meryem

Ben yeni üye olduğum için geçmişte neler sorulduğuna pek bakmadım.. Saolasın

Yani şimdi inekle sineğin akibeti ne olmuş? Niye kimse bu konuda konuşmuyor. Bu ne duyarsızlıktır. Kaç saattir kapının önündeler..

Bir evin üst katında sönük halde üç lamba ve alt katında da 3 elektrik anahtarı vardr. Her bir anahtar bir lambayı açıp kapar.Şimdi siz bu anahtarları istediğiniz gibi açıp,kapatabilirsiniz fakat üst kata yalnızca 1 kere çıkıp hangi lambanın yandığını kontrol edebilirsiniz. Bu durumda hangi anahtarın hangi lambayı açıp kapadığını nasıl bulursunuz..? Kolay gele.. ( Bu arada bir-iki gün nete giremiycem gibi, siz de düşüne durun.. Başlıktaki ipucuyu unutmayın...)

Madem öyle bu önyargı neden? Diyecek çok az şeyim var.. Her ne olursa olsun bir şeye inanan kimse, kendi inançlarının zıddına da olsa diğer inançlılara daha saygılıdır.Dediğim gibi her neye inanırsa inansın.Ve muhatabım olan sen, bir şeylere inanman ve bu uğurda inanan insanlara daha saygılı olman temennisiyle. Hoşbulduk.. 14684[/snapback] Hani nerede önyargı??? 14740[/snapback] Forumdaki diğer alaycı yazılarınızdaki önyargılarınızdı kastım.İfade etmedim,haklısınız. Sadece kendinizle çeliştiğinizi gördüm bu sıralar..

Uzatmayalım madem daha fazla.. Cevabı verdim aslında.. dudaklar. Bak "m,b,p" harflrini söylerken alt ve üst dudak birbirine dokunuyo. dokunmadığı derken dokunuyo,(m'de) dokunduğu derken dokunmuyo.. ezcümle dokunduğunda dokunmuyo ama dokunmadığında dokunuyo Selamlar..

• MEZARTAŞI YAZISI Behlül Dânâ'ya biri sorar: - Oğlum öldü. Mezar taşına ne yazdırayım? Behlül Dânâ şu cevabı verir: - Şunu yazdır: "Dün altında olan çimenler bugün üstünde yeşerdi. Ey yolcu anla ki, şu toprak günahtan gayri her şeyi örter."

Saolasın..

Cevap, dudaklarınızda saklı.. ( Arif olan anlar..) yine de anlamadım derseniz, bunu bir ipucu olarak kullanabilirsiniz. (gözde dokunmaz,burunda dokunur.. kitapta dokunur, defterde dokunmaz..)

Madem öyle bu önyargı neden? Diyecek çok az şeyim var.. Her ne olursa olsun bir şeye inanan kimse, kendi inançlarının zıddına da olsa diğer inançlılara daha saygılıdır.Dediğim gibi her neye inanırsa inansın.Ve muhatabım olan sen, bir şeylere inanman ve bu uğurda inanan insanlara daha saygılı olman temennisiyle. Hoşbulduk..

Tanrı Var mıdır ? Bir universite profesoru ogrencilerine su soruyu sorar; - 'Var olan her seyi Tanri mi yaratti?' Cesur bir ogrenci ayaga kalkar ve yanitlar. - 'Evet her şeyi Tanrı yarattı!' Profesor sorusunu yineler ve ogrenci yine 'evet efendim' diye yanitlar. Profesor devam eder; -'Eger her seyi yaratan Tanri ise ve seytan var olduguna gore seytani da Tanri yaratmis olur ve çalismalarimizda uyguladigimiz 'Kesinlestirme' prensibine gore de Tanri seytandir. Ogrenci boyle bir onerme karsisinda sasirir ve yerine oturur. Profesor ise ogrencilerine bir kez daha Tanri'nin icindeki kaderin bir efsane oldugunu kanitlamaktan oturu oldukca mutludur. Bu arada bir ogrenci ayaga kalkar ve; -Bir soru sorabilir miyim profesor? der. Profesorde sorabilecegini soyler. Ogrenci ayaga kalkar ve 'Soguk var midir? diye sorar. Profesor; Nasil bir soru bu boyle, tabi ki vardir ' diye yanitlar. 'Sen hic soguktan usumedin mi?' Ogrenci ; -'Aslinda, fizik yasalarina gore soguk yoktur. Yasamda/realitede biz sogugu sıcaklığın yoklugu olarak dusunuruz. Herkes veya nesneler o enerji oradaysa veya bir sekilde enerji iletiyorsa onu deneyimler. Ornegin, Absolute 0 (-460 derece F) sıcaklığın kesin yoklugudur (hic olmadigi seviyedir). Tum maddelerin bu seviyede reaksiyon verme ozellikleri bozulur ve degisir. Soguk yoktur, o yalnizca sıcaklığın yoklugunda duyumsadiklarimizi tarif etmek icin yarattigimiz bir kelimedir' der ve devam eder, - Profesor, karanlik var midir? Profesor ; - 'Tabi ki vardir'. Ogrenci yanitlar, - 'Korkarim gene yaniliyorsunuz efendim. Cunku, karanlik da yoktur. Yasamda/realitede karanlik isigin yoklugudur. Biz isik uzerinde calisabiliriz ama karanligi calisamayiz. Gercekte, biz Newton'un prizmasini kullanarak beyaz isigi kirar ve renklerin cesitli dalga uzunluklari uzerinde calisabiliriz. Ama karanligi olcemeyiz. Bir basit isik isini karanlik bir mekani aydinlatarak karanligi kirmis olur yani karanligi gecersiz kilar. Siz belli bir mekanin/uzayin ne kadar karanlik oldugundan nasil emin olursunuz? Isigin miktarini olcersiniz! Bu dogrudur degil mi? Karanlik insanlik tarafindan, isigin olmadigi yer/mekan icin kullanilan bir kelimedir. Son olarak ogrenci profesore gene sorar; - 'Efendim seytan var midir? Bu kez profesor pek emin olamamakla birlikte yanitlar; -'Tabi ki, acikladigim gibi, biz onu her gün ,her yerde goruruz. Seytan/kotuluk bir kisinin baska bir kisiye her gun sergiledigi insaniyetsizliginin bir ornegidir.O, dunyadaki islenmis tum suclarda, siddette yer alir. Bunlarin tumu seytanin kendisinden baska bir sey de degildir.' der. Ogrenci devam eder; - 'Seytan yoktur efendim. Yani o kendi basina yoktur. Seytan basit olarak Tanrinin yoklugudur.O aynen karanlik ve soguk da oldugu gibi insanin tanrinin yoklugunu tarif etmek uzere yarattigi bir kelimeden ibarettir.Tanri seytani yaratmadi. Seytan/kotuluk insanin tanrisal sevgiyi yureginde duyumsamadigi zaman deneyimlediklerinin bir sonucudur. O aynen sıcaklığın olmadigi yere gelen soguk ya da isigin olmadigi yere gelen karanlik gibidir. Profesor yerine oturur. Genc ogrencinin adi Albert Einstein'dir.

Gönüllere hakim olsun, kafidir..

yanlış yere gönderdim galiba.. neyse biz de öğreniriz elbet bir gün..

Dokunmadığında dokunan ama dokunduğunda dokunmayan şey nedir? Örneğin yağmurda dokunur, karda dokunmaz.. uçakta dokunmaz, arabada dokunur.. sinemada dokunur okulda dokunmaz..