Misafir isimsizuye Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 Paylaş Gönderi tarihi: 13 Ağustos , 2007 yarı baygın bir ağustos gecesi; dışarıda yıldızlar salkım salkım, içimde en coşkun haylazlıklarla ben, içli mısrâlarımı köpürterek sarhoş oldum.. hava gittikçe ağırlaşıyordu; mekkâre katarı kadar serî bulutlar paldır küldür, yığılıverdi gökyüzüne.. birden bir topaç belirdi tepemde, sonra en yüksek hızına erişti, duruyor gibi görünüyordum ama, durmuyordu bedenim.. senden çıkıp içime akan gizli bir yeraltı nehri, beni uçurumun kenârına sürüklüyordu.. tekin bir his değildi bu.. gelgit oluyordu aklım, sularım çekilince dev yengeçler karaya vuruyordu.. ve içimdeki korku; bu devrilmiş gölge sesleri, bu kördüğüm olmuş hezeyanlarım, üstüme biçilmiş bir elbise gibi oturuyordu üzerime; korkularımı giderek katolikleştiriyordu.. bitimsiz bir sürek avıydı bu; en kıraç yorgunluklarımla ben, boz bulanık sellere karışıp sana akıyordum, gözlerinden dökülüp bulut oluyordum tekrar ve göğe yükseliyordum.. rüzgar beni kalaşnikof sesleri arasına sıkışıp kalmış, gözlerinde çâresizlik ve korkunun putlaştığı Gazzeli küçüğün yanına sürüklüyordu; ölüm acısı tadıyordum.. kadehimin yere düşmesiyle kendime geldim.. ve doğruldum, varıp gitarımı elime aldım ve içli bir türkü yaktım: ağılda oğlak doğsa ovada ot biter, Filistin’de doğan çocukları sokakta kurşun bekler.. 07.08.07 http://www.youtube.com/watch?v=EqYL6OqK4qo http://www.youtube.com/watch?v=JucuOWjunJo Alıntı Yoruma sekme Diğer sitelerde paylaş Daha Fazla Paylaşım Siteleri
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.