Gönderi tarihi: 11 Aralık , 2005 19 yıl Türkiye nin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesini kabul etmesinin üzerinde 57 yıl geçti ama bu süre içinde insan hakları ihlalleri azalmak yerine arttı.AKP hükümeti seçimle iş başına geldiğinde ''işkenceye sıfır tölerans '' dedi ama bu sadece seçim vaadi olarak kaldı. artık işkence karakollardan sokaklara taştı. Türkiye insan haklarının en çok ihlal edildiği ülkelerin başında geliyor. aklıma gelen örnekleri paylaşmak istiyorum *Milli güvenlik siyaset belgesinde aşırı sağ tehdit olmaktan çıkarıldı *TAYAD lılara yapılan linç girişimleri *1 Haziran 2005’de yürürlüğe giren Yeni Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemeleri Kanunu ve Ceza İnfaz Kanunu, hak ve özgürlükleri daha da kısıtladı. *şemdinlideki olayları yazan gazeteler olayların geçtiği yerlerde toplatıldı *Ceza İnfaz Kanunu ile birlikte F tipi cezaevlerinde tecrit ağırlaştırıldı. *Gökhan Belgüzar gözaltında tutulduğu Bakırköy Asayiş Büro Amirliği’nde yaşamını yitirdi. Polis, Belgüzar’ın kendini asarak intihar ettiğini söyledi. Ancak, 1.80 cm. boyundaki Belgüzar’ın sadece 80 cm. yüksekliğindeki ranzaya kendini battaniye ile asarak intihar ettiği iddiası hiç te inandırıcı değil. *MOBESE sistemi ile İstanbul’un dört bir yanı kameralarla gözetlenmeye başlandı. Sistem ile karakolların ‘şeffaflaşacağı savunulurken, Erol Sert adlı kişi “çorba parası” vermediği için polis tarafından sokak ortasında feci şekilde dövüldü. *Ordu’da konser izleyen çocuklar gözaltına alınarak dövüldü ve tehdit edildi. *8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle 6 Mart 2005 tarihinde Saraçhane’de basın açıklaması yapmak isteyen kadınlar yerlerde sürüklenerek, öldüresiye dövüldü. *Türkiyenin b,rçok yerinden Ankara yürüyen öğretmenler polislerin coplarına ve biber gazına maruz kaldı.bir çok kişi hastanelik oldu.
Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2005 19 yıl Yazar Dünya barışına katkıda bulunmak amacıyla kurulan Nobel Vakfı’ Uluslararası İnsan Hakları Günü’nde verdiği iktisat ödülleri, hak ve özgürlüklerin nasıl pervasızca çiğnendiğini çarpıcı bir biçimde gözler önüne serdi. Niye mi? 2005 Nobel İktisat Ödülü “Oyun Teorisi”ni geliştiren İsrailli-Amerikalı siyonist matematikçi Robert Aumann ile, Vietnam işgalinin mimarlarından olan ABD’li Thomas Schelling’e verildi. Filistin’in işgalini destekleyen Robert Aumann, “Büyük İsrail” savunucusu bir siyonist olarak, Filistin halkının sürülmesini veya imha edilmesini istiyor. Aslında Aumann’ın bilim adamı kimliği oldukça kuşkulu. Çünkü kendisinin “Oyun Teorisi”ne katkısı, Oyun Teorisi’nin Tevrat’ın okunmasına uygulanmasından ibaret. Özellikle de, ölmüş kocanın mirasının üç dul karısı arasında nasıl paylaştırılacağına dair bir ikilemin çözümü meselesinde. Siyonist Aumann, aynı zamanda Tevrat’taki gizli şifreler hakkındaki çalışmalarıyla tanınıyor. Kısacası, harf ve rakamlarda keramet arayan bir şahsiyet. Kendisi,Güçlü Bir İsrail İçin Profesörler adlı şeriatçı bir örgütün de kurucu üyelerinden. ABD’li neomuhafazakârların yakın dostu olan Thomas Schelling ise, insanlık düşmanı görüşlerini geçen hafta tüm dünyaya duyurdu.Söylediği de şu dünya barışı ancak DAHA FAZLA SİLAHLANMA İLE sağlanabilirmiş. Düşünce kuruluşu RAND ile yıllarca çalışan bu adam, Soğuk Savaş’ın beyni olarak bilinen Paul Nitze ile, Karanlıklar Prensi olarak bilinen Richard Perle gibilerinin yakın çevresinde oaln kişilerden aynı zamanda. Schelling, barışa en önemli katkısını Vietnam Savaşı sırasında yaptı. Oyun Teorisinden hareketle; Vietnamlıları pes etmeye zorlayacak bir şekilde, provokasyonlara alan açılmasını önerdi. Buna göre, ülkeye giderek artan şiddette bombardımanlar düzenlenmeliydi. İlk bombardıman, 2-24 Mart 1965 tarihleri arasında düzenlendi. Vietnam halkının iradesi kırılamayınca, diğer saldırılar geldi. Altı milyon ton bombanın ardından, Schelling’in bilimsel(sözde) önerileri, 2 milyon cana mal olmuştu. İki gerici iktisatçı, Nobel ödülünün yanı sıra, 300 milyon dolarlık para ödülünü de paylaşacak. Bu iki iktisatçı da savaş kışkırtıcısı...Bir çok bilim adamı tarafından kararı tekrar düşünün diye imza toplandı.Bunların çoğu Amerikalı, İsrailli ve Avrupalı 1000’den fazla tanınmış isim nedir bu oyun teorisi? matematiğe dayalı bir analiz yöntemi olan “Oyun Teorisi”nin pratik alanı, gayeleri farklı iki veya daha çok sayıda karar merciinin, aynı bilgilere sahip oldukları bir ortamda nasıl en yararlı hareket tarzını seçeceklerini açıklıyor. Savaş, çatışma ve ticaret görüşmelerini satranç gibi algılayan Oyun Teorisi, taraflardan birinin birden fazla seçeneği olduğunu ve diğerinin de her seçeneğe farklı reaksiyon gösterme potansiyeli bulunduğunu ileri sürüyor. Teoriye göre, taraflardan birinin attığı adım, diğeri tarafından başka bir hamleyle karşılandığından bir dizi yeni olasılık doğuyor. Bu da, mevcut durumun ve yaratacağı sonuçların öngörülmesi için matematiksel analizleri zorunlu kılıyor. Aumann, teoriyi Filistin sorununa şu sözlerle uygulamıştı:İsrail’in Gazze’den geri çeklimesini ele alalım. Bu, atılabilecek en kötü adımdı. Kötü bir adım, çünkü; bu karşı tarafa ‘Eğer siz bizim kaldıramayacağımız kadar bir baskı uygularsanız, biz bu baskının sonucunda lehinize adımlar atabiliriz.( Geri çekilme, teorik açıdan ve verdiği mesajlar bakımından tam bir felaket)
Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2005 19 yıl türkiyede insanlar kendi haklarını ne kadar aralar aslında önce bunun sorgulanması gerekmezmi daha birçok insanımız kendi haklarının ne olduğunu bilmiyor ve (bence) bilmekte istemiyor
Gönderi tarihi: 15 Aralık , 2005 19 yıl türkiyede insanlar kendi haklarını ne kadar aralar aslında önce bunun sorgulanması gerekmezmi daha birçok insanımız kendi haklarının ne olduğunu bilmiyor ve (bence) bilmekte istemiyor herkes işine nasıl geliyorsa öyle davranıyor..........
Katılın Görüşlerinizi Paylaşın
Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Hesabınız varsa, hesabınızla gönderi paylaşmak için ŞİMDİ OTURUM AÇIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.