Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Cabir73

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    7
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Cabir73 tarafından postalanan herşey

  1. Gerçeğin ta kendisi yani Mutlak Gerçektir bu...Var olan istisnasız herkes ve herşey istesede istemesede,sevsede sevmesede O'na teslim olmuş boyun eğmiştir...Bu Mutlak Gerçeğide yine Kendisi, Yaratıp Emri ile muhatap kıldığı insan ve cin topluluğuna Bildirmiş ve Buyurmuştur ki; '''Göklerde ve yerde bulunanlar O'nundur; hepsi O'na 'gönülden boyun eğmiş' bulunuyorlar.''' (RUM SURESİ / 26) Evet...Şüphesiz bu böyledir...İnsanda herşey gibi Rabbi'ne teslim olmuş hayatının her anı ile O'na istesede istemesede boyun eğmiştir...O'nun kendisine takdir ettiği kadar yaşar, Mutlak Gerçek'ten habersiz olarak söylediği yada birileri söylerken katılıp tasdik ettiği ''kaderimi yeneceğim'' veya ''bu kader değil'' sahte sözlerine rağmen hiç istemesede ömrünün belirli zamanlarında O'nun takdiri ile hastalıklar çeker,buzlu bir yolda kayıp bir çok kişinin gözü önünde yere düşer insanların gözünün önünde düşüp üstünü kirlettiği için mosmor olur yüzü bilemez düşünemez Allah'tandır diyip gülümseyip rıza göstermez küser düştüğü o buzlu yola yada kendine kalkıp ilerlerken ''körmüydü lan gözün önüne baksana milletin ortasında düşüyorsun be gitti karizma'' diye içten içten çıkışır bilemez devam eder istesede istemesede kendisine takdir edilen kaderi yaşamaya,istesede istemesede gurbetlere çıkar ekmek parası zorlukları çeker, çok istesede çok sevsede sevdiğine evlilik hayalleri kurduğuna kavuşamaz,evliliği hiç düşünmediği biriyle olur,hiç aklından geçmeyen bir yere gider,hiç aklında olmayan hayal bile etmediği görmediği bir yerde yaşamaya başlar hiçbirşey onun beklediği şekilde gelişmemişken reklamları izler televizyonda şeytanın taraftarları ''kontrol sende'' ''hadi sınırları zorla'' gibi sahte sözlerle hipnotize edip büyüler onu oturduğu kanepede tasdik eder ''evet'' der ''evet ya kontrol bende bundan böyle şu şekilde yapacağım beni hiç bir sınır tutamaz kaderimi yeneceğim'' der bu sözde onun kaderidir bilemez bilemezki zerre kadar çıkamaz O'nun takdirinin dışına bütün molekülleri ile O'na kayıtsız şartsız teslim olmuştur göremez.Soğan doğrarken gözü yaşarır,elini keser, işine yada okula giderken üşür üşümek istemesede,çok sevdiği sevdikleri gözünün önünde hastalıklar çeker,acılar içinde inler o hiç bir şey yapamaz izler yalnızca hiç kimse hiç bir şey yapamaz zaten izler yalnızca bilemez ne kendi ne hiç kimse o acılar içinde inleyeni ne kadar sevse acısını çekip alamaz,''hey acılar,ağrılar artık yeter kesin'' diyemez.İzler yalnızca.Acılar çekende Rabbi'nin elinde Rabbi'ne teslim olmuştur Rabbi'nin kendisine tattırdığı acıyı hissetmektedir bütün hücrelerinde,acılar çekeni izleyende Rabbi'nin kendisine tattırdığı ''acılar çekeni izleme'' hali ile başbaşa Rabbi'ne teslim olmuştur, O çok sevdiği ölümle ayrılır dünyadan gidişine engel olamaz izler yalnızca çok yakınındadır uzanıp tutar konuşur,eli elindedir belki ama gider tutamaz gitme diyemez engel olamaz kendisine iple bağlasa bile gözyaşlarına boğulur,kendisine takdir edilen zaman doluncaya kadar Rabbi'ne teslim olarak yaşamaya devam eder istesede istemesede teslim olduğunu bilemeden.Oturup kendi kendine bir çok konuda kızar ''niye böyle yaptın'' yada ''bak oraya gitmesen öyle olmazdı'' veya ''neden hep beni bulur bütün bunlar'' yada ''ne hale düştük be bende böyle olurmuydum'' benzeri cümlelerle.Fakat bu kadar kızgınlığa faaliyet gösteren zihni ''baksana demek hayat ne senin ne kimsenin kontrolü altında değil yaşadıklarının içinde istemeden yaşadığın bir çok şey var belki istediklerinden dahada fazla istemesende yaşamışsın hala yaşıyorsun görmüyormusun demek seninde senden başka istisnasız herkesin,herşeyinde yaşam kontrolü kendi elinde değil demek hepsini Elinde Tutan Bir Mutlak Güç Sahibi Var ve herşey her an O'nun kontrolü altında sende herkeste ona teslim olmuşsunuz istesenizde istemesenizde haydi o halde senide kuşatan bu teslimiyetin farkına varsana'' şeklinde düşünmez. Aynalara bakamaz olur bir zaman kırışmaya başlamıştır yüzü,ağarmaya başlamıştır saçları engel olamaz ''durun ne yapıyorsunuz'' diyemez desede dinletemez bilemediği teslimiyetten rahatsız yaşar bilemediği teslimiyetten kaçacağını sanarak, bir gün otururken,yürürken yatarken,yemek yerken zorlandığını hisseder, hareketleri yavaşlamıştır artık ellerini zorla kaldırıyordur yattığı yerden kalkamıyordur çok istesede kalkmayı,etrafında gözü yaşlı kimseler toplanmıştır artık,bilemediği daha önce yaşamadığı bir durumun içindedir.Ne etrafında kendisine yaşlı gözlerle bakanların ne yıllar önce ağzı uzun zaman açık kalarak hayranlıkla izlediği takip ettiği kendisine ''rehber'' lider olarak gördüklerinin, ne tüm diğer insan ve cin topluluğu ne istisnasız hiç bir yaratılmışın engel olamayacağı kaçınılmaz ve karşı konulamaz bir durum içindedir.Rabbi'nin elindedir her zaman olduğu gibi.Bir başkadır artık herşey hiç kalkamıyordur artık,hiç duymadığı sesleri duyuyordur,kendiside hissetmiştir bu başkalığı daha önce yaşamadığı bir tedirginlik ve telaş hali ile kendisine yakın olarak gördüğü gözü yaşlılara uzatır elini sıkıca tutar son gayretlerle kalkmak ister kurtulmak ister bulunduğu durumdan ''hey ne oluyoruz'' demek silkinip kendini yatağın içinde olduğu durumun dışına atmak ister yapamaz bir anda daha önce hiç görmediklerini görmeye başlar evet ya artık yanıbaşında hayal meyal olarak görmeye başladığı kendisine yakın sandığı yaşlı gözlü sevdiklerinden başka birileri vardır daha önce hiç görmediği ve birden olur herşey yanıbaşında bütün ömrü boyunca hiç farkında olamadığı Mutlak Gerçek'le karşılaşır Mutlak Gerçeği hayatı boyunca hep arkasına aldığı önemsemediği için tattığı tarifi imkansız bir acı ve hüsranla beraber. '''Hele can boğaza gelip dayandığında, Ki o sırada siz (sadece) bakıp-durursunuz, Biz ona sizden daha yakınız; ancak görmezsiniz. İşte o vakit, eğer ceza görmeyecek iseniz, Eğer doğru söylüyorsanız, onu, (çıkmakta olan canı) geri çevirsenize.''' (VAKIA SURESİ --83-87) Evet...Öyle ya...Haydi çevirsenize?...kontrolün kendisinde olduğunu sanıp kaderin dışına çıkabileceklerini düşünenler ve istisnasız herkes haydi çevirsenize...Allahu Ekber...Gerçek şu ki istisnasız herkesin kaçınılmaz olarak yaşayacaklarıdır bu.Gerçeğin ta kendisi Mutlak Gerçek'tir.Herkes kendisine verilen zaman kadar Allah'a teslim olarak yaşayacak,O'nun takdirini yaşayacak, O'nun kendisine takdir ettiği gün ayrılmak istemesede,Mutlak Gerçeği bilmeyenler ''çok gençti'' deselerde,''şurdan geçmese yada şöyle yapmasa olmazdı o kaza ve ölmezdi'' deselerde, ayrılacak dünyadan... Madem böyledir...Madem istisnasız herkes ve herşey istesede istemesede Alemlerin Rabbi'ne teslim olmuştur...O halde yapmanız gereken bu teslimiyetin farkına vararak yaşadığımız şeylerin Alemlerin Rabbin'den olduğunu bilmek, O'nun izni dışında bir toz zerresinin dahi yerden havalanması mümkün değilken,uzun yıllar sonra gördüğümüz bir arkadaşımızla aramızdaki karşılaşmayı ''tesadüfen karşılaştık'' yada yeni gittiğimiz bir mekana bir ortama ''burayı bilmiyordum tesadüfen gördüm ve geldim'' gibi anlamlar yüklemeyip hayatımızın her anının Allah'ın kontrol ve bilgisi dahilinde olduğu Mutlak Gerçek'ine göre yaşamaktır... '''Gaybın anahtarları O'nun katındadır, O'ndan başka hiç kimse gaybı bilmez. Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi (ve her şey) apaçık bir kitaptadır.''' (EN'AM SURESİ / 59)
  2. Diyorsun... Öncelikle şu gerçeği bilmek gerek; <<Peygamber değilse ve Allah'la konuşmuyorsa>> gibi bir yaklaşım MUTLAK YANLIŞ olandır...Çünkü Gerçek şu ki Peygamberlik son Peygamber olan Muhammed Resulullah (S.A.V.) ile bitmiştir...Bu ''ben Müslüman'ın'' diyen herkesin bilmesi gereken Mutlak Gerçek'tir... Böylesi bir yaklaşımla soru sorulan kişi ''ben Peygamberim'' dese soruyu soran ''olabilir'' mi diyecek?...Bir Peygamberin daha gelebileceği durumunu mu kabul edecek?...Şüphesiz böyle bir kabul soruyu soranın İslam'ı bilmediğini yaşadığı ve İslam olarak bildiğinin ise İslam olmadığı ortadadır...Çünkü eğer kişi Muhammed Resulullah'ı son Peygamber olarak kabul etmeyip O'ndan sonrada Peygamber gelebilir şeklinde düşünceler içine girerse İslam'ın dışına çıkar...Gerçek Şu ki İslam ancak Allah'ın bildirdiği şekilde yaşanırsa Mutlak Doğru olur... O halde şüphesiz ben Bir Peygamber değilim... Ben Allah'ın Resulü Muhammed (S.A.V.) 'i kendine ''TEK ÖRNEK'' alan Allah'ın herhangi bir kulu ve kölesiyim... Şimdi gelelim sünnetin İslam'i olup olmadığı meselesine; Sünnet şüphesiz İslam'idir...Çünkü sünnet olmamak hastalıklara ve enfeksiyonlara sünnet olmaksa temizlik ve sıhhate sebeptir...Allah ise hep temizliği ve sıhhatli olanı emretmiştir...Örneğin domuz eti sıhhatsiz,zararlıdır...Haram edilmiştir...İçki aynı şekilde zararlıdır haram edilmiştir...Faiz aynı şekildedir haram edilmiştir...Dikkat edilirse haram edilen herşey istisnasız her yönden zararlıdır...Sünnet olmamak aynı şekilde istisnasız olarak her yönden zararlıdır...Fakat tüm bu bahsettiklerimi görmek için önyargı halinden yani daha önceki ''biliyorum'' denen yanlışlardan uzaklaşmak gerekmekte ve bilimse ve delil olarak gösterilen bilimsel araştırmalara ''daha net'' bir şekilde bakmak gereklidir... Ayet ve hadis göstermek meselesine gelince; Varsayalım ''tırnak kesme'' idi konumuz...Şüphesiz tırnak kesme açıktan açığa ayet olarak Kur'an-ı Kerim'de yoktur...Fakat Resulullah tırnaklarını kesmiştir...Ve tırnak kesmek sıhhatli bir davranıştır...Şimdi tırnak kesmek açıkça Kur'an'da yok diye red edilip İlgili hadislerde ''uydurma'' denerek ''İslam'i'' değil damgasımı vurulacaktır?...Şüphesiz hayır... Gerçek şu ki Allah Genel Olarak ''temizliği'' emretmiş ve Şöyle Buyurmuştur; '''Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır.''' (AHZAB SURESİ / 21) O halde Tüm hayatı boyunca Resulullah istisnasız hangi konuda nasıl davranmış ne yapmışsa ''Müslümanım'' diyenlerde onu yapmalıdır...Bu ''Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır.'' şeklindeki emirle belirtilmiştir...Ve yine Buyurmuştur ki; '''...Resûl size ne verirse artık onu alın, sizi neden sakındırırsa artık ondan sakının ve Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, cezası (ikâbı) pek şiddetli olandır.''' (HAŞR SURESİ/7) O halde yapılması gereken tüm hayatın istisnasız her anında Resulullah'ın örnek alıp onun yaşadığı gibi yaşamaya çalışmak ve yaşamaktır... Yazılarımızda Allah,İslam,Peygamber kullandığımız için özür dileme meselesine gelince; İçinde Allah'ın anılmadığı bir sohbet yada benzeri herşey eksik olandır...Çünkü şüphesiz Allah istisnasız herşeyin Yaratanı'dır ve herşeye her an Hakim'dir...Allah'ı yada Resulü'nü hayattan uzak görmek ve sınırlandırmalar getirmek ise Mutlak Gerçek'ten uzak davranış ve tutumlardır...Hiç şüphe yokki hayatı ve herkesi yaratıp nimetleri veren ve her an vermeye devam eden Mülkün Sahibi Allah'ın Mülkünden Allah'ı uzak görmek yada sınırlandırma yapmak gibi davranışlar içine girmek nankörlüğünden uzak olmak istisnasız herkesin yapması gerekendir... Ayrıca sana şunu söylemek isterimki maksadım seninle ''yok öyle değil böyle'' gibi bir tartışmaya girmek değildir...Maksadım Mutlak Gerçek'i ''Tek ve Mutlak Önderim'' Resulullah'ın yaptığı gibi istisnasız herkese ulaştırmak tebliğ etmektir...Bu bağlamda kaçmak yada vazgeçme gibi düşünceler zihnimde hiç olmayanlardır...Ölüm bu halde gelir İnşaAllah...Şüphesiz MUTLAK GERÇEK isbata gerek kalmadan ortadadır...Sende herkeste başkalarına zarar vermemek kaydıyla dilediği gibi inanıp dilediği gibi yaşamakta serbesttir... Hesap sorma meselesine gelince; Hiç şüphe yokki tüm hesaplar en ince ayrıntısına kadar görülecektir... '''Sonra gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülürler. Haberiniz olsun; hüküm yalnızca O'nundur. Ve O, hesap görenlerin en süratli olanıdır. (EN'AM SURESİ / 62) Bana hakkını helal et...Ve ne zaman hangi konuda ispat ve delil istersen belirt sana ispatlar sunayım...
  3. Diyorsun... İçinde bulunduğun ''Önyargılı'' ve doğru olduğunu sandığın yanlış bilmelerden uzaklaşarak; 1--Yazdığımı yeniden okursan senin açıklamalarınla alakası olmadığını görecek 2--İslam'ın Allah'ın bildirdiği gibi yaşanması gerektiğini başka yerlerden ''kulaktan dolma'' bilgilerin İslam olmayacağını 3--Resullulah'ın (S.A.V.) her ne söylemiş ve her ne yapmışsa Allah'ın kontrolünde olarak Mutlak Doğru ve Uygun olanı yaptığını öğrenecek ve ''Kur'an'da yok'' gibi yaklaşımlarla yaklaşmayıp kişinin hem Kur'an hem Resulullah'ın sünnetine göre yaşaması gerektiğini 4--Bilimin Allah'a ve O'nun bildirdiklerinin doğru olduğuna şahitlik ettiğini Görecek ve bilecek sende Allah'ın emrettiği şekilde yaşamanın gerekli olduğuna Allah'ın emrettiği şekilde yaşamak için takip edilecek tek ve mutlak önderin Resulullah olduğuna yaşamak istemesen bile kanaat getireceksin... O halde hiç beklemeden içinde bulunduğun önyargılı halden uzaklaşarak Allah'a gereği gibi teslim olmalı İslam'ı Resulullah'ın yaşadığı şekilde yaşamalı bunun için gayret göstermelisin...Şüphesiz İslam ancak Resulullah'ın yaşadığı şekilde yaşanırsa İslam'dır... '''Andolsun, sizin için, Allah'ı ve ahiret gününü umanlar ve Allah'ı çokça zikredenler için Allah'ın Resûlü'nde güzel bir örnek vardır.''' (AHZAB SURESİ / 21) Resulullah'ın hadisleri hakkında şüpheli yaklaşımlar içine girerek sanki hayatı boyunca bir kaç söz dışında hiç konuşmadan öylece oturmuş düşünceleri içine gidip O'nu devre dışında görerek yaşanacak din İyi bilinmelidir ki İslam değil kesin ve açık bir sapıklıktır... Şüphesiz Din Allah katında İslam'dır... '''Kim İslam'dan başka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez. O, ahirette de kayba uğrayanlardandır.''' (AL-İ İMRAN SURESİ / 85)
  4. Evet birlik içinde olmak ve ilişkileri birlikler çerçevesinde yürütmek doğru ve uygun olandır...Fakat yine uygun olan herkesin kendi hal ve durumuna göre birlikler içinde yer almasıdır...Muhasebeciler için muhasebeciler birliği veya bir manav için uygun olan manavlar birliğidir...Şüphesiz birlik olmak birlik dışında yapılması mümkün olmayan bir çok şeyin daha kolayca yapılmasına sebep olacaktır...Bir manavın muhasebeciler birliği toplantısında söyleyecek ve yapacak bir şeyi yoktur...Manavında bir birlik içinde olması zorunludur fakat içinde yer alacağı birlik manavlar birliğidir...Şu an dünyada irili ufaklı kurulan bir çok birlik ve onlara katılım söz konusudur...Şüphesiz Allah dileseydi tüm insanları tek bir ümmet tek bir topluluk olarak yaratırdı...'''Eğer Rabbin dileseydi, insanları elbette tek bir ümmet kılardı. Oysa, onlar, anlaşmazlığı sürdürmektedirler:''' (HUD SURESİ / 118) Fakat görülmektedir ki Allah insanları birbirleri ile tanışsınlar ve kaynaşsınlar diye kabileler halinde yaratmıştır...'''Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır.''' (HUCURAT SURESİ / 13) Yapılması gerekense herkesin kendi hal ve durumuna göre kabileler ve birlikler içinde yer almasıdır...Görülmektedirki Müslümanlar dışında olan istisnasız tüm herkes gizli açık ittifaklar ve birlikler halindedir...Müslümanların yapması gerekense; kendisi ile ilgili olmayan birlikler içinde yer almaya çalışmak değil manav ve muhasebecinin yapmış olduğu gibi kendi birliğini kurmak ve kendinden olan herkesi o birlik içinde toplamaktır...'''Ey iman edenler, yahudi ve hristiyanları dostlar (veliler) edinmeyin; onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden onları kim dost edinirse, kuşkusuz onlardandır. Şüphesiz Allah, zalimler topluluğuna hidayet vermez.''' (MAİDE SURESİ / 51) '''İnkâr edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.''' (ENFAL SURESİ / 73) Haydi şimdi biz birbirimizden her şekilde uzaklardada olsak,hiç birbirimizi görmesekte,yeryüzünün farklı yerlerinde bulunsakta önce sarsılmaz bir GÖNÜL BİRLİĞİ kuralım...Birbirimizin sıkıntıları ile sıkıntıya girip dertleri ile gerçek manada dertlenelim ve dua edelim Allah'a...Hiç yüzünü görmediğimiz kardeşlerimizi ve birbirimizi önce gerçek manada sevelim ve dua edelim Rabbimiz'e...Elimizde ne varsa neyse imkanımız onunla yardım edelim kendisine yardım ettiğimiz kardeşimiz bilip farkına varamasada, UNUTMAYIN Kİ, Alemlerin Rabbi Allah gizli açık herşeyi görmektedir.O'ndan hiç bir şey gizli kalmaz.'''Şüphesiz, yerde ve gökte Allah'a hiç bir şey gizli kalmaz.''' (AL-İ İMRAN SURESİ / 5)Haydi Komşu sevgisiyle başlasın Gönül birliği,akrabaların halleri sorulsun mektuplarla telefonlarla,dargınlıklar silinip atılsın dava aynı değilmi?..Ve gönüllerde kurulsun önce İSLAM BİRLİĞİ yani gönülden gerçek manada istensin Allah'tan...UNUTMAYIN VE ENDİŞELENMEYİN SİZ YALNIZCA GERÇEK MANADA GÖNÜLDEN İSTEYİN ALLAH GÜÇLÜ OLAN'DIR O'NA GİZLİ YOKTUR VE O HERŞEYE GÜCÜ YETEN'DİR...'''Onların sözleri seni üzmesin. Şüphesiz 'izzet ve gücün' tümü Allah'ındır. O, işitendir, bilendir.''' (YUNUS SURESİ / 65) '''Allah, yazmıştır: "Andolsun, ben galip geleceğim ve elçilerim de." Gerçekten Allah, en büyük kuvvet sahibidir, güçlü ve üstün olandır.''' (MÜCADELE SURESİ / 21) ALLAH'IN KULU VE KÖLESİ...
  5. Cabir73

    ...ZİHİN SAVAŞI...

    Tüm dünya zihinlerine karşı açılmış şeytani bir savaş var...Evet...Tek hedef zihinler...Tek hedef zihindeki savaşı kazanmak önce...Düşünün ki birisi yanında bir polis ve koltuk altında bir dosya ile çıkageldi...Size oturduğunuz evin kendisinin olduğunu,elinde buna dair belgeler olduğunu anlatmaya başladı...Tapular çıkardı,ta evin yapıldığı arsa konusuna gelerek arsanın bile kendisine ait olduğunu söyledi ve yine belgeler çıkardı...Sizi öylesine ikna ettiki,siz kendi tapunuzu bile çıkarmaktan utanıp kendinizi sizin olmayan bir evde bir işgalci olarak görmeye başladınız...Ve sonra belki özür dileyerek evden çıkıp gittiniz...Eviniz silahla alınmadı elinizden...Bir silahlı mücadele yapılmadı size...ZİHNİNİZE SALDIRI DÜZENLENDİ...GERÇEK OLMAYAN BİR ŞEY SİZE GERÇEKMİŞ GİBİ GÖSTERİLDİ...GERÇEK OLMAYAN FAKAT GERÇEĞE BENZEYEN BELGELERLE...Gerçek adına bilinen ne varsa zihinlerden silinmek ve yerine MUTLAK YANLIŞI YERLEŞTİRMEK İÇİN YAPILAN BİR SAVAŞ VAR ŞİMDİ...HAKLA BATIL KARIŞTIRILMAKTA...Vatan savunması yapıp,ülkelerine,evlerine baskınlar yapan lanetlilere karşı mücadele edenler terörist,lanetliler ise KURTARMA operasyonu yapıyor gibi gösterilmeye çalışılırak onlardan KURTARICI diye DEMOKRASİ GETİRECEK diye bahsedilmekte...Bir Müslüman birliğine engel olmak için Müslümanlar arasına ''araplar sizi arkadan vurdu'' benzeri şeytani hipnotik telkinlerle düşmanlıklar sokulup,bununla ilgili yazılan yazılarda ve yapılan konuşmalarda sanki gerçekmiş gibi anlatımlar yaparak zihinlerde olmayan bir şeyin var gibi gösterilmesine çalışılmakta...Evinizde,işyerinizde,yolculuğunuz esnasında izlediğiniz ve adına film denilen görüntü topluluklarında,okuduğunuz gazetelerin köşe yazılarından magazin haberlerine,okul sıralarında elinizde bulunan tarih kitaplarında tüm kainatın ve içindekilerin rastlantılar ve kendiliğinden oluşumlarla ortaya çıktığı MUTLAK YALANI YALDIZLI VE SÜSLÜ ANLATIMLARLA sunulmakta...GERÇEK TARİHİN ÜSTÜ ÖRTÜLMEKTEDİR...GERÇEK BİLİMİN ÜSTÜ ÖRTÜLMEKTEDİR...VE GERÇEK ADINA NE VARSA ÜSTÜ ÖRTÜLMEKTEDİR...Örneğin izlenen ve ''hayat bilgisi'' denen bir dizide çok tekrarlanan bir şeytani telkin vardır...''hoca camide'' Bu hipnotik bir sözdür...Bu söz o görüntü topluluğu esnasında bir çok kere tekrarlanır...Belki basit görülecektir ve denecektir ki ''cami hocası camide okul öğretmenide okulda olur'' şeklinde söylenmek isteniyor...Hayır öyle değildir...Hoca kelimesi ile İslâm arasında bir bağlantı kurulmaya çalışılır zihinlerde...Bu telkine maruz kalan insan sonraki zamanlarda caminin içi ile caminin dışındaki hayatın birbirinden farklı ve birbirine karışmayacak bir şekilde olduğunu düşünür...Sonra caminin içi ile İslâm bağlantı haline gelir...Ve bir müddet sonra kişinin zihninde hoca=cami=Müslüman=İslâm şeklinde farkında olmadan bir karşılaştırma ortaya çıkar...hoca artık İslâm olarak düşünülmeye başlanmıştır...Ve mademki hoca camidedir,o halde İslâm camidedir...İslâm yanlızca Cami ile sınırlı kalan bir Din olarak görülür...Camiden dışarı çıkamaz İslâm...Devlet işine karışamaz,hiçbirşeye hiçkimseye karışamaz,hiç bir yerde konuşulamaz...Yanlızca caminin içinde bir seccadenin üzerindedir...Bir namaz bitinimde orada öylece bırakılıp çıkılır sanki... Oysa MUTLAK GERÇEK çok farklıdır...İslâm hayatın içindedir...Eğer İslâm'a tabi ise kişi sabah kaltığı andan uykuya yatıncaya yada ölünceye kadar İslâm'a göre yaşamalıdır...Tüm hayatında eğer İslâm'a tabi ise Allah'ın emir ve yasaklarını hayatının her anında uygulamalıdır...Yalan söylememeli,haram yememeli,faize başka isimler takarak helal hale getirme yanlışı içine düşmemeli,adaletten vazgeçmemeli,aldatmamalı ve her emri büyük bir itina ile yerine getirmelidir...Unutmamalıki İslâm her türlü dengesizliğin TEK VE MUTLAK ÇÖZÜMÜDÜR...Gereği gibi incelenir ve yaşanırsa BU MUTLAK GERÇEĞE ŞAHİT OLUNACAKTIR... Şimdi bu tüm dünya çapındaki yoğun zihin savaşına karşı zihinler MUTLAK DOĞRU ile beslenmelidir...Tüm kainatın ve içinde bulunan herşeyin Yoktan Var Edeni ve Sahibi Allah'tır...Bunun aksinin kim ne şekilde söylerse söylesin MUTLAK YALAN olduğunu bilerek '''Gerçek şu ki, Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O'na kulluk edin. Dosdoğru yol budur.''' (MERYEM SURESİ / 36) emri gereğince Allah'a yönelip O'na kulluğun nasıl olması gerektiğini en güzel şekilde öğrenip yapmaktır...Aksi halde hem dünya hayatı hem artık ölüm olmayan ahiret hayatı için karşılaşılacak olan yalnızca HÜSRANDIR... '''De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" De ki: "Allah'ındır." O, rahmeti kendi üzerine yazdı. Sizi kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır.''' (EN'AM SURESİ / 12) ALLAH'IN KULU VE KÖLESİ...
  6. Allah'ın Selamı üzerine olsun değerli kardeşim. Saygılar bendende sana...Hayırlı günler diler Geçmiş Kurban Bayramını kutlarım
  7. Allah'ın Kulundan istisnasız tüm insanlara...: Şüphesiz istisnasız hepiniz mutlu olmak istersiniz değilmi?...Örneğin hanginiz tüm hayatını kapkaranlık,kapısı kilitli bir odada tek başına geçirmek ister...Hiçbiriniz...Hanginiz ateşlerde yanmak ister...Hiçbiriniz...Hepiniz mutlu olmak,gülümsemek,huzurlu olmak istersiniz...Ve hepiniz kurtuluş içinde tehlikelerden ve cezadan uzak bir hayat yaşamak istersiniz...Evet istisnasız hepiniz istersiniz... O halde beklemeyin hiç. Buyrun İslam'a...Sizleri Tam bir davetle Alemlerin Rabbi Allah'ın (C.C.) dini İslam'a davet ediyorum...Şüphesiz Allah (C.C.) sizlerin,tüm kainatın ve içinde bulunan herşeyin Yaratıcı'sı ve Sahibi'dir.'''Gerçekten sizin Rabbiniz, altı günde gökleri ve yeri yaratan, sonra arşa istiva eden Allah'tır. Gündüzü, durmaksızın kendisini kovalayan geceyle örten, güneşe, aya ve yıldızlara kendi buyruğuyla baş eğdirendir. Haberiniz olsun, yaratmak da, emir de (yalnızca) O'nundur. Alemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir.'''(A'RAF SURESİ / 54) İslam ise Allah'ın (C.C.)Dini'dir...'''Hiç şüphesiz din, Allah katında İslam'dır. Kitap verilenler, ancak kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki "kıskançlık ve hakka başkaldırma" (bağy) yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah'ın ayetlerini inkâr ederse, (bilsin ki) gerçekten Allah, hesabı pek çabuk görendir.'''(AL-İ İMRAN SURESİ / 19) '''Kim İslam'dan başka bir din ararsa asla ondan kabul edilmez. O, ahirette de kayba uğrayanlardandır.'''(AL-İ İMRAN SURESİ / 85) İşte MUTLAK GERÇEK...Haydi şimdi sizlerde mutluluk oyunu oynayanları takip ederek mutluluk oyunu oynamayın...GERÇEK MUTLULUĞU yaşayın...VE GERÇEK KURTULUŞU...Şayet MUTLAK GERÇEK'e göre yaşarsanız sizde kurtulacaksınız sizi kendilerine örnek alanlarda...Aksini yaparsanız Hem siz hem sizi takip edip örnek alanlar ki siz sizi takip edenlerin onlara kötü örnek olduğunuz ve onlarında yanlışa sürüklenmesine sebep olduğunuz için daha fazlası ile KAYBEDENLERDEN OLACAKSINIZ... Allah'ın kulu...
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.