Gönderi tarihi: 20 Eylül , 2007 17 yıl Dünyanın herhangi bir yerinde bulunan bir kişi ile eşzamanlı olarak aynı hareketi yapmak istiyorum.Örneğin ben İstanbul’da elimi kaldırdığım anda Sidney’de bulunan başka birisinin de elini kaldırmasını istiyorum,yani aynı anda ikimiz de aynı hareketi yapacağız.Her ikimizin önünde birer kamera ve monitör olursa bu eylemi yapmak mümkündür.Elbette görüntü iletiminde teknik bir engel olmamasını varsayıyorum. * Bir operatör İstanbul’da iken diyelim ki Londra’da yapılan bir ameliyatı izleyebilir ve gerektiği anda uyarıda bulunabilir.Günümüzün teknolojik olanakları ile üç boyutlu görüntü iletimi de eli kulağında sayılır.Bu yöntemle belki de bir futbol maçının belli bir merkezden yönetilmesi bile söz konusu olabilir. * Bütün bunlar ışığın hızı ile ilgili olaylardır.Öyle ki Ay’da bulunan birisi ile aynı hareketi aynı anda yapabiliriz.Zira ışığın bir saniye içinde katettiği mesafe, Ay ile Yerküre arasında aynı olayın aynı anda izlenmesini mümkün kılar. Şimdi iki gözlemci arasındaki uzaklığı 5 ışık saniyesi kadar arttıralım.Ben dünyada iken başka bir gözlemci Ay’ın bir hayli ötelerinde 5 ışık saniyesi uzaklıkta bir uyduda olsun.Aynı anda aynı hareketi yapmamızın bir yolu şu olabilir:Daha önce anlaşırız.Ben ona bir sinyal yollarım.Tam 5 saniye sonra elimi kaldırırım.O da sinyal kendisine ulaştığı anda elini kaldırır.Böylece aynı hareketi aynı anda yapmış oluruz. * Ancak uzaklık arttıkça bir ameliyata müdahalede bulunmak veya bir futbol maçını yönetmek olanaksız hale gelir.Hele aradaki mesafe iyice artarsa aynı anda yapılan aynı hareket yapma olayı iyice zorlaşır.Gene de 10 ışık yılı (saniye,dakika,saat değil,yıl) ötedeki bir gezegene bir sinyal gönderirim.Tam 10 yıl sonra yapacağımız çok hassas hesaplarla her ikimiz de aynı anda elimizi kaldırabiliriz.Ama aramızdaki uzaklık 100 ışık yılına ulaşınca bu olay artılk olanaksızdır.Öyle ya..şimdi göndereceğim sinyal o gezegene vardığında benim kimbilir kaçıncı ölüm yıldönümüm olacak.
Gönderi tarihi: 21 Eylül , 2007 17 yıl Çok güzel bir konu açmışsınız. Çok uzak mesafelerde görelilik kuramına göre uzay da zaman da büküldüğü için eşzamanlılık diye bir şey zaten olamıyor. Yani böyle bir şeyi belirleyebiliyor bile olsaydık, tam ben sabah kahvaltımda yumurtayı kırdığım anda Orion takımyıldızında bulunan bir gezegende dağdan bir taş yuvarlandı diyemezsiniz. böyle bir eşzamanlılık söz konusu değildir. "Şu an Andromeda saatine göre saat kaç?" diye bir şey olamıyor. Hesaplasanız da bu farkı belirleyemezsiniz. Uzayın da zamanın da nasıl bükülebileceğini aklımız almıyor ama böyle... Fakat bunu aşan kuramlar da var. Örneğin kuantum dolanıklık kuramı. Buna göre aynı anda üretilen iki foton aynı spine sahip oluyorlar ve daha sonra birbirlerinden ne kadar uzaklaşırsa uzaklaşsınlar, birinin üzerinde bir ölçüm yapılıp spini değiştiği anda diğeri de bu ölçümden etkilenip spinini değiştiriyor. Aralarındaki uzaklık evrenin boyutu kadar da olsa bu durumun değişmeyeceğini söylüyorlar. Bu doğruysa ve teknolojiye maledilebilir, uygulaması yapılabilirse inanılmaz olur. Dolanıklık pek akla mantığa sığmıyor görünüyor ama fizikçiler deneylerin böyle gösterdiğini söylüyorlar. Bence bunun deneyini yapmak da çok zor. Çünkü fotonlar üzerinde nasıl ölçüm yapıyorlar ben bilmiyorum. Söylenenler bunlar. Bildiğim, kuantum konusunda çok büyük ve önemli gizler bulunduğu. Bunlar yakın bir zamanda da çözülemeyecek.
Gönderi tarihi: 22 Eylül , 2007 17 yıl Evrenin "düz" olup olmadığı derinlikli analizlerde halen tartışmalı. Fakat düz kabul ediliyor. Ancak bu durum çok büyük ölçeklerde geçerli değil. Bu, dünya yüzeyinin düz kabul edilip aslında olmayışı gibi. Kağıdınızın üzerine bir üçgen çizdiğinizde bu üçgenin kenarlarının düz ve iç açılarının toplamının 180 derece olduğunu söylüyorsunuz. Ki doğrudur. Ama bu üçgenin köşeleri Londra-Paris-İstanbul ise bu durum geçerli değil. Ne kenarlar düz, ne açıların toplamı 180 derece. Uçakla kuş uçuşu dümdüz Paris'e gittiğinizi sanıyorsunuz, ama gerçekte bir çember çizerek gidiyorsunuz. Düz gitmeniz için yeraltından gitmeniz gerekirdi. Fakat bu mümkün olsa, bu kez düz gitmediğinizi şiddetle hissedecektiniz. Tünelde otomobille gidiyorsanız, otomobiliniz önce şiddetle yer merkezine doğru çekilerek yokuş aşağı gider gibi gidecek, yarı yoldan sonra ise yokuş yukarı çıkıyor gibi motorunuz aşırı zorlanacaktı. Sanki eğri bir çember içinde gidiyor gibi. Halbuki yerin içinde düz gidiyorsunuz. Evren de ne kadar büyük olsa bile bir kütledir ve her kütle gibi kütle merkezi vardır. Dolayısıyla evren içinde çok uzun bir seyahat de aynen böyle olur. Buna ilaveten uzay dokusu içindeki büyük kütleler uzayı, zamanı, ışığı bile bükerler. Uzayda çok hızlı hareket etmek, zamanı değiştirir. Bu, çok hassas atom saatleri ie doğrulanmış ve ışığın çok uzak mesafelerde büküldüğü duyarlı gözlemlerle kanıtlanmıştır. Madde çok büyük ölçeklerde böyle karmaşık bir yapıya bürünüyor. Fakat çok küçük ölçeklerde, kuantum aleminde cereyan eder olaylar bundan daha karmaşık ve hayret verici. Makro evrende, dünya-güneş arası mesafede güneş rüzgarı ile savrulan bir atom parçacığı kadar hiçiz. Nano alemde ise züccaciye dükkanına giren bir fil bile değil, bir gezegen kadar büyük ve kaba sabayız. Buna rağmen bilimin kaydettiği gelişmeler göz kamaştırabiliyor. Daha da yolun çok başında sayılırız. İnsanlık tarihi bize çok uzun gelse ve dünyanın sonunun yaklaştığı kehanetleri yapılsa da, jeolojik zamanlar ölçeğinde insanın var oluşu sene içinde dakika ölçeğindedir. Güneşimizin olgun yaşlarında olduğunu düşünürsek bu, insanlığın değil belki, insan böyle olduğu gibi kalmayacak, bu kesin, ama onun bilincinin önünde çok daha uzun zaman olduğu anlamına geliyor...
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için şimdi oturum açın.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.