Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

LaRsiE_

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1.998
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    26

LaRsiE_ tarafından postalanan herşey

  1. hoş geldin didem aramıza
  2. ah deniz kızı yazılarımı okusan youtube nasıl girilceğini görürdün Youtube girmek için tıkla
  3. Dosyaların karakter/Kelime/Satır Sayısının Belirleme wc dosya_adı Bir dosyanın içeriğinde bulunan karakter,kelime,satır sayısını verir.
  4. Komut Yorumlayıcısının Bekletilmesi sleep saniye_olarak_zaman Komut derleyicisini verilen süre kadar işlem dışı bırakır. Komut derleyicisinin 20 saniye bekletilmesi için 5 saniye sonra tarihin görüntülenmesi için Bellirli Bir Zamanda Komut Çalıştırma at zaman Klavyeden girilen bir UNIX komutunun hemen değilde belli bir süre sonra çalışması için kullanılır. Yapılacak olan tüm işleri listelemek için 1. işlemi iptal etmek için Saat 13:40 da randevu olduğuna dair bir mesaj Bir Dosyayı Birkaç Parçaya Bölme split UNIX işletim sistemi altında çalışan bir dosya birkaç kısma parçaya ayırmak için kullanılır. Bu dosyayı üçe bölmek için Üçe bölünen bu dosyanın bölünmüş haldeki dosyaları
  5. Ekrana Mesaj Yazma Eğer mesaj ekranın bir satırına sığmıyorsa > işareti kullanılarak alt satırdan devam edilebilir. Durumuna göre aşağıdaki işlemleri inceleyiniz. Geri Planda Komut Çalıştırma Bir komutu geri planda çalıştırmak olasıdır. Bu sayede komut yorumlayıcısı komutun tamamlanmasını beklemez. İstenen bir komutu geri planda çalıştırmak için komutun sonuna & işareti eklenmelidir. Komut derleyicisi işlemin gerçekleştiğine dair bir rakamı ekrana getirecektir. Tarih date Sistemin tarihini öğrenmek için kullanılır. $date Grupta Bulunan Kullanıcıları Görüntüleme $who Arka arkaya birden fazla komut aynı satırdan çalıştırmak için ; işareti kullanılır. $ls;date
  6. FIPS Linux’ u Kurmaya hazir oldugunuzda, Windows 95/98/NT’ yi kapatmak üzere harekete geçin; ancak “Bilgisayari Kapat” maddesini degil, “MS-DOS kipinde baslat” seçenegini seçin. Bilgisayar, Dos ile açilinca, kök dizine kopya ettiginiz FIPS’ i çalistirin: C: \> fips FIPS programi, çalistiginda sabit disklerinizi tarayacagini bildirecektir; devam etmek için bir tusa basin; sonra sabit disklerinizi tarayarak, size bir partisyon listesi sunacaktir. Devam etmek için tekrar bir tus basin. Program, size sabit diskinizin o andaki vektör dagilimi denen temel bilgisinin yedegini çikartmak isteyin istemediginizi soracaktir; Evet anlamina Y tusuna basin ve A: sürücüsüne biçimlendirilmis ve bos bir disket koyun. FIPS, bu bilgiyi diskete yazdiktan sonra, size üç sütunlu bir tablo sunacaktir. Bu tabloda, Old Partition sütununda, sabit diskinizde su anda mevcut bölümlenme, New Partition sütununda ise sabit diskte hangi bölüme ne kadar yer ayrilacagi gösterilmektedir. Asagi-yukari oklara (imleç tuslarina) basarak, bu listede degisiklik yapabilirsiniz. Gerçi Linux sadece 40 BM’ lik bir alana kurulabilir; ama X-Windows adi verilen Linux adi verilen Linux grafik kullanici arabirimini ve CD-ROM’ daki programlarin çogunu bilgisayariniza kuracaksiniz, Linux en az 680 MB yer isteyecektir. LINUX DILINDE DISKLER, DISKETLER Windows ortaminda disklerinizi ve disketlerinizi DOS’ tan kalma yöntemle A, B, C, D diye adlandirmaya alisik olmalisiniz. Ama Linux ve diger Unix-türü isletim sistemleri sabit diskleri ve Cd-ROM sürücüleri farkli sekilde adlandirir. IDE sabit diskleriniz hd olarak, SCSI sabit diskleriniz sd olarak adlandirilir, ve sabit diskin sistemdeki yerine göre harf ve sabit disk üzerindeki partisyona göre de rakam eklenir. Linux bir sabit diskte en fazla dört partisyon taniyabilir; ancak partisyonlar, mantiksal bölümlere (alt partisyonlara) ayrilabilir. Buna göre sisteminizdeki disk ve disketler Linux açisindan söyle adlandirilir Dikkat ederseniz bu isimler, bölü (/) isaretinin düz degil de ters yazilmasi halinde DOS-Windows ortamindaki dosya isimlerine benziyor. Gerçekten de Linux için, bütün diger Unix sistemleri gibi, sabit ve seyyar bütün disk, disket ve CD-ROM’ lar dosya sayilir. Dolayisiyla, Windows için C adiyla bilinen araç, Linux için kök dizinde bir dosya adidir /dev/hda. Tipki dosyalarin açilip, kapanmasi gibi Linux’un bir disk veya disket üzerinde çalisabilmesi için o aracin “yüklenmesi” (mount edilmesi) yani açilmasi için açikça talimat verilmesi gerekir. Yeni birçok Linux grafik arabirimi (masaüstü) programi bunu sizin için otomatik olarak yapacaktir. Yer ayarlamasini bitirdikten sonra Enter’ a basin; FIPS, 1’nci Partisyon olan DOS-Windows, ve ikinci partisyon olan Linux için ayirdigi alanlari gösterecektir. Enter’ a basarsaniz, FIPS, size yapilmasina karar verdiginiz bu degisikligin sabit diske geçirilip geçirilmemesi için son bir kez daha soru soracaktir. Klavyede R tusuna basarak yaptiginiz ayarlamayi degistirebilirsiniz; C tusuna basarak devam edebilirsiniz. FIPS bir kere daha emin olup olmadiginiz soracaktir: Klavyede N kusuna basarak yaptiginiz ayarlardan vazgeçebilirsiniz, Y tusuna basarak, sabit diskinize yeni partisyonlari islettirebilirsiniz. Islemin dogru yapildigini sinamak için, bilgisayarinizi yeniden çalistirin; Windows’ un arizasiz sekilde çalismasi gerek.
  7. BOOT VE EK DISKETLERI YAPILMASI Linux Dagilim CD-ROM’ unda DOSUTILS veya DOS/UTILS dizininde RAWRITE.EXE adli bir dosya göreceksiniz; bu dosyayi, biraz sonra bilgisayari A: sürücüsünden çalistirmak için kullanacagiz. Iki adet, biçimlendirilmis ve bos HD (1.4 MB) floppy disketi hazirlayin. Windows 95/98/NT’ nin DOS komut istemcisini (DOS Prompt) çalistirin, ve CD-ROM sürücüsünde, DOSUTILS dizinine gidin, ve sirasiyla su komutlari verin (burada koyu harfle gösterilenleri siz yazacaksiniz, D: yerine kendi CD-ROM sürücünüzün harfini yazin) Rawrite programi, Linux kurulum CD-ROM’ undaki disk görüntü dosyasindan alacagi bilgilerle, Linux kurulumunda bilgisayari A: sürücüsünden açmanizi saglayacak Boot Disketi’ni olusturacaktir. Bu disketin üzerine “Linux Kurulumu Için Baslangiç Disketi yazin ve bir kenara koyun. Çogunlukla gerekmeyecektir, ancak Linux’ un CD-ROM’ daki dosyalarini sabit diske kaydetti iseniz ve kurma islemini sabit diskten yapacaksiniz ek sürücü bilgilerini içeren bir diskete ihtiyaci olabilir. Bunu da yukaridaki örnekte oldugu gibi, su sekilde yazdirabilirsiniz: Hazirliklariniz bittigine göre, simdi sabit diskinize yer açarak, Linux’ u kurmaya baslayabilirsiniz. LINUX’ A YER AÇALIM Birçok Windows kullanicisi, Linux’ u sinamak için kurar, kimi daha sonra Linux daha çok begenir ve kalir, kimi Windows’ a geri döner. Bu arada her iki isletim sistemini de zaman zaman kullananlar bulunabilir. Burada, Linux’ u Windows sistemini koruyarak ve daha sonra bilgisayari baslangiçta size hangi isletim istemini istedigini soracak tarzda kuracagiz. Önce Windows’ un Disk Birlestiricisi (defragmenter) kullanarak, sabit diskinizdeki bütün dosyalarin diskin ön tarafina toplanmasini saglayin. Linux, Windows’ un kullandigi “DOS partisyonu” denen disk alanina kurulamaz, Linux, Unix sistemlerinin kullandi dosya sistemini kullanir ve bu sistemle yazilacak dosyalar, Windows’ un FAT16 veya FAT32 türü dosya alanina yazilamaz. Bu yüzden sabit diskinizde Linux’ un kurulabilecegi bir bos alan açmaniz gerekir. Sabit diskinizde su anda sadece Windows varsa, büyük bir ihtimalle, sabit diskinizin tümü FAT16 veya FAT32 olarak ayrilmis ve biçimlendirilmisti. Sabit diskte Linux ’a yeni alan açabilmek için DOS partisyonunun küçültülmesi gerekir. Bu is için, bugüne kadar sabit diskinizi kullanilmaya hazir hale getirmekte yararlandiginiz DOS’ un FDISK.EXE programini kullanmaya kalkarsaniz, sabit diskinizdeki her seyi kaybedebilirsiniz, bu amaçla elinizde varsa Partition Magiç veya benzeri özel amaçli bir partisyon programi kullanabilirsiniz, ya da biraz önce sabit diskinize kopya ettiginiz FIPS programini. Bu noktada biraz teknik ayrintiya girmemiz gerekiyor. DOS zamanla daha çok sabit disk alanina erisebilir oldu, ama özel bir yardim olmadan 2 GB’ in üzerindeki sabit disk alanini hiçbir zaman kullanamadi. Oysa Windows 95/98 bu siniri ortadan kaldirdi. FIPS, sabit diskinizdeki mevcut partisyonu daraltirken, Windows’ un Genis Sabit Disk Destegi’ni de yok ederek, Windows’ un isgal ettigi alani, 2 GB’ a indirecektir. Bu alanin disinda kalan bölüm ise oldugu gibi Linux alani olarak ayrilacaktir. Sabit diskinizde Windows ve Windows programlari 2 GB’ tan fazla yer tutuyorsa, sabit diskinizde Linux’ a yer açmak için mutlaka Partition Magic veya RedHat firmasinin Linux kurma programi olan Druid’ i kullanmaniz gerekir. Bu üç program, FIPS’ ten farkli olarak, DOS-Windows partisyonunun ne kadar olmasini istediginiz size soracaktir. Linux’ u Caldera firmasinin dagitimindan kuracaksiniz, Partition Magic’ in özel bir sürümü, CD-ROM’ da bulunmaktadir; diger tür Linux dagitimlarinda bu programi kullanmak isterseniz, satin almaniz gerekir. Simdi bu üç yöntemi ayri ayri görelim:
  8. TOMSRTBT: Tom Oehser tarafindan gelistirilmistir; tel floppy diskete sigar; kendisini RAM diske yükledigi için disket sürücüsünden yaralanma imkani verir. Baslangiç ve tamirat amaciyla kullanilabilir. Çok sayida tamirat programi içerir. TURKUAZ: Türkiye Linux grubu (www.linux.org.tr) tarafindan gelistirilmis, Türkçe Linux dagitimidir. CD-ROM olarak çikartilmis sürümlerini edinmek mümkündür. Grup, Internet sitesinde Linux kullanicilarina destek vermektedir. WORKGROUP SOLUTIONS: Piyasaya sürdügü çesitli DOS,OS/2 ve Unix is programlarini Linux için yeniden çikartan bu firma, Linux dagitimi da yapmaktadir. Bu firmanin kurdugu Linux Mall adli Internet sitesinde (www.linuxmall.com) , Linux için sürücüler, yardim dosyalari ve ücretli-ücretsiz çok sayida uygulama programi bulunur. YGGDRASIL LINUX: 1993?te disketle dagitilan Linux, kurulum sirasinda bilgisayarlarin sabit ve floppy disketleri, ses ve ekran kartindan baska tarafiyla ugrasmaz ve X Windows masa üstünde baska grafik arabirim kurmazdi. Yggdrasil Computing firmasi (www.yggdrasil.com) bugün de isteyene ücretsiz dagitim sürücüleri ile gelisimini sürdürmektedir. DOS, Windows ve diger UNIX isletim sistemleri gibi Linux için de degisik donati programlari vardir. Gerçekte Linux adi sadece Linus Torvalds ve Linux Gelistirme Ekibi adi verilen bir grubun ortaya çikarttigi ve güncellestirdigi çekirdek kod veya bilgiislem bilimindeki adiyla kernel?a aittir. Kernel, bilgisayarin hafiza, dosya sistemi, ag, donanim araçlari ve çalistirilacak programlarla donanim arasindaki iliskileri düzenleyen programdan ibarettir. Bir bakima kernel, Linux sisteminde, bilgisayarin trafik polisidir. Fakat kullanici olarak bizim Linux dedigimiz sey ise kurma programi + kernel + sistem yönetim araçlari + ücretli ve ücretsiz uygulama programlari? bütünüdür. Bu paket içinde sadece ?kernel? ücretsiz dagitilmak zorundadir; bunun disindaki bütün unsurlar için üretici-dagitici kisi, kurum veya firma ücret alabilir. Bu noktada Dagitim adiyla bilinen paketlerden hangisinin daha iyi oldugu sorusu kaçinilmaz olarak sorulabilir. Bu sorunun yaniti, bir bakima Linux kullanmaya niyetli kisinin uzmanlik düzeyi ve Linux ile yapmak istedigi islerin türüne göre degisir. Örnegin, RedHat ve Caldera firmalari, Linux Gelistirme Ekibi?nin bazi mensuplari tarafindan kurulmus olmanin disinda bu grupla yakin isbirligi yaptiklari için Linux Kernel?indeki gelismeleri izlemekte ve en son Kernel sürümünü içeren yeni dagitim sürümlerini piyasaya sürmektedir. Fakat uzman Linux kullanicilari en son Kernel sürümü yerine, arizalari, eklikleri giderilmis, hatalari ayiklanmis nispeten eski Kernel?lari tercih ederler. Sizin de en son Linux Kernel?ini edinmek gibi bir iddianiz yoksa, nispeten eski ve ücretsiz bir Linux dagitimi ile yetinebilirsiniz. Ancak bu tür dagitimlarda, örnegin 3D grafik kartlari, yeni ve hizli ag kartlari, elektronik fotograf makineleri, yeni yazicilar gibi donanimlar için gerekli sürücü ve bu tür araçlardan yararlanabilecek yazilimlar bulunmayabilir. Nispeten yeni bir bilgisayarimiz varsa, Linux Kernel? inin yeni sürümlerinin avantajlarindan yararlanmak isteyebilirsiniz. Ayrica bazi donanimlarda Kernel disinda çok az yazilim bulunur. Oysa ticari dagitimlarda yüzlerce ücretsiz dagitim vardir. Ayrica bu tür dagitimlarda örnegin Corel firmasinin WordPerfect kelime-islemcisi gibi, Windows dünyasinin belli basli yazilimlarinin Linux sürümlerini de bulabilirsiniz. Linux yazilimlari ya tamamen ücretsiz edinilebilir; ya da belirli bir süre kullandiktan sonra üreticisine programi sürekli kullanmak için gerekli bedel gönderilir. Bunlarin disinda tipki Windows, OS/2 ve Unix programlari gibi, ticari Linux programlari da satilmaktadir. Herhangi bir Linux dagitiminda, birden fazla grafik kullanici arabirimi (Windows terimleriyle ifade edersek, masaüstü olusturan, mouse kullanmaya imkan taniyan ve programlari kendi pencereleri içinde çalisan programlar) bulunabilir. Ayrica bir Linux dagitim CD-ROM?unda, DOS komut istemcisine benzeyen komut satiri ekraninda çalistirilabilen kelime-islemcilerden tutun, ses editing programlarina kadar çok sayida yazilim bulabilirsiniz. Linux dagitimlarinin büyük bir bölümü, ag ortami, ag sunucusu ve ag istemcisi (is istasyonu) bilgisayarlar dikkate alinarak hazirlandigi için Internet?te Web ve elektronik posta hizmeti verebilmelerini saglayan programlar, araçlar ve server?lar bulunur. LINUX?UN KURULMASI Bilgisayar Ag Isletimcisi veya Unix ortaminda tecrübe sahibi bir kullanici degilseniz, Linux kurmaya size birçok kolayliklar saglayan bir dagitimin CD-ROM? u ile baslamalisiniz. GÜVENLI BIR LINUX KURULUMU IÇIN Ise baslamadan önce sabit diskinizde program dosyasi olmayan, yazi, resim, muhasebe kaydi, veri tabani gibi size ait verileri içeren dosyalari mutlaka yedekleyin. Windows için gerekli ve asli Windows kurulum Cd? sinde olmayan, Internet? ten download ettiginiz veya daha sonra güncellesmis sürücü dosyalarini mutlaka disketlere alin. Bu tür dosyalar diskete sigmayacak kadar büyükse, çesitli programlari kullanarak bunlari disketlere yükleyebilirsiniz. Ücretsiz dagitilan FileSplit bu tür programlardan biridir. (http://www.partridgesoft.com) Elinizde, özellikle mevcut donaniminizi sizin için taniyacak araçlar bulunan bir Linux dagitimi yoksa, komut satirindan Linux ayarlarini yapmaniz, en hafif ifadesiyle güç olabilir. Mevcut sisteminizde Windows kurulu ise, sabit diskinizde Linux için bir bölüm (partisyon) açmaniz gerekir. Fakat önce Linux için gerekli asgari donanim gereklerinden söz edelim. Bir Intel veya Intel uyumlu CPU bulunan bilgisayara Linux kurarken, grafik arabirim (Windows-vari masaüstü programlari) kullanmayacaksaniz, 4 MG RAM bol bol yeterli olacaktir. Linux? un yayilmasi için çaba gösteren gruplar ve kisiler, Linux? un KURULUMA BASLAMADAN ÖNCE Linux kurmaya baslamadan önce su bilgileri derlemis olmalisiniz: 1. Disk kontrol türü: Sabit diskleriniz IDE veya SCSI türü olabilir. Modern anakartlarda genellikle iki IDE baglantisi bulunur ve bu baglantilarin her birine iki sabit disk takilir. Ayrica bilgisayarda CD-ROM okuyucular da IDE veya SCSI türü olabilir. 2. Sabit diskler: IDE veya SCSI türü kaç sabit diskiniz var; C:, D:, E:, F: ve bunlarin büyüklükleri nedir? 3. CD-ROM: Bilgisayariniza nasil bagli; IDE, SCSI? Markasi ve modeli nedir? 4. RAM: Bilgisayarinizda kaç MB fiziki hafiza var? 5. MOUSE: Bilgisayara bagli Mouse? un tür nedir; PS/2, Bus Mouse, Seri Mouse? Seri mouse? unuz varsa, bagli oldugu COM kapisi hangisi:COM1, COM2; ve hangi protokolü kullaniyor; Microsoft veya Logitech. 6. Network Karti: Bilgisayarinizda Network karti varsa, markasi ve modeli nedir; hangi bir ag standardina uygundur? Bilgisayariniz bir ortamina bagli ise, sabit IP adresiniz, ag maskeniz, Ag Sunucusu? nun IP adresi, bagli oldugunuz Etki Alani?nin (domain) veya Is Grubu? nun (Workgroup) adi nedir? 7. Windows sisteminde masaüstünün özelliklerini ayarladiginiz kontrol kutusunda gösterilen renk sayisi ve masaüstü alaninin genisligi ile Ileri dügmesi ile ulasacaginiz kutuda grafik kartinizin türü, RAM? i gibi bilgileri kaydedin. 8. Yazicinin markasi, türü, bagli oldugu kapi gibi bilgileri yazin. 9. Ses kartinizin ve modeminizin kesme istedigi (IRQ) ve giris-çikis araligi (I/O address) bilgilerini yazin. daima Windows? dan az hafiza ve sabit disk alani istedigini vurgularlar. Ancak, Linux sisteminizin de Windows gibi bir grafik masaüstü sahip olmasini istiyorsaniz, örnegin X Windows programi kullanacaksaniz, asgari RAM miktarinin 8 MB olmasi gerekir. Yeni ve X Windows? a göre daha çok kaynak isteyen grafik arabirimler için bu miktar en az 16 MB? tir. 32 MB hafiza ile Linux hem grafik arabirimine sahip programlari çok hizli çalistirabilir; hem de ayni anda daha çok program çalistirma imkaniniz olur. Grafik arabirimi istemiyorsaniz, Linux 40 MB sabit disk alanina sigacaktir. Linux 40 MB sabit disk alanina sigacaktir. Windows? u da kurarsiniz, Linux? un aldigi alan 120 MB? i bulur. Herhangi bir ticari Linux dagitimindaki bütün donanim, araç ve kolaylik programini kurmaniz halinde, ortalama 680 MB alana ihtiyaç duyabilirsiniz. Hemen hemen bütün ticari ve ticari olmayan Linux dagitimlarinin CD-ROM? larinda disket yapma programi bulunur ve bu programlar çogunlukla Dos ve Windows ortaminda çalisirlar. Ne var ki, en hayati asgari bölümlerini bile almaya kalksaniz, Linux? u kurmaniz için gerekli programlar ve dosyalar rahatçi 150 disketi doldurur. Bu yüzden Linux? u en rahat ve kolay sekilde CD? den kurabilirsiniz. Bunanla birlikte bir ya da iki adet, bilgisayarinizi çalistirmaniz için gerekli Boot-up disketlerine ihtiyaciniz olacaktir. Linux dagitim dosyalari bir ag merkezinde ise, kurma islemini ag baglantisi yoluyla da yapabilirsiniz. Asgari sartlari karsilayan bir sisteminiz varsa ve CD-ROM, disket veya ag yollarindan biriyle, elinize Linux dagitim dosyalarini geçirdi iseniz, ikinci adima geçebilir ve bilgisayarinizin bölüm ve parçalari hakkinda, biraz sonra size gerekli olacak bilgileri toplayabilirsiniz. Bu bilgiler genellikle ve en kolay sekilde bilgisayariniz (varsa ve hala kaybolmamissa) elkitabinda bulunur. Fakat bilgisayarinizda DOS veya Windows kurulu ise, bu bilgileri DOS ve Windows 3.1 ortaminda MSD.EXE programi araciligiyla, Windows 95 ve 98 ortamlarinda Baslat menüsünden Programlar/Donatilar/Sistem Bilgisi maddesini seçerek bulabilirsiniz. Linux? u, RedHat veya Caldera firmalarinin dagitim CD-ROM? larindan kuruyorsaniz, muhtemelen bu bilgilerin sabit disk ve grafik karti ile ilgili olanlarina ihtiyaciniz olmayacaktir; ancak Linux kurulduktan sonra ag bilgilerine gerek duyacaksiniz. Linux kurulum için ön hazırlık Linux kurmak için elinizde herhangi bir ?dagilim? CD-ROM? u bulunmasi gerekir. Bu örnekte, Linux? u RedHat firmasinin dagilimindan kuracagiz. Diger firmalarin kurulumlari arasinda önemli farklar bulunabilir. Ancak hemen hemen bütün firmalarin CD-ROM%larinda bir DOSUTILS dizini ve içinde bilgisayarinizi floppy disket sürücüsünden açmanizi saglayacak disketi hazirlamakta kullanacaginiz programlar ve veri dosyalari vardir.
  9. III. UYGULAMA Bir bilgisayar üzerine Windows 2000 Server ya da Advanced Server kurun. 1. Windows 2000 Server CD'sini takın. 2. Kuruluşa başlayın. Üzerinde daha önce Windows NT ya da 98 işletim sistemi olan bir bilgisayara kuracaksanız, Upgrade seçeneğini seçin. 3. İstediğiniz dil (Turkish) seçeneklerini seçin. Language ve Keyboard. Turkish dilinin seçilmesi için alt bölümden Turkic'i seçin. 4. Lisanslama kurallarını kabul edin. 5. Ürünün key numarasını girin. 6. Disk düzenlemelerini yapın: Boş disk alanı üzerinde Windows 2000 için belli bir yer ayırın. Örneğin 4 GB. Bu bölümü NTFS olarak formatlayın. 7. Bilgisayar ve kuruluş için bir ad girin: Örneğin: bilgisayar1 ornek şirket 8. Network düzenlemelerini yapın. TCP/IP ayarlarını yapacak ya da network adaptörünün sürücüsünü yükleyecekseniz Custom düğmesini tıklayın. 9. En son tarih ve saat düzenlemelerini yaparak kuruluşu bitirin. Kuruluşun ardından: Sisteme giriş yapın. Ardından bilgisayar üzerindeki yapılandırmayı kontrol etmek için aşağıdaki işlemleri yerine getirin: Device Manager ile bilgisayarın yapısını görün: 1. My Computer üzerinde sağ tıklayın. 2. Properties seçeneğini seçin. 3. Hardware sekmesini seçin. 4. Device Manager düğmesini tıklayın. Bunun dışında Computer Management programını çalıştırarak yüklü sürücüleri, Disk Manager ile diskin görünümünü, ayrıca Event Viewer ile hataları kontrol edin. Computer Management'i başlatmak için: 1. Start menüsünden Programs'ı seçin. Ardından Administrative Tools'u seçin. 2. Computer Management'ı tıklayın. ya da 1. My Computer üzerinde sağ tıklayın. 2. Properties seçeneğini seçin. 3. Computer Management'ı seçin.
  10. C. OTOMATİK KURULUŞ Network üzerindeki çok sayıda bilgisayara Windows 2000 kurma işlemi benzerlikler taşır. Bu nedenle kuruluş için scriptler hazırlanarak işlemler otomatikleştirilebilir. Kurumsal ortamda Windows 2000 işletim sistemlerini her bilgisayarın başında birer birer kurmak etkin olmayabilir. Toplam sahip olma maliyetini de göz önünde bulundurarak Windows 2000 çok sayıda bilgisayara kesintisiz (unattended) kuruluş işlemi yapabilir. Windows 2000'in kesintisiz kuruluşu Windows 2000 Setup programının özel bir script ile çalıştırılmasıyla yapılır. Bu dosya answer dosyası olarak anılır. Answer dosyası Setup programının isteklerine yanıt verir. Kesintisiz (unattended) kuruluş şu adımları kapsar: 1. Bir answer dosyasının yaratılması. Genellikle Unattend.txt 2. Bilgisayarlara özel bilgilerin tanımlanması ve kullanılması. 3. Dağıtım yönteminin seçilmesi ve kullanılması. Sabit diskin duplication işlemi ya da network üzerinde dağıtma yöntemi olabilir. D. SETUP MANAGER KULLANIMI Windows 2000'in yeniliklerinden birisi özel Windows 2000 kuruluşu için script yaratmaktır. Bu işlem için Resource Kit içinde bulunan Setup Manager kullanılarak bir answer dosyası yaratılabilir ya da değiştirilebilir. Answer dosyası kuruluş sırasında sorulacak soruların yanıtlarını içeren bir dosyadır. Bununla birlikte herhangi bir text editör ile yaratılan unattend.txt dosyası da kullanılabilir. Setup Manager şu yararları sağlar: -Answer ve UDF dosyalarının yaratılması ve değiştirilmesi. -Bilgisayar ya da kullanıcı-spesifik bilgiler yaratma. -Answer dosyası içine uygulamaların kuruluş scriptlerinin eklenmesi. -Kuruluş dosyalarını bulunduğu bir dağıtım klasörü yaratmak. Answer Dosyası İle Kuruluş: Yaratılan answer (yanıtlar ya da bilgiler) dosyası genellikle Unattend.txt olarak adlandırılır. Ancak başka adlar da verilebilir. Windows 2000 CD'si içinde örnek answer dosyalarını bulabilirsiniz. Bu dosyayı değiştirerek ve değişik adlarla kaydederek kullanabilirsiniz. Yaratılan ya da hazırlanan answer dosyası Winnt.exe programı ile şu şekilde kullanılır: Winnt /B /S:Z:\I386 /U:Z:\unattend.txt Not: Anahtarların anlamı için Winnt.exe /? komutu ile kullanımına bakınız. II. YAPILANDIRMA İŞLEMLERİ Yapılandırmak (configuration), kuruluşun ardından yapılan düzenleme işlemlerini kapsar. Örneğin ek bileşenler eklemek ya da kaldırmak, network ayarlarını değiştirmek, kullanıcılar yaratmak ya da diğer Control Panel düzenlemeleri gibi. Windows 2000, çok sayıda yeni aracıyla konfigürasyon işlemlerinin kolayca yapılmasını sağlar. Control Panel, Add/Remove Programs ile programların kurulması ve kaldırılması kolaylaştırılmıştır. Bunun dışında Computer Management sayesinde çok sayıda araç bir araya getirilmiş ve disk yönetimi, aygıt yönetimi, servis yönetimi gibi konulara bu araçla kolayca yapılmıştır. Kullanıcı ve Bilgisayar Düzenlemelerin Yönetimi Kullanıcı ve Bilgisayar (User ve Computer) Düzenlemelerini üstünlüğü bu işlemin merkezi olarak yapılmasıdır. Bu düzenlemeleri policy'ler, yazılım kuruluşu, özel kullanıcı düzenlemeleri ve güvenlik düzenlemeleri ile yapılır. A. COMPUTER MANAGEMENT KONSOLU Windows 2000'de klasörlerin paylaştırılması, servislerin yönetimi ve diğer araçları başlatmak için Computer Management konsolu kullanılır. Computer Management aracı sistem yöneticisinin kullanacağı ana konfigürasyon araçlarından birisidir. Computer Management'i başlatmak için: 1. Start menüsünden Programs'ı seçin. Ardından Administrative Tools'u seçin. 2. Computer Management'ı tıklayın. ya da 1. My Computer üzerinde sağ tıklayın. 2. Properties seçeneğini seçin. 3. Computer Management'ı seçin. Computer Management içindeki yönetim araçları: -Sistem Araçları -Disk Yönetimi -Server Uygulamaları ve Servisler Sistem Araçları Windows 2000'in bütün versiyonlarında yönetim aracı olarak vardır. Bu araçlar içinde: Event Viewer, Services, Device Manager gibi araçlar yer alır. Storage Disk Management ve Logical Drivers gibi disk yönetimi araçlarını içerir. Server Uygulamaları ve Servisleri Sadece Windows 2000 Server içinde yer alır. Bilgisayarın konfigürasyonuna uygun olarak çeşitli araçları dinamik olarak içerir. Bu araçlar içinde DHCP, Internet Information Services ve Indexing Service gibi araçlar yer alır. Güvenlik Yönetimi Araçları Windows 2000 Server organizasyon boyunca geçerli olan güvenlik düzenlemeleri System Policies ile sağlanır. Güvenlik konfigürasyonu bir GPO içinde yapılır. Ardından bir güvenlik politikasının parçası olarak bilgisayarlara uygulanır. Bilgisayarlar için güvenlik düzenleme araçları: Account policies: Windows 2000 içinde password politikaları, lockout politikaları ve Kerberos politikalarının düzenlenmesini sağlar. Local policies: Audit policy, kullanıcı izinlerinin atanması gibi güvenlik düzenlemelerini içerir. Lokal politikalar sistem yöneticilerinin lokal ve network erişimlerini kontrol etmelerini sağlar. Event log: Application, Security ve System event logları için güvenlik düzenlemelerini içerir. Bu loglar Event Viewer aracılığıyla görülebilir. System services: Network servisleri, file ve print servisleri, telephony ve fax servisleri gibi servislerin konfigürasyon düzenlemelerini ve güvenlik seçeneklerini düzenler. Registry: Güvenlik tanımlayıcılarının konfigüre edilmesini ve analiz edilmesini sağlar.
  11. WİNDOWS 2000 KURULUMU Microsoft Windows 2000, şu anda kişisel bilgisayarlar (PC'ler) üzerinde kullanılan en gelişmiş ve yaygın kullanılan bir işletim sistemidir. Çok sayıda teknolojik özelliği vardır. Bu nedenle kuruluşu da o derede karmaşık olabilir. DONANIM GEREKSİNİMLERİ Windows 2000 Server kuruluşu için gerekli olan minimum donanım gereksinimi şu şekildedir: Tablo: Donanım gereksinimleri Birim Gereksinim CPU - İşlemci Pentium 166 ya da daha yüksek Bellek 64 MB ya da daha yüksek (önerilen 128) Server ve Advanced Server için. Sabit disk alanı 700-800 MB (yaklaşık 1 GB). Network (ağ) Network adaptörü (network kartı). Diğer CD-ROM: 12X ya da daha hızlı, fare ve klavye NOT: Bunların dışında Windows 2000'i kurmadan önce diğer bir konu da HCL'dir. HCL (Hardware Compatibility List) Microsoft tarafından desteklenen aygıtların listesini içerir. HCL listesinin en son şeklini bulmak için: www.microsoft.com/hwtest/hcl adresine bakabilirsiniz. KURULUM İŞLEMİ Kurulum işlemi Windows 2000 CD'sinin otomatik başlatılmasıyla ya da Winnt.exe ya da winnt32.exe programı ile başlatılır. Eğer bilgisayar üzerinde herhangi bir işletim sistemi yoksa, kuruluş bilgisayara takılı CD-ROM sürücüye takılan Windows 2000 CD'sinden başlatılır. Ancak bu işlem için bilgisayarın CD-ROM'dan boot ediyor olması gerekir. Windows 2000 kuruluşunda Setup Wizard devreye girer ve seçeneklere göre işletim sistemini kurar. Varsayım kuruluş yeri: C:\Winnt dir. Bu yer seçilen partition (disk bölümü) ile değiştirilebilir. Dil düzenlemeleri (language options) seçilir. Bu düzenleme klavye ayarı içindir. Kuruluş sırasında diske kopyalanan Windows 2000 programları, birinci boot işleminin ardından kuruluşa başlar. Lisanslama bilgileri F8 tuşu ile onaylanarak devam edilir. Bu aşamadan sonra sabit disk üzerindeki alanların kullanımıyla ilgili olan partition (disk bölümleme) konusu karşımıza gelir. Eğer yepyeni bir bilgisayara Windows 2000 kuruluşu yapılıyorsa Unpartitioned space üzerinde C tuşuna basılarak istenilen büyüklükte bir ya da daha çok partition yaratılır. Partition büyüklüğü KB olarak belirtilir. Yani 4 GB için 4000 yazmak gerekir. Var olan bir partition D tuşa basılarak silinebilir. Enter tuşuna basılarak istenilen partition üzerine kuruluşa geçilir. Bu durumda üç seçenek karşımıza çıkar: -Format partition using the NTFS file system. -Format partition using the FAT file system. -Leave the current file system intact (no changes) İlk iki seçenekte seçilen disk alanı (partition) seçilen dosya sistemi ile formatlanır. Eğer varsa mevcut bilgiler silinir. Üçüncü seçenekte ise mevcut dosya sistemine müdahale edilmez ve önceki büyüklük ve format korunur. Kurulum sırasında bilgisayara bir ad verilir. Bu ad o bilgisayarı network üzerinde temsil edecek bir addır. Bu ada computer name (computer account) denir. Örneğin: Bilgisayar1 Ardından uzun sürebilen bir aşama Installing Devices aşamasına geçilir. Ardından Regional Settings (Bölgesel Ayarlar) düzenlenir. Ardından ek olarak yüklenecek istenilen Windows 2000 bileşenleri seçilir. Windows 2000 network bileşenlerinin kurulmasına geçer. Bu aşamada network adapter'ı kontrol edilir. Bu aşamada network adaptörü tanınmazsa, network adaptörünün kendi disketinden sürücüsü yüklenir. Kuruluş sırasında Windows 2000 ağ ayarlarının yapılmasında iki seçenek vardır. Typical ve Custom. Eğer TCP/IP adresi girilecekse ve diğer ağ servisleri de kontrol edilecekse o zaman Custom seçeneği seçilmelidir. Örnek IP adresi: IP adresi: 192.168.1.1 Subnet mask: 255.255.255.0 Ardından domain ya da workgroup olarak düzenleyeceğimiz ağa giriş yapılır. Varsayım olarak WORKGROUP adlı bir workgroup için düzenleme yapılır. Eğer istenirse yaratılacak ortak bir workgroup adı burada girilmelidir. Windows 98 ya da Windows 95 yüklü bir bilgisayar için kuruluş: Eğer bilgisayarda Windows 9x işletim sistemi yüklü ise bu durumda değişik seçenekler olabilir. Bilgisayardaki mevcut Windows 9x üzerinde Upgrade olarak Windows 2000 kurulur. Windows 9x artık kullanılmaz. Ya da mevcut Windows 9x durur. Dual Boot olacak şekilde yeni bir kuruluş (new copy) seçilir. Bu durumda sabit disk düzenlemelerinin iyi biçimde yapılması gerekir. Aksi takdirde işletim sistemleri kullanılamaz. Bu durumda Windows 2000 CD'si takılır ve Winnt.exe programı çalıştırılır. Windows NT yüklü bir bilgisayar için kuruluş: Eğer bilgisayarda Windows NT işletim sistemi yüklü ise bu durumda değişik seçenekler olabilir. Bilgisayardaki mevcut Windows 9x üzerinde Upgrade olarak Windows 2000 kurulur. Windows NT artık kullanılmaz. Ya da mevcut Windows NT durur. Dual Boot olacak şekilde yeni bir kuruluş (new copy) seçilir. Bu durumda sabit disk düzenlemelerinin iyi biçimde yapılması gerekir. Aksi takdirde işletim sistemleri kullanılmayabilir. Bu durumda Windows 2000 CD'si takılır ve Winnt32.exe programı çalıştırılır. OTOMATİK KURULUŞ Network üzerindeki çok sayıda bilgisayara Windows 2000 kurma işlemi benzerlikler taşır. Bu nedenle kuruluş için scriptler hazırlanarak işlemler otomatikleştirilebilir. Kurumsal ortamda Windows 2000 işletim sistemlerini her bilgisayarın başında birer birer kurmak etkin olmayabilir. Toplam sahip olma maliyetini de göz önünde bulundurarak Windows 2000 çok sayıda bilgisayara kesintisiz (unattended) kuruluş işlemi yapabilir. Windows 2000'in kesintisiz kuruluşu Windows 2000 Setup programının özel bir script ile çalıştırılmasıyla yapılır. Bu dosya answer dosyası olarak anılır. Answer dosyası Setup programının isteklerine yanıt verir. Kesintisiz (unattended) kuruluş şu adımları kapsar: 1. Bir answer dosyasının yaratılması. Genellikle Unattend.txt 2. Bilgisayarlara özel bilgilerin tanımlanması ve kullanılması. 3. Dağıtım yönteminin seçilmesi ve kullanılması. Sabit diskin duplication işlemi ya da network üzerinde dağıtma yöntemi olabilir.
  12. Bu yazı günümüzde yaygın kullanılan işletim sistemlerinin güvenlik yönünden yorumsal karşılaştırmasını içermektedir. Tartışmaya daha çok açık kod, kapalı kod, yazılım yönünden bakılmıştır. Yine bu yazı bugüne kadar çeşitli amaçlarla kullandığım işletim sistemleri üzerinde edindiğim tecrübelerin sonucudur ve kesin doğruluk içermez. Cevap aradığımız sorulardan bazıları; Bir işletim sisteminin güvenliğini hangi unsurlar belirler? Güvenlik düzey belirlemesi için standart var mı? Açık kodlu olmak bir sistemi daha güvenli kılar mı? Bir sistemin daha yaygın olması daha fazla açık mı demektir? Güvenlik denilince olaya tek bir noktadan bakmak yanlıştır, bir işletim sisteminin ağ yapısı oldukça zayıf tasarlanmış olabilir fakat çok kullanıcılı yapısı üzerinde kullanıcı haklarında ileri düzey kontrol ve güvenlik imkânları sağlamış olabilir… Bunun için karşılaştırma yaparken tek bir noktaya odaklanmak yerine resmin genelini değerlendirmek daha doğrudur. Yazılımlar insan ürünüdür ve insan, doğası gereği hata yapar(yapabilir değil, yapar). Önemli olan hatanın ne kadar sürede giderilebileceği ve sonuçlarının neler olacağıdır. Bir yazılımcı hata yapar, yazdığı program istenildiği gibi çalışmayabilir. Bu, çoğu zaman kısa sürede giderilebilecek bir eksikliktir. Fakat bir protokolün tasarımında ya da yazılımın tasarımında hata yapılırsa bu kolay kolay giderilebilecek bir husus değildir. Nitekim son yıllarda özellikle Microsoft Windows işletim sisteminin tabiri caizse göbeğinde çıkan açıklar kanımca tasarım ve tasarımın getirdiği yazılımsal eksikliklerdendir. Öyle olmasa çıkan bir açığın kapatılması ardından , açığı istismar için yazılmış kodlarda yapılan değişiklikler ile işletim sistemi aynı açıktan defalarca etkilenmezdi. Aynı şekilde Internet trafiğini üzerinde taşıyan işletim sistemi IOS'da çıkan ve bazı işletim sistemlerinde(OpenBSD) yıllar önce giderilmiş olan basit mantık hataları bugün varolmazdı. İşletim sistemlerinde güvenlik düzeyini belirleyen resmi, yansız bir kurum yok. Aslında var ama günümüz işletim sistemlerini analiz etmekten çok uzak bir yapı. Bu sebeple işletim sistemlerinin firmaları genellikle çeşitli güvenlik firmalarına testler yaptırarak en güvenli işletim sistemlerinin kendilerininki olduğunu söylerler. Burada atlanılan diğer bir konuda, işletim sistemi güvenliğine sadece yazılımsal olarak bakmaktır. Oysa birçok sistemin temel olarak kullandığı donanım mimarisi üzerinde yazılabilecek programların özelliklerini kısıtlar. Mesela günümüzde güvenlik açıklarının büyük çoğunluğunun sebebi Buffer overflow denilen bellek taşırma hadisesidir. Bir VMS sistem üzerinde kullanılan dile bağlı olarak Buffer overflow yapmak imkansızdır. Zira yazılımın üzerinde koştuğu donannım mimarisi bunu engellemektedir. Açık Kaynak Kodlu sistemler neden daha güvenlidir? Ya da tam tersi.. Son yılların popüler ama bilinçsiz(?) tartışmalarından biri de açık kod yazılımlar üzerinedir. Bu tartışmada taraflar genelde ikiye ayrılarak siyah ve beyazı oynamaktadır. Bir taraf için bu sorunun cevabı tartışılmayacak kadar kesindir. Ever açık kaynak kodlu bir ürün her zaman kapalı koddan daha güvenlidir... Diğer taraf da kendince öne sürdüğü kıstaslara göre açık kodlu yazılımların kesinlikle güvenli olamayacacığını belirtir. Bu tartışmada 3. olarak sayılabilecek ama sesi cılız kalan bir taraf daha vardır. Bu taraf ise yazılan bir sistemin açık kaynak kodlu olmasından öte yazılanın nasıl yazıldığını irdeler. Eğer bir yazılım gerçekten iyi tasarlandı ve yazılan kodlar işini bilen mühendisler tarafından incelendi ise bu yazılımın güvenli olması için kodlarının açık olması gerekmez. Önemli olan yazılımın ne amaçla yazıldığıdır. Siz bir Firewall'u musterileriniz kolay kullansın önceliği ile tasarlar sonrada hayata geçirirseniz, müşterileriniz kolayca kullanacaktır fakat olaya müşteri gözü ile bakmayanlar daha farklı şeyler bulacakladır… Bir sistemin, yazılımın açık kaynak kodlu olması birçok avantajı yanında getirir. Genel olarak bakıldığında dezavantaj oluşturacak bir yanı yoktur. Yazılan kod işini bilen, bilmeyen onbinlerce(?) insan tarafından incelenerek belirli bir olgunluğa daha kısa sürede ulaşır. Eğer bu kapalı kod üzerinde sağlanabilirse aynı oran o yazılım için de geçerlidir. Belki amatör bir düşünce ama yazılımın amacı kalitesini belirler. Bir tarafta patronun soluğunu ensesinde hisseden yazılımcı, bir an önce bitsinde nasıl olursa olsun düşüncesinde. Diğer yanda bu işten zevk alan belki normal işinin haricinde geceleri uykusundan zaman ayırarak bu işi yapan yazılımcı. Bunun için de önemli olan yazılımın esnekliği, tasarımıdır. Önünde kaygısı yok, hep daha iyi nasıl yapabilirim düşüncesi var. Ortaya çıkacak yazılımların kalitesi biraz da buna bağlıdır... Yaygın kullanım ne getirir? Linux mu daha güvenli Windows mu? Tartışmalarının ana konularından biri de yaygın kullanım oranıdır. Genelde savunulan, bir işletim sisteminin yaygın kullanılması onun daha fazla insan tarafından kurcalanması, risk altında olması demektir. Bu fikir itiraz kabul edilmeyecek kadar doğrudur. Bu çerçeveden bakıldığında Windows işletim sistemlerinde çıkan açıkların Linux sistemlerden çok olması doğaldır. Fakat burada genellikle hesaba katılmayan bu açıkların öyle bilgisayar meraklısı gençler tarafından rasgele bulunmadığıdır. Bu açıkları bulmak(basit olanları değil) genellikle o konu üzerinde ileri düzey bilgi gerektirir. Ve işletim sistemlerinin mazisine baktığımızda UNIX sistemlerden anlayan "uzmanların" daha çok olduğunu görebiliriz. Gerçi günümüzde olay biraz daha farklı mecralarda seyrediyor, insanlar para için ya da farklı amaçlar için uzmanı oldukları konularda işletim sistemlerini, yazılımları zorluyorlar ve buldukları açıkları internette paylaşıyorlar. Sonuç olarak bir işletim sisteminin yaygın kullanılması onun daha fazla risk altında olduğunu gösterir fakat çıkan açıkları tamamen bu sebebe bağlamak işin kolayına kaçmak olur. Hangisi daha güvenli? Yukarıda açıklamaya çalıştığım temel bilgiler ışığında günümüzdeki işletim sistemlerinin çoğu sınıfta kalıyor… Öncelikle Microsoft firması ağzı güvenlik yönünden çok yandığı için bu konuya oldukça önem veriyor. Yeni nesil işletim sisteminin çıkış tarihini de eklenecek güvenlik özellikleri sebebi ile erteliyor..Windows 2003 Microsoft'un güvenliğe ne kadar önem verdiğinin iyi göstergelerinden. İşletim sistemi kurulduğunda default olarak herhangi bir servis aktif edilmiyor… Web sunucusu aktif edilecekse içerisinde istismar edilebilecek scriptler vs kaldırılmış. Bütün bunlar kullanıcı tarafında zorluk çıkaracak işlemler. Mesela sistem yöneticisi web sayfasında asp çalıştırabilmesi için A modülünün yüklü olması gerektiğini bilecek: Benzer durumları Linux dünyasında da görmek mümkün, işletim sisteminin çekirdeği olan "Linux" için bunu söylemek o kadar kolay olmasa da Linux'u çekirdek olarak kullanan dağıtımlar genelde kötü durumda. Bunlar genellikle kalitesiz yazılımların denetimsiz bir şekilde işletim sistemine eklenmesinin sonucu. Hatırladığım kadarı ile Fedora Linux işletim sistemi ilk çıktığı gün 16 adet yama çıkarılmıştı. Debian, Slackware gibi işini daha ciddiyetle yürüten Linux dağıtımlarında durum biraz daha iyi. Bu projeler genellikle belirli sorumluluklar altında geliştirildiği için sisteme eklenecek yazılımların kontrolü daha iyi bir şekilde yapılmakta. Resmin diğer yarısında ise başka işletim sistemleri var. Özgür UNIX dağıtımı BSD'ler... Her biri farklı ve öz bir amaç için yola çıkmış bu işletim sistemleri ticari kaygıdan uzak bir şekilde yollarına devam etmekteler. İşlerini iş olsun, göz doldursun diye değilde gerçekten o işi yapmış olmak için yaptıklarından çok bilinmiyorlar. Bunların içinde temel amacını güvenlik olarak belirlemiş ve bugüne kadar yaptıkları yapacaklarının teminatı olmuş bir işletim sistemi var: Adı OpenBSD. Yazdıkları her satır kodu tekrar tekrar inceleyen, bir yerde suistimale yer veren bir kod bulduklarında tüm sistemi bu kod için tarayan hatta bunu daha da geliştirip işletim sisteminin derleyicisine ekleyen bir sistem… Sitesinde yazdığı gibi "8 yılda uzaktan tek bir güvenlik açığı". Gerçek güvenlik arayanların birgün mutlaka uğrayacağı, uğramak zorunda olduğu bir işletim sistemi.
  13. Bilgisayarım > Denetim Masası > Ağ Bağlantıları altında; Internet erişimimize bağlı olarak Çevirmeli , Yerel Ağ Bağlantısı, Kablosuz Ağ Bağlantısı ayarlarımız bulunur bu kısma gidiyoruz ilk önce… kullandığınız ağ bağlantımıza (Lan, Wireless hangisini kullanıyorsak), faremizin (mouse) sağ tuşuyla tıklayıp Özellikler’i seçelim. (Veya direk faremizle çift tıklayalım. Eğer bağlantı tipimiz kablosuz bağlantıysa açılan pencerede Özelliklere tıklayalım.) Aşağıdaki ekran görüntüsüne benzer bir bağlantı özellikleri penceresine ulaşmış olmamız gerekiyor. Internet İletişim Kuralları (TCP/IP) üzerine çift tıklayalım. (Veya seçili hale getirip Özelliklere tıklayalım..) Önümüze �Internet İletişim Kuralları (TCP/IP) Özellikleri gelmiş olmalı. Buradaki ip ayarları, bilgisayardan bilgisayara farklılık gösterir. IP ayarlarımızda herhangi bir değişiklik yapmıyoruz. Bizim ilgilendiğimiz kısım, kırmızı çerçeve ile belirlenen DNS sunucu adres ayarlarının olduğu kısım. Mevcut ayarlarınız �DNS sunucu adresini otomatik al veya Aşağıdaki DNS sunucu adreslerini kullan: işaretli ve ADSL modem/router lokal ip adresi girili durumdadır. ADSL modeminiz dnsleri otomatik olarak TTNETden alıp (TTNET DNS sunucu adresleri) bilgisayarınıza aktarır. Biz bu noktada araya girip, yavaş ve sansürcü olan TTNET DNS sunucularını devreden çıkartıp, engellenen sitelere ulaşmak istiyorsak; aşağıdaki DNS sunucu adreslerini, kırmızı çerçeve içersine aldığımız Yeğlenen DNS sunucusu ve Diğer Dns Sunucusu girmeliyiz. Hızlı, sansürsüz DNS Sunucu adresleri: Verizon (Level3) Public DNS Servers 4.2.2.1 4.2.2.2 4.2.2.3 4.2.2.4 4.2.2.5 4.2.2.6 bu adreslerden iki tanesi girmemiz yeterlidir. Yeğlenen DNS sunucusu: 4.2.2.1 Diğer Dns Sunucusu: 4.2.2.2 şeklinde girip Tamama tıklayıp kaydetip çıkalım. Bu DNS adresleri sayesinde, dns çözümlemenin hızlandığını ve internet sayfalarının daha hızlı açıldığına şahit olacaksınız. Ve en önemlisi sevdiğiniz ve TTNET tarafından sansürlenen internet sitelerine sorunsuzca ulaşabileceksiniz… eğer hala istediğiniz siteye ulaşamıyorsanız bilgisayarınızın dns ön belleğini boşaltmanız gerekiyor demektir. Bunun için basitçe bilgisayarınızı başdan başlatmanız veya Başlat > Çalıştır > ipconfig /flushdns yazıp enter liyoruz… Hayırlı olsun..
  14. Araç çubuklarından hızlı başlat’ta yer alan başlatın hemen yanında ki masaüstü simgesi kaybolduğunda bu ikonu geri getirmek için alttaki basamakları sıra ile yapmanız yeterli.Not defteri açarak aşağıdakileri kopyalayıp yapıştırın. [shell] Command=2 IconFile=explorer.exe, 3 [Taskbar] Command=Toggledesktop Daha sonra Masaüstünü Göster.scf olarak C:Documents and Settings(user name)Application DataMicrosoftInternet ExplorerQuick Launch klasörüne kaydedin.Artık yeniden masaüstü ikonunun geri geldiğini göreceksiniz.
  15. Arkadaşlar bu yazıda klasik zor ve çok kişi tarafından çözümü bilinmeyen "ntldr is missing" sorunu çözümü için yapılması gerekenleri anlatacağım.Anlatmaya şöyle başlıyım ntldr dosyası aşağıdaki resimde de görüleceği gibi bir sistem dosyasıdır ve C diskinde gizli bir şekilde yer alır.Her hangi bir nedenle bu dosyanın silinmesi ve/veya zarar görmesi işletim sistemi başlarken aranan dosyalardandır ve bu dosya eğer yoksa sisteminiz başlamıyacaktır.Bahsettiğimiz dosya aşağıda kutuya alınmış dosyadır. İşte en kötü zamanlarda bu sıkıntılı durumdan kurtulmak için aşağıda anlattığım adımları teker teker uygulayın ve sıkıntınızın çözüldüğünü göreceksiniz.Öncelikle bilgisayar BIOS’tan CD-ROM’dan boot edecek şekilde ayarlanır ve Windows XP CD-ROM’u CD-ROM sürücüye takılır ve bilgisayar açılır.Aşağıda resimde görüldüğü gibi ekranda Windows XP kurulum programı görülür ve R tuşuna basarak REPAIR (tamir etme) seçeneği seçilir. Daha sonra C tuşuna basılır ve DOS ekranına benzer bir siyah-beyaz ekranla karşı karşıya kalınır.Şimdi C: sürücüsünün ana dizinine geçilir. Buraya Windows XP CD-ROM’undaki I386 klasörünün içerisinde yer alan NTLDR ve eğer zarar görmüşse NTDETECT.COM dosyaları kopyalanır. Mesela CD-ROM sürücü harfi D ise komut satırına aşağıdaki satır yazılarak enter’a basılır. Copy D:I386NTLDR ve Copy D:I386NTDETECT.COM burada dikkat edilmesi gereken nokta bu dosyaların cd dizininde I386 klasöründe olduğudur.Daha sonra işlem tamamlandıktan sonra bilgisayar tekrar sorunsuz bir şekilde tekrar başlatılır.
  16. Kablosuz internetiniz arada bir yavaşlıyor mu? Birileri sizden habersiz netinizi kullanıyor olabilir! Evde ya da kapalı bir mekanda kablosuz internet(Wi-Fi) kullanmak büyük kolaylık. Hele de Wi-Fi destekli bir laptopunuz ya da el cihazınız varsa. Ancak birçok kullanıcı bu rahatlığın yanında gelebilecek tehlikenin pek de farkında değil olmalılar ki Turk Telekom’a gelen en büyük şikayetlerin başında, habersiz aşırı kota aşımı yer alıyor. Kablosuz modem kullanıcıların büyük çoğunluğu kurdukları internet ağı için bir şifre dahi oluşturmadıklarından dolayı aynı apartmanda oturan komşuları için büyük bir nimet teşkil ediyorlar. Sınırsız internet kullananlar bu durumda yoğun bir hız yavaşlaması yaşayabilirler ama en büyük tehlike sınırlı internet kullanıcıları için var olmakta. Yazımızda kablosuz internet ağınıza başkalarının girememeleri için neler yapmanız gerektiğini bulacaksınız. SSID, kullandığınız access point ve routerların genel ağ ismidir. Kablosuz modem üreticileri ürünlerini aynı SSID ismiyle piyasaya çıkarırlar. Bu genel SSID ismi Linkys’tir. Madem herkesin SSID’si aynı ve herkesin Linkys o zaman değiştirmeye ne gerek var derseniz, değişik bir SSID’nin bağlantı hırsızlarını durdurmanın ilk adımıdır cevabını alırsınız. Çünkü Linkys adlı bir bağlantı adı onlar için ilk bakışta güvensiz bir kablosuz bağlantı adı gibi gelir ve internetinize dalma isteklerini büyütür. Bu yüzden LAN ayarlarınızı gerçekleştiriken ilk yapacağınız iş SSID’inizi değiştirmek olmalıdır. Kablosuz donanımların tamamı yazılımları içersinde bir kodlama(encryption) bulundururlar. Bu kodlama teknolojileri ağa bağlı iki bilgisayar arasındaki bilgi alışverişlerinde üçüncü bir bilgisayarın herhangi bir işlemi görememesi için oluşturulmuşlardır, bu sayede üçüncü bilgisayar iki ekranı ne kadar görmek isterse istesin karşısına karmaşık görüntüler gelir. Wi-Fi bağlantınızda modem ayarları içinde "lowest common demoninator" ayarını bulun ve en yüksek seviyeye getirin, bu sayede gerekli WEP ve WPA şifrelemeleri 128Bitlik bir koruma sağlamaya başlayacaklardır Artık birçok restaurant ve cafe kablosuz internet keyfi sunmaktadırlar. Bu tür halka açık yerler müşterilerine sınırsız bir bağlantı yapmaları için bu hizmeti sunarlarken bir MAC adresi belirlemezler ve tüm Wi-Fi aygıtlar otomatik olarak bağlanırlar. "MAC adres filtresi", tüm Wi-Fi donanımların sahip olduğu fiziksel adres filtresi de denilen bir tanımlayıcıdır. Evinizde ya da ofisinizde Wireless ağınızı yapılandırırken üzerinde durmanız gereken en önemli ayarlardan biri olan MAC adres filtresi(fiziksel adres) tanımlaması sayesinde modemle ilişik olacak aygıtlar dışında başka bir aygıt parola girmeden ağa bağlanamayacaktır. Bu yüzden mutlaka ayar sayfanıza gidip hemen bir MAC Adres filtresi oluşmanız ve kendinizi güvende hissetmeniz gerekiyor. Son çıkan Router’ların tamamı tümleşik Firewall(Güvenlik Duvarı) ile birlikte gelir. Ancak ürünü hemen kurup internete derhal bağlanmayı isteyen kullanıcılar ayarlara ve kullanıcı kılavuzuna fazla bakmazlar. Genelde bu Firewall’lar kapalı konumdadır bunları ayarlar kısmından açık konuma getirmenizi şiddetle tavsiye ediyoruz. Router’ların güvenlik duvarları bazı durumlarda yetersiz kalabilir diyorsanız bilgisayarınız için de lisanslı bir Firewall edinmeniz güvenliğinizi en üst noktaya taşıyacaktır. Wi-Fi sinyalleri normalde bir apartman dairesinden çok daha fazla uzağa sinyal gönderebilirler. Çevredeki kablosuz aygıtlar bu sinyaller ne kadar zayıf olursa olsun bunları saptama yeteneğine sahiptirler ve ağınıza bağlanmaya hazırdırlar. Eğer evinizde bir kablosuz ağ kurulumu gerçekleştireceksiniz modeminizi pencere ya da balkon kenarlarından ziyade evin tam ortasına koymanız eviniz çevresine sinyal yayımını azaltacak en önemli unsurdur. Eğer eviniz dar veya sinyal yayımı kolay bir yapıdaysa modeminizin mini antenini aşağı yönde tutarak da sinyali zayıflatabilir ve algılanabilirliği en aza indirebilirsiniz. Aslında bu başlık sahip olduğunuz bütün elektrikleri aletler için geçerlidir ancak modemde ise harcanan enerjinin yanında güvenliğiniz için gerekli bir tedbirdir. Eğer başkaları tarafından izlenmek ve saldırılardan nasiplenmemek için alınabilecek en kritik önlem internet bağlantısına ihtiyaç duymadığınız ya da bilgisayarınızda çalışmadığınız zamanlarda modeminizin gücünü kesmek olacaktır.
  17. WMI Performans Bağdaştırıcısı - C:|WINDOWS|System32|wbem|wmiapsrv.exe Yardım ve Destek - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs Yazdırma Biriktiricisi - C:|WINDOWS|system32|spoolsv.exe Yönlendirme ve Uzaktan Erişim - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs
  18. Sistem Olay Bildirimi - C:|WINDOWS|system32|svchost.exe -k netsvcs SSDP Bulma Hizmeti - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k LocalService Sunucu - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs Şifreleme Hizmetleri - C:|WINDOWS|system32|svchost.exe -k netsvcs Tak ve Kullan - C:|WINDOWS|system32|services.exe Taşınabilir Ortam Seri Numarası Hizmeti - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs TCP/IP NetBIOS Yardımcısı - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k LocalService Telefon - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs Telnet - C:|WINDOWS|System32|tlntsvr.exe Temalar - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs Terminal Hizmetleri - C:|WINDOWS|System32|svchost -k DComLaunch Uyarıcı - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k LocalService Uygulama Katmanı Ağ Geçidi Hizmeti - C:|WINDOWS|System32|alg.exe Uygulama Yönetimi - C:|WINDOWS|system32|svchost.exe -k netsvcs Uzaktan Erişim Bağlantı Yöneticisi - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs Uzaktan Erişim Otomatik Bağlantı Yöneticisi - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs Uzaktan Kayıt Defteri - C:|WINDOWS|system32|svchost.exe -k LocalService Uzaktan Yordam Çağrısı (RPC) - C:|WINDOWS|system32|svchost -k rpcss Uzaktan Yordam Çağrısı (RPC) Konumlandırıcı - C:|WINDOWS|System32|locator.exe WebClient - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k LocalService Windows Güvenlik Duvarı/Internet Bağlantı Paylaşımı (ICS) - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs Windows Image Acquisition (WIA) - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k imgsvc Windows Installer - C:|WINDOWS|System32|msiexec.exe /V Windows Saati - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs Windows Ses - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs Windows Yönetim Araçları Sürücü Uzantıları - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs Windows Yönetim Yardımcıları - C:|WINDOWS|system32|svchost.exe -k netsvcs
  19. Bağlantıları - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcsAğ DDE - C:|WINDOWS|system32|netdde.exe Ağ DDE DSDM - C:|WINDOWS|system32|netdde.exe Ağ Konumu Tanıma (NLA) - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs Ağ Sağlama Hizmeti - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs Akıllı Kart - C:|WINDOWS|System32|SCardSvr.exe Arka Plan Akıllı Aktarım Hizmeti - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs Bilgisayar Tarayıcısı - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs Birim Gölge Görüntüsü - C:|WINDOWS|System32|vssvc.exe COM+ Olay Sistemi - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs COM+ Sistem Uygulaması - C:|WINDOWS|System32|dllhost.exe Çıkarılabilir Depolama Birimi - C:|WINDOWS|system32|svchost.exe -k netsvcs Dağıtılmış Bağlantı İzleme İstemcisi - C:|WINDOWS|system32|svchost.exe -k netsvcs Dağıtılmış İşlem Düzenleyicisi - C:|WINDOWS|System32|msdtc.exe DCOM Sunucusu İşlem Başlatıcı - C:|WINDOWS|system32|svchost -k DcomLaunch DHCP İstemcisi - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs Dizin Oluşturma Hizmeti - C:|WINDOWS|System32|cisvc.exe DNS İstemcisi - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k NetworkService Evrensel Tak ve Çalıştır Aygıt Ana Makinesi - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k LocalService Görev Zamanlayıcı - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs Güvenlik Merkezi - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs Hata Bildirim Hizmeti - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs Hızlı Kullanıcı Değiştirme Uyumluluğu - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs HTTP SSL - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k HTTPFilter İkincil Oturum - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs IMAPI CD-Yazma COM Hizmeti - C:|WINDOWS|System32|imapi.exe İnsan Arabirim Aygıt Erişimi - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs IPSEC Hizmetleri - C:|WINDOWS|System32|lsass.exe İş İstasyonu - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs Kablosuz Sıfır Yapılandırma - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs Kabuk Donanım Algılaması - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs Kesintisiz Güç Kaynağı - C:|WINDOWS|System32|ups.exe Korumalı Depolama - C:|WINDOWS|system32|lsass.exe Mantıksal Disk Yöneticisi - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs Mantıksal Disk Yöneticisi Yönetim Hizmetleri - C:|WINDOWS|System32|dmadmin.exe /com Messenger - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs MS Software Shadow Copy Provider - C:|WINDOWS|System32|dllhost.exe Net Logon - C:|WINDOWS|System32|lsass.exe NetMeeting Remote Desktop Sharing - C:|WINDOWS|System32|mnmsrvc.exe NT LM Güvenlik Desteği Sağlayıcısı - C:|WINDOWS|System32|lsass.exe NVIDIA Display Driver Service - C:|WINDOWS|system32|nvsvc32.exe Olay Günlüğü - C:|WINDOWS|system32|services.exe Otomatik Güncelleştirmeler - C:|WINDOWS|system32|svchost.exe -k netsvcs Outpost Firewall Service - C:|PROGRA~1|Agnitum|OUTPOS~1|outpost.exe /service Pano Defteri - C:|WINDOWS|system32|clipsrv.exe Performans Günlükleri ve Uyarıları - C:|WINDOWS|system32|smlogsvc.exe QoS RSVP - C:|WINDOWS|System32|rsvp.exe Remote Desktop Help Session Manager - C:|WINDOWS|system32|sessmgr.exe Security Accounts Manager - C:|WINDOWS|system32|lsass.exe Sistem Geri Yükleme Hizmeti - C:|WINDOWS|System32|svchost.exe -k netsvcs
  20. Sistem Gereksinimleri; Sistem = Windows XP - SP2 veya Windows Vista İşlemci = AMD Athlon 64 3200+ / Intel Pentium 4 3.0 GHz veya üstü ram = 512 MB RAM - Windows Vista için 1 GB RAM Ekran Kartı = NVIDIA GeForce 6600 GT / ATI Radeon X1600 XT veya üstü Boş Alan = 8 GB Oyun Bilgileri Güzel, beğenilen ve teknik açıdan üst seviyelerde bir oyuna devam oyunu yapmak kolay bir şey değildir. Özellikle de sadece altı ay gibi bir süre içerisinde 10 milyon kopyası satılan bir oyuna. 2007 Kasım ayında çıkan InfinityWard imzalı Call of Duty 4: Modern Warfare, oyuncuların ve özellikle de FPS severlerin aklını almıştı, yoğunluğu, aksiyonu ve harika grafikleri ile her kesimin beğenisini kazanıp, çok oyunculu kısmı ile adeta bağımlılık yaratmıştı. Ancak şimdi Call of Duty yapma sırası Treyarch’da, adını Call of Duty serisi ile iyici duyurmuş olan yapımcılar, 2008 Kasım’da çıkacak Call of Duty: World at War ile bayrağı devralıp, bizleri günümüz modern operasyonlarından alıp tekrar geçmişe, İkinci Dünya Savaşı’na götürüyor. Oyunu InfinityWard yerine Treyarch’ın yapıyor olması ve M-16 yerine M1 Garand kullanılacak olması oyuncular arasında koyu bir tartışma başlamasına neden oldu. Treyarch stüdyosunun patronu Mark Lamia bunu anlayışla karşılıyor; “İnsanlar daha önce oynadıkları İkinci Dünya Savaşı oyununun aynısını tekrar oynamak istemiyorlar.” Ancak kendisinin bir mesajı da var, Treyarch, bir ikinci dünya savaşı FPS’si nasıl olmalı konusunda kuralları yeniden koymaya geliyor. World at War’da iki ana hikâye olacak tek oyuncu modunda. Savaşın sonlarını konu alan bir Kızıl Ordu harekatı ve Amerikalılar ile Japonlara karşı adalarda sek sek oynayacağımız bir Pasifik harekatı. Pasifik temalı harekat, hikaye ve bölümler bu tür oyunlar için biraz nadir sayılabilecek şeyler, kısmen bunun sebebi gür ve balta girmemiş tropik ormanları ve bitki örtüsünü doğru dürüst yakalayıp sergileyecek teknolojinin henüz gelişmemiş olmasından, haliyle bombalarla darma duman edilmiş bir Avrupa köyü yapmak daha kolay her zaman için. Çağdaş işlemciler neyse ki, artık bu tür sık ve tropik ormanların hakkını verebiliyor. Ancak, olay sadece bununla bitmiyor, Mark Lamia’ya göre: “Olay sadece mevki olarak Pasifik bölgesine gitmek değil, tropik ormanların içine gidiyoruz, onlarla ilgili ne varsa yapacağız. Ama asıl olay Japon İmparatorluk ordusunda, çünkü Avrupalı Mihver devletlerinden temelde farklı bir düşman oldukça, klasik Banzai saldırısı dışında kimsenin bu düşman kuvveti adamakıllı yaptığını düşünmüyorum.” diyen Lamia şunları ekliyor; “Oyun daha çetin ve stresli, biraz da kirli olacak. Bu oyun için eldivenleri çıkardık diyebilirim. İkin Dünya Savaşını sterilize edip yumuşatmayacağız.” Evet, karşımızda yine bir ikinci dünya savaşı var, ancak bu sefer biraz değişik olduğunu rahatça söyleyebilirim. World at War, Modern Warfare’den tam olarak bir geriye dönüş değil, çünkü oyunda CoD 4’ten oldukça ilham alınmış, hem teknik olarak hem de yaratıcılık açısından. Bu ilhamların en belirgin olanı, olgun, kimi zaman vahşi olan hikaye anlatım şekli. Treyach’ın yaptığı gösterimden edinilen izlenimlere bir bakalım, daha iyi anlayacağız. World at War’a Makin Atolü’nün sahilinde bir kulübenin içinde elimiz kolumuz bağlanmış bir şekilde başlıyoruz. Bir Japon subayı önümüzde diğer bir donanma askerinden bilgi talep etmekte. Yüzüne tüküren askerin suratında sigarasını söndüren Japon subay daha sonra bir bıçak ile oldukça kanlı bir son veriyor silah arkadaşımızın hayatına. Aynı kaderi paylaşmadan takviye güç geliyor ve ortalığın karışmasını fırsat bilerek elimizde beylik tabancamız kaçmaya başlıyoruz. Tarihi olarak doğruluğu mevcut mu peki? Treyarch’ın oyun için yaptığı araştırmada hayatta kalan savaş gazilerinden ve sayısız kayıt belgesinden ve benzer materyalden yararlanılmış. Oynanış olarak da vahşi ve zalim bir açı yakalanmış; Japonlar iyi orman savaşçıları olarak bilinirler, onları hiç beklemediğiniz bir anda beklemediğiniz bir yerden aniden ortaya çıkıp size saldırabilirler. Bu özellikleri World at War’da da işlenmiş, iyi kamufle olmuş Japon askerleri orman içinde birkaç metre ötenizde birden ortaya çıkabiliyorlar, ve çıkacaklar da. Bu taktiği karşı koymanın bir yöntemi alev makinesi kullanıp çevreyi yakıp çehresini değiştirmek. Etraftaki tüm otları ve sazlıkları küle çevirirseniz artık içlerinde saklanamazlar. Elbette bir insanı ateşe vermek temiz ve düzgün bir şey olmayabilir ve sağlıklı, ama bu şekilde savaşta sırtınızda jel hale getirilmiş benzin taşımanın bazı dezavantajlarını keşfetmiş olacaksınız. Bunun yanında bir de düşman keskin nişancıları var sorun olacak, kendilerini ağaçlara bağlayıp günlerce orada bekleyebiliyorlar hedeflerinin gelmesi için. Ateş ettiklerinde ilk seferde öldürmek için ateş etmeyip yaralıyorlar, çünkü arkadaşlarının onu kurtarmak için koşarak yanına gelip açık hedef olacaklarını biliyorlar. Otları ateşe vermek ile birlikte şüpheli gördüğünüz ağaçlara ateş etmek, özellikle sniper’lardan kurtulmanın oldukça temiz ve etkili bir yolu, bu şekilde doğru ağaca nişan alırsanız eğer ağaçtan aşağı düşüp güvenlik olarak ayak bileğine bağladığı ipten sarkan Japon askerleri ile karşılaşmanız olası. Treyarch’ın bu yeni Pasifik savaşı oyununda en çok odaklandığı nokta Japon askerlerinin, seride uzun süredir tek düşman olarak varolan Almanlardan ne kadar farklı olduğu olarak göze çarpıyor. Sadece üniforma, görünüm ve konuştukları dil farklı değil, Japonların bambaşka bir taktik ve savaş anlayışı bulunuyor. Bushido düsturuna bağlı olan Japon askerleri daha çok gerilla savaşı taktiklerini tercih ediyor. Sahilden çıkıp yakındaki sık ağaçlık bölgeye giriyor oynadığımız karakter ve birkaç donanma askeri, karanlık ağaçların arasında ilerlerken birkaç ceset ile karşılaşıp yola devam ediyor grup. Gerçekte ise o ölü askerler, ölü taklidi yapan Japon askerleri ve birden canlanıp takıma arkadan saldırıyorlar. Bölüm tasarımında ilgi çeken bir nokta, Treyarch’ın lineer bir oyun yerine birden fazla seçilebilecek yol ve güzergâh hazırlamış olması, farklı yolları seçip farklı taktikler uygulamak mümkün. Örnek olarak ilk bölüm olan Makin bölümünde savaşın ilk kısmı yukarıda bahsettiğimiz gibi sahilde geçiyor ve sahilde suya çakılmış kazıkların üstüne inşa edilmiş bir köy var. Dilerseniz köyün altından, suyun içinden geçebilir, dilerseniz de daha doğrudan, ama daha tehlikeyi açık bir yol izleyip yukarıdan gidebilirsiniz. Bu esnada serinin tanıdık ve bilindik yoğun aksiyonunun aynı şekilde korunduğunu görüyoruz. Çatışma başladığı anda birbirine ateş eden insanlar ve silah seslerinden fazlası var, patlayan el bombaları, atlayan askerler, bir köşede ölümcül bir yakın dövüş sergilemekte olan iki asker gibi şeyler dönüyor etrafınızda. Call of Duty’de bu bir gelenektir, sizin tüm dünyayı kurtaran cengaver tek tabanca bir süper asker olmadığınızı, ve savaşın sadece sizin etrafınızda dönüp bitmediğini çok iyi hissettiriyor oyunun atmosferi. Treyarch, InfinityWard gibi Activision’ın sahip olduğu bir stüdyo ve kardeş geliştirme stüdyoları olmalarının bazı faydaları var kesinlikle. Mesela, Treyarch, CoD 4: Modern Warfare’ın grafik motoruna iki yıl önce sahip oldu, yani CoD 4 piyasaya çıkmadan tam bir yıl önce. Böylesi uzun bir geliştirme döngüsü olunca da oyun geliştiricilerinin oynanışa odaklanacak daha fazla vakitleri olmuş ve ayriyeten Modern Warfare’in grafik motorunun özelliklerini iyileştirip geliştirme fırsatı bulmuşlar. Görsel olarak alevli silahların bu yeni kullanım alanı sayesinde zaten halihazırda etkileyici olan Call of Duty 4: Modern Warfare motoruna bir takım geliştirmeler yapıldığını görebiliyoruz. Eski motor güzelliği, ve zekiliği ile tanınıyor, çarpıcı grafikleri doğru ve isabetle render ederek balistik öğelerin bir çok yüzey ve yapı malzemesi üzerindeki seyahatlerini güzelce kotarıyor. Şimdi ise World at War ile bu leziz karışıma bir de yok edilebilir çevre özelliği eklenmiş. Otları ateşe verdiğinizde alevler yavaşça etrafa yayılırken altındaki toprağın karardığını görebilirsiniz. Ölü bir bedenin asılı olduğu ipi vurup kopartabilirsiniz. Sahil ve köylerdeki kulübelerin, ahşap yapıların duvarlarını, tahta plakaları ve malzemeleri kurşunlar ile tahrip edip üzerlerinde gedikler açabilirsiniz. Ki bu da bana ünlü bir Hollywood aksiyon atasözünü hatırlattı: "Her zaman için bir arka kapı vardır." Hikaye Pasifik cephesinde geçtiği için etrafta bol bol deniz, okyanus ve su var ve Treyarch bize sağolsun yüzme yeteneğini de bahşetmiş. Su ve sıvıları içeren fizik motoru ile ilgili etmenler de epey etkileyici, su yüzeyine çarpıp suya girerken kırılan kurşunlar, patlamalardan çıkan şarapnellerin sudaki etkileri görmeye değer, en azından teknik olarak güzel bir gelişme oyunlardaki gerçekçilik babında. World at War’ın belki de en etkileyici özelliklerinden birisi dört kişilik co-op modu. Üç adet arkadaşınızı alıp dört kişi tek oyunculu hikayeyi baştan sonra birlikte oynayabiliyorsunuz, ister online olarak ister aynı platformda ekranı bölerek. Lakin henüz dört oyunculu co-op’un aynı ekranda oynanabileceğine dair bir kesinlik yok, ama en azından iki oyuncu co-op’un aynı platform üzerinden ekranı bölerek oynanabileceği kesin. Bu seride ilk defa olan bir şey, oyun zorluk seviyesini oyuncu sayısına ve oyuncuların ne kadar iyi olduklarına göre belirleyip ayarlıyor otomatik olarak. Birden fazla insanın oyunu aynı anda oynaması gerçekten heyecan verici bir gelişme ama akıllara şu soruyu da getiriyor; serinin oyunları önceden belirlenmiş, tetik bekleyen aksiyon ve olaylarla doludur hep, yanınıza bir uçağın düşmesi, bir grup düşmanın çalıları arasından pusu kurup çıkmaları gibi. Normalde oyundaki silah arkadaşlarımız biz hareket etmeden ilerlemez, ilk hareketi bizden beklerlerdi ve bu gibi özel durumları sadece biz o belirlenen noktadan geçtiğimizde görürdük. Dört kişi oynarken bu nasıl olacak peki? İlk akla gelen en önde giden kimse sinematik aksiyonları onun tetikleyip harekete geçireceği ve arkada kalanın tüm eğlenceyi kaçıracağı şeklinde. Treyarch bu konunun test aşamasında çok önem verdikleri ve zaman ayırdıkları bir konu olduğunu söylüyor ve oyun çıktığında buna bir çözüm bulmuş olacaklarına inanıyor. Çok oyunculu olarak World at War, Modern Warfare’ın önderliğinde ilerliyor ve sahip olduğu özellikleri aynen sunuyor. Ne de olsa Modern Warfare son zamanlarda online olarak en çok oynanan oyunlardan birisi, aynı şeyi World at War’a koymamak aptallık olurdu. Böylece son CoD oyununda da açmaya hak kazandığınız silah ve yetenekler ile farklı asker sınıfları ve taktik oynanışları yaratabileceksiniz. Seviye atlama ve karakter özellik paketleri (“perk”) Modern Warfare’den alınmış birkaç güncelleme ile geliştirilerek. Bu oyuna has olarak ise Squad, yani bölük sistemi var çok oyunculu modda. Aynı takım içerisinde değişken sayılardan oluşan bölükler olabiliyor, bu şekilde öldükten sonra bölük arkadaşlarınızın yakınında tekrar doğuyorsunuz ve takım oyunu daha bir önem kazanıyor bölüklere ait rehber ve yol izleme sistemi ile. Araçlar da geri dönüyor Call of Duty’ye, ama bu kez Call of Duty 3’te görülen hızlı ve atik motosiklet yada jipler yok. Onlar yerine daha ağır savaş araçlarına yönelmiş Treyarch, tanklar ve kamyonlar gibi. Eğer Treyarch bunca ilham ve öğeyi başarılı bir şekilde kullanıp birbirlerine uygun bir şekilde yoğurabilirse yaşanacak çok oyunculu oyun deneyimi oyunu bireysel olarak gündeme oturtacağı gibi diğer İkinci Dünya Savaşı oyunları için de standart teşkil edecektir. Oyunun ilk demosundan ortaya çıkan izlenimler şimdilik bu kadar, oyunun diğer hikaye kısmı, Sovyet Rusya harekatı, bizi bir kez daha Berlin’e giden yola dökecek, ancak o tarafla ilgili bilgiler şu an açıklanmadı. Treyarch, kardeş şirketi Infinity Ward ile kıyaslanınca son zamanlarda fazla iyi tepki çeken oyunlar ortaya koyamadı, kimileri bunu neredeyse tamamen konsola odaklandıkları için olduğunu söylüyor, bakalım bu sefer hem konsol hem PC platformlarında, üstelik iki yıllık bir geliştirme süresiyle ve kalitesi ve başarısı kanıtlanmış bir motorla neler çıkartacaklar. Biliyorum, hepimiz ikinci dünya savaşından oldukça sıkılmaya başladık, ama şu da bir gerçek ki, Pasifik cephesi çok da işlenen bir konu değil, işlenenler de pek başarılı değil, kabul edin, öyle ya da böyle hepiniz farklı bir cephede geçen bir Call of Duty oynamak istersiniz
  21. doktora filan gitmedim babamın dediği gibi düzenli uyu düzenli yemek ye kilo alırsın
  22. Sıradan bir iPhone'u zengin telefonuna çeviren aparat için geri sayım başladı. Apple'a son haftalarda dünyayı etkisi altına alan ekonomik krizi bile unutturan ve artan satışlarıyla tüm Apple ekibini sevindiren iPhone gündemden düşmüyor. Yubz isimli bir Fransız şirketinin, Kasım ayı sonunda satışa sunmaya hazırlandığı yeni bir aparat, görenleri şaşkına çeviriyor. iPhone'a entegre edilen bu ahize, kullanıcıların kendini 1970'li yıllara damgasını vuran dünyanın en zengin iş adamlarından Donald Trump gibi hissetmelerini sağlıyor. Diğer bir deyişle altın kaplama bir ahizeyle konuşmak ya da iPhone'u kulağınıza koymak arasındaki seçim tamamen size kalmış. Yaklaşık 50 Dolarlık bir fiyata sahip olan ve henüz satışa sunulmamış
  23. GSM operatörlerinin uzun süredir hazırlık yaptığı cepte numara taşınabilirliği uygulaması önceki gün başladı. Uygulamanın ilk iki gününde, 50 bine yakın abonenin, numarasını başka bir operatöre taşımak için başvuru yaptığı öğrenildi. İlk gün yapılan başvurularda uygulamanın tam olarak bilinmediği ortaya çıktı. Vatandaşlar, eş ya da yakınlarının cep numaralarını taşımak için başvuruda bulundu. Bu başvurular, Telekomünikasyon Kurumu'nun açıkladığı usullere uygun olmadığı için reddedildi. Numarasının tamamı yerine ön kodunun taşınacağını zanneden abonelerin sayısı da az değildi. 9 Kasım Pazar günü başlayan numara taşınabilirliği uygulamasının ilk gününde operatörler arasındaki centilmenlik anlaşmasından dolayı taşıma işlemi yapılan abone sayısı düşük kaldı. Pazar tatiline denk gelen ilk günde operatörler aralarında centilmenlik anlaşması yaptı. Buna göre, sistemin çalışırlığını test etmek amacıyla, ilk gün bir operatöre binin üzerinde taşıma talebi gelse bile, sisteme girilmedi. Anlaşmaya sadık kalan operatörler, başvuru sayısı fazla olmasına rağmen sisteme belirlenen rakam üzerinde giriş yapmadı. Numara taşıma taleplerinin gönderildiği Telekomünikasyon Kurumu'ndan alınan bilgiye göre dün akşam saatlerine kadar uygulamadan faydalanmak isteyen abone sayısı 50 bine yaklaştı. GSM operatörleri numara taşıma bilgileriyle ilgili detayları vermekten kaçındı. Uygulamadan faydalanan abonelerin hangi GSM operatörüne geçtiğine dair sayısal bilgilerin önümüzdeki günlerde açıklanması bekleniyor. Mevcut operatöründen memnun olmayarak numarasını başka bir GSM operatörüne taşımak isteyen abonelerin ilk günlerde kafası karışıktı. Abone merkezlerine başvuran müşteriler en çok numaranın tamamının mı yoksa ön kodunun mu(05XX) değişeceğini merak etti. Başkasının numarasını taşımak isteyenler de çoğunluktaydı. Telekomünikasyon Kurumu'nun açıkladığı usullere uygun olmayan çok sayıda başvuru reddedildi. Kontörlü hat numaraları faturalıya taşınabiliyor Taşıma işleminde ön kod dahil numaranın tamamı taşınıyor. Aynı zamanda mevcut operatörde ister faturalı ister faturasız hat sahibi olunsun, müşteri X operatörde kontörlü hat kullanıyorsa Y operatöre geçişte faturalı hat abonesi olabiliyor. Numarasını taşımak isteyen müşteriler, merkezlere bizzat kendileri kimlikleriyle başvuru yapmak zorunda. İşlem, anında gerçekleşmiyor. Taşıma işlemi maksimum 6 gün içinde tamamlanıyor. Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerde uygulamanın başladığı günden itibaren toplam 56 milyon abone, numarasıyla başka operatöre geçiş yaptı. Bu ülkelerde taşınan numara sayısının toplam abone sayısına oranı ortalama yüzde 8,3 olarak belirlendi. Türkiye'de 65 milyon abone var. Uygulama öncesinde abonelerin yüzde 10'unun numarasını taşıyacağı tahmin ediliyordu. Türkiye'de, Avrupa'ya kıyasla daha az sayıda abonenin numarasını değiştireceği yönünde işaretler alınıyor. 'Özgür aboneler pazarda taşları yerinden oynatabilir' Önceki gün başlayan cepte numara taşınabilirliği uygulamasının GSM sektöründe pazarın yapısını nasıl etkileyeceği merak ediliyor. İngiliz Financial Times gazetesi, Türkiye'de cep numara taşınabilirliğinin, piyasada yarışı hızlandıracağını, sektörde taşları yerinden oynatabileceğini yazdı. 'Türk mobil piyasası için ufukta değişim var' başlıklı haberde gazete, "Türkiye'deki cep telefonu piyasasında büyük bir yarış var, çünkü Avrupa'da pek rastlanmayan bir büyüme potansiyeli sağlıyor. Avrupa'da yüzde 110 olan yaygınlık oranı, genç ve giderek zenginleşen bir toplum olan Türkiye'de yüzde 90 civarında." diye yazdı. İngiliz gazetesi, 2006 yılında hissedarlarının eleştirilerine karşın Telsim için 4,6 milyar dolar ödeyen Vodafone şirketinin, yüzde 27'lik bir pay elde ettiğini ancak hâlâ ağını iyileştirme çalışmalarını bitiremediğini belirtirken Vodafone'un, rakip Avea'nın önünde, Türkiye'nin ikinci büyük operatörü olmayı sürdürdüğünü kaydetti. Ancak Vodafone ve Avea'nın, Turkcell'in pazardaki hakimiyetini kırmayı başaramadığına dikkat çeken gazete, şirketin yüzde 56'lık payıyla birinciliğini koruduğunu kaydetti. Turkcell'in, hissedarı TeliaSonera ve Alfa grubu ile sorunlarına da değinilen haberde, numara taşınabilirliği imkanının cep telefonu operatörleri arasındaki yarışı hızlandırmasının beklenebileceğini de vurguladı. Financial Times, Turkcell'in son çeyrekte 1 milyon yeni aboneyi sağladığını ve yatırımlar için 2,3 milyar dolar hazır nakiti bulunduğunu, ancak rakiplere göre ortalama olarak aboneler için daha pahalı olduğunu öne sürdü Mynet Adklik
  24. Ezelden beri aklımızı kurcalayan soruya cevap vermek gerektiğinde bilim adamları sürekli fikir değiştiriyorlar... “Kadınlar neyi erotik bulur?” sorusuna bugünlerde verilecek popüler cevap şöyle: Çıplak erkek vücudu değil! En azından tek başına erkek vücudu değil…Geçtiğimiz haftalarda New York’taki NewFest film festivalinde gösterilen 'Bi the Way' adlı biseksüellik hakkındaki belgesel film (ki bu ismin ne kadar akıllı ve esprili bir zihinden izler taşıdığı İngilizce bilen okurlarımızın gözünden kaçmamıştır, umarız) entelektüel çevrelerde başlayan bir başka tartışmayı tetiklemiş bulunuyor. Toronto Üniversitesi Madde Bağımlılığı ve Akıl Sağlığı Merkezinde görevli araştırmacı Dr.Meredith Chivers “Heteroseksüel bir kadın için, plajdaki çıplak adamın gösterişli vücuduna bakmak, dağ manzarasına bakmaktan daha heyecan verici değildir” diyor. Dr.Chivers geçenlerde sonuçlarını yayınladığı bir araştırmada; erkek ve kadın deneklere çeşitli cinsel ve cinsel olmayan durumlarda çekilmiş çıplak erkek ve kadın video klipleri göstererek cinsel açıdan ne kadar tahrik olduklarını araştırdı. Bu araştırmanın bulgularına göre, çıplak erkek vücuduna bakmak, heteroseksüel kadınlar için yoga yapmak veya denize taş atmaktan daha eğlenceli değil. Ama heteroseksüel kadınlar, aletsiz jimnastik yapan bir kadın videosu izlediklerinde kan dolaşımları belirgin bir şekilde artışa geçti. Yani kadınlar açısından önemli olan, seyrettikleri filmdeki oyuncunun cinsiyeti değil ama sergilenen eylemdeki duyarlılık düzeyi. Dr. Chivers’ın çalışması bir gerçeği daha gözler önüne serdi: Kadınların cinselliği söz konusu olduğunda heteroseksüeldir veya lezbiyendir diye kadınları kesin bir sınıflandırmaya sokmak neredeyse imkansız. Kadının cinselliğini tarif edecekseniz, bu iki değişken arasında yer alan geniş bir spektrumda hangi dereceye yakın olduklarını söyleyebilirsiniz. 'Bi the Way' filminin yönetmenlerinden biri olan Josephine Decker, söz konusu araştırmanın sonuçları hakkında görüşlerini açıklarken “Dr.Chivers aslında malumu ilan ediyor. Kendi cinselliği içinde kadın son derece akışkandır ama bu süreç pek de araştırılmadı şimdiye kadar” yorumunu yapıyor. Britney Spears ve Madonna'nın veya Lindsay Lohan ve Samantha Ronson’ın kameralar önünde sergilediği pozlar artık kanıksanmaya başladı diyebilir miyiz? Yoksa biseksüellik sanki yeni ve alışılmadık bir şeymiş, hatta eşcinselliği gizlemek için kullanılan bir kılıfmış gibi düşünmeye devam mı ediyoruz? Yeni nesil kendi çağındaki cinsellik haritasını yeni baştan çizecek anlaşıldığı kadarıyla.
  25. Sadece basit bir medya oynatıcı değil, yerinde duramayan bir oyuncak. Sony Rolly nihayet Türkiye'de! Yeni yıl için birbirinden farklı hediye seçenekleri sunan Sony, yapay zekâ ve taşınabilir ses teknolojisindeki yeniliklerinin bir sonucu olarak geliştirdiği "Rolly" ile benzersiz bir hediye vermek isteyenlerin tüm beklentilerini karşılamayı hedefliyor. Müziğin ritmi ile dönüp dans eden ve avuç içine sığan eşsiz tasarımı ile fark yaratan Rolly mükemmel ses kalitesini hareket yetenekleri ile bir araya getirerek benzersiz bir eğlence deneyimi sunuyor. Rolly'nin hareket yeteneğini tekerlekler, kollar ve dirseklerden oluşan altı hareketli parça sağlıyor. Bu parçalar 700'den fazla farklı renk sunabilen iki halkanın ahenginde çalışıyor. Bir dijital amplifikatör ve iki 180 derecelik yatay neodimyum mıknatıslı karşılıklı stereo hoparlör, kullanıcıların bulundukları odanın her yerinde cihazdan mükemmel ses kalitesi almasını sağlıyor. Teknik Özellikler Rolly, 2GB dahili flash belleği ile 128kbps MP3 olarak kodlanan yaklaşık 250 şarkıyı saklayabiliyor. MP3AAC formatları ile uyumlu olan cihaztek bir şarj ile beş saat müzik çalabiliyor ve hareket özelliği etkin olduğunda da dört saate kadar kullanılabiliyor. Rolly ayrıca birçok bağlantı seçeneğini de beraberinde getiren Bluetooth teknolojisine de sahip... Bu sayede müzik parçalarının ev bilgisayarları, cep telefonları gibi Bluetooth cihazlarından aktarmalarına imkân tanıyor. Rolly'nin kontrolleri hareket ile etkinleştiriliyor. Kullanıcılar şarkıları veya ses seviyesini cihazın tekerleklerini döndürerek değiştirebiliyor ya da cihazı hafifçe sallayarak karışık moduna geçebiliyor. Rolly, dans hareketlerinin koreografisi için Rolly Choreographer olarak adlandırılan ve müziği analiz ederek rutinleri otomatik oluşturan bir yazılımı kullanıyor. Bunun yanında kullanıcılar kendi yaratıcı rutinlerini de oluşturabiliyor. Bunlar oluşturulduğunda yazılım, Rolly'nin nasıl dans edeceğine dair görsel bir ön izleme sunuyor. Rolly, önceden koreografisi yapılmış, Foo Fighters "The Pretender", Avril Lavigne "Girlfriend" ve Calvin Harris "Acceptable In The 80's" şarkıları ile kullanıcıların beğenisine sunuluyor. Ayrıca iki demo şarkı, hareketlerin dinleme deneyimine nasıl entegre edildiğini göstermek için cihazda yer alıyor. Rolly, siyah ve beyaz renk seçenekleri ile yeni yılın en sıra dışı hediyesi olarak kullanıcılarını bekliyor.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.