Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2005 19 yıl BİN BİRİNCİ GECE (hancı) Gurbetten gelmişim, yorgunum hancı Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş Aman karanlığı görmesin gözüm Beyaz perdeleri, ger yavaş yavaş Sıla burcu burcu... ille ocağım Çoluk çocuk hasretinde kucağım Sana her şeyimi anlatacağım, Otur baş ucuma, sor yavaş yavaş Güç bela bir bilet aldım gişeden Yolculuk başladı Haydarpaşa'dan Hancı n'olur, elindeki şişeden Birkaç yudum daha ver yavaş yavaş Ben o gece, hem ağladım, hem içtim İki gün, diyardan diyara uçtum Kayseri yolundan, Niğde'yi geçtim Uzaktan göründü, Bor yavaş yavaş Garibim, her taraf bana yabancı, Dertliyim; çekinme, doldur be hancı İlk önce kımıldar hafif bir sancı Ayrılık sonradan kor yavaş yavaş Bende bir resmi var, yarısı yırtık On yıldır evimin kapısı örtük Garip bir de sarhoş oldu mu artık Bütün sırlarını der yavaş yavaş İşte hancı ben, her zaman böyleyim Öteyi ne sen sor, ne ben söyleyim Kaldır artık, boş kadehi neyleyim Şu bizim hesabı, gör yavaş yavaş
Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2005 19 yıl GAMZELİME KARA GÖZLÜM EFKARLANMA GÜL GAYRİ Kara gözlüm, efkarlanma gül gayri! İbibikler, öter ötmez ordayım. Mektubunda diyorsun ki: 'Gel Gayri! ' Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım. Ah çekerim resmine her bakışta! Bir mahzunluk var o boyun büküşte. Emin ol ki, her sigara yakışta, Sanki, duman tüter tütmez ordayım... Mor dağlara, karargahlar kurulur; Eteğinde bölük bölük durulur... On dakika istirahat verilir; Tüfekleri çatar çatmaz ordayım! .. Dağlar taşlar bu hasretlik derdinde; Sabır, sebat etmez gönül yurdunda! Akşam olur, tepelerin ardında, Daha güneş batar batmaz ordayım... Aramıza dağlar girmiş koskoca! Meraklanma, gönlüm dağlardan yüce... Bir gün değil, beş gün değil, her gece, Yatağıma yatar yatmaz ordayım... Bahar geldi; koyun, kuzu koklaştı, İki aşık, senelerdir bekleşti... Kara gözlüm, düğün dernek yaklaştı; Vatan borcu biter bitmez ordayım! BEKİR SITKI ERDOĞAN
Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2005 19 yıl UZAKTAN UZAĞA Gel deniz bakışlım, sel gibi coş gel, Bana doğru köpür, bana doğru ak... Ne haberin gelir, ne mektup, ne tel; Sen benden uzakta, ben senden uzak... Her sesi bir âh olur sînemi deler! Hasretinle neler çekmedim, neler... Aldı bizi bizden bu mesafeler Sen benden uzakta, ben senden uzak... Ben ayna misâli, sen içimde sır; Ruhum varlığını, seninle tanır. Ah nasıl yaşanır, nasıl yaşanır? Sen benden uzakta, ben senden uzak... Bahtım taştan katı, topraktan yalnız! Gel ey sarışınlık, gel ruhuma sız... İkiye bölünmüş sıcaklığımız; Sen benden uzakta, ben senden uzak... Ah o şuh sarhoşluk, ah o tatlı dem! O baygın hararet, o nefes, o nem... Bu ayrılık pek çok sürer mi bilmem, Sen benden uzakta, ben senden uzak... Ey sabah! Ey bakir aydınlık! Sükûn! Yaklaştır yüzünü, yüzüme dokun! Gökler yere değmiş, dağ dağa yakın; Sen benden uzakta ben senden uzak... Gönül Mecnûn olmuş, kaderim Leylâ! Ne çöl var ortada, ne dağ, ne yayla... Gün güne, yıl yıla kavuştu, hâlâ Sen benden uzakta, ben senden uzak... BEKİR SITKI ERDOĞAN
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.