Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

Featured Replies

Gönderi tarihi:

Sonunda Türk oldum (Oğuz Aral)

 

 

İlk milliyet değiştirdiğim zaman 4 yaşındaydım. Amerikalı kovboy Maskeli Süvari olmaya karar vermiştim. Maskeli Süvari, 1001 Roman dergisindeki bir çizgi kahramandı. Kovboy şapkası ve maske işi kolaydı.

 

Gardıropta annemin ve babamın giymediği bir sürü şapka vardı. Maskeyi de siyah káğıttan yapmıştım. Ama Maskeli Süvari�nin Kızılderili arkadaşı olan Tonto�yu nereden bulacaktım? Kedim Tekir�i Tonto�luğa razı etmek için mutfaktan aşırdığım etleri rüşvet olarak veriyordum. Ben atımla dörtnala giderken, o da peşimden seyirtiyordu. Bir gün yine atım Gümüş�ün üstünde dörtnala giderken, maskenin göz delikleri yana kaydı. Önümü göremediğim için ben de merdivenlerden yuvarlandım. Kafam yarıldığı için Amerikan kovboyluğum böylece sona erdi. Fakat tekrar milliyet değiştirmem uzun sürmedi. Futbol hayatımın başlamasıyla, İspanyol olmam bir oldu. Mahallede en kötü top oynayan çocuk ben olduğum için kaleci olmak kaderimdi. O yıllarda İspanyol kalecisi Zamora bir efsaneydi. Kimse maçını görmemişti. Hatta, fotoğrafını bile gören yoktu. Ama Türkiye, efsaneler ülkesiydi. Örneğin bir başka efsaneye göre bizim futbolcu Bekir bile, Gavuristan�da top oynarken bir şut çekmiş, top da otlayan bir ineğe rastlayınca hayvancık nalları dikmişti. Bilumum gavurlar şaşakalıp Bekir�i dünyanın en birinciye futbolcusu ilan etmişlerdi. Tabii, Zamora olmak kolay değildi. Kendimi yerden yere atıyor, taş toprak üstünde o kale taşından bu kale taşına solucan gibi sürünüyordum. (Eskiden kale direği değil, kale taşı vardı.)

 

Annem bana tentürdiyot, merhem ve yırtılmamış giysi dayandıramayınca, İspanyolluğuma son verdi. Zamora�lığım yasaklanınca ben de İngiliz oldum. Çünkü Erol Filin�in oynadığı �Vatan Kurtaran Aslan Robin Hud� filmi ortalığı kırıp geçiriyordu. (Televizyonda hálá oynuyor.) Ben de o filmi bir haftada tam 5 kere izlemiştim. Artık sırtımda bahçedeki söğüt ağacı dalından kıvrılmış bir yay ve annemin şemsiyesinden yürütülmüş tellerden yapılan oklar vardı. Bir Robin Hud olarak ağaçlara, duvarlara attığım oklarla İngiltere Krallığı�nı ve Aslan Yürekli Riçırd�ı kurtarmaya çalışıyordum. Fakat bizim mahallede başka bir Robin Hud daha peydah olmuştu. Albayın oğlu Ünsal da aynı filmi seyredip Robin Hud olmaya karar vermişti ve maalesef benden daha iyi ok atıyordu. Ok savaşlarımız sonunda birbirimizi kör etme tehlikesi başgösterince, işe ordu müdahale etti. Ünsal�ın albay olan babası ikimizin de yaylarını kırdı, oklarımızı da elimizden alıp kıçımıza birer şaplak çekti. Bence, bu askerlerin sivil yaşama ilk müdahalesiydi. Böylece İngilizliğim sona erdi ve Afrikalı oldum. Çünkü o sırada sinemalarda Coni Veys Müller�in oynadığı �Tarzan� filmi tam gönlüme göreydi. Her ne kadar bizim bahçede aslan, kaplan, fil, timsah yoksa da, mevcuttaki sokak itleri, kaplumbağa, tavuk, kertenkele gibi hayvanlar bana yetiyordu. Üstelik çok güzel Tarzan�ca bağırabiliyordum. (Hálá arada bir penceremi açıp Adnan Polat�ın burnumun dibine diktiği gökdelene doğru öfkeyle Tarzan gibi bağırıyorum. Tabii gökdelen de, yedi numara depreme uğramışçasına titriyor.)

 

Çoğunuz bilmezsiniz, eskiden evlerin kocaman bahçeleri vardı. Bu bahçelerde sebil gibi erik, dut, incir ve çam ağaçları vardı. İlk Tarzan�lık kazasını kavak incirine bağladığım çamaşır ipiyle mürdüm eriği ağacına atlarken geçirdim. İp kopunca, bahçe kuyusunun üstüne düştüm. Allah�tan boylamasına değil enlemesine düştüm de zavallı Afrika halkı Tarzan�ını yitirmekten kurtuldu.

 

Ama 40 derece ateşli zatürree karışımı bir grip geçirmem nedeniyle, Tarzan�lığım sona erdi. Çünkü Tarzan olmanın birinci şartı, bahçede donla dolaşmaktı. Fakat sonbaharın yağmuru ve ayazı, bahçede çıplak dolaşan Tarzan�lara anlayış göstermiyordu.

 

Fransız milliyetine geçişim de, uzun süren bu hastalık nedeniyle oldu. Hasta yatağımda okuduğum Moris Löblank�ın yazdığı �Arsen Lüpen�in Maceraları� beni bir Fransız hırsızı yapmıştı. Lüpen, çok zeki bir Fransız hırsızıydı. Artık evde ne bulursam, ben de çalıyordum. Gece hasta yatağımdan kalkıp gizlice mutfağa iniyor ve ateşim çıkar korkusuyla benden gizlenen çikolata ve badem şekerlerini zekámı kullanıp saklandıkları yerlerde buluyordum. Tatlıdan içime baygınlık gelince, Arsen Lüpen gibi diğer çaldıklarımı fakirlere dağıtıyordum. Yani, babamın av köpeği Foks ve evin bilumum kedileri tas kebabı, Arnavut ciğeri, kuzu incik filan vermekten fena halde kilo almışlardı. Bazen gizlice kardeşim Tekin�in odasına girip misketlerini çalıyor, ertesi gün de 5 kuruşa ona satıyordum. Her şeyin bir sonu olduğu gibi, Arsen Lüpen�liğimin de sonu geldi. Annem iki adet karpuz, gümüş kaşıklar, dantel örtüler, bir torba erişte, babamın daktilosu ve av çiftesini yatağımın altında bulunca, �Ben hasta bir Arsen Lüpen�im!..� itirazlarına boşverip kıçıma vurarak Fransız�lığımı sona erdirdi.

 

Ama en zoru İtalyan olmaktı. Raki Marsiyano İtalyan kökenli bir dünya ağır sıklet boks şampiyonuydu. Co Luis�i bile nakavt etmişti. Yakışıklı ve vurduğunu deviren bir boksördü. Yani, aynen benim gibiydi. Bir dünya boks şampiyonu olarak her gün dövüşmem gerektiğinden, sokakta ve okulda olur olmaz kişilerle hır çıkarıp kavgaya tutuşmaya başladım. Fakat onlar benim Raki Marsiyano olduğumun farkında olmadıklarından, beni hababam dövüp duruyorlardı. İtalyanlık�tan vazgeçişim kendi rızamla oldu.

 

Sonra Gerenimo yüzünden Kızılderili, Zorro ile Meksikalı, Dartanyan�dan ötürü Fransız, Şerlok Holmes�le İngiliz oldum. Ama biraz daha büyüyünce, Alman olmaktan başka çarem kalmadı. Alman genci ve roman kahramanı Verter, sulu zırtlak ve umutsuzca áşıktı. Dolayısıyla ben de kime áşık olduğumu bilmiyordum ama fena halde áşıktım. Üstelik genç Verter, o zamanın moda aşk hastalığı olan vereme tutulmuştu. Ne yazık ki benim bir haltım yoktu. Arada bir kesik kesik öksürmem de verem olduğumu kanıtlamıyordu. Hiç olmazsa biraz áşık olayım deyip mahallemizdeki en güzel kıza sarktım. Tabii, benden 5 yaş büyük olan kızın ağabeyinden bir güzel dayak yedim. Morarık bir göz ve patlak bir dudakla Alman�lığım sona ermişti. Ondan sonra Yusuf Vehbi yüzünden Mısırlı olmak, Avaramu�cu Raj Kapor�la Hintli olmak ya da Süpermen resimli romanı nedeniyle uzaylı olmak beni kesmedi. Sonunda Türk olmaya karar verdim.

 

Artık upuzun yıllardır mutlu bir Türk olarak yaşıyorum. Çünkü, biz zaten Robin Hud, Arsen Lüpen veya Tarzan�mışız da haberimiz yokmuş.

 

Üstelik biraz araştırdım. Türk dilindeki alengirli küfür sözcükleri başka hiçbir dilde yok. Arada bir penceremi açıp hayata karşı bir avaza,

 

�*** geçmişinizi!..� diye veryansın ediyorum. Çünkü milletimi asırlardır bu küfürlerin ayakta tuttuğuna inanıyorum.

 

16 Mayıs 2004

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.