nothingg

Sevgili evrensel Çok duygulu yazmışsın. Yaşadığımız dünyayı ve ALLAH tarafından koyulan kuralları bir kere özümsemek ve ona göre hareket etmek zorundayız. Bu şu demek : biz cennette değiliz , şu anda dünyada yaşıyoruz dolayısıyla kafamızda tasarladığımız cennet düzeni , dünyada yok diye haşa ALLAH ı yok sayarak , dünyayı kendi kafamızdan cennete çeviremeyiz. Merhamet , sevgi , aşk doğa bunları hepimiz önemsiyoruz ama haddi aşmamak kaydıyla. Biz insanlar ruhlarımızda ALLAHın özelliklerinden herbirinden bir parça barındırıyoruz. O yüzden ALLAH katında diğer canlılardan değerliyiz ama ALLAH her açıdan sonsuzluğu ifade ettiğinden bizdeki bu merhamet sevgi , affetme vs. gibi duygulardan ALLAH da sonsuz oranda var. Dolayısıyla biz hiçbir noktada ALLAHtan daha merhametli olamayız ama aynı şekilde ALLAHtan daha gazaplı da olamayız. ALLAHın merhamet hepimizden ileri noktadadır ama belli şartları yerine getirmek kaydıyla bu merhametten yararlanabiliriz, şirk ve inkardan başka hertürlü günahı affetmesi onun merhametini göstermez de neyi gösterir. ALLAHın gazabı da sonsuz olduğundan söylediklerine itaat etmeyenleri de ağır bir şekilde cezalandırması da normaldir. Ama işte ne var canım kendine inanmayanları inkar edenleri de neden yakıyor ki diyemeyiz , çünkü kuralları biz koymuyoruz o koyuyor. İnsanlar basit bir padişaha bile en ufak karşı geldiğinde en kötü işkencelerden geçirilip zindanlarda çürütülüp idam edilirken , Alemlerin Rabbine karşı gelenler de elbette cezasız kalmaz. Bizi yaratan O , yokken var eden O , hayat verip rızıklandıran sevgiyi aşkı her türlü lezzeti vs.. veren O , bütün bunları vereni inkar edip karşı gelmek insana yakışıyor da ,kendisine karşı gelenlere şirk koşanlara ceza vermek mi ALLAHa yakışmıyor.

Haksöz arkadaşımız bir konuda haklı : Kuran'a va ALLAH'a göre kelle sayısı hiç önemli değildir. Futboldan anlayanlar bilir dünya futbolunda binlerce kişi futbol oynar ama insanların gözünde değerli olan sadece Pele Maradona , platini gibi kalburüstü futbolculardır.Herhangi bir maçta bu tür kalburüstü futbolculara dikkat edilir hep , bakalım bu maçta ne yapacak diye... Diğerleri önemsenmez bile. Nasılki öğretmen için sınıfta verdiği ödevleri çalışmaları tam yapıp , dersinde başarılı olan birkaç öğrenci önemliyse ,ve onlarla gurur duyarsa, Aynı bu şekilde ALLAH için de dünyadaki milyarlarca insanın ona iman etmemesi yada ibadet etmemesi önemli değil , onun için önemli olan kendi emirlerine uyan , harfiyyen yerine getirmeye çalışan salih müminlerdir. Bütün bu alemleri ,kainatı , sevgili peygamberimizin(sas) yüzü suyu hürmetine yarattığını söylemesi onu Miraçta Cebrailin bile geçemediği kadar yakınına alması da aynı sebeptendir.ALLAH'ın yaratmış olmaktan adeta gurur duyduğu Habibim diyecek kadar yakın gördüğü örnek insan Peygamberimiz. Haksöz arkadaşımızın ALLAHın çağrılara cevap vermesi noktasındaki sorusu da şöyle cevaplanabilir belki Birincisi bu ALLAHın çağrıya cevap vermesi bir nevi hadi mucize göster peygambersen demeye benziyor ki zaten ALLAH peygamberimizin bu yöndeki çağrısına mucizeler göstererek yanıt vermiştir. Ayın ikiy ayrılması , Kafirlerin Miraçtan sonra peygamberimize bir sürü sual sorup peygamberimizin bunları ALLAHın gözündeki perdeyi açmasıyla bilmesi , bunlar ALLAHın çağrılara cevap vermesi değil de nedir? İkincisi imtihan dünyasında olmamız. ALLAH haşa her çağrı yapana cevap verecek olduktan sonra imtihan sırrı nerde kalır?Kaldı ki soyut olarak kulunu cevapsız bırakmaz ama ALLAHım diyene buyur kulum diye sesle cevap verdiğini düşünebiliyormusunuz. Daha en basit bir bakanın yada müsteşarın cevap vermesi için bile çok şanslı olmak kendimizi önüne atıp konuşabilmek için uğraşmak gerekirken , alemlerin yaratıcısına çağrı yap hemen cevap gelsin var mı böyle bişey ya... O ancak peygamberlerinin ve nebilerinin çağrılarına mucize olarak direk yanıt vermiştir.Bizim gibi günahkarlara bırak yanıt vermeyi , ahirette yüzümüze bakıp ta kulum derse kendimi çok şanslı sayarım.

Merhaba arkadaşlar.Tartışmanın bu bölümü sanki biraz birbirine üstünlük sağlama nıktasına gitmiş, bu tür tartışmalardan bir sonuca ulaşılmaz.Benim gördüğüm kadarıyla bazı arkadaşlar yüce yaratıcımızı , yaratılmış seviyesine getirmek suretiyle ele alıyorlar. Bence esas mesele mülkün ve varolan herşeyin ALLAH 'a ait olduğunu kabul edip etmemekle alakalı. O niye bizi yarattı , neden falancanın ezilmesine göz yumdu neden şöyle yaptı da böyle yapmadı gibi sorular anlamsızdır. MÜLK ONUN , HERŞEY ONUN , ALEMLERİN YARATICISI O , BİZLER ONUN KULLARIYIZ ,HEPİMİZ ONA AİTİZ ,O MÜLKÜNDE İSTEDİĞİ GİBİ DÜZEN KURAR ,KEYFİYETİ ONA KALMIŞTIR. Bizim bazı şeylere akıl erdiremememiz , o şeylerin mantıksız olduğu manasına gelmez.Matematiği düşünelim önümüze gelen her problemi çözebiliyormuyuz hayır , çözemediğimiz her soruya soru yanlış mı diyoruz hayır! Şu anda o soruyu çözemezsin, biraz sonra bir bakmışsın farklı bir yol aklına gelmiş çözersin.Zaman ve doğru bakış açısını yakalama meselesi. Bizler yüce ALLAh'IN GÖZÜNDE Age of Empires oyunundaki askerler yada işçiler gibiyiz , ALLAH için dünyadan bir kişinin bin kişinin eksilmesi , ölmesi , hiç önemli değil. Çünkü bir uçtan sürekli doğumlar oluyor , sürekli yaratıyor.Zaten ALLAH ezeli ebedi olduğu için zaman diye bişey yok onun için. Nasıl ki biz bilgisayar oyununu istediğimiz gibi programlıyoruz o da kainatı programlamış devam ediyor. Bizler yaratılmış kullarız , ona inanır ve onun dediklerini yaparsak cennetle mükafatlandırılacağız , inanır ama yapmazsak cezalandırılacağız ama tekrar affedilip cennete gireceğiz, ona inanmazsak ebedi cehenneme atılacağız. Olay çok basit ya seve seve yapacağız yada yapmayıp cehennem gideceğiz. Kaçışımız yok , onun mülkünden çıkış yok , ölüm yok , toprak olup kaybolamayız , o bizi ahirette tekrar yaratıp cehenneme atar , ben bu düzene karşıyım deyip kurtuluşumuz yok yani.