Φ Mehdî Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Kimden : Pîr Gerçek Velî (Bay, 34) Kime : Grup: Alevi Uyan...Mehdî Geldi... Tarih : 26.11.2007 12:28 (GMT +2:00) Konu : Mehdi'nin *MUM SÖNDÜ* Makalesi: Bu mesele bize haber verildi ki; ta KOJA AHMED YESEVİ HAZRETLERİ'NİN zamanına kadar gider...Nitekim o dönemler kadınlar mescide gitsin mi gitmesin mi tartışmaları yapılırken tarafın istemeyen unsurları bir fitne oluşturup örneğin bir hocayla bir hatunun mescidde zinasını sağlayıp onu bahane yaparak sonuç vermiştir ki,buna en çok direnen kişi KOJA AHMET YESEVİ olmuş ve 'ola ki hak meclisinde kadın ve er kişi birlikte ibadet ede...hatta bu er ve hatun kişinin dizleri birbirine değe...hakkın kudreti onların kalbindekini yok etmeye muktedirdir...'buyurarak tarafını belli etmiş ve kadın ne yazık ki,mescidden çıkarılmıştır...Ve tabi KOJA AHMET YESEVİNİN sünnetini takip eden gerçek erenler kadınlar konusunda ki fikrinden caymamış HACI BEKTAŞ VELİ 'aslanın erkeği aslanda dişisi aslan değil mi' diyerek mücadeleyi RESUL-U RAHMAN'DAN geldiği şekliyle sürdürmüşlerdir...İşte bu yüzdendir ki; hala ALEVİLERİN kadınlarını yanında tutması ibadetin de ve ritüelinde bulundurması bazı cin ve insan şeytanlarını rahatsız etmiş vede haliyle kırklar semahının ritüelinin bir zamanlar gerçeğinin uygulanmasını fırsat bilimesiyle MUM SÖNDÜ iftirasına maruz bırakılmıştır...Nitekim miraçlamanın bütününün yapılması ve sonu itibariyle ÜRYAN BÜRYAN HEP GİRDİLER SEMAHA kısmında eski bektaşiler diğer ritüeli uyguladıkları gibi bu ritüeldede gerçekten üryan olup semaha durmasıyla iş ortaya çıkmıştır...Oysa orda anlatılan canın özüne dönmesidir...Yani ADEM BABAMIZ İLE HAVVA ANAMIZ henüz yasak meyvayı yemedikleri ve üryan büryan CENNETE bulunmalarıydı...SIRRI FAŞ ETTİK VESSELAM...Aleviler henüz yolun başındalar iki veya üç nesil yolu erkanı unuttu...Ne zerrece kalbde iman,nede zerrece beyinde akıl kaldı...Meğer MEHDİ gele işleri yoluna koya...DÖRT KAPI KIRK MAKAMI BİLEN GELSİN İŞTE MEYDAN diyor ŞAH İSMAİL HATAYİ...İşte bu MEHDİ*YE İŞARETTİR VESSELAM...ONDAN BAŞKASIDA DÖRT KAPI KIRK MAKAMI VE KIRKLAR SEMAHINI ANLATAMAZ...GERÇEĞE HUU! ... ________________________________________________________________ Hüseyin Hilmi IŞIK nam-ı diğer M. Sıddık Gümüş'ün 7 Temmuz 1967'de kaleme alıp hazırladığı *TAM İLMİHAL* veya diğer adıyla *SADET-İ EBEDİYYE kitabının *22.HURUFİLİK* maddesinde şunlar yazılıdır... Hurûfî tarîkatinin zikrleri, ibâdetleri, okumaları yokdur. Her sabâh pîrin evinde, meydân odasına toplanırlardı. Birisi, bir elindeki tepsi içinde, adam sayısında şerâb kadehi ve birer dilim ekmek, peynir olarak odaya girer. Bunu saygı ile ve bir ağızdan gülbânk okuyarak karşılarlardı. Herkesin önüne gelerek birer dâne verir. Ta’zîm ile alır, yüzlerine sürer, sonra yirler, içerlerdi. Bütün ibâdetleri bundan ibâretdi. Evli olanı, kadınlarını, kızlarını da, toplantıya getirir. İçerler ve dans ederler. Birisi, birinin kadınını veyâ kızını beğenirse, erkeğe gelip, sizin bağçeden bir gül koparacağım der, izn ister. O da, zevcesini çağırıp, bu canın talebini hak et der. Sonra takbîl ederdi. Bu taleb karşılıklı olursa, iki adam da babanın önüne gelip, izn isterler. Baba izn verince, ömrleri boyunca, birbirlerinin ayâlini istifrâş ederlerdi. Şimdi Türkiyedeki Bektâşîlerde ve alevîlerde böyle kötülükler yokdur. Hurûfî tarîkatinin babaları, papaslar gibi günâh çıkartırlardı. Günâh sanılan bir şeyi yapınca, babanın önüne gelir. Baba, kulağını çekerek afv eder. Günâhı büyük ise, al malını gör yolunu der veyâ yalvarır. Baba da kırklar kurbanı kes, yâhud üçyüzler nezri ver der. Birkaç lirasını alıp, afv etdim derdi. Hurûfî tarîkatindeki kadınlardan biri, Hurûfî olmıyan bir adam ile buluşsa, babaya gelip, üzerimden bir köpek atladı der. Baba, para alır, afv olur. Her babanın yolu başka idi. Bir toplantı gecesinde, babanın önüne bir kadın gelip baş eğdi. Baba buna, bukağı çöz dedi. Baba dilediği birine, kalk şu bacıyı tomruğa vur dedi. Adam, kadınla bir odaya çekildiler. Bir derdine dermân arayan bir kadın, bir hurûfî kadınına sorar. O da, bizim baba iyi büyü yapar diyerek, tekkeye götürür. Soyun! Baba geliyor derler. Kadın olmaz der ise de, sakın ha. Buradan sır çıkmaz, cenâzen çıkar diyerek korkuturlar. Kadın teslîm olur. Sonra, getiren kadın, buna, babanın işi, kötülük değildi. Hazret-i Alînin sünnetini yapdı der. Bunlarda, halâl, harâm diye birşey olmadığından, en aşağı kâfirlerin bile yapamıyacağı, çirkin, alçak işleri yapmakdan çekinmezler! [(Kâşif-ül-esrâr) kitâbının yazdığı bu çirkin şeyler, şimdi Türkiyede bulunan alevîlerde ve hakîkî bektâşîlerde yokdur. Şimdi, memleketimizde, sahte bektâşî tarîkati denilen hurûfîler mevcûd değildir.] Yorum:Öyle anlaşılıyor ki; 1967'den beridir bu kitap yayınlanmakta ve saf veya kötü niyetli müslümanlarca alevilik ve bektaşilik hakkında şek ve şüphe taşınmaktadır...İfadede deniyor ki; [(Kâşif-ül-esrâr) kitâbının yazdığı bu çirkin şeyler, şimdi Türkiyede bulunan alevîlerde ve hakîkî bektâşîlerde yokdur) ]dikkat ediniz şimdi ki? alevilerde ve bektaşilerde deniyor...Yani sanki önceki alevilerde ve bektaşilerde varmış gibi kafa karıştırıcı fitne ve fesat sokucu vesveseler yapılıyor...Yaklaşık olarak kırk senedir bu vesvese bu kitapta *TAM İLMİHAL* 'DE yapılıyor...Ve ne diyanet işleri bakanlığı nede diğer yetkili kurumlar buna bir şeyler söylemiyor...Ama bir kere insanların kafasına bu girmiş...Şeytan görevini bir güzel yerine getirmiş göçmüş? ..Siz şimdi ayıklayın pirincin taşını...Her ne kadar geç kalınmış olsada diyanet görevini bilsin ve şu anda ülkenin neredeyse bütün camilerinin kahvehanesinde ve kıraathanelerinde bulunan bu fitne ve fesat üreten vesveseyi ortadan kaldırsın...Aksi takdirde biz ALEVİLER VE BEKTAŞİLER hem kitabın sorumlularından hemde diyanetten işini yapmadıkları gerekçesiyle suç duyurusunda bulunacağız...GERÇEĞE HU... Zikr-i hakikatimizdir... ______________________ Bakî Gerçekler Demine Hû,Dost Allah Eyvallah... Gerçeğe Hû Mü'mine Yâ Alî Yâ Mehdî Sahib-î zaman... Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 26 Kasım , 2007 Sevgili Mehdi, Yazınız için teşekkürler. Yazınız, Eski Türk Halklarının kadın ile erkeği ayırmadığının bir kanıtıdır. Hoca Ahmed Yesevi, kadın ve erkeği eşit gören bu Orta Asya kültürünü İslam'a kazandırmaya çalışmış, ama Aleviler ve Bektaşiler dışında onu takip eden olmamıştır. Hoca Ahmet Yesevi, Mevlana Celaleddin Rumi, Ömer Hayyam, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli gibi "insani değerleri, sevgiyi, saygıyı" ön plana çıkaran ve dinli veya dinsiz herkesin sevgisini kazanan insanların Orta Asya-İran-Anadolu hattında orya açıkmaları rastlantı değildir. Orta Asya'nın kadını ve erkeği ayırmayan, kölelik ve cariyelik gibi insanlık ayıpları bulunmayan, asilzadelik-altsınıflık kavramları bulunmayan kültürünün ürünüdür bu insanlar. * Arap/İslam kültür tornasından, ancak yine İslam'ın muhalif kanadına katılmak suretiye, biraz olsun korunmayı başarabilmiş ve Orta Asya Kültürünü yaşatabilmiş olan Alevi ve Bektaşilere yönelik karalama kampanyalarının sona ermesini ve bu karalama kampanyalarıa malzeme sağlayanlara hukukun gereken cezayı vermesini dilerim. Saygılar. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2007 Sayın Muallim-i Ali ve Sayın BrainSlapper... E ben ikinizi de alkışlarım yahu... Sayın Muallim-i Ali, güzel bir yazıydı, sağolun... Alıntı
Φ BrainSlapper Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2007 Sayın Muallim-i Ali, güzel bir yazıydı, sağolun... Mehdi demek istedin sanırsam... Saygılar. Alıntı
Misafir CYRANO Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2007 Hoca Ahmet Yesevi, Mevlana Celaleddin Rumi, Ömer Hayyam, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli gibi "insani değerleri, sevgiyi, saygıyı" ön plana çıkaran ve dinli veya dinsiz herkesin sevgisini kazanan insanların Orta Asya-İran-Anadolu hattında orya açıkmaları rastlantı değildir. Orta Asya'nın kadını ve erkeği ayırmayan, kölelik ve cariyelik gibi insanlık ayıpları bulunmayan, asilzadelik-altsınıflık kavramları bulunmayan kültürünün ürünüdür bu insanlar. İslam'ın bir payı yokmudur ? Sonuçta birer islam felsefesine sahipler değil mi ? "İslam nefret dinidir" 'in ardından İslam felsefesine sahip bu insanları nasıl açıklayacağız. Bu felsefeciler mi bu coğrafyada hoşgörüyü, insan sevgisini aşıladı. Yoksa bu savaşçı akıncı milletlerdenmi öğrendiler hoşgörüyü, insan sevgisini? Orta Asya da da, İran'da da, Anadolu'da da kölelikte vardır, asillikte. Ki bu insanların yaşadıkları çağda dünyanın son derece savaşçı milletlerinin yaşadığı coğrafyalardan bahsediyoruz (moğollar, türkler, persler, çerkesler, ruslar) Hepside köleci cariyecidir, hepsinde asillik soyluluk vardır (o çağda bunlar ayıp sayılan şeyler değildir). Peki nedir bu insanlara ilham veren? Bu büyük filozoflara bakıp islamı by pass mı edelim. Usame Bin Ladin gibi paralı askerlerin yaptıklarının nedenini islamda buluyoruz. Peki bu islam felsefecilerini nasıl açıklayacağız o halde. İslam bir nefret diniyse. Bu filozofların nefreti aşılaması gerekirdi. Birer islam felsefecisi olarak. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2007 Mehdi demek istedin sanırsam... Saygılar. Aaa, Evet yaaa... Bu aralar Sayım Muallim-i Ali'ye sık sık cevap yazdığım için, alışkanlık oldu sanıyorum Dumura uğradım billa... Alıntı
Misafir demirefe Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2007 Gönderi tarihi: 27 Kasım , 2007 Rock Forever'ın *Cola şişesi çevirme* makalesi Kızlı erkekli yuvarlak masanın etrafına dizilip cola şişesi çevirme, hakiki Anadolu rock'çılarda sümme hâşa yoktur... Gavur işi zındık işi bir gelenektir... Alıntı
Φ Mehdî Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2007 Yazar Gönderi tarihi: 30 Kasım , 2007 Sevgili Mehdi, Yazınız için teşekkürler. Yazınız, Eski Türk Halklarının kadın ile erkeği ayırmadığının bir kanıtıdır. Hoca Ahmed Yesevi, kadın ve erkeği eşit gören bu Orta Asya kültürünü İslam'a kazandırmaya çalışmış, ama Aleviler ve Bektaşiler dışında onu takip eden olmamıştır. Hoca Ahmet Yesevi, Mevlana Celaleddin Rumi, Ömer Hayyam, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli gibi "insani değerleri, sevgiyi, saygıyı" ön plana çıkaran ve dinli veya dinsiz herkesin sevgisini kazanan insanların Orta Asya-İran-Anadolu hattında orya açıkmaları rastlantı değildir. Orta Asya'nın kadını ve erkeği ayırmayan, kölelik ve cariyelik gibi insanlık ayıpları bulunmayan, asilzadelik-altsınıflık kavramları bulunmayan kültürünün ürünüdür bu insanlar. * Arap/İslam kültür tornasından, ancak yine İslam'ın muhalif kanadına katılmak suretiye, biraz olsun korunmayı başarabilmiş ve Orta Asya Kültürünü yaşatabilmiş olan Alevi ve Bektaşilere yönelik karalama kampanyalarının sona ermesini ve bu karalama kampanyalarıa malzeme sağlayanlara hukukun gereken cezayı vermesini dilerim. Saygılar. Müsbet eleştirilerinizden ve desteğinizden dolayı bende size müteşekkirim...Allah bizleri gerçeklerinde buluştursun...Gerçeğe Hû... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.