Gönderi tarihi: 3 Ocak , 2008 17 yıl Bir Sinsilik Öyküsü: Sızıntı Dergisi... Nurcu çizgide olan bu derginin ilk sayısının kapağında "ağlayan bir erkek çocuk" resmi vardı. Fethullah Gülen, dergi için kaleme aldığı başyazıda "Bu Ağlamayı Dindirmek için Yavru" başlığını kullandı ve Sızıntı dergisini Kürt Said 'in yaydığı (sözde) ışığa tercüman olmak amacıyla çıkardıklarını şöyle dile getirdi: "...Bu mevkute, neşrettiğin ışığa tercüman olma mülahazasıyla yola çıktı. Varılacak yer uzak, yollar da tekin değildi. Cinler, ifritlerle beraber taarruza geçti..." Gülen ve talebesi Şemsettin Nuri 'ye göre: "Sızıntı, İslam devletinin yeniden kuruluşunun destanıdır. Birinci Cihan Harbi ile batıp giden İslam devleti, zamanın ana rahminde yepyeni bir tarihi doğuşa hazırlanmaktadır. Ne muhteşem bir doğuştur bu... Nefsin ve şeytanın radyasyon sızıntılarına mukabil ruhun ışık sızıntıları, kutlu tayflar halinde toplanıp kalplerde yoğunlaşarak hidayet lazerleri halinde küfrün, karanlığın urlarını, kanserlerini kuruta kuruta gelmektedir. Nefs kışının inkâr kefenlerini yırtıp ruhun bahar filizlerini vere vere ilerlemektedir. İşte Sızıntı'da böyle bir gelişin destanı sunulmaktadır." Sızıntı ailesinden bir başka yazar da küfür ve inkârla, karanlığın urları ile neyi kastettiklerini bize açıklayan şu görüşü savunmaktaydı: "Halifeliğin kaldırılması, tekke ve zaviyelerin kapatılması, Harf Devrimi'nin yapılması, geçmişle bağın kopartılması, Osmanlı'nın şahsında 'İslama hayır' ın ifadesi idi." İşte Sızıntı, yıllar yılı bu ve benzeri düşünceleri Anadolu'nun en ücra köşelerine kadar yaygınlaştırmayı, din eğitimi alan öğrencilerin ve din dersi öğretmenlerinin çoğunun başucu dergisi olmayı başardı. Gülen cemaatinin "aylık ilim ve kültür dergisi" olarak yaşamını her iktidar döneminde sürdürdüğü gibi "cinlerle ifritlerin taarruzuna" da uğramadı. Çünkü gelip geçen iktidarlar ya bir türlü gaflet uykularından uyanamadılar ya da cemaatten gelecek oyların cazibesi ile uyuklama pozunu gönüllü olarak benimsediler. Sızıntı'nın yayımlanmaya başlamasından 29 yıl sonra günümüzde ise Fethullahçılığın TBMM dahil her yerde (kendi sözcükleri ile) "bahar filizlerini" ! vere vere ilerlediklerini ve bu durumdan duydukları memnuniyeti ilanlarla açıkladıklarını gözlemliyoruz. Eğer elinizdeki örneklere bir taze örnek daha eklemek istiyorsanız iktidarın henüz satış işlemlerini tamamlamamış olması nedeniyle hâlâ kamu kuruluşu olma özelliğini taşıyan Türk Hava Yolları'nın aylık dergisi Skylife'ın Aralık 2007 sayısına bakınız. Orada bütün bir sayfanın Sızıntı dergisinin renkli reklamına ayrıldığını ve reklamda da şu dizelerin yer aldığını göreceksiniz: "Ay yıldız bir kez daha ikbalime gülüyor, Ve planı öteden bir dünya kuruluyor; Gayrı artık karanlığın miadı doluyor, Millet, yıllanmış o meskenetten kurtuluyor..." Gülen cemaati galiba Türk Hava Yolları'nın resmi dergisi aracılığıyla "batıp giden İslam devletinin yepyeni bir tarihi doğuşunun" , yani yeniden kuruluşunun müjdesini veriyor. Acaba ay yıldız, bu yüzden mi onların ikbaline (baht açıklığına) gülüyor? Planı öteden kurulan bir dünya, nasıl bir dünya? Miadı dolan karanlık, laik Cumhuriyet dönemini mi simgeliyor? Yıllanmış meskenet (miskinlikler) AKP'den önceki iktidarların nitemi mi? Laik Cumhuriyetin yeminli ulaştırma bakanının, kendi sorumluluğu altındaki bir yayın organının bu sinsi küstahlığı konusunda ne yapacağını merak ediyoruz doğrusu. Prof. Dr. NECLA ARAT / Cumhuriyet
Gönderi tarihi: 3 Ocak , 2008 17 yıl Eğer bu bildiğim Sızıntı dergisiyse gayet hoş bir dergidir, severek okurum ve tavsiye de ederim... Beğenmeyenler de lütfen kendi tam okumaları sonucu beğenmesinler de bir anlamı olsun onları okuyan şu gözlerin ardındaki beyinler için... Saygılar...
Gönderi tarihi: 8 Ocak , 2008 17 yıl "Ay yıldız bir kez daha ikbalime gülüyor, Ve planı öteden bir dünya kuruluyor; Gayrı artık karanlığın miadı doluyor, Millet, yıllanmış o meskenetten kurtuluyor..." bu dörtlük çok şey ifade ediyor, bekledikleri gün doğmak üzere ondan mı acaba? paralı yollarıda özelleştiriyorlarmış bunlar... satılmadık bir yolumuz kalmıştı... nihayet oda oluyor...
Gönderi tarihi: 9 Ocak , 2008 17 yıl Yazar "Ay yıldız bir kez daha ikbalime gülüyor, Ve planı öteden bir dünya kuruluyor; Gayrı artık karanlığın miadı doluyor, Millet, yıllanmış o meskenetten kurtuluyor..." bu dörtlük çok şey ifade ediyor, bekledikleri gün doğmak üzere ondan mı acaba? paralı yollarıda özelleştiriyorlarmış bunlar... satılmadık bir yolumuz kalmıştı... nihayet oda oluyor... Maalesef sevgili sardunyam... Maalesef...
Gönderi tarihi: 10 Ocak , 2008 17 yıl Türkiye gittikçe ırkçı ve dinci faşizme doğru sürükleniyor, Kürt halkını kullananlar onların bu ülkenin asli unsuru olmadığını azınlık olduklarını vurgulayanlar, Kürt kimliğini ön plana çıkarıp, kendi ülkelerine düşman edenler kim ve onlar bundan ne kazanıyor bir sorgulasınlar... Millet olmaktan ayrıştık artık alt ve üst kimliklerimiz var hepimiz ötekileştik... Bundan kime yarar var? Dindarlar eziliyor edebiyatı yapanlar, din adına Allahlık taslayanlar, Türkiye dindarlaştıkça kim ne kazanıyor, kim ne kaybediyor düşünüyorlar mı? Özgürlüklerimiz elimizden alnıyor, değerlerimiz ve mülklerimiz satılıyor, ama dindarlaşıyoruz, (!) tek partili ve diktacı anlayışa doğru gidiyoruz... Güçlü olan dinciler memleketin her tarafında gerginlik yaratıp, bir yandan ceplerini dolduruyorlar, bir yandan bölünmeye hizmet ediyorlar... Bunların elebaşı Amerika'dan ülkemizi izliyor, büyük ihtimalle keyiften ellerini ovuşturuyordur... deveye sırtın neden eğri demişler, nerem doğru ki demiş...
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.