Gönderi tarihi: 20 Ekim , 2007 17 yıl Yorgun argın eve geldiğinde hep yemek bulunur sofrada, bir gün de 'şu yorgun argın gelmiş bugün de ben yemek yapayım dediğin oldu mu hiç? Halimden anladın mı hiç? Elimden tuttun mu hiç? Hiç'ler o kadar çok ki hangisini sayayım? Eve girdiğin zaman bana verdiğin öpücük bile bana çocukluğumu hatırlatıyor. Küçükken cama hohlayınca buğu oluşurdu, o buğu oluşan yere ya bir kalp çizerdim, ya ismimi yazar ya da dudaklarımı yapıştırırdım ki izi kalsın diye. Cam soğuktu ve iste benim dudağıma kondurduğun öpücükler o soğuk camdaki soğuk dudak izlerimi andırıyor. Soğuktan üşüyorum. Ama bunu belli etme cesaretim kalmadı, bir çok şeyi belli etme cesaretimin olmadığı gibi, çünkü yanlış anlamalarından ya da sadece anlamak istediğini anlamandan usandım. Düşüncelerimi, fikirlerimi, arzularımı, heyecanlarımı içime gömdüm. Üzerlerine her gün bir avuç unutkanlık atıyorum, atıyorum ki hortlamasınlar, hortlamasınlar ki mutluluk oyununa devam edebileyim. İlişkimizin başlarında açık fikirli ve açık sözlü olmaya birbirimize söz vermistik. Fakat zaman geçtikçe açık sözlü olmam seni rahatsız etti. Bu açık sözlülüğüm sana talepkar geldi. Oysa senden istediğim camdaki öpücük hissini veren öpüşler değildi. Bir yerde okumuştüm: "Kalbimde 3 çiçek yetiştirdim. Sevmek, sevilmek ve beklemek.'' Şen bunlardan ikisini kopardın. Bana sadece biri kaldı, ''beklemek". Evet bekliyorum. Bekliyorum -ki içten sevmek ve sevilmek geri gelsin. Geri gelsin, çünkü herşeye rağmen seni hala seviyorum.
Gönderi tarihi: 20 Ekim , 2007 17 yıl Yorgun argın eve geldiğinde hep yemek bulunur sofrada, bir gün de 'şu yorgun argın gelmiş bugün de ben yemek yapayım dediğin oldu mu hiç? Halimden anladın mı hiç? Elimden tuttun mu hiç? Hiç'ler o kadar çok ki hangisini sayayım? Eve girdiğin zaman bana verdiğin öpücük bile bana çocukluğumu hatırlatıyor. Küçükken cama hohlayınca buğu oluşurdu, o buğu oluşan yere ya bir kalp çizerdim, ya ismimi yazar ya da dudaklarımı yapıştırırdım ki izi kalsın diye. Cam soğuktu ve iste benim dudağıma kondurduğun öpücükler o soğuk camdaki soğuk dudak izlerimi andırıyor. Soğuktan üşüyorum. Ama bunu belli etme cesaretim kalmadı, bir çok şeyi belli etme cesaretimin olmadığı gibi, çünkü yanlış anlamalarından ya da sadece anlamak istediğini anlamandan usandım. Düşüncelerimi, fikirlerimi, arzularımı, heyecanlarımı içime gömdüm. Üzerlerine her gün bir avuç unutkanlık atıyorum, atıyorum ki hortlamasınlar, hortlamasınlar ki mutluluk oyununa devam edebileyim. İlişkimizin başlarında açık fikirli ve açık sözlü olmaya birbirimize söz vermistik. Fakat zaman geçtikçe açık sözlü olmam seni rahatsız etti. Bu açık sözlülüğüm sana talepkar geldi. Oysa senden istediğim camdaki öpücük hissini veren öpüşler değildi. Bir yerde okumuştüm: "Kalbimde 3 çiçek yetiştirdim. Sevmek, sevilmek ve beklemek.'' Şen bunlardan ikisini kopardın. Bana sadece biri kaldı, ''beklemek". Evet bekliyorum. Bekliyorum -ki içten sevmek ve sevilmek geri gelsin. Geri gelsin, çünkü herşeye rağmen seni hala seviyorum. Teşekkürler sevgili muki... Sevgiler...
Gönderi tarihi: 20 Ekim , 2007 17 yıl Yorgun argın eve geldiğinde hep yemek bulunur sofrada, bir gün de 'şu yorgun argın gelmiş bugün de ben yemek yapayım dediğin oldu mu hiç? Halimden anladın mı hiç? Elimden tuttun mu hiç? Hiç'ler o kadar çok ki hangisini sayayım? Eve girdiğin zaman bana verdiğin öpücük bile bana çocukluğumu hatırlatıyor. Küçükken cama hohlayınca buğu oluşurdu, o buğu oluşan yere ya bir kalp çizerdim, ya ismimi yazar ya da dudaklarımı yapıştırırdım ki izi kalsın diye. Cam soğuktu ve iste benim dudağıma kondurduğun öpücükler o soğuk camdaki soğuk dudak izlerimi andırıyor. Soğuktan üşüyorum. Ama bunu belli etme cesaretim kalmadı, bir çok şeyi belli etme cesaretimin olmadığı gibi, çünkü yanlış anlamalarından ya da sadece anlamak istediğini anlamandan usandım. Düşüncelerimi, fikirlerimi, arzularımı, heyecanlarımı içime gömdüm. Üzerlerine her gün bir avuç unutkanlık atıyorum, atıyorum ki hortlamasınlar, hortlamasınlar ki mutluluk oyununa devam edebileyim. İlişkimizin başlarında açık fikirli ve açık sözlü olmaya birbirimize söz vermistik. Fakat zaman geçtikçe açık sözlü olmam seni rahatsız etti. Bu açık sözlülüğüm sana talepkar geldi. Oysa senden istediğim camdaki öpücük hissini veren öpüşler değildi. Bir yerde okumuştüm: "Kalbimde 3 çiçek yetiştirdim. Sevmek, sevilmek ve beklemek.'' Şen bunlardan ikisini kopardın. Bana sadece biri kaldı, ''beklemek". Evet bekliyorum. Bekliyorum -ki içten sevmek ve sevilmek geri gelsin. Geri gelsin, çünkü herşeye rağmen seni hala seviyorum. Herşeye rağmen sevmek ...çok gerçekçi bir sevgi, sağlam bir sevgi... Yanında olup da çok uzağında duran, o kadar sayılamıyan hiç'lere alıştıran, duygularını içe gömdüren, mutluluk oyununa devam ettiren ve sabırla tekrar sevmeyi, sevilmeyi bekleten.... böyle birini nereye kadar beklemek gerekir ki...... Sevgi emek ister. Buna karşılık emeğe değer biri için emek ister, hak eden biri için emek ister....
Gönderi tarihi: 26 Ekim , 2007 17 yıl Düşüncelerimi, fikirlerimi, arzularımı, heyecanlarımı içime gömdüm. Üzerlerine her gün bir avuç unutkanlık atıyorum, atıyorum ki hortlamasınlar, hortlamasınlar ki mutluluk oyununa devam edebileyim İşte burası o kadar gerçekçi ki; sağol mukicim çok güzel bir yazı.
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.