Zıplanacak içerik

karizma16

Φ Yeni Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

karizma16 tarafından postalanan herşey

  1. karizma16 şurada cevap verdi: carew76 başlık İslam ve Şeriat
    selamınaleykum öncelikle şiiler hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadan inançlarını bilmeden onlara atılan iftiralar gerçekten çok üzücü ve bir müslümana yakışmayacak şekilde çirkindir artık hakaret edilemeyen bir eleştiri gördüğümüzde sewiniyoruz haklı yada haksız:) onun için sofu türk kardeşime teşekkür ediyorum ve aynı şekilde biz şiilerinde ehli sünnetin sewdiği özellikle ilk üç halifeye hakareti yanlış buluyorum tabiki sewmiyoruz we sewmeyede mecbur hissetmiyoruz kendimizi ama tabiilerine saygı duymalıyız gelelim asıl konumuza ben sana hak wersem zaten senin tarafında olurdum )) onun için en azından birbirimizi kırmadan tartışalım
  2. karizma16 şurada cevap verdi: carew76 başlık İslam ve Şeriat
    Selamınaleykum hak mezhepler peygamberimiz (s.a.a)den en az yüzelli yıl sonra kurulmuştur peki bu hak diyen bencil arkadaşlara soruyorum bu yüzelli sene içinde müslümanlar hangi mezheptendi,?? tamam siz haksınız biz haksız biz cehennemliğiz öylemi nasıl olur ama kardeşim bizde namaz kılıyoruz oruç tutuyoruz zekat weriyoruz en önemlisi inanç esaslarında Allah(cc) varlığına ve birliğine peygamberlere son peygamberin muhammed(saa) olduğuna kuran-ı kerimin hak olduğuna iman ediyoruz ama hak görülmüyoruz bu nasıl iş anlamadım yoksa siz zalim abbasi sultanlarının 4le sınırlandırmalarınımı delil olarak sayıyosunuz evet zalim abbasi halifesi ebu yusufu ( Ebu Hanife, Numan b. Sabit el-Kufinin öğrencisidir)başkadı yani bugünkü diyanet başkanı yapmasıve Onunda bu makamda Horasan'dan tutun ta Şam'a kadar bütün beldelerde özellikle Ebu Hanife'yi taklit edenleri bu makama adamaya dikkat ediyordu. Böylece Hanefi mezhebinin yayılmasında Ebu Yusuf en büyük rolü oynadı." Doğuda Hanefi mezhebinin yayılmasıyla birlikte Batı'da (Afrıka'da) Ziyad b.Abdurrahman vasıtasıyla maliki mezhebi yayılmaktaydı. Makrizi diğer mezheplerin yayılmasına işaretle şöyle diyor: Daha sonra Mısır sultanı Baybaros Mısır'a Şafii, Maliki, Hanefi ve Hanbeli olarak dört kadı tayin etti. Baybaros 658'de saltanatı ele geçirmiş ve 676'da vefat etmiştir. Makrizi şöyle diyor: "H. 665 yılında Mısırda dört mezhebe bağlı dört kadının (hakimin) atanması ve bu işin sürdürülmesi üzerine tüm İslam beldelerinde dört mezhebin dışında resmi tanınan başka bir mezhep kalmadı. Bu mezheplerden başkasına bağlı olanlarla düşmanlık edildi; onlara karşı çıkıdı bu mezheplerden birine bağlı olmayan kimse kadı olarak tayin edilmedi hitabet, cemaat imamlığı ve tedris kürsüsü ona verilmedi. Bu müddet zarfında çeşitli fakihler de bu mezheplere uymanın farz ve diğer mezheplere uymanın haram olduğuna dair fetvalar verdiler..." artık bırakalım dedelerimizin mezhebinide araştıralım ama duygusal olarak değil bağımsız olarak: buarada haksız dediğiniz mezhebin kendi kaynağınıda incelemenizi tavsiye ederim
  3. karizma16 şurada cevap verdi: carew76 başlık İslam ve Şeriat
    Kur'an-i Kerim buyuruyor ki: "Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp bunların hepsi ondan sorumludur." (İsra : 36) Bu ayetten anlaşıldığı üzere insan bilgisi olmadan bir yargıda bulunması ve bir şeye bağlı olması caiz değil ve Allah karşısında böyle bir tutumundan dolayı insan mutlaka sorumlu tutulacaktır. Şimdi "dört mezhep haktır" görüşünü inceleyerek bu görüşün sağlam bir delilinin olup olmadığını araştıralım. 1. Dört mezhebin kurucuları şunlardan ibarettir: 1- Ebu Hanife, Numan b. Sabit el-Kufi hicri 80'de doğmuş ve H. 150'de vefat etmiştir. 2- Malik b. Enes, H. 93'de doğmuş ve Hicri 179'da vefat etmiştir. 3. Muhammed b. İdris Şafii, H 105'de doğmuş ve H 204'de vefat etmiştir. 4. Ahmed b. Hanbel H. 164'de doğmuş ve H. 241'de vefat etmiştir. Görüldüğü gibi bu dört mezhebin hepsinin temelleri peygamber (s.a.a)'dan en az yüz yıl sonra atılmaya başlamıştır. Birinci ve ikinci hicri yüzyılda Ehli Beyt'i ilmi mercii olarak bilenler, bundan sonraki dönemlerde olduğu gibi, şer'i konularda Ehli Beyt'e bağlı kalmışlardır. Ama Ehl-i Beyt'e bağlı olmayan Müslümanlar ise bu mezheplerden hiç birine bağlılık söz konusu olmadan yaşayıp dünyadan gitmişlerdir. Mezheplerin dörtle sınırlandırılması her hangi bir şer'i delile dayanmamaktadır. İkinci hicri yüzyıldan başlayarak Ehli Beyt'i ilmi mercii olarak kabul etmeyen Müslümanlar, çeşitli mezheplere bölünmüşlerdir. Böylece onlarca fıkhi mezhep ortaya çıkmıştır. Ancak Abbasi halifelerinin ve onlardan sonraki bazı yöneticilerin baskıları neticesinde bu dört mezhep resmi mezhep olarak yayılmış ve mezhepler dörtle sınırlandırılmaya çalışılmıştır. Meşhur ve muteber tarihçi Makrizi El-Hutet adlı eserinde bu husuta şöyle yazıyor: "Kadi Ebu Yusuf H. 170'de Abbasi Halifesi Harun Reşid tarafından kadılık makamına atandı; o işini sürdürerek başkadılık makamına kadar yükseldi. O bu makamda Horasan'dan tutun ta Şam'a kadar bütün beldelerde özellikle Ebu Hanife'yi taklit edenleri bu makama adamaya dikkat ediyordu. Böylece Hanefi mezhebinin yayılmasında Ebu Yusuf en büyük rolü oynadı." Doğuda Hanefi mezhebinin yayılmasıyla birlikte Batı'da (Afrıka'da) Ziyad b.Abdurrahman vasıtasıyla maliki mezhebi yayılmaktaydı. Makrizi diğer mezheplerin yayılmasına işaretle şöyle diyor: Daha sonra Mısır sultanı Baybaros Mısır'a Şafii, Maliki, Hanefi ve Hanbeli olarak dört kadı tayin etti. Baybaros 658'de saltanatı ele geçirmiş ve 676'da vefat etmiştir. Makrizi şöyle diyor: "H. 665 yılında Mısırda dört mezhebe bağlı dört kadının (hakimin) atanması ve bu işin sürdürülmesi üzerine tüm İslam beldelerinde dört mezhebin dışında resmi tanınan başka bir mezhep kalmadı. Bu mezheplerden başkasına bağlı olanlarla düşmanlık edildi; onlara karşı çıkıdı bu mezheplerden birine bağlı olmayan kimse kadı olarak tayin edilmedi hitabet, cemaat imamlığı ve tedris kürsüsü ona verilmedi. Bu müddet zarfında çeşitli fakihler de bu mezheplere uymanın farz ve diğer mezheplere uymanın haram olduğuna dair fetvalar verdiler..." mezheplerin dörtle sınırlandırılışının Abbasi Halifesi Müstansirubillah'ın emriyle Bağdat'taki Mustansariyye Medresesi'nde bu mezheplerden her birine bir tedris kürsüsü tahsis edilmesiyle sınırlandırılmıştır

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.