Misafir Marcus Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 Sevgi veya yeteri kadar sevilmeye dair.. Yoksa sizde: Aşkperestlerin yüzde doksan dokuzu gibi, sevginin en büyüğünün, en kutsalının nedensiz, koşulsuz, akılla-mantıkla izah edilemeyen bir sevgi türü olduğuna mı inanıyorsunuz..? Yoksa sizde: "Ben hiçbir şey için sevilmek istemiyorum, kendim için sevilmek istiyorum, yaptığım, söylediğim, ya da düşündüğüm herhangi bir şey için değil. Kendim için. Vücudum için de değil, aklım için de, kelimelerim, çalışmalarım, eylemlerim için de değil..." mi DİYORSUNUZ.. " Yoksa siz de: Sevginin nedensiz olmasını mı istiyorsunuz? Yoksa siz de: " Sevgi her nedenin, her mantığın üzerindedir. Sevgi kördür. Ama sana göre bir şey değil o. Sende ticaret yapan, ama asla bedavaya vermeyen, hesapçı bir dükkâncı ruhu var! Sevgi bedava bir armağandır. Her şeyi aşan, her şeyi bağışlayan, kocaman, bedava, şartsız bir armağandır. Bir insanı iyi yanları için sevmekte bir cömertlik var mı? Ne vermiş oluyorsun ona? Hiçbir şey. Soğuk adaletten başka ne ki o? Zaten hak ettiği şey, o kadar!" mu DİYORSUNUZ..? Yoksa siz de: " Aşkın gözü kördür " - " Aşkla mantığı, sevgiyle aklı bir arada düşünememek saçmadır " - " Aşk: Koşulsuz bir sevgidir..." dir mi DİYORSUNUZ..? Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 Aşk ya da Sevgi... Ne nedenlidir ne de nedensiz... Bunlar birer ihtiyaçtır... Sevgi, Nefret, Kin, Aşk, Özlem, Gerginlik bile insanın en doğal ihtiyacıdır. "Ben Sevgiye/Aşka İnanmam" diyebilen insanlara gülüyorum açıkçası. Çünkü diğer duygular gibi bu iki duyguda, Bu iki duyguyu benimseMEyen insanların bile en temel ihtiyacıdır... Çünkü insan en temelde "Hisleri" olan bir varlıktır. Doğal birer ihiyaçtır. Öncelikle "Psikolojik" olarak bu tespitin güvenilirliğine inanmak lazım... İkinci nokta ise şudur; İnsanların bu duygular verdikleri anlamlar nelerdir? İşte asıl tartışılması gereken budur... Yoksa niçin sevilmek istediğimiz pek önemli değil, Çünkü öyle ya da böyle her insan sevgiye mutlaka ihtiyaç duyar. Anlamamız gereken şu; "Bizim anlamlandırdığımız -Sevgi- denen şey nedir?" Ya da "Sevgiye hangi anlamı verdik?" Bunu yanıtladığımızda, öğrenmek istediğiniz şeyin cevabını mutlaka bulacaksınızdır... Alıntı
Misafir Marcus Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 Aşk ya da Sevgi...Anlamamız gereken şu; "Bizim anlamlandırdığımız -Sevgi- denen şey nedir?" Ya da "Sevgiye hangi anlamı verdik?" Bunu yanıtladığımızda, öğrenmek istediğiniz şeyin cevabını mutlaka bulacaksınızdır... Sevgili boşik hedefi tam onikiden vurmuşsunuz.Tebrikler... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 Sevgili boşik hedefi tam onikiden vurmuşsunuz.Tebrikler... Doğru cevabı bulmanın tek yolu Doğru soruyu sormaktır... Sizin yazınız bir açıdan doğru soruya yönlendirdi Sayın Marcus... Tebrikler benden... Alıntı
Φ biko Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 Hangi nedenle SEVİLMEK istiyorsunuz..... aslında başlık mükemmel,tebrikler..ama altına birşeyler karalama güdüsü ile yazılanlar başlığın vuruculuğundan biraz olsun uzaklaştırmış bizi.. ben başlığı ele alarak bir iki kelam etmek isterim.ARTUR ŞOPENHAUER adlı muhteşem zatın şöyle bir tesbiti vardır; "Her istek, bir gereksinimden, bir yoksunluktan, bir acıdan doğar; giderildiği zaman insan yatışır.Ama yatışmış bir kişiye karşılık, nice yatışmamış ve duygunluğa erişmemiş insan vardır. Üstelik, istek uzun sürer, gerekli olan şeylerin ardı arkası kesilmez; oysa duyulan haz, kısa ve ölçülüdür" sevilmeyi istemekde baştan sona bir acılar silsilesidir diye düşünürüm bende,istemenin özünde yatan sahip olma isteği değilmi zaten,ve sevgi istenildiği anda bir "mala" dönüşmezde neye dönüşürki sevgi.. bir mala sahip olurken ödediğimiz bütün bedelleri,sevgiye sahip olmak istemeklede ödeyecek değilmiyiz zaten...kafamda aslında bununla ilgiliçok şey var ama uzun uzun yazılar yazmayı sevmem,demek istediğimi aslında şöyle kısaca özetleyebilirim; sevilmek değildir önemli olan,sevişmektir... Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 12 Ağustos , 2007 ben başlığı ele alarak bir iki kelam etmek isterim.ARTUR ŞOPENHAUER adlı muhteşem zatın şöyle bir tesbiti vardır; "Her istek, bir gereksinimden, bir yoksunluktan, bir acıdan doğar; giderildiği zaman insan yatışır.Ama yatışmış bir kişiye karşılık, nice yatışmamış ve duygunluğa erişmemiş insan vardır. Üstelik, istek uzun sürer, gerekli olan şeylerin ardı arkası kesilmez; oysa duyulan haz, kısa ve ölçülüdür" Sayın biko... Bugün bayağı bir sevdim sizi ya hu... He zaman söylerim; "Sevginin en temel nedeni (diğer duygular gibi) -Açlık-tır." Acı'ya da acıkır insan, Kin'e de, Nefret'e de... Her türlü duyguya ihtiyaç duyar. Çünkü o duygular ile donatılmıştır Bilinçaltı... Alıntıladığınız sözü ben söylemek isterdim açıkçası... Bu açlığımızın tanımı, bizim sevgi anlayışımızı ortaya koyar... Saygılarımla... Alıntı
Φ günışığı Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2007 Sevgi koşulsuz olmalı..birine seni seviyorum dediğiniz zaman olumlu bir cevap alacammı diye korkunuz olmamalı..Egolarınızla, sevgiyi karıştırdığınızı görüyorum...Ego doymaz..sürekli açtır...fiziksel beklentilerinizin değil...ruhunuzun sözlerine kulak verin.. Alıntı
Φ egzorsist Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2007 sevmek dokunmak demektir yanlız "günışığı".. ne sebeple sevilmek ister insan, bana göre hayatta ana baba' nın sevgisi haricindeki herşey karşılıklıdır, menfaat üzerinedir herşey.. tabi bunu çok farklı açabilirsiniz,.. sevdiği için sevilmek ister bence, yaptıkları ona göre karşısındakine, dünyadaki kimsenin yapamayacağı veremeyeceği şeyleri verdiğini ve kimsenin onu, ondan fazla sevemeyeceğini düşündüğü için insan kendi sevgisinden daha fazla sevgi bekler ilgi ister...bunun için olsa gerek.. Alıntı
Φ günışığı Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2007 sevdiğine dokunmak,onu hissetmek doğal olarak güzeldir...ama ben sanmıyorumm sevgi sadece dokunmak değildir..dokunmaya kıyamadığın..incitmekten korktuğunn gözlerinle yüreğinle sevmek diye birşey de var bana göre.. Alıntı
Φ Tengeriin boşig Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2007 Sevgi koşulsuz olmalı..birine seni seviyorum dediğiniz zaman olumlu bir cevap alacammı diye korkunuz olmamalı..Egolarınızla, sevgiyi karıştırdığınızı görüyorum...Ego doymaz..sürekli açtır...fiziksel beklentilerinizin değil...ruhunuzun sözlerine kulak verin.. Sayın GünIşığı... Ego, Sevgi ve Fiziksel Beklenti karmaşıklığını yaratacak olan bir kişi varsa o kesinlikle ben değilimdir... Söyleğim şey açık ve nettir: Tüm duygular belirli bir açlık neticesinde ortaya çıkarlar. Sevgi ile Cinsellik aynı şey değillerdir ancak birbirlerini tamamlarlar. Tüm diğer duygularda bunlarla birlikte böyledir. Biri, diğerini tamamlar. Birisindeki eksiklik bir diğerinin baskın olmasına neden olur. Ya da birisindeki baskınlık, bir diğerinin eksik kalmasına neden olur. Bir duyguyu doğanızdan atmaya çalışırsanız ya da baskı altına almaya çalışırsanız eğer, diğer duygularınız baskın olmaya başlayacaktır. Bu da ruh halinizde dengesizliğe neden olacaktır. Mesela öfkeyi, gereğinden fazla bastıramazsınız. Ya da Sevgiyi... Nefreti... Cinselliği... Ve hiç birisini gereğinden fazla açığa da vuramazsınız. Bu da dengeyi bozar ve "Kişilik Bozukluğu"na yol açar... Hepsinin bir oranı vardır... Belli bir düzeni vardır... Belli bir açlığı vardır... "Karşılık Beklemeden Sevmek" dediğimiz şey imkansız romantik bir hayalden başka bir şey değildir. Eğer karşılık beklemiyor olsa idik, Sevdiğimiz insanı kıskanmaz veya özlemezdik. Başkası ile birlikte olduğu zaman içiniz acımazdı. Ya da kaybettiğinizde onu, hayıflanmazdınız. Daha onlarca örnek verebilirim. "Sevgi" "Acı" ve "Şiddet" kavramlarının ne olduğu Nasıl ortaya çıktıkları ve özellikleri hakkında bir sürü tespit vardır. Bu konuda kitaplarda vardır. Hiç bir insan yoktur ki "Karşılık Beklemeden" sevsin... "Karşılık Beklemeden Seven" bir kimsenin tahlilini yapabilirim isterseniz: Genelde bu kimseler zaten bir karşılık bulamayacaklarına kendilerini şartlamış ve bilinç altlarına bunu kazımışlardır. Korkuyorlardır temelde... En azından bulsalar bile karşılık, bu sevginin uzun ömürlü olmayacağına kendilerini inandırmışlar ve "Sonsuz Aşk-Sevgi" inancına olan güvenleri, yaşantılarından dolayı sarsılmıştır, yıkılmıştır. Zaten elde edemeyecekleri bir sevgiye inandıkları için, sevdikleri kişiyi "Karşılıksız" sevmeye "Akıllarınca" devam ederler... Lakin şöyle bir düşünün; Ya o sevdikleri kişi ona yaklaşıp bir teklifte bulunursa? Bir ilişki sürecinin başlamasını teperek; "Hayır kardeşim, ben seni karşılıksız sevdim! seninle birlikte olmayacağım, karşılık verme!" diyebilir mi? Tabii ki; Hayır... Ve bir ilişki süreci başlar... Paylaşımları olur... Birgün gelir ve ilişkileri biter... O güya "Karşılıksız Seven" kişi, üzülmez mi? İçi acımaz mı? Dürüst olun; Hatta ağlamaz mı? Kim ne derse desin... Herkes "Psikoloji Bilimi"nin bu olaya da "Maddesel" olarak baktığını Ve "Ruh" denen şeyi yadsıdığını düşünür... Lakin öyle bir şeydir ki bu bilim, aslında sizin görmek istemediğinizi ve göremediğinizi gösterir... "Sevgi" dediğimiz şey kesinlikle "Karşılık Beklemeyen" bir his değildir. Aynen "Kin" ya da "Nefret" gibidir... "Şiddet" ve "Öfke" gibidir. Siz nasıl ki bu kötü hisleri bastırıyorsanız ve eyleme geçirmeyerek "Karşılıksız" bırakıyorsanız, İşte "Karşılıksız Aşk-Sevgi"de aynen böyledir. Onu bastırır ve eyleme dökmediğiniz sürece "Karşılık Beklemediği"ni SANIRSINIZ... Oysa ki insanın doğasına ait hiç bir his ve duygu karşılık bulmadan var kalamaz, körelir... Sonunda da Psikolojik bir bunalıma sürüklenirsiniz... Nasıl ki doğa'nın dengesini bozduğunuzda sizden öç alırsa, Kendi doğanızda bulunan bu hisler arasındaki Doğal Denge'yi de bozarsanız eğer, Sonunda sizde öç alacağı kaçınılmaz bir gerçektir... Neyse... Daha fazla çıkarım yapmaya gerek yok sanırım... İhtiyaç duyuluyorsa yeterli çıkarımı "Psikoloji Bölümü"nde açılacak bir konuda yapabilirim... Yazdıklarım açık ve nettir... Saygılarımla... Alıntı
Φ frozen Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 14 Ağustos , 2007 hangi nedenle sevilmek istiyoruz? doğamız gereği derim.. insan sevmeden yaşıyamıyorki.. hayata bakışı sevgiyle anlam kazanıyor.. yada acısıyla anlamsızlaşıyor.. ve her şeyi tükettiğimiz gibi artık sevgiyide çabuk tüketiyoruz.. sanıyoruz ki herkesi aynı şekilde aynı içtenlikle sevebileceğiz.. sonrada arayıp duruyoruz işte kaybettiklerimizi başka suretlerde.. ve ayrıca hangimiz bu kadar hassas terazilerde duygularımızı denetleyebiliyoruz yaşarken...olması gerekenle.. olanlar çok farklı seyrediyor gerçek hayatta.. Alıntı
Φ günışığı Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 15 Ağustos , 2007 Sayın GünIşığı...Ego, Sevgi ve Fiziksel Beklenti karmaşıklığını yaratacak olan bir kişi varsa o kesinlikle ben değilimdir... Söyleğim şey açık ve nettir: Tüm duygular belirli bir açlık neticesinde ortaya çıkarlar. Sevgi ile Cinsellik aynı şey değillerdir ancak birbirlerini tamamlarlar. Tüm diğer duygularda bunlarla birlikte böyledir. Biri, diğerini tamamlar. Birisindeki eksiklik bir diğerinin baskın olmasına neden olur. Ya da birisindeki baskınlık, bir diğerinin eksik kalmasına neden olur. Bir duyguyu doğanızdan atmaya çalışırsanız ya da baskı altına almaya çalışırsanız eğer, diğer duygularınız baskın olmaya başlayacaktır. Bu da ruh halinizde dengesizliğe neden olacaktır. Mesela öfkeyi, gereğinden fazla bastıramazsınız. Ya da Sevgiyi... Nefreti... Cinselliği... Ve hiç birisini gereğinden fazla açığa da vuramazsınız. Bu da dengeyi bozar ve "Kişilik Bozukluğu"na yol açar... Hepsinin bir oranı vardır... Belli bir düzeni vardır... Belli bir açlığı vardır... "Karşılık Beklemeden Sevmek" dediğimiz şey imkansız romantik bir hayalden başka bir şey değildir. Eğer karşılık beklemiyor olsa idik, Sevdiğimiz insanı kıskanmaz veya özlemezdik. Başkası ile birlikte olduğu zaman içiniz acımazdı. Ya da kaybettiğinizde onu, hayıflanmazdınız. Daha onlarca örnek verebilirim. "Sevgi" "Acı" ve "Şiddet" kavramlarının ne olduğu Nasıl ortaya çıktıkları ve özellikleri hakkında bir sürü tespit vardır. Bu konuda kitaplarda vardır. Hiç bir insan yoktur ki "Karşılık Beklemeden" sevsin... "Karşılık Beklemeden Seven" bir kimsenin tahlilini yapabilirim isterseniz: Genelde bu kimseler zaten bir karşılık bulamayacaklarına kendilerini şartlamış ve bilinç altlarına bunu kazımışlardır. Korkuyorlardır temelde... En azından bulsalar bile karşılık, bu sevginin uzun ömürlü olmayacağına kendilerini inandırmışlar ve "Sonsuz Aşk-Sevgi" inancına olan güvenleri, yaşantılarından dolayı sarsılmıştır, yıkılmıştır. Zaten elde edemeyecekleri bir sevgiye inandıkları için, sevdikleri kişiyi "Karşılıksız" sevmeye "Akıllarınca" devam ederler... Lakin şöyle bir düşünün; Ya o sevdikleri kişi ona yaklaşıp bir teklifte bulunursa? Bir ilişki sürecinin başlamasını teperek; "Hayır kardeşim, ben seni karşılıksız sevdim! seninle birlikte olmayacağım, karşılık verme!" diyebilir mi? Tabii ki; Hayır... Ve bir ilişki süreci başlar... Paylaşımları olur... Birgün gelir ve ilişkileri biter... O güya "Karşılıksız Seven" kişi, üzülmez mi? İçi acımaz mı? Dürüst olun; Hatta ağlamaz mı? Kim ne derse desin... Herkes "Psikoloji Bilimi"nin bu olaya da "Maddesel" olarak baktığını Ve "Ruh" denen şeyi yadsıdığını düşünür... Lakin öyle bir şeydir ki bu bilim, aslında sizin görmek istemediğinizi ve göremediğinizi gösterir... "Sevgi" dediğimiz şey kesinlikle "Karşılık Beklemeyen" bir his değildir. Aynen "Kin" ya da "Nefret" gibidir... "Şiddet" ve "Öfke" gibidir. Siz nasıl ki bu kötü hisleri bastırıyorsanız ve eyleme geçirmeyerek "Karşılıksız" bırakıyorsanız, İşte "Karşılıksız Aşk-Sevgi"de aynen böyledir. Onu bastırır ve eyleme dökmediğiniz sürece "Karşılık Beklemediği"ni SANIRSINIZ... Oysa ki insanın doğasına ait hiç bir his ve duygu karşılık bulmadan var kalamaz, körelir... Sonunda da Psikolojik bir bunalıma sürüklenirsiniz... Nasıl ki doğa'nın dengesini bozduğunuzda sizden öç alırsa, Kendi doğanızda bulunan bu hisler arasındaki Doğal Denge'yi de bozarsanız eğer, Sonunda sizde öç alacağı kaçınılmaz bir gerçektir... Neyse... Daha fazla çıkarım yapmaya gerek yok sanırım... İhtiyaç duyuluyorsa yeterli çıkarımı "Psikoloji Bölümü"nde açılacak bir konuda yapabilirim... Yazdıklarım açık ve nettir... Saygılarımla... Yeterince açık ve net,teşekkür ediyorum. Alıntı
Misafir kleo Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2007 bir sebeb gerekmez bence.......eğer illaki gerekiyorsa albeni yemek için olabilir Alıntı
Misafir RA_dya Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2007 Gönderi tarihi: 16 Ağustos , 2007 Sevgi ruhumuzu besleyen,hayatımıza anlam katan şartsız bir armağandır... Alıntı
Önerilen İletiler
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.