Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

galadhrim

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1
  • Katılım

  • Son Ziyaret

galadhrim - Başarıları

Acemi

Acemi (1/14)

  • İlk İleti
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. ABD’nin Tek Dünya İmparatorluğu ve Yeşil Kuşak (Kemer) Projesi Bu proje ülkemiz açısından irdelendiğinde: Yeni Dünya Düzeni’nin “Yeni Paylaşımı”ndaki AB ve ABD’nin acımasız savaşında arada kalan ve varoluş mücadelesi vermekte olup adım adım Sevr koşullarına sürüklenmektedir. ABD tarafından planlanan ve AB’nin yardımı ile Türkiye’de dev bir operasyon yapılarak hedeflenen ekonomik kriz başarıyla oluşturulduktan sonra tüm piyonlar rollerini eksiksiz oynamışlardır. Böylece, umutsuzluk içindeki halk kandırılarak, Hilafeti getirmeyi vaat eden ve ABD kuklası bir parti usta bir manevra ile 80 yıl önce Hilafeti kaldıran Türk Devletinin tepesine getirilmiştir. Hükümet üyelerinin çoğu, Abant toplantılarını düzenleyen “Birlik Vakfı”nın üyesidir. ABD’nin açıkça belli olan hedefi, Türkiye’yi parçalayarak; Kafkasya ve Ortadoğu petrolü ile doğalgaz bölgelerini kontrol altına almak için: * Doğu Anadolu’da kukla bir Kürt devleti kurmak, * Kıbrıs üzerinde Annan Planını uygulamak, * Fener Patrikhanesine ve Rum azınlığa Vakıflar yasası ile haklar kazandırmak, Bu amaçlarına yönelik faaliyetlerini de; Hükümet Dışı Kuruluşlar olarak adlandırılan NGO (Non Goverment Organisation)’lar, Irak’ın Kuzeyindeki Kürt Senatosu ile Türkiye’deki ajanlık faaliyeti gösteren vakıfları aracılığı ile yürütmektedir. Ayrıca hedeflerine ulaşabilmek için önlerinde engel olarak gördükleri veya tehdit olarak değerlendirdikleri kişileri ortadan kaldırmak için N. Haplemitoğlu’nun katledilmesinde olduğu gibi yeri geldiğinde cinayet bile işlemektedirler. Küreselleşme adı altında bizlere yutturulmak istenen “Yeni Dünya Düzeni” son zamanlarda ve bir günde kurulmuş bir ideoloji olmayıp geçmişi yüzyıllara dayanan bir gizli örgütlenmedir. Bu küreselleşme; ulusçuluğu ve sınırları kaldıran bir sistem değil tam tersine bazı ulusların kayıtsız şartsız hakimiyetine yol açacak; acımasız, emperyalist ve faşist bir yapıdır. Türkiye’de bu gizli örgütlerin çok büyük etkinliği vardır ve 1948’den sonra Türkiye’yi hiçbir zaman Kemalist ideoloji yönetmemiştir. Gelen yönetimler; CFR, Bilderberg ve Trilateral Komisyon tarafından şekillendirilmiştir. Bu örgütlerin Türkiye için verdiği kararın; Sevr Koşullarının uygulanması olduğunu görmemek için kör olmak gerekiyor… Bu gizli örgütlerin; doğrudan kendileri değil ama; NGO, Foundation, Institute, Stiftung gibi kuruluşları veya bunların örtülü uzantılarını kullanarak, TESEV gibi örgütsel ve /veya kişisel bazda “Kuş Yumurtaları” aracılığı ile Türkiye’de çeşitli faaliyetlerde bulundukları bilinen gerçeklerdir. Ayrıca; bu gizli örgüt üyelerinin açıkça şunları söyleyebilmektedirler. * CIA görevlisi ve CFR üyesi olup kendisini “ Anglo-Protestan Yahudi” olarak tanımlayan Samuel Huntington şöyle diyor: “Türkiye İslam alemine önderlik bakımdan eşsiz bir yere sahip. Eğer Türkiye bir batılı ülke olma ısrarından vazgeçer, modernleşme ve demokrasinin bir İslam ülkesinde de mümkün olduğunu göstermeye daha çok ağırlık verirse bütün dünya ve islama büyük model olur. Demokrasinin mutlaka laikliğe dayanması gerekmez.” * CIA ajanı Paul Henze 1993 yılı Türkiye raporunda şunları yazıyor: “Atatürk ilkeleri, yeni dünya düzeni ile birlikte ölmüştür. Aydınların imam-hatip okulları konusundaki endişeleri yersizdir. İran ve Arap parası ile desteklenen kökten dincilik, Türkiye için ciddi bir tehlike değildir. Nurcular ilericidir. Nakşibendiler geriye dönük değildir.” * CIA ajanı Grahem Fuller’de: “Zorunlu batılılaşma Türk toplumunda bazı yaralar bıraktı. Kendi Osmanlı tarihini, İslam geleneklerini sevenler vardı. Batılılaşma islamiyeti aşağılayan bir hale dönüşünce bu bir memnuniyetsizliğe yol açtı. Kemalizm’in sonuna geldiğini ve belki sonuna gelmesinin iyi olduğunu söyledim…. “…Liderler ölüyor. Önce bedenleri sonra zaman içinde düşünceleri siliniyor. Oysa Kur’an ve İncil yaşıyor…” “Batı Fethullah Gülen gibi örnekleri görünce çok umutlanıyor. Çünkü Gülen, modern devlet ve toplumda islamın nasıl bir rol oynaması konusunda geniş bir vizyonu temsil ediyor.” diyor. * CIA güdümündeki bazı ABD’li bilim adamları: “Türkiye’nin Yeni Dünya Düzeni içindeki yeri ılımlı islamdır. Kemalizmi bırakmalıdır. Batının çıkarı, Türkiye’nin batıda değil, ılımlı islamla bütünleşmesindedir.” diyor. Bu kapsamda bazı ABD’li eski devlet adamları, laik Türkiye’nin en büyük şehri İstanbul’da tekke binası açılışı yapıyor ve 1996 Habitat toplantısında BM Genel Sekreteri Butros Gali Cumhurbaşkanı S. Demirel’i kürsüye ”Türkiye Federal Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı” diye çağırıyor. Yapılan bütün bu provakosyanlar karşısında siyasal partiler susuyor, Cumhuriyetin temel ilke ve kavramlarının savunulması Silahlı Kuvvetlere bırakılıyor ve insanlarda da bu beklenti yükseliyor. Böylece TSK politize edilip iç siyasi kavgaların içine çekilmeye çalışılarak kutuplaşmaların arttırılması için inanç ve köken ayrılıkları ön plana çıkarılıyor ve çatışmalar keskinleştiriliyor. Ondan sonra da, Türkiye’nin bir avuç militarist güç tarafından yönetildiğini yayarak “Laik Cunta” yönetimi ile suçlanıyor. Bu suçlamalar sonucunda da, en ufak bir eylemde bu gizli örgüt elemanları ile yandaşları, “Köy Yasası”na rağmen, hemen Doğu ve / veya Güneydoğu Anadolu soluğu alıyor ve yayın yapmaya başlıyorlar. Çünkü hedef Türkiye’deki merkezi devletin egemenliğini zayıflatmak, iç dayanışmanın önünü kesmek, Türkiye’yi şeyh-şıh-dede-baba-reis ile bunların ABD ve Avrupa’da yetişmiş “Smart Boys” larının egemenliği altında sindirilmiş ne kendine ne de bölgesine faydası olmayan insanlar topluluğunu barındıran bir ülke konumuna getirmektir. Bu durumdaki bir ülke; bölgesel ve kıtasal çıkarlar uğruna bir askeri ve ticari üs haline getirilerek ateş hattına sürülecek kuvvet kaynağı olarak görülmektedir. Sonuç olarak; tarihi çok eskiye dayanan “Yeni Dünya Düzeni” veya “Tek Dünya İmparatorluğu” projesinin gerçekleştirilebilmesi için ABD ve yandaşları var gücü ile çalışmaktadır. Bu çalışmalarını da “Demokrasi Projesi” adı altında yutturmaktadır. Bu çalışmalardan şahsi çıkar sağlamayı düşünen ve planlayanlar birer piyon olarak kullanılarak ülkelerin iç düzenleri sarsılmaktadır. Nedense CİA ajanları Fethullah'ı sürekli övüyor.Hatta Amerikada oturma izni alabilmesi için eski CİA ajanları destekte bulundu.Hayatında okul görmemiş dışarıdan bitirmelerle mezun olabilmiş birine; "Üstün nitelikli eğitimci" diye oturma izni verdiler. CİA ajanları referrans tabi... bknz. (Graham Fuller)
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.