Misafir yersoy Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2007 1- Sayın Yersoy, Tanrı belli bir zaman dilimindeki, belli bir coğrafyadaki, belli özelliklere-gelenek,kültürel ve sosyal ekonomik siyasal değerlere- sahip bir topluluğu muhatap alarak vahyi gönderiyor... Diğer toplumlara adaletsiz davranıyor... 2- Toplumda yaşanan bir sürü olay cereyan edip durmaktadır, yani hayat yaşanıp devam etmektedir... bu süreçte vahy aracılığı ile Tanrı bazen yaşama mudahale edip, toplumsal inşaayı gerçekleştiriyor...3- Bazen de direkt olarak Tanrı buyruğu vahy geliyor ve toplumu yönlendiriyor... Yönlendirilmeyenlere adalaetsiz davranıyor... 4- bütün bu çerçeve içerisinde hiç unutmamanız gereken şey Tanrı o toplumun diliyle, o toplumun kelimeleriyle ve toplumun geçmişiyle, o toplumun malzemelerini kullanarak ileitişimi kuruyor... Vermek istediği evrensel mesajı o toplumdaki malzeme ile inşaa ediyor... o dönemi incelerken anlamamız gereken şey olayın özüdür... Diğer toplumlara adaletsiz davranıyor... 5- Bu özü yakaladıysak eğer, Tanrının kutuplardan bahsetmeyişinin nedeninin kutuplardan habersiz oluşundan değil, o coğrafyadaki insanların kutuplardan habersiz oluşudur... Yani malzeme ne ise pasta öyle yapılmış diyebiliriz.. Kırmızı ile işaretlediğim cümlenizi, Kuran'ı o toplumun yazdığı şeklinde mi algılamalıyım? Eğer adalet olsa, bir ek ayet ile bu sorun düzeltilebilirdi. mesala hayvandan bahsederken, deveden o kadar bahsedilir ki, ama artık neden foklardan bahsetmediğini soracaksınız diye korkmama gerek kalmadı sanırım bence korkun Bu olay bana sanki Kuran'ın o coğrafyadaki birisi tarafından yazıldığını ispatlıyor. Kusura bakmayın, şüpheci davranmak zorundayım. 6- kutuplarda oruç ve namaz olayı aynen ekvatordaki gibi kıyas edilerek yerine getirilir. sorun yok yani, tamam ? 700-800 hatta 1000 li yılları düşünelim nasıl kıyas edeceksiniz sayın evaporit? Teknoloji yok ve adamlara yine adaletsiz davrandınız. Lütfen yazdıklarımı karşı çıkmışiçin yazmış olmak şeklinde değil, beni anlayarak düşünün. Kendinizi benim yerime koyun... Saygılarımla Alıntı
Φ evaporit Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2007 sayın yersoy, kader konusundaki sorunuza gelince buna ayrı bir bölüm açalım isterseniz orda konu üzerinde düşünelim burda haksızlık olmasın, konuyu açan arkadaşımıza.. Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2007 sayın yersoy, kader konusundaki sorunuza gelince buna ayrı bir bölüm açalım isterseniz orda konu üzerinde düşünelim burda haksızlık olmasın, konuyu açan arkadaşımıza.. doğru haklısınız. kader ve kaza isminde bir forum vardı. Ordan devam edelim... Alıntı
Φ muki Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2007 Sayın muki,Tanrı kimsenin kalbini, o insan istemedikçe mühürlemez... Siz kalbinizi kapatırsınız, bütün kapıları kilitlersiniz, Allah da mühürler...buna kararı siz verirsiniz... Banka da açık hesabiniz vardır, dilekçenizi verirsiniz, ordaki görevliler de hesabınızı kapatıverirler... irade sizindir... Dinler çoktur... tek tanrılı, çok tanrılı, tek peygamberli, çok peygamberli, orjinalini taklide çalışan uyduruk şeyleri de sayarsanız, hayli çok din var... Ama ''Tanrı katında geçerli olan tek din vardır, o da islam...'', zaman içerisinde insanlar kendilerine gönderileni, tahrif edip değiştirdikleri için, tanrı da sürekli peygamberler göndererek, bu dini diri ve orjinal tutmuştur... en son olarak da Muhammed ile bu yenilenmeyi yapmıştır.. dolayısıyla en son gönderilen şekli ile insanları uyarmak ve bilgilenmek ve bilgilendirmek de müslümanların görevidir.. İşinize geldiği yerde insan istemedikçe, işinize geldiği yerde Allah istemedikçe, öyle mi? Ne demek, Tanrı katında geçerli tek din vardır demek...Tanrı katında neler olup bittiğine İslam'mı karar veriyor? Valla müslümanlar kendilerine gönderilen İslam'ı tahrif edip duruyorlar, her kafadan bir ses çıkıyor. Beni neyle bilgilendireceksiniz acaba? Kafirleri gördüğüm yerde öldüreyim mi? İtaatsiz kadını döveyim mi? Mirasta haksızlık yapayım mı? Müslüman olmayanları dost edinmeyeyim mi? Ne güzel bir nasihat kitabı değil mi Kuran... Alıntı
Misafir 4mevsim Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2007 sayın yersoy aslında bu tarz tartışmak bana çok sıcak gelmiyor ama madem sayın evaporitin dediği gibi hayatı çok ta ciddiye almamak lazım..bazen espirili yaklaşımlardan bişeycik olmazsa o zaman şöyle diyelim.. uzayda diyelim yaşam istasyonları kuruldu ve inanlar bu dünyadan oraya gönderildiler...kimler gönderilebilir mesela...dünyanın en zenginleri...ve bunlar hac yapacak mesela..e kardeşim oraya gidecek kadar paran bolsa hacca gidcek kadar da boldur dersin ...ama uzay mekiği hac mevsiminde havalanır mı bilemeyiz..onu nasa mı ya da yetkili kimse onunla müzakere edip hac mevsimine denk getirmesi düşünülebilir.... ya da mesela çok zenginler değil de mahkumlar gönderilmiş olsun..onlara da zaten hac farz değil...dert etmeye gerek yok yani.... belki o zaman uzay aracına falan da gerek olmayacak...ışınlanarak gidilebilecek..o zaman da zaten gidiş geliş sorun olmaz..hatta direk kabeye iniş bile mümkün olabilir..ne güzel olur valla....hatta ankaradan bile ışınlanabiliriz istediğimiz yere....neyse ... selamlar ... Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2007 belki o zaman uzay aracına falan da gerek olmayacak...ışınlanarak gidilebilecek..o zaman da zaten gidiş geliş sorun olmaz..hatta direk kabeye iniş bile mümkün olabilir..ne güzel olur valla....hatta ankaradan bile ışınlanabiliriz istediğimiz yere.... Dünyadaki adalaetsizliğe bir çözüm bulalım da uzaya çıkarız sayın 4mevsim Alıntı
Misafir 4mevsim Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2007 sayın yersoy...bence şimdiden çözelim... siz 14 asır önceden neden kutuplar düşünülmemiş diyordunuz ya...biri de çıkar bundan 3 asır sonra mesela..neden uzaydakiler düşünülmemiş der..o bakımdan şimdiden çözmekte fayda var... selamlar... Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2007 sayın yersoy...bence şimdiden çözelim... siz 14 asır önceden neden kutuplar düşünülmemiş diyordunuz ya...biri de çıkar bundan 3 asır sonra mesela..neden uzaydakiler düşünülmemiş der..o bakımdan şimdiden çözmekte fayda var... selamlar... çözelim çözelim de önce kutuptakileri kurtaralım. Kurandaki ayetlere göre hareket ederlerse yanacaklar yanmazlarsa açlıktan telef olacaklar... Alıntı
Misafir 4mevsim Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2007 çözelim çözelim de önce kutuptakileri kurtaralım. Kurandaki ayetlere göre hareket ederlerse yanacaklar yanmazlarsa açlıktan telef olacaklar... sayın yersoy bu işin sonu nereye varacak bilemiyorum ama ...devam edelim bakalım... kutuplarda açlıktan telef olması öngörülenlerden önce afrikada açlıktan ölenleri kurtarmak lazım diyeyim ben size... bu adaletsizliği bireysel anlamda çözmeye katkı için denize bir denizyıldızı misali bazı arkadaşlarım zekat ve kurban paralarını yolladılar...sömürülen bir insanlığa uzanan ellerin sayısı ne kadar çok olursa belki adaletsizlik olarak algıladıklarımız o kadar azalır ve küçülür.... mesele aciliyet meselesi.... Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2007 kutuplarda açlıktan telef olması öngörülenlerden önce afrikada açlıktan ölenleri kurtarmak lazım diyeyim ben size... İkisi çok farklı sayın 4 mevsim: birisi yiyecek bulamadığından, birisi ise 6 ay oruç tutacağından telef olur... Alıntı
Φ evaporit Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 23 Aralık , 2007 Diğer toplumlara adaletsiz davranıyor... Yönlendirilmeyenlere adalaetsiz davranıyor... Diğer toplumlara adaletsiz davranıyor... Kırmızı ile işaretlediğim cümlenizi, Kuran'ı o toplumun yazdığı şeklinde mi algılamalıyım? Eğer adalet olsa, bir ek ayet ile bu sorun düzeltilebilirdi. bence korkun Bu olay bana sanki Kuran'ın o coğrafyadaki birisi tarafından yazıldığını ispatlıyor. Kusura bakmayın, şüpheci davranmak zorundayım. 700-800 hatta 1000 li yılları düşünelim nasıl kıyas edeceksiniz sayın evaporit? Teknoloji yok ve adamlara yine adaletsiz davrandınız. Lütfen yazdıklarımı karşı çıkmışiçin yazmış olmak şeklinde değil, beni anlayarak düşünün. Kendinizi benim yerime koyun... Saygılarımla Peki sayın Yersoy, kendimi sizin yerinize koyup tekrar cevaplayım... Tanrının o topluma hitabı örnektir, ayırımcılık değildir... haksızlık değildir... çünkü tanrı bizatihi o topluluğun dilinde kuranı indirdiği halde, çok insan tanrıya karşı başkaldırmıştır... İnsanların pek azı öğüt alıp düşünmüştür... oysa diğer topluluklar araplardan çok dah fazla islama emek vermişler, islam medeniyetine katkıda bulunmuşlardır... Tanrının o toplumun yaşadıklarından örnek vermesi o topluma olan lutfudur... başka şeylerden örnek verse, Tanrının ifadesi ile ''Tanrı bununla ne demek istedi diye aralarında ayrılığa düşeceklerdi'' Mesala Harundan Musadan, İbrahimden bahseder, çünkü o coğrafyanın kültüründe bu şahsiyetle çok iyi bilinmekte tanınmaktadır... Deve yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır, tanrı zenginlik derken deve yükü altınları örnek verir... cenneti çöl ortasındaki bir vaha olarak ziihnlerine indirgeyip kolaylaştırır... onlara foklardan söz etse, yeni bir karmaşa, yeni bir sorun olurdu değil mi ? hele bir de o dönem de yaşayan bir Yersoy olabileceğini de ihtimaller arasına koyarsak, yandı gülüm keten helva... Tanrının buyrukları kısa ve özdür...Tanrı sizin dediğiniz gibi ek ayetler gönderse bu insanların özgürlüğünü kısıtlayacak ve herşeyi din yapacaktı... oysa hayatta her şey din demek değildir... Tanrı sadece yaşama dair özü koyar... gerisi bizim o öz etrafındaki anlağımıza kalmış... Tamam ? Kıyasa gelince şu demek bu : Kutuplardaki bir müslüman, aynı mekkedeki gibi ya da daha yakın bir coğrafyaya uyarak (mesala Türkiye-macaristan gibi) hareker edecek, yani güneşe bakmayacak... namaz saatlerini günü bölerek, iftar saatlerini günü bölerek ayarlayacak... bu kadar basit... bu da tamam sanırım... Kuranın O topluluk tarafından yazıldığı şeklindeki şüphenize gelince... şöyle düşünün iki kişi bile aynı yalanı aynı şekilde uyduramazken, bir topluluk bunu nasıl başarsın ki ? en azından bir sure ya da bir bölüm hakkında ihtilaflarını tarih bize yazmalı değilmiydi ? hele bunları en çok oryantalistlerden işitip okumalı değilmiydik ? 1400 yıllık bir yalan ? şüphecilik elbette hakkınız sayın yersoy... İlimde şüphe güzeldir... ben de öyle yaparım.. ama her zaman ve her yerde değil tabiiki....sizin de öyle yaptığınıza eminim Alıntı
Misafir yersoy Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2007 Gönderi tarihi: 24 Aralık , 2007 Peki sayın Yersoy, kendimi sizin yerinize koyup tekrar cevaplayım... Olmadı Sayın evaporit... Tanrının o toplumun yaşadıklarından örnek vermesi o topluma olan lutfudur... Bana göre adam kayırmadır. başka şeylerden örnek verse, Tanrının ifadesi ile ''Tanrı bununla ne demek istedi diye aralarında ayrılığa düşeceklerdi'' Mesala Harundan Musadan, İbrahimden bahseder, çünkü o coğrafyanın kültüründe bu şahsiyetle çok iyi bilinmekte tanınmaktadır... Elbette, elbetteee! Biz de sürekli bundan bahsediyoruz işte! Sadece ve sadece Arap yarımadası ve yakın çevresini bulabilirsiniz Kuran'da. Başka şeyler arayıp da bulamayınca, "vay efendim aslında oraya bir lütuftu; diğerleri de örnek alsalardı" demek bence yanmaya yüz tutmuş kazı çevrimek ama beceremeyip geç kalmaktır. Nasıl mı? Aynen şöyle: Deve yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır, tanrı zenginlik derken deve yükü altınları örnek verir... cenneti çöl ortasındaki bir vaha olarak ziihnlerine indirgeyip kolaylaştırır... onlara foklardan söz etse, yeni bir karmaşa, yeni bir sorun olurdu değil mi ? hele bir de o dönem de yaşayan bir Yersoy olabileceğini de ihtimaller arasına koyarsak, yandı gülüm keten helva...Tanrının buyrukları kısa ve özdür...Tanrı sizin dediğiniz gibi ek ayetler gönderse bu insanların özgürlüğünü kısıtlayacak ve herşeyi din yapacaktı... oysa hayatta her şey din demek değildir... Tanrı sadece yaşama dair özü koyar... gerisi bizim o öz etrafındaki anlağımıza kalmış... Tamam ? Yani tamamdır Sayın evaporit, ama kaz yandı üzgünüm.... Kutuplardaki bir müslüman, aynı mekkedeki gibi ya da daha yakın bir coğrafyaya uyarak (mesala Türkiye-macaristan gibi) hareker edecek, yani güneşe bakmayacak... namaz saatlerini günü bölerek, iftar saatlerini günü bölerek ayarlayacak... bu kadar basit... bu da tamam sanırım... Sayın evporit hiç de basit değil yahu... Neymiş o basit olan? Kutuptaki adamın ekvatora uygun davranması, örneğin 1000 yıl önce nasıl kolay oılabilir? Yapmayın gözünüzü seveyim... Adamın belki sıcak ülkelerden haberi yok, dinlerden haberi yok, Allahtan haberi yok, kitaptan haberi yok siz tuttunuz adamı Türkiye'ye Macaristan'a yönlendirdiniz. Hadi bugün teknoloji var, ama 500 sene önce neydi? Basit bir hesaba göre yaklaşık 1000 yıl boyunca dünyaya gelen insanların %95 i direk yanacak bu durumda... Bu nasıl adalet yahu? Neyse ki ilk girdiğinde biraz içi ısınır. Kutuptan cehenneme gitmek de ayrı bir deneyim olsa gerek... Sen şimdi kazara bu adamları 1000-1200 sene evvelinde müslüman yapsan, ortada adam kalmaz. Ya da pek inandırıcı olmaz Kuran'ın dedikleri. Ve bu arada emin olun, Muhammed Kuran'ı eğer kutupta yazsaydı (sizin deyişinizle, Eskimo toplumu lütuf görseydi) cehennem buz gibi bir yer olacaktı.... Günahkarlar sonsuza kadar donacaklardı. Arap yarımadasında zaten sıcaktan çeken insanı ancak ve ancak sıcakla korkutursunuz. Bir düşünün hele: Kuran, cehennemin dondurucu soğukta olduğunu, isyankarların sonsuza kadar donup donup tekrar dirileceğini ve tekrar donacağını yazsaydı, Ekvatora yakın bölgelerde yaşayan insanlar sanırım cehennemden o kadar da korkmazlardı.. Ne dersiniz? şöyle düşünün iki kişi bile aynı yalanı aynı şekilde uyduramazken, bir topluluk bunu nasıl başarsın ki ? O zaman tek kişi yazmıştır.... Sorun yok yani... Saygılarımla Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.