" gibi, " ya akıl ya kalp" gibi, "ya güven ya özgürlük" gibi yapay seçimlerden kaçınmak için tüm ömrünüzü mantıksız kararsızlıklarla geçirdiğinizi bilmek mi istiyorsunuz?

Cevap yok diye çığlıklar mı atıyorsunuz? Algılama aletinizi, aklınızı reddetmişsiniz, ondan sonra da evrenin bir esrarengizlik yumağı olduğundan yakınıyorsunuz. Elinizdeki anahtarı fırlatıp atıyor, sonra tüm kapılar yüzüme kilitlendi diye ağlıyorsunuz. Mantıksızı izleyerek yola koyuluyor, sonra varoluş anlamlı değil diyorsunuz.

Aklınızı takip etmedikçe hayatınızı bu sorulardan kaçarak geçirmeye mahkumsunuz. Tercih yapmaktan kaçındıkça başkalarının tercih ettiği bir hayata mahkum olacaksınız. Bu yüzden felsefe bir ihtiyaçtır. Felsefe; hayatı analiz etme, aklı ve mantığı kendi mutluluğunuz için kullanma aracıdır. Entellerin kafanızı karıştırmak için bir araya geldiklerinde yaptığı laf kalabalığı değildir.

 

Her insanın bir hayat görüşü, doğru-yanlış bir felsefesi vardır. Farkında olmasa da felsefesiz insan olmaz. Herkes, yaşam tecrübelerinden, gördüğü, duyduğu, okuduğu şeylerden, iyi-kötü sonuçlar çıkararak, bir felsefe sahibi olur.

Felsefe: evrenin, insanın ve insanın evrenle ilişkisinin asli tabiatını araştıran düşünce sistemidir.

 

Felsefeye, genellikle altrüizmin (birey düşmanlığının) egemen olması, altrüizmin en acı abidelerinden biriyle: insanların kendi içlerinde kültürel olarak yarattıkları benliksizlikle sonuçlanmıştır: kendisini, bir bilinmeyen olarak görmekteki istekliliği; kendisiyle, bir yabancıyla birlikte yaşıyor gibi yaşaması ve bundan rahatsızlık duymaması; ruhunun(bilincinin), kişisel (gayri-sosyal) ihtiyaçlarını bilmezden gelmesi, göz ardı etmesi, bastırması; kendisine en gerekli olan şeyleri en az bilmesi; en derin değerlerini, sübjektifliğin iktidarsızlığına teslim ederek, hayatını kronik bir suçluluk duygusunun kasvetli zindanına çevirmesidir

 

Mistik kahinin mesleğinin püf noktası, anlaşılmazlıktı; bugünün estetiğinde de: anlaşılmazlık, bir değer zannedilmektedir. Nasıl ki, ilkel vahşiler, tabiat fenomenlerini olduğu gibi kabul etmiş; bu fenomenleri, soruşturulmaz, analiz edilmez ve indirgenmez bir birincil zannetmiş; ve, bu fenomenlerin kaynağını: bilinmez cinlere atfetmişdilerse; benzer şekilde, bugünün epistemolojik vahşileri de, sanatı olduğu gibi kabul etmiş; onu, soruşturulmaz, analiz edilmez ve indirgenmez bir birincil zannetmiş; ve, sanatın kaynağını özel bir tür bilinmez cinlere atfetmişlerdir: hissettikleri duygular. Aralarındaki tek fark, tarih-öncesi vahşilerin hatasının masumca yapılmış olmasıydı.

İnsan karakteri -sayısız potansiyelleriyle, erdemleriyle, kötülükleriyle, tutarsızlıklarıyla, çelişkileriyle- o kadar karmaşıktır ki; insan, kendi kendisinin en çetin bilmecesidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.