Zıplanacak içerik
View in the app

A better way to browse. Learn more.

Tartışma ve Paylaşımların Merkezi - Türkçe Forum - Turkish Forum / Board / Blog

A full-screen app on your home screen with push notifications, badges and more.

To install this app on iOS and iPadOS
  1. Tap the Share icon in Safari
  2. Scroll the menu and tap Add to Home Screen.
  3. Tap Add in the top-right corner.
To install this app on Android
  1. Tap the 3-dot menu (⋮) in the top-right corner of the browser.
  2. Tap Add to Home screen or Install app.
  3. Confirm by tapping Install.

EmiLY_pandora

Φ Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

EmiLY_pandora tarafından postalanan herşey

  1. İstanbul Işık Işık istanbul rüzgâr rüzgâr sevdiğim kâh bir lodos, denizlerden esen ılık mı ılık kâh ustura gibi deli bir poyraz bırak saçlarını rüzgârlarına istanbulun bu şehirde aşksız ve rüzgârsız yaşanmaz istanbul bulut bulut sevdiğim kimi beyaz mı beyaz ince, tül gibi kimi katran misali kara bulutları da insanlarına benzer istanbulun inanma sevdiğim, inanma bulutlara istanbul yağmur yağmur sevdiğim kah ince ince kah bardaktan boşanırcasına hele bir yağmur yağmaya görsün ölürcesine yaşanır bu şehirde sevdiğim ve yaşanırcasına ölünür istanbul deniz deniz sevdiğim bir çakır mavi bir camgöbeği tuzlu su üstünde irili ufaklı tekneler kayıklar, yelkenliler, mavnalar kalleştir denizleri istanbulun sevdiğim istanbul kadar istanbul kadeh kadeh sevdiğim içtikçe içesi gelir insanın sarhoşluğu tutuşup yanmaya benzer ve bir gölgedir yalnızlık meyhanelerinde seninle dolaşır, seninle gezer Ümit Yaşar Oğuzcan
  2. Şiirin yazarını bulmuşsunuz teşekkürler fakat Ümit yaşar oğuzcan değil ben arkadaşıma özelllikle sordum ve saolsun kırmadı buldu yazarı Arzu Altınçiçek miş.Ümit yaşar oğuzcan sizin ilk başta yazarını belirtmediğiniz şiirin sahibi
  3. Bulutsuzluk Özlemi - Sözlerimi Geri Alamam
  4. Gözden uzak olan gönüldende ırak olurmuş derler.Sanırım bu anlamda seni unuttuk ama sende de kabahat var arada girip burdayım desen ne olur sanki Umarım herneredeysen mutlu olursun her zaman....(gerçi nerde olduğunu biliyorum msn desin şimdi ) Sevgiler...
  5. EmiLY_pandora şurada yorum gönderdi harmony'nın blog başlığı içinde harmony
    Suskunluğum...Sayıklamalarım Sadece yazdıklarımın sonuna eklediğim üç noktadan ibaretti aynı zamanda sonsuzluğum da üç nokta... Denize vurmak kendini rüzgara sunmak düşte kalmak düşe yazmak bir aşka,umuda,mateme yada düşe yazmak aşkı umudu matemi sonra alıp düşü şiiri yapmak hayatının... Karanlığımın içinde aradağım ne bir ışık ne bir çare çalışmayı unutan bir saat gibi içimde zaman... Zamansızlığı bahane edip ertelemekten yana hep bir yanımız erteledim evet çaresizliğimi yada yalnızlığımı bir süre Kayıplar hep var ama kayıplarımız oldukça dünyanın merkezi sanmıyormuyuz kendimizi... Ölüme gidebilmek dediğimiz şey ölmeyi umabilmek değilmi aslında... Söylediklerine karşı suskunluğum anlatamadıklarıma birazda ikimizde yabancıyız işte birbirimize... Sayıklamalarım hiç bitmez belki biri duyar diye belki biri aynını hisseder diye belki acımı hafifletir diye hayata sayıklarım umuda karanlığa Tanrıya sayıklarım söyleyeceklerimi Dua etmemi önerenler olacaktır biliyorum ama ben böyle dua ediyorum karanlıkta Bir deli günlük tutsaydı böyle olurdu herhalde başı sonu belli olmayan bir dolu cümle.... Anlatacaklarım var hala kendimi anlatma çabasında değilim anlatamam ki Fırtınada kaybolmuş bir kız çocuğunun öyküsü diyelim şimdilik Bana iki tane şiir yolladınız bunlara istinaden bu şiiri eklemek istedim... ayrıca şiirleriniz için tekrar teşekkürler....
  6. EmiLY_pandora şurada cevap verdi: femalexx başlık Forum Oyunları
    Beni bir kez aldatırsan yazıklar olsun sana,ikinci kez aldatırsan yazıklar olsun bana..ASYA ATASÖZÜ
  7. Sizi sevindirmek isterdim elbette ama inanın şairini bilmiyorum bana da bir arkadaşım yollamıştı yoksa paylaşmayı isterdim sizlerle... Bu arada ilk yazdığınız şiir sizemi ait ?
  8. Aslında bu şiiri eklediğimi hatırlıyorum ama birde buraya ekleyeyim dedim izniniz olursa Istanbul ilk defa farkli geldi gözüme Oysaki senelerdir bildigim şehir Hergün havasini aldigim Taksim Kalabalik..milyonlarca yüz. Bir yanda seyyar saticilarin bagirtilari Bir yanda çiçekçiler rengarenk Otobüsler, taksiler Teybi son ses çalarak volta atan genç nesiller Bir köşesinde Istanbul tadinda giyinmiş yaşlilar Istiklal caddesi rengarenk kiyafetler, Üstten düşen kotlar,tek omuz açik bluzlar Yari et pazari olmuş, modanin vitrini sokaklar. Her köşesinde birilerini bekleyen kişiler. Ya da binbir telaş içinde koşan adimlar. Hep ayni temizlenmeyen gürültü kirliligi Konuşmalardan, klaksonlardan ,adimlardan oluşan ugultular. Hep ayni Istanbul işte. Binlerce adimlarin attigi yerde Bir duruş var Sessiz bir haykiriş var gölgede biliyorum Sade... Sadelige hasret bir kaç çehre. Yer Taksim Parkindaki meşhur çaybahçe Balkon kisminda bir agaç gölgesinde Anilarda dolaşir yüregim..herşey bahane Oysaki gerçekler var karşimda Tipki Istanbul gibi. Surlar içinde Istanbul Ben Istanbul içinde tutsak Şehir üzerinde bulutlar Ben Istanbul gölgesinde. Bir sogukluk kaplar tenleri Tenler ortada Bir sokak çocugunun gözlerinde direnişi Istanbul çökmek üzere şimdi. Anilar kaybolur sokaklarinda Sokaklar kalleş adimlar altinda Kimin eli kimin cebinde belli degil Herkes kendi dünyasinda bir kral Her kralin etrafinda soytarilar. Istanbul, çatirdayan dört duvar. Özlem duyar eski haline anilar Yaşli gözler, kirişan eller Yillar öncesini anlatirken diller Yaşanir gene tüm güzelligin Bir lale devri vardir resimlerde Kagithane güllük gülistanlik Bir Moda plaji civil civil Piyer Loti’de macun şekerleri Pamuk helvalar, köpük dondurmalar Istanbul.. ve… Arnavut kaldırımlar Oysa şimdi bak haline Herbir köşende batan hayatlar İstanbul, ***** şehir Dön artık eski güzelliğine Dön …geçmişteki sade günlerine Bak seni bekliyor yarinlar Sade yaşamin arzusunda olanlar. EY ISTANBUL…. Şahlanda canlansin resimlerdeki anilar.
  9. EmiLY_pandora şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Güncel Konular
    KADIN Kimi der ki kadın uzun kış gecelerinde yatmak içindir. Kimi der ki kadın yeşil bir harman yerinde dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir. Kimi der ki ayalimdir. Boynumda taşıdığım vebalimdir. Kimi der ki hamur yoğuran. Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal. O benim kollarım, bacaklarım. Yavrum, annem, karım, kız kardeşim hayat arkadaşımdır. Nazım HİKMET Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olmak yolunda verdiği savaş hala devam ediyor. Kölecilik de, feodalizm de, kapitalizm de bu dünyada kadınlara cehennemi yaşattılar ve yaşatmaya devam ediyorlar... Kadının yeri evidir, kadın narin bir çiçektir gibi söylemler sadece kadınları pasivize etmek için süslenip cilalanmış sözlerden bir kaçıdır... Kadın-erkek eşitliği toplumsal temellerine kavuşturulmadan kadın özgürleşemez.... Kadın olmak,hem ev kadını,hem iş kadını,hem anne hem eş,herşeyi toparlayıp bir araya getiren ayrıca yetiştiren,fedakarlıklar yapan,hiç şikayet etmeden hepsini bir bir yerine getiren kadın.. Aşık kadın,Yalnız kadın,Tüm bunları omuzunda tek başına taşıyan ve taşımasını beceren yorulsada asla yılmayan kadın.. Bütün emekçi kadınlar, emekçi kadınlar günümüz kutlu olsun....
  10. Ahh şimdi hatırladım teşekkür ederim dinliyorum şuan
  11. EmiLY_pandora şunu cevapladı bir başlıkta ileti içinde Müzik Cafe
    Ömrüm Durdurun giden zamanı Götürüyor her anımı Bahara benzer ömrümün Döndürüyor kışa beni Çeviriyor kışa beni Oy ömrüm oy ömrüm oy Oy ömrüm ömrüm Oy ömrüm oy ömrüm oy Ötme garip bülbül ötme Beni gam kedere atma Bir vefasızı sevmişem Bir hayırsızı sevmişem Beni dertten derde koyma Beni gam kedere atma Oy ömrüm oy ömrüm oy Oy ömrüm ömrüm Oy ömrüm oy ömrüm oy Grup Çığ
  12. Kimin söylediğini ve tam adını yazarsan dinlerim elbette..
  13. Hepimiz kavgalar veriyoruz şu kısacık zaman diliminde ve sevdiklerimizle..Sanırım bunu anlatan en iyi cümleyi kurmuşsun cerenimoo eline sağlık....
  14. EmiLY_pandora şurada bir başlık gönderdi: Anı Defteri - Defterleri
    Dedin ve gittin ne kötü ettin bir bilsen yalnız bıraktın bizi..Özledik seni yerin çok belli burada o kadar ki sen varken sessiz dilliler sen gidince dile geldiler.. Ender güvenirim ben insanlara ve o enderlerin arasında olmanda, benim abim olmanda beni onure ediyor... Kalemitin seni ve yazılarını çok özledi..
  15. Herkesin bir sınırı vardır hayatın içinde.Nerede durup nerede hareket etmemiz gerektiğini iyi biliriz, bilirizde nedense bir türlü bunu beceremeyiz.Aşk sevdadan gelir sevda aşkın içinden ama ne aşkı yakalırız ne sevdayı doyasıya yaşarız.Sebebini kimseler bilemez neden biter neden yok olur sevdalar ? Buna neden izin veririz sonra neden umarısızca çırpınırız geri almak için.Halbuki yollar açıktır sevenede sevilenede. Tercihler vardır birde seçimler yaparız belkide bu seçimler bizim hayatımızı baştan sona değiştirecek seçimlerdir.Belki bir peri masalı yaşarız belkide tam aksine kendi kendimize zehrederiz hayatı belkide evet copy/paste sevdalar yaşarız ama bir bakarızki, copy oluyor ama paste olmuyor sevdamız.Ne kadar yapıştırırsak yapıştıralım o içindeki etken yapışkan madde madde olmaktan çıkmış,teknolojiye inat yapışmıyor.. Birde sözler vardır verilen ama bir türlü tutulamayan.Ne kolaydır değilmi birisine söz vermek ne kolaydır değilmi incitmek.Ehh incinen siz olmadığınız için kolay gelir.Ne var canım bu gün git yarın gel sevdalar yaşıyoruz değilmi.Sözün ne ehemniyeti var.Bekle deriz sadece bekle hiç bir şey yapmadan al bir tabure otur ve bekle...Eğer ben gelmezsem bir kahve al kendine otur düşün neden gelmediğimi neden gelemeyeceğimi.. Sonra ben sana 50 tane sebep yaratayım gelmeme mi meşru kılmak adına.Ama sende buna inan olurmu .Sonra yine sana bekle diyeyim bekle bekle ...bekleee....elbet bir gün.... Birde vicdan vardır değilmi.Biz nereye gidersek gidelim peşi sıra bizimle gelir ne melem şeydir bu vicdan.Kimimiz rahatızdır bu konuda vicdanımıza hiç kulak asmayız duymayız bile.Aslında azıcık sessiz olsak Kendimizi tatmin etmek için bir başkasının hayatına kast etme dediğini anlarız.Ama inatla fırtınalar yaratır gereksiz gürültüler yapar yaygaralar kopartırız ama vicdanımız susmaz yorulmaz her zaman aynı şeyi söyler durur.Ve bizlerde her zaman duymazdan geliriz..Sanırım duyuncada çok geç olur.. Şiirlerde yaşar kimiside sevdasını,en masumane haliyle. Geçmiş onu bağlamaz,gelecek endişesi yoktur. Anı yaşar, yaşadığı her anın hazzını her hücresinde hisseder eğer bir gün bitse bile güzeldi diye hatırlar ve şiirlerinde yaşamaya devam eder..Bilirki hiç bir hikaye sonsuza değin sürmez.Nedensiz sevmesinin nedenide budur işte.Kaygısız, tasasız, endişe duymadan sever çünkü sevdaya sevdalıdır.Nazımın da dediği gibi elmanın onu sevmesi şart değildirki o zaten elmayı sevmiştir..Eğer hayatının içinden sevdiği insanı çıkarması gerekiyorsa bunu o kadar onurluca yaparki yaşamına kattıkları ona yeterde artar bile... Sonuç olarak Herkes kendine yakışır şekilde yaşar aşkını sevdasını,Herkes nasıl sever bilmiyorum açıkçası bilmekte istemiyorum. Yollar vardır sonunda hep birileri olur bekleyen, bekleyen olmadım olmakta istemem doğrusu benim yolumun sonunda bekleyen de olmasın bekleyen olmayı sevmediğim gibi bekleten olma bencilliğinide asla göstermem.Mutlak orta yol vardır değilmi onu size sizi ona taşıyan..... EmiLY_pandora....
  16. Teşekkürler..Zaman ayırdığınız okuduğunuz ve aynı duyguları paylaştığınız için...
  17. Anladım beyefendi bakımı kolay yani güzel... Adres veremem üzgünüm sevgilim kızıyor.. fakat diğer çiçekte olduğu gibi buradan yollayabilirsiniz sakıncası yok Ayrıca ben çay yapacaktım ne var bunda çay çiçeği değilmi bu gül olsaydı reçel yapardık değilmi Ama saksıdaki çay bitince bir saksı daha çay alabilirim en azından çayın yapımı kolay şimdi reçelle uğraşmak zor iş
  18. 'İnsanlar ekleniyor hayatına, insanlar eksiliyor, sen bir kalabalıktan bir başka kalabalığa çok da fark etmeden geçiyorsun, birileri senin hayatından çıkıyor, sen birilerinin hayatından çıkıyorsun. Teninin parçası olmuş niceleri uzaklaşıyorlar, bir zamanlar adını bile bilmediklerin ise daha sonra en mahrem gülüşlerinin sahibi oluyorlar.... 'O gitmez' dediğin kaç kişi gitti, asla kopamayacağını sandığın kaç kişiden koptun? Hafızanda birer soluk hayalet şimdi onlar ve sen de onların hafızasında soluk bir hayaletsin… Gelecek, hayatından senden izin almadan kimbilir kimleri soluk hayaletlere çevirecek?...'
  19. Efendim teşekkür ederim çok sevindim ama nasıl bakacağım bu çiçeğe örneğin ne zaman sulamak gerekiyor kaç gün arayla Birde ne zaman hasatı toplayacağım?
  20. Bir yanlışlık olmasın mı?????????????????????????
  21. Leon ne demek anısına el fatiha geri gelecek dinleniyor şuan SELAM_YALNIZLIK hem saksıya çay ekip yollayacaktı sözünü tutar o İlk tanışmamız hafif bir tartışmayla başladı ama kısa sürede ne demek istediğimizi anlatabildik birbirimize.Sağlam bir karaktere sahip,arada şakalarına kızsamda sürekli bir yerlerde bayiliklerle uğraşsada çok iyi birisidir.Umarım hayattan ne bekliyorsa önüne serilir hiç üzülmez... ve en kısa zamanda o bildik ismiyle yani SELAM_YALNIZLIK olarak aramıza tekrar döner tatilini uzatmaz
  22. DüŞ YaKaMıZDaN... Düş yakamızdan yakamızdan Çek git artık hayatımızdan Yürünmüyor senin sokaklarında Söyle kimler var tuzaklarında Tepiniyor kimi rezil barlarında Kimi aç perişan yakınlarında Anam anam vay Anasız babasız çocuklar Soğukta sokakta yatarlar Kınalar yaksın avrat oynatsın O büyük adamlar Adın batsın senin cehalet Çek git artık bizi terket Leşi çıkmış ceset sabahlarında Kimi zehir çeker kursaklarında Herkesin yaptığı kar yanlarında Dünün böyle idi böyle yarınların da... KıRaÇ
  23. Beklenendin, gelmiştin, Üstelik haber bile vermemiştin. Sabahın köründe kapısı çalınan Dağınık bir ev gibi yüreğim. Anıların kararttığı koridorlarda kaybolurken Geldin. Öyle sarıldın ki gözlerime gözlerinle Kanatları yaralı kuşlarım havalandı gökyüzüne. Hazırım, Kenarda köşede kalmış maviliklerimi Senle çoğaltmaya. Hoş geldin sevdiğim, Hiç kimseyi bu kadar hoş bulmadım” diye fısıldıyorsun kulağıma…içim aydınlanıyor. Uzun zamandır çıkmadığım sokaklara vur beni" diyorum. Kalabalığı boşver, yalnızlığını göster bana" diyorsun. Geride kalan ne varsa unutsam" diyorum. Geçmişindir seni var eden, sakın haa, ben seni seviyorum" diyorsun. Sarmaş dolaş yeni adresler bulalım o zaman" diyorum. Yeni adreslere ihtiyacımız yok, sen kilitli kalan bütün odalarını aç bana yeter" diyorsun. Gözlerimde biriken yaşları farkedip, elimi sıkıca kavrıyorsun...yaşlar gülümsüyor. Yorgunluğumun, yılgınlığımın sindiği odaları dolaşıyoruz. Tek tek dokunuyoruz kırık bacaklı masama, devrilmiş sandalyelerime, tozlanmış yastıklarıma. Nefesin vurdukça yüzüme, dağılıyor dört bir yana sinmiş küf kokuları. Kendime dahi anlatmaya korktuğum anılarımı aldıkça avuç içlerimize, baştan sona yenileniyor eşyalar. Odama gün ışığı doluyor gözlerinden. Darmadağın yatağıma oturuyoruz. Kirpiklerin kirpiklerime dokunuyor. Öpüşlerince yok oluyor, öpüşlerince binlerce ben oluyorum. Dokunuşlarınla kapanıyor içimdeki açık yaralar. Temmuz güneşi düşerken yüreğime, yıllar yılı beklenen aşk rüzgarı, fısıltısıyla dolanıyor bahçemde.
  24. İnşaat halindeki binaların boş camlarına kireçle irice " S " harfi çizilir, veya başka bir simge; kuşlar camı algılasın, kırmasın diye.. Aslında dert olan kuşların " canı " değildir; camın değeri... Kırsalda köpeklerin kuyrukları dibinden kesilir; rakibiyle dalaşırken pes etmek istediğinde kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırıp aman dilemesin, ölümüne dövüşsün diye... Aslında dert olan, köpeğin alacağı "ölümcül yaralar" değildir; sahibinin onuru... Sevimli fok henüz soluklamıştır güzelim yaşamı nefesinin buğusunda; iri, fincan gibi gözlerinde yaşama şimdi merhaba demiştir... Ama dert olan, onu kutbun soğuğuna karşı koruyacak, hayatta kalmasını, olmasını sağlayacak kürkünün "güvencesi" değildir; avcısının cebi..... Sevgiye, cinselliğe muhtaç yanıp tutuşan gönlü, kalbi, bedeni, birilerini "sever gibi " olmuş, sevdim sanmıştır. Vermekten yoksun, almaların beklentisine düşmüş, egosunun tatmininden başka bir şey düşünmeyen sahte gülücük , yaklaşım yalanları "ben" liğini sarmış, "birlikteliği" sadece "bir" olan kendisinin yaşaması gerektiğine inanmıştır. Oysa kendini güçlü sandıklarında aslında geçmişten bugüne yansıyan, giderek zavallılaşan geleceğini kandırmıştır... Ve, gerçek olan, onu gerçekten sevmiş, sevebilmiş kadının erkeğin ''duygusu, sevinci, hüznü, acısı, hayal kırıklığı " değildir; kısa bir an süresine sığdırmaya çalıştığı yarı insansı, yarı hayvansı kişisel beklentisi... Sürekli birşeyler alma alabilme derdi , telaşı, umusundayız. Bu, bir kuşun, köpeğin,fokun ... sevgili"nin hayatı bile olsa... Yaşam pahasına ödenen bedeller egolarımıza hakmışcasına... Her birimiz dürüstlük, saygı, sevgi, güven beklentisindeyiz. Peki, o ölçüde her birimiz kendi adımıza neler katabiliyoruz, verebiliyoruz beklentisine girdiğimiz onca hasleti bir diğerlerine tattırabilme, yansıtabilme, yaşatabilme boyutunda? Acaba birşeyleri isterken, beklerken o birşeyleri gerçekten kendi özvarlığımızda bulabiliyor muyuz? Hayallerimiz ve gerçeklerimizde oynaşan duygu ve düşünceler akında- karasında, olduğu gibi, gözlerimizde, sözlerimizde, tenlerimizde, dokunuşlarımızda, kalem tutan ellerimizde kandırmacalardan uzak hayat bulabiliyor mu? Yoksa birilerini kandırıyoruz derken geçmişimizden geleceğimize biteviye kendimizi mi yanıltıyor, yalanlıyoruz ? Acaba; içim 1 + dışım 1 = 2 ayrı kişi miyiz ? 2"lerimiz de bölünüp, parçalanıp, bırakın yakın çevresini aydınlatmaya çalışan küçücük bir lamba olabilmeyi , dibine dahi ışık veremeyen kör karanlığın silik mum silueti bile değil miyiz? Kendimize de iyiden iyiye yabancılaşmış, artık ne aslımıza ne de astarımıza hiçbir şeycikler ifade edemeyen uçar gezer beyinler, kalpler miyiz ? "Yaban"da bir başına tohumlanan, toprağıyla öpüşen, suyuyla sevişen, havasıyla koklaşan; günlerce, aylarca, mevsimlerce suskunluğunun ardından 15 yıl sonrasında meyvesinde seslenen; dibine düşeninde ilk bakışta "tatsan tadılmaz, atsan atılmaz, yesen yenilmez" denilen, ama, sanayinin sayısız çalışma koluna hammadde, ilaç sektörünün sayısız materyaline alt yapı olarak inanılmaz yararlı katkılar sağlayan "keçiboynuzu" bile belki birçoğumuzdan daha gururlu, daha onurlu... ahh insanoğlu... niye keçi ? niye boynuz ? ne ilgi? ama dedik ya, ilk bakışta atsan atılmaz, tatsan tadılmaz, ne menem şey ya... adı da ne menem konmalı elbet... Oysa yaşamın gerçek güzelliği, tadı, onuru, gururu detaylarında, hammaddesinde, özünde, tözünde; farkındalığında gizli değil mi? Yanından geçmeye, yüzüne bakmaya, elini tutmaya, kalbini sevmeye, aklını dinlemeye imtina ettiğimiz, kimbilir nice hayat cevherleri, meyveleri var yakın çevremizde, farkına bile varmadığımız... Tıpkı yaratılışta her birimize bahşedilen ama unuttuğumuz, güzel insanî hasletlerimizi, kendi öz varlığımızı, değerlerimizi, bırakın farkında olmayı, içimizden dahi söküp attığımız gibi... Evet, belki (?) herşey biz insan kızları, insan oğulları için yaratıldı; ama, kuvvetle muhtemel, yok edelim, öldürelim, gözyaşı döktürelim, hayatından bezdirelim, vefasızlık abidesi olalım diye değil; yaşama hakkına ufacık, sevgiye birazcık, saygıya azıcık, paylaşıma küçücük, aşka minicik dahi olsa sahip çıkalım; hayatı anlamlayan detayların farkına varalım diye...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.

Configure browser push notifications

Chrome (Android)
  1. Tap the lock icon next to the address bar.
  2. Tap Permissions → Notifications.
  3. Adjust your preference.
Chrome (Desktop)
  1. Click the padlock icon in the address bar.
  2. Select Site settings.
  3. Find Notifications and adjust your preference.