Φ madar_ Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 azize ‘yerlilerin şarkısı’ - I azize '' yerlilerin şarkısı'' I. bizi iyi sakla tanrım gidiyor hayat bizi yokla bize yeni bir keder yarat çünkü bizdik dökülen hayat hırpalanırken büyülü çanaklarda ağır bir dua altında kırılırken yalanlar gömülen bizdik azize göğsündeki iksire ağaran dünya ve kirpiklerimizden artakalan ne varsa ne varsa bilinmeyen mevsimleri dolduran yalnızlıklardan tütün kâretmez yaralardan arta kalan ne varsa dizdik yanaklarımıza süzülsün birazdan başlarız azize yani iyi bir kederin yani yerlilerin şarkısına çünkü biz en eski yerlileriz gideriz yürek tokuşturmaya ve deniz gideriz hep rüya kaburgalarımıza biriken ne varsa ne varsa kışkırtan bizi alır gideriz ama yorgun alkışlar lanetliyor bedenimizi sanki yokuz terliyor günler paralarla haberlerle üşüyoruz çözülüyor dudaklarımızdaki tuzun kimyası yıllarca beter bir bilmeceden uykusuz bir hayal gümbürtüsüyle kalkıyoruz halaya yani aynı yazgıya yani yaşadığımızı biliyoruz yani kirpiklerinle aynı yerdeniz ıslandıkça ruhlarımız senin zamanlarınla körpeler büyüdükçe yürek tokuşturmaya şehirleri savuran şarkımıza başlarız hazırız gülümse bizi tanrıyla buluşturmaya yetmez içimizde boğulmaya bu deniz kirpiklerinle aynı yerden yalnız aşka yenilen yerlileriz azize Alıntı
Φ madar_ Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 azize ‘yerlilerin şarkısı’ - II azize '' yerlilerin şarkısı'' II. birşey yap azize şiirden olsun ıslansın hep içim nehirden olsun iyi sakla beni bahar geliyor iyi sakla beni çıldıracağım acı ilerliyor aşk ilerliyor ruhumdan bir cennet kaldıracağım birşey yap ve görün aşkla diz dize göstersin dibini hayat denizi anlat deliliği anlat azize her yağmurda aynı yaranın izi kimi rüyasında bir kelebeğe yağmurdan tabutlar yapıyor gibi kimi yeraltından bakıyor göğe herkes aynı şeye tapıyor gibi andolsun hayat da durur azize çeker baharlardan elini tanrı kıyamet aşkı da vurur azize unutur yağmuru çöl yangınları ölümü ürperten birisi mi var baharı coşturan böyle azize duvarın ötesi yine bir duvar sonsuzluk gördün mü söyle azize daraldı odalar sonra balkonlar gökyüzü çalarız sinemalarda o çocuk balonlar o istasyonlar herşey bir aşk için susar susar da iyi sakla beni çıldıracağım acı ilerliyor aşk ilerliyor ruhumdan bir cennet kaldıracağım iyi sakla beni bahar geliyor azize 'yerlilerin şarkısı' - III azize ''yerlilerin şarkısı'' III. beni iyi sakla tanrım yağmurdan geldim ateşleri azdıran karanlık bir yağmurdan bir yağmur yanağında kırıldı çömleklerim bir yağmur yanağından geçtim uçurumlara yüzüm ıslak camlarda aklım uçurtmalarda gökyüzüyle sınanmış bir maviye düşerdim düşerdim uzaklara kalktığım her sahurdan her sözcüğe ayrı bir yağmurdan geldim çocuklar artırmadan o efsane maviyi yağmurlar anlaşılmadan her bahar çıldıran sularla geldim belki de sular böldü beni binbir iklime hiçbir dilde olmayan sorular böldü ablam babamın ilk acısı ben küçükken öldü ve ben küçükken kestim bir çocuğun kolunu korkuyu böyle erken yaptım çocuk oyunu bir çocuk oyunu parça parça ateşten gölgelerim inkar ettim ve sevdim hayata çarpan tüm yanlarımı ve hain bir sevgiliyi sarmalayan ellerim vermedi yağmura günahlarımı sonsuza doğru çember çevirdiğimiz günlerin kavgasında müphem bir umuda asıldı deniz dönüp sordum yağmura arkadaşlarımı bütün bu olup bitenden sonra azize yine de özler mi bizi ben sizinle birlikte geçtiğim o denizi yıllarca bir daha bir daha bir daha geçtim geçtim şehirler altüst oldu gülümsedi çocuklar dağıma geri döndüm kendi suyumdan içtim belki çıkmam sabaha geceleyin vururlar döner miyim bir daha söz veremem çocuklar yağmurlar birgün gerçekten yağar azize dua etsin ateş üstünde hayat aptallaşır bize gün doğar el eder sevgili güneş üstünde azize 'yerlilerin şarkısı' - IV azize ''yerlilerin şarkısı'' IV. beni sen durdur azize bitmiyor yollar beni sen vur beni sustur bitsin sorular beni sen durdur azize yollara çıktım bütün kederlerimi yaktım ve ağlaşacak ne varsa alevlerini sana küllerini elazize bıraktım önce ölümler çaktım çarmıha çevirdiğim günlere kıyamet gözkırpacak çıldıracaktım ve ruhumda gökler düşerken yere aklımı maviye aldıracaktım yıllarca yeniden çıktım yollara yıllarca aktım dünyanın bütün nehirlerinde aktım durdum uçsuz bucaksız yatağında herşeyin son sınırlarda en derinde nasıl dayanabilir insan yuvarlanınca boşluğa kendi dağından ya da balık gibi takılınca ağlara kayan bir damla gözyaşıyken dünyanın yanağından karışmak isterken yağmurlara çıkarıp efsanemi tüm yüzyıllardan... anla ki azize çığrından çıktım imkansıza soyunup çıktım yollara çatırdayacak sandım çırılçıplak dünyanın iskeleti çatırdayacak yalnızlıklar ayaklarımın altında ve kocaman şehirlere yeni bir büyü çatlayan bir bahar olacaktım kırlara çıktım yolllara artık hatırlayabilir miyim o muhteşem şiirden bir iki dize basar mı bağrına artık beni sevdiğim beni durdur azize beni yağmura beni ateşe beni denize Alıntı
Φ bursercan Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 ya kardesım bu ne guzel kelımeler ,yazılar... cok hosuma gıttı gercekten ama bu S. CANEY ben tanımyorum da kısaca bılgılendırırsen sevınırız. bu arada da hosgeldın madar.... Alıntı
Φ madar_ Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 Yazar Gönderi tarihi: 27 Temmuz , 2008 hoşbulduk sıtkı caneyin kendi web sitesinden kendisi hakkında bilgilenebilirisin Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.