Zıplanacak içerik

Featured Replies

Gönderi tarihi:

[/DÜŞÜNMEKTEN KORKAN MI VAR ? (Düz Yazı)

 

Bu sefer kaleme almak istediğim konu;

Güzel sözlerin insanların hayatıyla bire bir nasıl bağlantılı

olduğununu örnekler vererek açıklamaya çalışmak olacaktır.

Kullanılan bu güzel sözlerin ne kadar önemli bir yere sahip

olduğuna,ne kadar gerçekleri anlattığına gelin birlikte karar

verelim.

İlk olarak sevgi ve saygı kavramını ele almaya çalıştım.

Eflatun der ki; Saygının olduğu her yerde korku olur ama,

korkunun olduğu her yerde saygı olmaz.Bu konuda birde

Pastör'ün güzel bir sözü vardır.Oda demiş ki; Ben bir çocuğa

baktığım zaman ona iki türlü duygu beslerim.Bunlardan birincisi;

O bir çocuk olduğu için onu çok severim.İkincisi ise; O yarının

bir büyüğü olduğu için ona çok fazla saygı duyarım.

Ne kadar gerçek payı olan güzel sözler değil mi?

Bu güzel sözden de anlaşıldığı gibi sevgi de,saygı da her zaman

karşılıklı olmuş,birbirinden ayrılmayarak bir bütünlük arz etmiştir.

Zorla duyulan ne saygı ne de sevgi olur.Zorlama ile sevgi ve saygı

duydurmak isteyenler de,her zaman kişiliğinden ve karakterinden

kaybettikleri de açık olarak çevresi tarafından gözlenmiştir.

Yaradılanların en şereflisi olan bizler bazen saygı kavramını da

karıştırıveririz ve sonra; Özellikle bazı insanları tanıdıkça,

hayvanlara daha fazla saygı duyduk ya...Diyerek bu acı gerçeğin

maalesef ne kadar doğru söylenmiş bir söz olduğunu kabul ederiz.

Menfaatler uğruna,büyük bir haz duyarak bir başka canlıya zarar

Veren yine bizler değil miyiz? Bu konuda ise Thomos MORE şöyle der.

'''Birilerinin acıları ve üzüntüleri karşısında keyif sürüp saltanat yapmak

krallık değil,zindan bekçiliği yapmaktır.Bu sözü ise kesinlikle kabul

etmeyen maalesef yine bizleriz.Hele bazıları vardır ki; Mikrofonla nikah

kıymışca, Ledric DUMAND'ın bu güzel sözünü de onaylar gibi

“Öyle horozlar vardır ki, Hep öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar.”

Diyerek çevresinde bulunan insanları da yaktıklarının farkına bile

varmazlar.

Hepimiz bu kelimeleri çok sık kullanırız.''' Bana akıl verme para ver

Veya aklını kendine sakla gibi...”Elbette akıl danışılacak insan,kişiden

Kişiye değişir.Hele akıl vermeye kalkan bir sözümde de söylediğim

gibi 'toplum içinde kendisini çok zeki sanan insanlar,zekalarını da her

zaman kendi zekalarıyla yarıştıranlardır.' Veya Bourliagut'un sözüyle de

'Akıllı olmak isteyen bir eşeğin ilk katlandığı şey,kendisinin gerçekten

bir eşek olduğu gerçeğidir.' gibi…

Büyüklerimizin saygıyla ellerinden öperek şimdi bu güzel sözlere

korkuyla yaklaşanlara,Peyami SAFA’nın söylediği gibi “Yaşlanarak değil,

yaşayarak tecrübe kazanılır,zaman insanları değil armutları olgunlaştırır”

sözü veya karanlıktan korkan bir çocuğu kolaylıkla hoş görebilirsiniz

ama; Hayatta ki asıl trajedi yetişkinlerin aydınlıktan korkmasıdır sözünü

sanırım iyice düşünmemiz gerekmiyor mu..?

 

 

 

M. Levent ÖZGEÇ

i]

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.