Zıplanacak içerik

hayalbekcisi

Φ Yeni Üyeler
  • Katılım

  • Son Ziyaret

hayalbekcisi tarafından postalanan herşey

  1. Soru : ?Dinler arası Diyalog? tabiri dinen uygun mudur ? ?Allah katında tek din İslam? (Ali İmran:19) değil midir ? El-Cevab : İfade şayet ?Hak dinler arası Diyalog? olsaydı , o zaman buna itiraz mümkün olabilir ve bu ifadenin dinen uygunsuzluğundan bahsedilebilinirdi. Ancak , İslam Fıkhında ?Dinler? denince , 3 şekilde bir tasnif söz konusu olmaktadır : 1-) Hak din ,semavi din (İslam) 2-) Aslı bozulmuş dinler (Hırsitiyanlık , Yahudilik gibi asılları semavi olmakla beraber günümüzda tahrif olmuş dinler) 3-) Batıl dinler (asılları itibariyle de semavi olmayan Budism , Mecusilik gibi dinler) Dolaysıyla ?Dinlerarası Diyalog? tabiri ile ?Allah katında tek din İslamdir? Hakikatı birbiri ile çelişmemektedir. ?Okullar arası yarışma? ifadesi ile nasıl ki okul mensubları arası bir yarış kastediliyor ise , aynen dinlerarası diyalog tabiri ile din müntesibleri arası bir diyalog kast dilmektedir. Hakdin İslam ile diğer dinler arası diyalog , hem Kur?anın hemde Efendimiz (SAV) min bir emri olduğu unutulmamalıdır. Soru : Gazeteciler ve Yazarlar Vakfının ve muhterem Fethullah Gülen Hocaefendinin de zaman zaman kullandığı ?İbrahimi Dinler? kavramını nasıl anlamalıyız ?Bu ifadeye isnaden ?İbrahim (AS)?mın kaç tane dini vardı? şeklinde gelen eleştirilere nasıl bakıyorsunuz? Geçmiş dönemde kullanıldığına şahit olmadığımız ancak günümüzde kullanılan pek çok ifadelerden bir taneside ?İbrahimi Dinler? kavramıdır. Bu kavram ile hem biz Müslümanlar, hemde bu tabiri kabullenen diğer Ehl-i Kitabın ruhanileri , ortak atamız Hz.İbrahim (AS) mın Hanif Dini şemsiye altında birbirimizi daha iyi tanıma , yakından görüşme ve karşılıklı konuşma çerçevesi anlaşılmaldır. Diyalog Hizmetleri dışında olan ve bu hizmetlerin içeriğini fazla bilmeyen Müslüman kardeşlerimizin , zahiri anlamına takılıp:?Hz.İbrahim(AS) ?mın kaç tane dini var ?? şeklinde eleştirmeleri ve bu ifadeyi kullanan mümin kardeşlerininin niyetlerini sorgularcasına onları Küfür ile itham etmeleri bir değr kesb etmez. Çünkü ?İbrahimin (AS) ?mın Dini? tabiri muhterem Fethullah Gülen Hocaefendinin şahsi bir beyanı değil, Kur?anı Kerimin ifadesidir ve tam 9 yerde geçmektedir : 1-) (Ya Muhammed(SAV) De ki:?Şüphesiz Rabbim beni doğru bir yola, dosdoğru bir dine, Hakk?a yönelen İbrahim?in dinine iletti. O, Allah?a ortak koşanlardan değildi.? (En?am, 161) 2-) Kendini bilmeyenden başka İbrahim?in dininden kim yüz çevirir? (Bakara:130) 3-) De ki: ?Allah doğru söylemiştir. Öyle ise hakka yönelen İbrahim?in dinine uyun. O, Allah?a ortak koşanlardan değildi.? (Ali İmran,95 ) 4-) Kimin dini, iyilik yaparak kendini Allah?a teslim eden ve hakka yönelen İbrahim?in dinine tabi olan kimsenin dininden daha güzeldir? Allah İbrahim?i dost edindi. (Nisa,125) 5-) Allah uğrunda hakkıyla cihad edin. O sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim?in dinine uyun. Allah sizi hem daha önce hem de bu Kur?an?da müslüman diye isimlendirdik (Hac,78) 6-) (Yahudiler) ?Yahudi olun' ve (Hıristiyanlar da) 'Hıristiyan olun ki doğru yolu bulasınız? dediler. (Ya Muhammed (SAV)) De ki: ?Hayır, hakka yönelen İbrahim?in dinine uyarız. O, Allah?a ortak koşanlardan değildi.? (Bakara:135) 7-) Sonra da sana (Ya Muhammed (SAV)) , ?Hakka yönelen İbrahim?in dinine uy. O, Allah?a ortak koşanlardan değildi? diye vahyettik. (Nahl,123) 8-) (Hz.Yusuf (AS)) : ?Atalarım İbrahim, İshak ve Yakub?un dinine uydum? (Yusuf:38) 9-) Bu dini İbrahim, kendi oğullarına vasiyyet etti, Yakub da öyle yaptı: 'Ey oğullarım! Muhakkak ki, bu dini size Allah seçti, başka dinlerden uzak durun, yalnızca müslüman olarak can verin! ' dedi.Yoksa siz de olaya şahit mi oldunuz; Yakub'a ölüm hali gelip çattığı zaman, oğullarına; 'Benden sonra neye ibadet edeceksiniz? ' dediği zaman, oğulları; 'Senin Allah'ına ve ataların İbrahim, İsmail ve İshak'ın Allah'ına, tek olan o Allah'a ibadet edeceğiz. Biz ancak O'na boyun eğen müslümanlarız.' dediler. (Bakara: 132-133) Tahlil: Kur?anı Kerim, Peygamberimiz (SAV) ?in Hz.İbrahim?in (AS) dinine tabi olduğunu ve Ehl-i Kitaba karşı matbuiyyetini bu şekilde izah etmesini emrediyor! Kur?anı Kerimin, Hz.İbrahim (AS) ?in dininden bahsetmesi, tüm Tefsirlerde ?Tevhid İnancına? vurgu yapıldığını göstermektedir. Bu konuda icma olmakla beraber, örneğin bir Hz.Adem?in (AS) dini, bir Hz.Nuh?un (AS) dini, bir Hz.Süleyman?ın (AS) dini denmiş olsaydı biz yine tevhid esaslı Dini anlamış olacaktık, lakin Kur?an ısrarla Peygamberimiz (SAV) ?e, Hz.İbrahim (AS) mın dinine tabi olduğunu vurgulatıyor! Diğer peygamberlerin dinleri tevhid esaslı değillermiydi? Evet, hepsi tevhid esaslı Hak Dinlerdi. Efendimiz (SAV) bir Hadis-i Şeriflerinde buyurduğu üzere : ?Peyamberler anneleri ayrı, babaları bir kardeştirler, dinleri de birdir.?(1) Madem , Hz.Adem?den (AS) Peygamber Efendimiz ?e (SAV) kadar ki tüm Peygamberlerin dinleri birdir , ve Tevhid esaslıdır , o halde hangi hikmete binaen Hz.İbrahim (AS) ?mın dinine bir vurgu yapılmıştır ? Hz.İbrahim (AS) mın oğularından, Hz.İsmail (AS) ?ın soyundan Peygamberimiz (SAV) gelirken, diğer oğlu Hz.İshak?ın (AS) soyunden Hz.Yakub (AS) (İsrailoğulları denmiştir) , Hz.Yusuf (AS) , Hz.Yuşa (AS) ,Hz.Harun (AS) , Hz.Musa(AS) ve Hz.İsa (AS) gelmişlerdir! Yani, tüm bu peygamberlerin soyları Hz.İbrahim ?de (AS) birleşiyor ve bunu Hz.Yusuf (AS) ifade ederken: ?Atalarım İbrahim, İshak ve Yakub?un dinine uydum? (Yusuf:38) diyor. Yine :? (Yahudiler) ?Yahudi olun' ve (Hıristiyanlar da) 'Hıristiyan olun ki doğru yolu bulasınız? dediklerinde. Allah Peygamberimiz (SAV) ? e şöyle demesini öğütlüyor: ?De ki: ?Hayır, hakka yönelen İbrahim?in dinine uyarız. O, Allah?a ortak koşanlardan değildi.? (Bakara:135) . Peki neden Hz.Adem (AS) ?ın dinine değilde Hz.İbrahim (AS) mın dinine? Halbuki tüm peygamberlere gelen Din, Tevhid esaslı bir inanç olduğuna göre, burda Peygamberimizin (SAV) hem kendisinin Hz.İbrahim (AS) mın dinine tabi olduğunu Kur?anın deklare etmesi, hemde Hıristiyan ve Yahudileri ?Hz.İbrahim?in dinine uymaya? davet etmiş olması, bize aslı Hz.İbrahim (AS) ma dayanan, ancak şuan tahrif olmuş Hırsitiyanlık ve yahudilik Dinlerine nazik birer davet olduğunu veciz bir şekilde işaret ediyor! Bugün ?İbrahimi Dinler? ekseninde yapılan Diyalog Hizmetlerinin, aslında İslami camianın Ehl-i Kitab camiaya aynı Efendimiz (SAV) ? min dediği gibi: ?Gelin, Hz.İbrahim ?in (AS) dini ekseninde Diyalog kuralım? demekten başka bir anlam ifade etmez! Çünkü, hem Hz.Musa (AS) ma inen Yahudilik dini (o dönemin İslam dini) hem Hz.İsa (AS) ?ma inen Hıristiyanlık dini (o dönemin İslam dini) hemde Efendimiz ?e (SAV) inen son İslam dini (2) bu noktadan Hz.İbrahim (AS) ma inen Dinin devamı ve sonuncusudır! Dolaysıyla, ?İbrahimi dinler? kavramından şayet birileri rahatsızlık duyacaksa, o da bırakın başkaları duysun, çünkü ?İbrahimi dinler?, aslı Hz.İbrahim?e dayanan, Allah?a oğulluk isnadını kabullenmeyen, Tevhid esaslı dinler manzumesidir ve bunun sonuncusu Efendimiz (SAV) ?e inen İslam dinidir! Netice olarak, bugün kullanılan ?İbrahimi dinler? kavramından kasıt, Hz.İsa (AS) ma inen, Hz.Musa (AS) ma inen ve Efendimiz (SAV) ma inen dinlerdir. Bunların hepsi Hak dinlerdir! Ancak, tabiki bu husus günümüz Hrsitiyan ve yahudileri için geçerli değildir. Asıllarının Hz.İbrahim (AS) ma dayanmış olması, onları tekrar asılları ekseninde İslam ile müşerref olma noktasına gelinmesi Niyeti ile ortaya atılan ?İbrahimi Dinler? kavramından kalkıp: ?Hz.İbrahim (AS) mın kaç tane dini var? ? sorusu samimi bir soru olmaktan öte, bir niyet sorgulamasından öteye geçmemektedir! Evet, De ki: ?Allah?a, bize indirilene (Kur?an?a) İbrahim?e, İsmail?e, İshak?a, Yakub?a ve Yakuboğullarına indirilene, Mûsâ?ya, İsa?ya ve peygamberlere Rablerinden verilene inandık. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz. Biz ona teslim olanlarız.? (Ali İmran,84) İşte ?İbrahimi Dinler? eksenine giren Peygamberleri Kur?an kendi naklediyor! Hz.İbrahim (AS) mın soyundan gelen bütün peygamberler, Hz.İbrahim (AS) mın Tevhid esaslı dininden mütevellid peygamberlerdir. İfade edilmek istenen mana budur! Buna bilerek karşı çıkan bir insan, -hafizanallah - Kur?anın yaklaşımına karşı çıkmış olur! Teşbihte hata olmaz fehvasınca , konuyu bir örnekle daha süslemek istiyorum : İsmi İbrahim olan bir baba düşünelim ve bu kişinin üç tane oğlu olsa ; İsa , Musa ve Muhammed. Dışarıdan bir başkası deseki :? bu çocukların babaları kimdir?? . öocukları tanıyan bir başkasıda deseki :? Musa?nın , İsanın ve Muhammedin babaları İbrahimdir? , şimdi burada geçen ?Babaları? çoğuleki bu çocukların birden fazla babaları olduğu anlamı taşımaz ! Hülasa , 1-) Hıristiyanlığın aslı ( o günkü İslamiyet ) Hz.İbrahim (AS) mın dini üzerinemidir ? EVET ! 2-) Yahudiliğin aslı ( o günkü İslamiyet ) Hz.İbrahim (AS) mın dini üzerinemidir ? EVET ! 3-) İslamiyet Hz.İbrahim (AS) mın dini üzerinemidir ? EVET ! Demekki , asılları itibari ile , her üç dinde , İbrahimi dinler olmaktadır ! İslami tarafın bu ifade altında toplanması , Allah?ın sıfatlarında yanılan günümüz Hıristiyanlık ve Yahudiliğin aslına rucu etmesine vesile olmaktır. Bundada dinen bırakın bir sakınca olmasını , bizzat Kur?anın bir stratejisidir. (1) Buhari, Enbiya 44; Müslim, Fezail 145, (2366); Ebu Davud, Sünnet 14, (4675) (2) Elmalı Hamdi Yazır, Bakara:62, Tefsirine bakınız Yahudileri ve Hıristiyanları kınayan ve azarlayan âyetler günümüze bakmıyormu ? Pazartesi, 31 Ekim 2005 SORU : Fethullah Gülen Hocaefendi bir yazısında ; "Yahudileri ve Hıristiyanları kınayan ve azarlayan âyetler ya Hazret-i Muhammed (A.S.M) döneminde yaşayan ya da kendi peygamberlerleri döneminde yaşayan bazı Yahudi ve Hıristiyanlar hakkındadır.? ( M.Fethullah Gülen - Küresel Barışa Doğru, s.45)Bu nasıl mümkündür ? Kur'an-ı Kerim Kıyamete kadar geçerli değilmidir ? El-CEVAB : Kur'an-ı Kerimin ihtiva ettiği mesajlar ve hükümler , elbette kıyamete kadar geçerlidir bunun aksini kimse iddia etmiyor , edemez ! Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendinin burda kast ettiği mana tarihsellikten çok , Ahirzaman ile ilgili bir yaklaşımdır ! Şöyle ki ; Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerine göre Ahirzaman bir nevi Fetret Dönemi yaşamaktadır : "Çünki âhir zamanda mâdem fetret derecesinde din ve dîn-i Muhammedi'ye Aleyhissalâtü Vesselama bir lâkaydlık perdesi gelmiş ve madem âhir zamanda Hazret-i İsa'nın (A.S.) dîn-i hakikîsi hükmedecek, İslâmiyetle omuz omuza gelecek." diyerek Ahirzamanın bir Fetret Dönemi olduğuna hükmetmiştir ! Aynı eserinin devamında , 15 yaşın altında (baliğ olmayan) kafirler hangi dinde olursa olsun şehid olduklarına , 15 yaşın üstünde ( baliğ olanların) hassaten masum ve mazlum olanlarının inşallah cehennemden kurtulacaklarından bahsetmiştir. (1) Bu mevzuda, Üstad Hazretleri yalnız da değildir ; M. Hamidullah Hoca, Allame Muhammed Ebu Zehre.. gibi Alimler de günümüzü bir fetret dönemi olarak değerlendirmektedirler. Bu hususu teyit eden Efendimiz (SAV) 'm bir Hadis-i Şerifinde şöyle demektedir : "Benden sonra ümmetim içinde fetret devri olacak. O devirde herkes helali aramadan mal talebinde bulunacak, kanlar akıtılacak ve şiir Kur'an'a bedel tutulacak." (2) İtikat İmamlarımızdan İmam-ı Maturidi ve İmam-ı Eşariye göre bilittifak , Fetret Döneminde bir kişi sadece Allah'a inanıyorsa inşallah ehl-i necattır kurtulacaktır ! Hata İmam-ı Eşariye göre , ?Biz peygamber göndermedikten sonra azap edicilerden değiliz.? (İsrâ, 17/15) Ayetinden çıkardığı hükme göre , azaba müstahak olmanın, seviyeli tebliğin müteakipinde olacağı hususunu ölçü alır ve kafir bile olsa , puta tapmamak ve Allah'a isyan etmemek koşulu ile bir insanın inşallah ehl-i necat olacağına hükmetmiştir ! Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi , Kur'an-ı Kerimde ehl-i Kitab'ı Azarlayan Ayetlerin bugünü kapsayıp kapsamadığının kesin olmadığını beyan ederken , Allahu Alem , işte bu sırra binaen yani Ahirzaman'ın bir Fetret Dönemi olmasını kast ederek söylemiştir. Asrımızda yanlış tanıtılan dinimiz , sanki , kendi mensublarını dilenciliğe , fakirliğe , cehalete , sefalete mahkum eden , kadına değer vermeyen , diğer dinlere mensub insanlara hayat hakkı tanımayan , terörü destekleyen , barbar bir inanç sistemi gibi gösterilmiştir .Bunda özellikle İslam karşıtı Dünya medyasının büyük rolü vardır ! Diğer yandan aslında biz müslümanların da bukonuda büyük suçu ve vebali vardır ! Çünkü , İslamı seviyeli temsil etme ve Dünyaya hakkıyla tanıtma noktasında istenen adımlar atabilmiş değiliz ! Yazımızda İslam dini dışında , başka bir Hak Dini kabulleniyormuşuz ve onlarıda tümüyle ehl-i necattır telakki ediyormuşuz gibi bir intiba anlaşılmasın ! "Şüphesiz Allah katında din İslam?dır"(Ali İmran;19) fehvasınca , Hakdin İslamdır ! Günümüzünde Fetret Dönemi olduğu Hakikatı da göz ardı edilmemelidir. Hakiki Tebliğe muhatab olmuş kişiler/milletler Fetret kapsamından çıkmış olacaklardır. Şu an , bize göre olmasada , diğer insanlar nazarında zahiren "Sönük" ve " lakayd" bir yıldız hükmünde olan İslam Dinimizin , inşallah aslına rucu edeceği günler yakındır ! --------------------------------------------------------------------------------------------- (1) Kastamanı Lahikası , Say.79 (2) Deylemi; Geleceğin Tarihi 1, s.50 SORU: M. Fethullah Gülen Hocaefendi, Küresel Barışa Doğru adlı eseri Sh.131'de, şu cümleleri sarfetmektedir: 'Herkes kelime-i tevhidi esas alarak çevresine bakışını yeniden gözden geçirmeli ve islah etmelidir. Hatta Kelime-i Tevhidin ikinci bölümüne, yani 'Muhammed Allah'ın Resulüdür' kısmını söylemeksizin ikrar eden kimselere de merhamet nazarıyla bakılmalıdır...' Burada merhamet nazarı ile bakmak, Ehl-i Sünnet anlayışını zorluyor. Ne dersiniz? El-CEVAP: Dikkat edilirse, muhterem Hocaefendi 'merhamet' nazarı ile bakılmalıdır, diyor ama ehl-i necattır (kurtulan zümredendir) demiyor. Neden merhamet nazarı ile bakılmaldır derseniz, onun cevabınıda Muhterem Hocaefendi Fasıldan Fasıla -3 isimli eserinde 'Bir demet Sosyal Mesele' bahsinde dile getirmektedir: 'Hz. İsa (a.s) ?nın Resûlullah olduğunu kabul etme, Efendimiz (s.a.s) ?in de peygamberliğini kabul yolunu açacaktır. Evet, Hz. İsa (a.s) böyle kabul edildiği an, Efendimiz?in peygamberliği kabulü adına da bir adım atılmış olacak.. ve -inşâallah- şimdiye kadar onların ifadeleri ile 'ümmîlerin peygamberi' denilip hafife alınan Efendimiz?in, 'Rasûlullah' olduğu inancı da pekişmiş olacaktır' İŞTE TEBLİĞ STARTEJİSİ, bize Dialog konusunda ki muhterem Hocaefendinin niyetini bariz bir şekilde ortaya koymaktadır. 'Allah birdir' diyenler, Hz.Muhammedin(SAV) peygamberliğini şimdilik kabul etmeseler bile, Hz.İsa (AS) 'nın Allahın oğlu değil, Allahın bir Resulu olduğunu kabul etmiş olacaklardan (teslis inancından vazgeçmiş olacaklarında dolayı) , buna bir geçiş dönemi nazarı noktasında merhametle bakılmalı. Niye? Çünkü, umuyoruzki, bu vesile ile Efendimiz (SAV) 'i kabul etmeleri daha kolay olur! Diğer yandan , Allah'ın isimlerinden olan "Rahman" İsm-i Celilesi , Dünyadaki Kafirlere "Merhamet" sureti ile bakması açısından Cay-ı dikkattir. Yani , Allah (C.C.) , kendisine iman etmeyen hatta inkar eden kuluna bile , dünyada Rızkını vermekte ve Hayat Hakkı tanımaktadır. Yani, muhterem Hocaefendinin birtakım husulardaki cümlelerinin cevapları yine kendi eserlerinde verildiğinden, oraya bakmalı ve bir mümin olarak hemen su-i zanna kapılmamalıyız. Konuyu Hocaefendinin, 'Muhammederresulullah 'ın önemi ile ilgili diğer yazıları ile noktalıyalım: ?La ilahe illallah? diyenler ?Muhammedun Resûlullah? da demeli. Artık bugün eşya ve hâdiseleri didik didik eden pek çok kimse mutlak hakikat olan Allah?a ulaşma yolunda, buna karşılık pozitivizm ve rasyonalizmin getirmiş olduğu ?inkâr-ı ulûhiyet? anlayışı da yavaş yavaş yıkılıyor. Batı âlemindeki ferdi hâdiselerle başlayan, yani James Jean, Eddington, Einstein gibi kimselerin dine yönelişi, şimdilerde kitlevî hüviyet kazanmak üzere.. Fakat ben ne kadar arzu ederdim, ?La ilahe illallah? diyen bu insanlar, ?Muhammedun Resûlullah? desin ve tam kurtuluşa ersin! Meselâ, Jean deli gibi âşık bir insan. Ama Muhammedî vapura binememiş. Eddington, astro-fizikçi. James Jean Pakistanlı bir dostundan ?Allah?tan hakkıyla korkan âlim kullardır.? ayetini duyunca ?Bu başka değil, bu bir Allah kelâmı...? itirafında bulunur; bulunur ama bu Hz. Peygamber?i de ikrar anlamına gelir mi? Bunu bilemeyeceğim; ama Einstein bu kâinâtı, içinde işleyen müthiş nizam ve ahengi görüp de Allah?ı kabul etmemeyi aptallık sayar. Fakat o da Hz. Muhammed (sas) ?in kaptanlığını yaptığı gemiye binemeyenlerden biri. (Fasıldan Fasıla, 2/255-56) Günah ve hataların ötesinde Cenâbı Hakk?ın rahmeti var, O dilerse çok küçük şeylerden dolayı da affeder. Hem Üstad?ın, hem İmam Gazalî?nin ve hem de Muhasibî?nin dediği gibi hayattayken insan korkuyla tir tir titremeli; ama çaresiz kaldığı ölüm anında ümide ve recaya sarılmalı ve ?Ya Rab, benim hiç sermayem yok; sadece ?Lâ ilâhe illallah, Muhammedun Rasûlullah?la Sana geliyorum.? demeli. Sekerât-ı mevtte recaya sığınmalı ve ?Artık elimden bir şey gelmez; fakat Senin rahmetin melceimdir (sığınılacak yerdir) , rahmeten lilâlemîn olan Habîbin de şefaatçim.? duygusunda olmalı. Ne var ki, o zorlu dakikalarda bu hali yakalayabilmek her şeyi yerli yerine koymaya ve temiz olup temiz kalmaya bağlıdır. (Kırık Testi, s.111) Hz. İsa?nın (as) materyalist bir topluma uyguladığı ıslah hareketiyle kendisinden sonra gelecek olan ve müjdesini de bizzat kendisinin verdiği ?İnsanlığın İftihar Tablosu?na giden yolları da açmıştır. Ancak daha sonraki müntesipleri, Yahudi ifratına karşı tefrite düşerek, bütün bütün fiziği de maddeyi de inkar etmişlerdi. Fetih Suresi?nin en sonunda yer alan uzunca âyet, bu mevzuya ışık tutmaktadır. Ayet, ?Muhammedün Rasulullah? diye başlamaktadır. Ayetin başındaki bu ifade ile Efendimiz?in (sas) risaleti vurgulanmış ve değişik yerlerde geniş olarak bu hakikat ifade edildiği için de, icmâlen geçilmiştir. Bu ayette, daha ziyade Kur?an, Efendimiz?in (sas) etrafındaki insanlara dikkat çekmekte ve değişik evsaf ve kategoriler halinde, birbirinden farklı maddeye ve manaya bakan yanları ile onları nazara vermektedir. (Prizma, 3/120-21) İslâm dininde, inanç ve amel adına mükelleflere teklif edilen hususlar ?usûl? ve ?fürû? diye iki ayrı bölümde mütalâa edilir. Bunlardan hayatî ehemmiyet arz eden esaslar, usûl kategorisine giren hususlardır. Diğerleri bu usûl üzerine bina edilir. Buna göre ?Lâ ilâhe illallah; Muhammedün Resûlullah? başta olmak üzere, sair iman esasları akidede usûldür. İman esasları, muhakkikîn yaklaşımı ile dört asla irca edilebilir ki, bunlar; Allah?a, âhirete, peygamberlere iman; bir de ubudiyet veya adalettir. Namaz, oruç, hac, zekât veya diğer ibadetler, bu asıllar üzerine bina edilen ve asla göre fürûât sayılan amellerdir. Ancak fürûât demek, ?olmasa da olur? gibi bir mefhumu akla getirmemelidir. Bunların fürûât olması, asıl ile olan münasebet ve mukayeseleri neticesi ve tamamen yukarıdaki taksim ve tasnif itibarıyladır. Yoksa ibadetsiz imanın tam olmayacağı izahtan varestedir. (Prizma, 2/162) SORU (1) 'Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz Allah, zalim kavmi doğru yola iletmez.'(Maide,51) Ayeti Kerimesi acaba bütün Hristiyan ve Yahudilerimi kast etmektedir? Yoksa, zulüm eden, müslümanları ezmek isteyen Ehl-i Kitabı mı? Bakınız Elmalı hamdi Yazır Tefsiri bu Ayeti kerime için ne diyor: 'Özetle onları dost olur sanıp da yakın dostlarınız gibi sıkı fıkı beraberliklere dalmayınız, tuzaklarına düşmeyiniz, isteklerine iştirak etmeyiniz. Görülüyor ki 'Yahudiler ve hıristiyanlara dostlar olmayınız' buyurulmamış, 'Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyiniz' buyurulmuştur. Çünkü 'Allah sizi, din hakkında sizinle savaşmayan ve sizi yurtlarınızdan çıkarmayan kimselere iyilik etmekten, onlara adaletli davranmaktan men etmez.' (Mümtehine, 60/ buyurulmuştur. Şu halde müminler yahudi ve hıristiyanlara iyilik etmekten,dostluk yapmaktan, onlara âmir olmaktan yasaklanmış ve men edilmiş değil, onları dost edinmekten, yardaklık etmekten yasaklanmışlardır.' Şayet, sizin dediğiniz anlam çıksa idi, yani her hrsitiyan ve her yahudi ile düşman olunması gerekse idi, o zaman, Kuranı Kerim neden Ehl-i Kitabtan kız alınmasına cevaz vermiş olurdu? (Maide,5) ve onların yemeklerinin yenmesini helal atfederdi? (Maide,5) . Sizin mantığınıza göre, ehl-i Kitab ile dost olmayın ama kızların alın mantığı ortaya çıkarki, bu mantık ile -yüzbin defa haşa- sanki Kuranı Kerim birbiri ile çelişiyor mantığı çıkarki, aslen çelişen Bu Ayetleri bir bütün olarak değerlendirmeyen DİALOG KARŞITLARIDIR! Daha fazlası için www.gençadam.net i takip ederek yapılan karalama kampanyasına kitap ve sünnet perspektifinden v-cevapları bulabilirsiniz.

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.