NEDEN İMTİHAN EDİYORSUNUZ?

 

Öğretmen, Öğrencilerin aklını karıştırmak için:

 

- Çocuklar, demiş. Allah hepimizin cennete gitmesini istediği halde, neden bizi düyaya göndermiş?

 

Çocuklardan biri, soruya karşılık vermiş:

 

- Öğretmenim, demiş. Şüphesiz ki siz bizim sınıf geçmemizi istiyorsunuz. O halde neden hepimize birer 10 vermeyip imtihan ediyorsunuz?

 

 

 

GÖRMEDİĞİNE İNANMAYANA CEVAP

 

Matematik hocası, şekilleri tahtaya Çizerken bir yandan da "aranızda görmediğine inananlar da var herhalde" demiş, bir Öğrenci;

 

- Tabi diye cevap vermişti. Bunun üzerine hoca:

 

- Bak evladım, insan şöyle orta yere koyamadığı, eliyle gösteremediği şeylerin varlığından bahsetmemeli, diye devam edince, hak ettiği cevabı alıvermişti:

 

- Hocam, siz çocuğunuzu severken şefkatinizi elinizle gösterebiliyor, bir fakire sadaka verirken acıma hissinizi masanın üzerine koyabiliyor musunuz?

 

 

 

BİR ELMA RİCA EDEYİM

 

İnkarcı bir öğretmen, cebine şeker doldurduktan sonra, küçük öğrencilerine şöyle demiş:

 

- Eğer Allah varsa, isteyin bakalım size şeker verecek mi?

 

Ama ben, var olduğum için, isterseniz size şeker verebilirim. Hem de derhal.

 

Sınıfın en zeki çocuğu, öğretmenin niyetini anlayıp, şunları söylemiş kendisine:

 

- Bana şeker dokunuyor öğretmenim.

 

Onun yerine bir elma rica edeyim.

İbrahim putlara inanmıyordu. Bir gün aklına bir fikir geldi. Herkes şehir dışına çıktığı bir gün baltasını alıp bütün putları kırdı. Son putu kırmadan önce daha da güzel bir fikir düşündü. Onu kırmaktan vazgeçip baltayı onun boynuna astı.

 

İnsanlar geri dönüp putları kırılmış bulunca orada İbrahim’den başka kimse olmadığı için onu suçladılar. İbrahim ise diğer putları kıskandığı için balta boynunda asılı olan putun bu işi yapmış olduğunu söyledi. İnsanlar ona inanmayınca da:

 

-“Putun diğer putları kıramayacağını bildiğiniz halde size fayda veya zarar sağlayamayacağını niye akletmiyorsunuz?” diye sordu.

 

İbrahim peygamber olduğunu ve kendisine inanmayan kavminin cehennemlik olduklarını söyledi.

 

Adam çocuklara tanrıdan şeker istemelerini söyledi, şekerler gelmedi. Cebinden şeker çıkarıp çocuklara dağıttı. İnsanlar adamın cehennemlik olduğunu söylediler. Kimse çıkıp putları kıramayan put gibi şeker veremeyen görünmez bir tanrının da aynı mantıkla çıkarsandığını söylemedi.

 

Çünkü kutsal şeyler üzerine ileri geri konuşmak hem ayıp, hem günah, hem de suçtu! Adamı alır, ateşin tepesine mancınıkla atıverirlerdi sonra. Gerçi sonrakiler yakarak öldürmüyor, başka yöntemler uyguluyorlardı, örneğin kılıç ile kafa kesmek iyi bir yoldu. Ateşi nasılsa öbür tarafta tadacaktı…

İbrahim putlara inanmıyordu. Bir gün aklına bir fikir geldi. Herkes şehir dışına çıktığı bir gün baltasını alıp bütün putları kırdı. Son putu kırmadan önce daha da güzel bir fikir düşündü. Onu kırmaktan vazgeçip baltayı onun boynuna astı.

 

İnsanlar geri dönüp putları kırılmış bulunca orada İbrahim’den başka kimse olmadığı için onu suçladılar. İbrahim ise diğer putları kıskandığı için balta boynunda asılı olan putun bu işi yapmış olduğunu söyledi. İnsanlar ona inanmayınca da:

 

-“Putun diğer putları kıramayacağını bildiğiniz halde size fayda veya zarar sağlayamayacağını niye akletmiyorsunuz?” diye sordu.

 

İbrahim peygamber olduğunu ve kendisine inanmayan kavminin cehennemlik olduklarını söyledi.

 

Adam çocuklara tanrıdan şeker istemelerini söyledi, şekerler gelmedi. Cebinden şeker çıkarıp çocuklara dağıttı. İnsanlar adamın cehennemlik olduğunu söylediler. Kimse çıkıp putları kıramayan put gibi şeker veremeyen görünmez bir tanrının da aynı mantıkla çıkarsandığını söylemedi.

 

Çünkü kutsal şeyler üzerine ileri geri konuşmak hem ayıp, hem günah, hem de suçtu! Adamı alır, ateşin tepesine mancınıkla atıverirlerdi sonra. Gerçi sonrakiler yakarak öldürmüyor, başka yöntemler uyguluyorlardı, örneğin kılıç ile kafa kesmek iyi bir yoldu. Ateşi nasılsa öbür tarafta tadacaktı…

 

Ben Hz. İbrahim'in ve diğer peygamberlerin çok zeki insanları olduklarını düşünüyorum.

sayın demirefe

kullanılan metod aynı olabilir ama bahsedilen tanrı anlayışlarındaki farklılık iki meseleyi farklı kılıyor..

hz ibrahim ispatında haklıydı.. yaratıcıya inanıyorlar ama onu yanlış adreste arıyorlardı...allah var evet ama görünmez ve insanlar arasında dolaşmaz...

öğretmenin ispatı allahı inkar üzerine kurulu.. allahın yere inip şeker verebileceğini iddia eden olmuş mu da ''bakın veremiyor o halde yok ''ya da allah görünebilimiş de ama göremiyoruz o halde yok diyebilmiş...

niyet allahı inkar olunca mantık kuralları insanları nasıl da kendi doğrularına ulaştırıyor...

selamlar

İnsanların bakış açılarında ve yorumlayış biçimlerinde farklılıklar olmasını son derece doğal karşılıyorum. Bu olmasa hiç bir çeşitlilik ve renklilik olmazdı. Ben de her an bir olaya yanlış bir açıdan bakıyor olduğumu farkedebilirim. Bu her insan için doğaldır.

 

Taşın ak olduğuna karar verip tüm savlamalarını bu yönde kurmaya çalışmak ve taşın ak olmadığına dair her veriyi görmezden gelmek ne kadar yanlışsa, taşın kara olduğu hakkında aynısını yapmak da aynı derecede yanlıştır.

 

Karşı tarafa uyguladığımız standartları kendimize de uygulamak zorundayız. Aksi halde bunun adı çifte standart olur. Karşı taraftan aynı tavrı görmedikçe bu tavrı sergilemek zaaf ve taviz olarak algılanabilir, olsun. Böyle de görünse ben doğru bildiğimi söylemek zorundayım. Bir şeye karşıyım diye a dan z ye her şeyini eleştiri yağmuruna tutmak zorunda değilim. O zaman ben de negatif bir kutsallaştırma yapmış olurum...