doğruyu sadece doğruyu...

[Φ egzorsist]

şimdi ben sizden hem fikir hem yardım istiyorum...

 

olay şu.. dün arkadaşla bir film izliyorduk, mahkeme salonunda şahitleri çağırıyor, bir ellerini havaya kaldırmalarını, diğer ellerini incilin üzerine koymalarını isteyerek " doğruyu sadece doğruyu " söylemeleri için yemin ettiriliyordu...

bu ilk defa karşılaştığımız bişey değil, onlarca kez filmlerde gördük... arkadaş şööle bişey dedi? "ya bak ben bu adamları yıllardır anlamıyorum, bizim laikliğimize dil uzatanlar, kendi mahkeme salonlarında insanların dinleri adına doğruyu sölemelerini istiyorlar.. peki bir adam dinsiz olduğu zaman nasıl yemin etmesi bekleniyor veya bu adam inançsız olduğu için, dini kitaba el basıp yemin etmediğinden dolayı sözüne daha az mı güvenilir oluyor "

 

filmden sonra bu konuyu tartıştık, sizden isteyebilecem yardım! yurt dışında yaşayan, yaşamış veya bilen kişilerin.. bir müslüman 'ın, yahudi 'nin, ateist' in, budist'in veya her ne dindense bu kişilerin nasıl yemin etmeleri sağlanıyor ?

bizim burda en anlam veremediğimiz şey ise, bir insanın kutsal kitaba el basması için o dinin mesubu olması gerekir.. bilmiyorum ama müslümanın kuran' a hiristiyanın incile basması gibi..

 

şimdi bir insan mahkeme salonunda şahitlik edeceği için, doğruyu söyleyeceğini beyan etmesini bekliorlar, bu nedenle o kişinin hangi dine mesup olduğunu sölemesini beklemek nasıl bir mantıktır ? öyle ya adam dinini söyleyecek ki ona göre tüm herkesin önünde o dinin kitabına el basması gerekiyor. herkes o şahitlik yapan kişinin dinini öğreniyor. her toplumda ben ateistim denmez, adam yalan söylerse ya toplum beni ateist bilmesin ben hristiyanım diip el basiim nasılsa inanmıorm çarpılmam yoluna girmez mi?

 

kaldı ki, bu insan ateist ise, deminde sölediğim gibi, kutsal kitaba el basmadı die, bu insanın sözüne güvenilenemeyecek bir insan olduğu anlamını mı çıkarıyor ?

 

buyrun fikir ve yardımlarınızı bekliorm. işleyişi ii bilen birileri aydınlatırsa veya tartışırsak sevinirim.

[Misafir CYRANO]

Ama tabi bunun zorunlu olması başka bir şey. Kişi nufus hanesini değiştirebilir. Bir dilekçeyle nufus hanesindeki din ibaresinde yazanı değiştirebilir. Yada boş bırakılmasını sağlıyabilir. Ama Amerikada tanık olup "ben yemin etmeyeceğim" deme lüksü varmı ?

 

Hukuki yönü, "yalan yere yemin etmek" ten hapis cezası veriyorlar yalancı tanığa. Bu yönüyle iyi. Zira bizim ülkemizde yalancı şahitlik ciddi bir suç sayılması gerekirken doğru dürüst bir cezası bile yok. Düşünsenize belki yalancı şahitlikle bir insanın ömrünü cezaevinde geçirmesini sağlıyabilirsiniz ama bu suçun ciddi bir cezası yok.

 

 

Amerika'da bu konuda örnek çoktur.

 

Devlet başkanıda incile el basarak yemin eder.

 

Paralarının üstünde "Tanrıya güveniyoruz" yazar. "Tanrı yardımcımızdır " yazar.

 

Devletin dini tarafsızlığıyla bağdaşırmı dersen. Evet bağdaşmaz. Ama kimsenin Amerika'nın laik bir ülke olduğunu iddia ettiği falanda yokki. Hristiyan tarikatların ülkesi Amerika.

[Misafir demirefe]

Ben inanmiyorum ama kimligimde musluman yaziyor..Sahsen sinir edici bir durum..

 

İnnocent, dini de ırk gibi, aile gibi, cinsiyet gibi, ülke gibi doğduğumuzda kendimizi içinde bulduğumuz bir durum olarak algılamamız gerektiğini düşünüyorum. Bunu fazla önemsemek gerekmez diyorum. Şu fark var ki, diğerlerini değiştirmek olası değilken din değiştirmek olası. E, değiştirip ne olacak ta?

 

Bırakalım kimliğimizde bir din yazsın, yarın vazgeçip din hanesini kaldırsınlar, bırakalım ölünce camiye götürüp cenaze namazı kılsınlar, bence bir şey farketmiyor. Amerika'ya gittiğimde aksilik ya, ölsem de cesedimi yaksalardı da fark etmezdi. Bir dağa tırmanırken düşsem de cesedimi kurtlar parçalasa ne değişir ki? Savaşta napalm bombası isabet edip külleri havaya savrulan bir asker mi, yatağında yaşlanıp ölen insan mı daha talihsiz?

 

Yani benim sakın ola cenaze namazımı filan kılmayın diye bir vasiyette bulunmak aklından geçer miydi?

 

Bana sorarsan sinir filan olma, keyfine bak derim...