-
İnsan Olmak Adına !
Selamlar. Bir gençlik komite birliğinin hazırladığı organizasyona,siyasal bölümle alakalı gençler arasında makale hazırlamaları söylenmişti.Ve bana ilk yirmi gencin arasına girmeme neden veren fikri mahremiyetimi açıkladığım makalem aşağıdadır.Artık yüz yüze belirli tartışma dakikaları içinde fikirlerimizi sözlerimizle savunmakla yarışmanın birincisi belirlenecek.Bu sitede yayınlamamın sebebi ise,makaleyi okuduğunuzda düşüncenizde parlayacaktır.Tekrar girip takip edemeyebilirim bugün yayınladığımız kaçıncı site bi fikrimiz yok.Ama bir şeyler paylaşmak veya konuyla ilgili olduğunuzu söyleyebiliceğiniz her desteğinize ihtiyacımız olduğunu ekibimiz adına söylemek isterim.İletişim = [email protected] Buyrun (eleştrileri günü geldiğinde değerlendireceğim,şimdiden teşekkür ediyorum.) Bulut Alpman ; Kan Kültürü ve Masumiyet. Toplumsal diyaloglar dünyanın gelişiminde nerede durduğumuza dair büyük önemler taşır.Bir olgunun kendi içinde sürekli empoze haline getirdiği doğru ve yanlışlar,amaçtan uzaklaşmakla beraber,niçin başlandığı adına her veriyi unutturabilir.Dini vacipler insanı yönlendirmek adına doğru kullanıldığı takdirde ortaya teşkilatlanmaların çıktığı bir sistemde,analizleri ve fikirleri net bir biçimde hem anlatabilmek hemde yaşayabilmek oldukça gerekli bir hal alırken.Toplumlar birbirlerine karşı önyargılı temellerle kırdırılma çabası içinde dahada yoğunlaşmaya başladı.Artık kan toplumlara hüküm sürmekle beraber bir yaşam tarzı halinde ilerlemeyi sürdürüyor,öyleki o insan ;Kan ile başlıyor hayata,planlarını kan'a ve bunun getirisine göre endeksliyor.Onunla büyüyor,onunla yaşıyor.Ve ona ihtiyaç duyuyor.Oysa sadece tablonun karamsar tarafını ele almadan başka bir insanı değerlendiricek olursak.Hiç bir kavram kargaşasının onun içinde yeri olamadığını görürüz.Masum ve sade olmakla beraber sadece bu dünyanın belirli sorumluluklarının yerine getirilmesini öngören bir yer,bir otoritenin altında kurallara uygun yaşama biçimi olarak sürülme kaygısı ve bu kaygıyla bütünleşen gelecek korkusunun onun derinliklerinde yer aldığını görürüz.Ve tabi birde cehalet,açıkçası bunun bir insan tipi olarak anlatılması bile bir çok insan tipinden daha cesur bir görüş sahibi olunduğunu gösterir.Sebebi ise insanı daha aşağıya ve daha alçağa itebilen başka bir küfür bu kadar ağır olamaz.Ama bu üzücü değildir,üzücü olan nokta bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak isteyen insan içindir.O insan tipidirki ; bir şey ekmeden onu biçmek istemesi,her zaman yaşamda ona engeller çıkarır ve doğru bir yoldan başarıya ulaşması söz konusu dahi olamaması temennisiyle yaşanmalıdır.Üzücü olan cehaleti kabullenmeyip öğrenime kapalı olan insandır.Çünkü o bildiklerinin ona bütün bir ömür boyunca yeteceğini belli bir düz mantıkta olsada esnek bir düşünceye sahip olduğunu zannederek bu şekildede dünya için bir şeyler yapabiliceğini gereksiz ve mizahi olsada savunur.Tarihte bazı feodal ülkeler nadir bir durumda olsa,dış ticaret,imalat ve ihracatı dahi bir bağlantı noktası olmaktan kaldırmış.Ülkeyi eğitime zoraki bir hale sokucak sistemler kullanmıştır.Ve istenilen toplum temeli oturulana kadar ülkenin en önemli prensipleri sadece eğitim alakalı olmuştur.Dünyamız gün ve gün değişmekle beraber farklı inançların ve zihniyetlerin çoğaldığı bir bahçe haline gelirken,bu bahçenin renkli çiceklerinden faydalanmayı bilmeyen insan tipi sadece düz mantığıyla sabit bir fikre inanıp,ondan başka hiç bir şeye saygı duyulmaması gerektiğini düşünür.Oysa her ülke kendi Milliyetçiliğini yapmakla iyi bir sorumluluk sergiler.Cehaleti ortaya çıkaran manzara ise,bir ırktan,bir inanıştan,veya bir kesimden bahsederken o konunun başına köpek yakıştırması yapılmasıdır.Paradoks'a girmeye gerek görmeden,bütün genellemelerin yanlış olduğu sürekli hatırlanmalı.Bütün bir inanış,bütün bir halk,bütün bir din,bütün bir fikir sapkın olamaz (istisnai olmamak şartıyla).Herhangi bir görüş sahibi olan insanın esnekliğe sahip olması savunduğu görüşün eksiklerini kapatmakla beraber,inanışını ve yaşam tarzını doğru yönde geliştirme faydalarını göz önüne sermektedir.Yanlışı görmeden doğruyu ayırt etmek insanoğlu'nun en zayıf halkalarından biridir.Evet konu dini ve milli değerler olduğunda insanın kendi özgürlüğünün önüne geçilip,başkalarına saygısı olan insanların yaşama biçimi engelleniyor ve bir tahrik veya tehtit kaçınılamaz bir kesinlikte haykırılıyorsa o insana yada topluluğa engeller koyulmalıdır.Fakat sadece sözlerle,davranış biçimleriyle,doğru olduğuna inandığı görüşünü teşvik ederek bir yerlere getirme çabasında ise ona saygı duyulup sadece onun düşüncesinin yanlış olduğunu onunla bu platformun olabileceği yerlerde tartışılabilir,sergilenebilir,veya kendine göre doğru olan fikri sende farklı insanlara teşvik etmek için kullanabilirsin.Aksi taktirde bir fikre küfür ve şiddetle tepkiyi ortaya koymak bir çok reklam kampayasını ortaya koyabiliceği gibi sadece insanın cehaletini ve budalalığını temsil eder.Bu sebeple ; inanışlardan önce olmakla beraber bir insanı,ırkı,inancı,bağlılığı,fikri,zikri,hizmeti yüzünden küfre ve şiddete boğmak sadece toplumumuzun bugünkü olduğu yerde kalmayıp gerilemesine yol açar.Oysa ne gurur verici bir doğrudur ; İnsana her ne olursa olsun saygı duyup onu dinlemek,sorunlarına ortak olmaya çalışıp kendimizi örnek etmek ve bu örnekliği kendi inancımıza çekmek için bir teşvik değilde insan olduğumuz için yapmak.Kan kültürü tam bu noktada benim dediğimden gerisi sadece ayrıntıdır.Şu adam liderdir,ne dese doğrudur gibi,insanı farkında olmadan kulluktan çıkararak insan üstü nitelikler vermek ve onun inancının arkasından giderek herhangi bir eleştriye bile yer verilmemesini sağlamak,kendi fikri dışında bir çok fikri milyonlarca insan o fikrin arkasından yürüse dahi hepsine cahil damgası vurup küfre alet etmek için çabalar.Ve bu Faşizm değil.Sadece Düşünemeyen bir et parçasının ifade edemediği bir dünyada anlayabildiği kadarını anlama isteğidir.Her açıdan olayları inceleyip,geniş ve esnek bir yapıyla,sabit prensiplerimizin üstüne yeni bir duvar örmemiz,muhakkak ki kendi çıkarımıza ve yatırımımıza sebebiyet vericektir.Tepkileri doğru dile getirmek,saygı duymak,insanları ve onların düşüncelerini ayırt etmeden onları anlayabilmek,doğru olduğunu düşündüğümüz bir fikre sadece çok ince çizgilerle teşvik etmek.Savunmakla yükümlü olduğumuz bir çok değeri usüllerine göre güncelleştirerek her açıdan savunabilmeyi öğrenmek.Ve sapkınların önüne engeller koyulduktan sonrası,her yolu mübah kabul etmeyip şans arayanları fark edip onları kazanmaya çalışmak.Toplumumuz için öncelikle kendimizi aşmak,dünyayı her fikrimizin içinde yer aldığını varsaymak bir kenara kabullenmek.Kendimize ve İnsanlığa faydalı olabilmenin eşsiz lezzetini tatmak,hiç bir güzellikten üstün değildir.İşte bu tat bilmenin,inanmanın,insan gibi yaşamanın ve gerçeğin mahsulünden başka bir şey değildir.
Bulut Alpman
Φ Yeni Üyeler
-
Katılım
-
Son Ziyaret