karçiçeği_m tarafından postalanan herşey
-
Sibelce
Elimde olsa yaralı yüreğimi onurlu avuçlarına koymaz mıydım gözlerimde biriken acı çığlıklarımı gözlerinin derinliklerinde boğmaz mıydım elvan elvan kanayan yaralarımı sevginin merhemiyle sağaltmaz mıydım ben biterken ben yiterken seni içimde çoğaltmaz mıydım nefesimi nefesine, yüreğimi yüreğine katmazmıydım sır gibi sakladığım acılarımı sana anlatmaz mıydım ah bu tımarhane kaçkını gözlerimi kanatmaz mıydım a be çocuğum kelebeğim börtü böceğim sana tapmaz mıydım o çocuk ellerinden sıkı sıkı tutup hayatı yeniden yaratmaz mıydım umutsuzluğu karartmaz mıydım mutsuzluğu ağlatmaz mıydım içimdeki yaşlı ve yorgun ağacı söküp atmaz mıydım kirpiklerine rengarenk kelebekler kondurup saçlarına papatyalar asmaz mıydım bu veremli yüreğime keskin bir hançer basmaz mıydım ateşböceğim uğurböceğim ipekböceğim börtü böceğim kelebekler mevsimliktir ömürleri kısadır çocuğum çocukluğum bir ömürlük kelebeğim benim ah ben seni yana yakıla ömür boyu bağrıma basmaz mıydım basmaz mıydım Bin yanlışla açılan yaralarım hangi doğruda sağalır göçebe kuşlarımın yaralı kanatları hangi seste nefeste onarılır yeniyetme yediveren çocuk göğüslerine bu yıkık ve yitik ömrüm nasıl sığınır bir kalem aşkı geç, hayatı da geç ah geç, geç, geç, her şeye geç kalmış bir geçmişim hesaplı kitaplı aşkları ve hayatları silip geçmişim teyellenen aşkları düşleri ilişkileri ezip geçmişim paylaşılmanın hep paylaşılmamışlık olduğunu bilip geçmişim aşkın bir kibrit çöpü uzunluğunda alev olduğunu görüp geçmişim aşk yok artık, hayat yok, çünkü insan yok insan artık insanı da körelterek kirletti insanlar artık ördükleri duvarlara sarılıyorlar dikenli tellere maskelere aşılmaz duvarlara sarılıyorlar yalnızlıklarını ve mutsuzluklarını gizleyerek umarsızca sanal sevgilere sarılıyorlar yalanlara sevdalandıklarını kendileri de biliyorlar ne kadar gizleseler de mutsuzluklarını kahrolarak biliyorlar umarsızca oyunlarla oyalanarak her gün ölüyorlar gülüşler gülüş, ağlayışlar ağlayış mıdır artık yürekler yürek, sevdalar sevda mıdır hangi çocuk bu maskeli baloya doğmak ister ki aşklar, hayatlar, her şey düzmece düzülmece çocuğum kelebeğim börtü böceğim elvan elvan açan körpe çiçeğim bağışla bağışla neremde ah neremde saklayayım seni seni yalana bulaştırmak yalana alıştırmak yalana yakıştırmak bana yakışır mı çocuğum gülün kokusu yok, hiçbir şeyin... oysa ben senin kokunu sevdim ah ben seni ne çok sevdim unut gitsin... unut bitsin...
-
Sibelce
KELEBEKLERI ITMEYIN Adam fisildadi : " Tanrim konus benimle. " Ve bir kus civildadi agacta. Ama adam duymadi. Sonra adam bagirdi : " Tanrim konus benimle ! " Ve gökyüzünde bir simsek cakti. Ama adam dinlemedi onu. Adam etrafina bakindi ve " Tanrim seni görmeme izin ver " dedi. Ve bir yildiz parildadi gökyüzünde. Ama adam farkina varmadi. Ve adam bagirdi, " Tanrim bana bir mucize göster ! " Ve bir bebek dogdu bir yerlerde. Ama adam bunu bilemedi. Sonra adam caresizlik icinde sizlandi, " Dokun bana Tanrim ve burada oldugunu anlamami sagla ! " Bunun üzerine Tanri asagi dogru süzüldü Ve adama dokundu. Ama adam kelebegi elinin tersiyle uzaklastirdi.... Ve yürüyüp gitti.
-
ŞŞŞŞŞŞ BAK Bİİİİ
karçiçeği_m şurada cevap verdi: made in turkey! başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımmadeciğim bu şiir sana gelsin ciğerim..... Ne mahpushane yıkar beni, Ne de ölüm düşleri... Kahpeymiş insanlar, Bozukmuş düzen, Ne yazar..? Yaşama sevinci var yüreğimde, Sevgi var.. Sevda var.. Kısacası dostlar... Ruhumda... Tüketemediğim aşk var..! Nazife Abaylı
-
BEN Mİ GELMİŞİM NE!
karçiçeği_m şurada cevap verdi: külan başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımhoş geldin arkadaşım......
-
ben berberconan
karçiçeği_m şurada cevap verdi: berberconan başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımAramıza hoşgeldin arkadaşım... iyi paylaşımlar....
-
APOKALİPTO... (Ölen bir kültürde bile bir yaşam umudu olduğunu gösteriyor. Her sona eriş aynı zamanda yeni bir başlangıçtır...)
Evet nihayet izledim.Gerçektende son günlerde izlediğim müthiş keyif aldığım soluğumu tutarak izlediğim enfes bir filmdi Apokalipto......patlamış mısırımı bile yiyemedim sahneleri kaçırmamak için Cennetten cehenneme yolculuğa çıkıyorsunuz sanki ... ilk başından sonuna kadar heyecan dolu sürükleyici bazen mide bulandırıcı(ki bu yorumu yapan haklıymış mayaların tanrıya kurban ettiği insanların kalplerinin ve kellelerinin koparılışı *********ti)ve sonuç olarakta Sevgili Dipnotun dediği gibi Mel Gibsonun şahaserler yarattığı bir film olmuş(yönetmenliğiyle tabiki )Hazreti İsanın Çilesi filmini görenlere şunu diyebilirim Apokalipto ordaki işkence sahnelerine on basar....kaldırabilen kaçırmasın derim...
-
APOKALİPTO... (Ölen bir kültürde bile bir yaşam umudu olduğunu gösteriyor. Her sona eriş aynı zamanda yeni bir başlangıçtır...)
Mideniz sağlamsa bi filmi izeyin diye bi yorum okmuştum ve gidip gitmemekte kararsızdım ..Sevgili Dipnotun yorumundan sonra bugün filme gitmeye karar verdim...bakalım gerçektende güzelmiymiş... sevgiler
-
EN SON İZLEDİĞİNİZ SİNEMA FİLMİ
MUTLULUK Konusu: Film, küçük bir köyde yaşayan henüz 17 yaşındaki Meryem'in perişan ve baygın halde, bir göl kenarında bulunmasıyla başlar. Ailesi kızlarının bir namussuzluk yaptığını düşünerek töre gereği öldürülmesine karar verir. Öldürme görevi ise yakın akrabası Cemal'e verilir. Çıktıkları ölüm yolculuğunda, Meryem ve Cemal'in yolları, yaşadığı derin kimlik bunalımının da etkisiyle İstanbul'daki hayatını geride bırakıp yelkenli teknesiyle denize açılmış olan Profesör İrfan Kurudal'la kesişir. Bu karşılaşma üçünün de kaderlerini değiştirecek ve mutluluğa doğru bir yolculuğun başlangıcı olacaktır. ....................... filmin ilk yarısı biraz sıkıcıydı ama ikinci yarıdan itibaren biraz toparlandı film.öyle çok güzel bulmadım ben ama yinede izlenebilir.....
-
Sibelce
Aşk / Tek Hece Var mı beni içinizde tanıyan? Yaşanmadan çözülmeyen sır benim! Kalmasa da şöhretimi duymayan, Kimliğimi tarif etmek zor benim. Kimsesizim hısmım da yok hasmım da... Görünmezim cismim de yok resmim de.. Dil üzmezim tek hece var ismimde, Barınağım gönül denen yer benim. Bülbül benim lisanımla ötüştü, Bir gül için can evinden tutuştu, Yüreğine toroslardan çığ düştü, Yangınımı söndürmedi kar benim. Niceler sultandı, kraldı, şahtı; Benimle değişti talihi bahtı; Yerle bir eyledim tâc ile tahtı; Akıl almaz hünerlerim var benim. Kamil iken cahil ettim alimi, Vahşi iken yahşi ettim zalimi, Yavuz iken zebun ettim Selim’i, Her oyunu bozan gizli zor benim. İlahimle Mevlana'yı döndürdüm, Yunusumla öfkeleri dindirdim, Günahımla çok ocaklar söndürdüm, Mevla’danım; hayır benim, şer benim. Sebep bazı Leyla, bazı Şirin'di; Hatrım için yüce dağlar delindi; Bilek gücüm Ferhat ile bilindi; Kuvvet benim, kudret benim, şer benim, Yeryüzünde ben ürettim veremi; Lokman hekim bulamadı çaremi; Aslı için kül eyledim Keremi; İbrahimin atıldığı kor benim. Benim adım AŞK! Cemal Safi
-
ŞŞŞŞŞŞ BAK Bİİİİ
karçiçeği_m şurada cevap verdi: made in turkey! başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımbazen şeytan diyorki git yanaş şuna anlat içinden geçenleri........ nassın canem meydünüm...özledim seni
-
Bir Türlü Yaşıyorum Seni.........
Mektup yazdım sana. Veda anlatan satırlarım, bana gülümseyişini hatırlatarak yok oldu kalemimde. Burası karanlık, ruhum gibi... “Nasılsın ?” diye soranlara “eksik” diye cevap veriyorum bu aralar. Kızıl bir mehtap yükseliyor her akşam sahilin üzerinden. Hafif bir rüzgar selam getiriyor sanki senden bana. Bana selam söylüyor musun? Hayallerim vardı, başarılarım vardı, çöpe atıldı hepsi, sanki önemsiz bir kağıt parçasında yazılmış , okunmamış hikaye gibi. Başaramadıklarım suçum oldu. Mahkum edildim. Şimdi geçmişe küfrederek yaşıyorum. Aşkı özlüyorum. Sayfalar yazmak istiyorum sana karşı düşen gözlerimin yalnızlığını anlatarak. Senle var olmak, senle bitmek istiyorum. Sana her akşam mektuplarımda vasiyetimi yazıyorum. Nefes alışının sesini özlüyorum... Kumsallar boş, ufukta seni arayan gözlerim, bir mehtabı seyreden serseriyim. Ben ölmeden önce, son kez hatırla beni bugün. Ben çok hata yaptım sevgilim, ama bil ki seni sevmek yaptığım hataların en güzeliydi. Hayat, bu satırlarla seni anlatabilmekti benim için. Ben seni hiç unutmuyorum sevgilim. Şimdilik gidiyorum, gözlerinden çekiyorum satırlarımı. Kendine emanet ol sevgilim... Seni seviyorum
-
Sibelce
DöNSeNDe TaNıMaZ YüReĞiM YüReĞiNi Sözlerim kesildi aniden,konuşamaz,yazamaz oldum… Oysa vardı söyleyeceklerim sana dair… Ama bulamadım hangi kelime anlatır beni sana? Bulmak isterdim,bulup söylemek.. Belki…anlardın beni. Sanki her söz eksik biraz seni anlatmaya,şaşırdım,nasıl olur da konuşamaz insan bu kadar anlatacak şeyi varken… Uzun zaman oldu karalayamadım iki satır.oysa anlatmak isterdim seni kıta kıta…olsun isterdim,olmadı… Oldurmak isterdim, Belki…o zaman anlardın beni. Sen gittin aşk bana kaldı,aşk yakışanda kalırmış. Ardından siyah geceler kol gezdi yüreğimde, Ben sol yanımı öldürdüm de Siyah'a büründüm.Kimse girmesin diye yüreğime,aşka küstüm. Yazamıyordum demiştim ya işte yazdım…acaba hiç yazmasamıydım? Ben seni aşk sanmıştım,yanılmışım…öyle olsan yanımda kalırdın. Şimdi, seni sevdiğimi unut, Vazgectim seni sevmekten Dönsen de tanımaz yüreğim yüreğini,en iyisi unutmalı bu yalan olmuş ikiliyi
-
DÜNYANIN EN GÜZEL ÜLKESİ SEÇİLİYOR... (Ve şu handa TÜRKİYE BİRİNCİ SIRADA gidiyor...)
Siteye bakmadım henüz neye göre güzel seçiliyor ülkeler....Türkiye demek sadece turistlik değerler demek mi sizce?hangi turist kalkıp doğuya yada güneydoğuya gidiyorki..Demekki kriter turistlik değerler buda bi ülkeyi güzel yapar mı tartışılır..işsizliğin gericiliğin ve terörün gün be gün arttığı bu ülke varsın uzayda birinci seçilsin...neye yarar kanayan yaraları kapatır mı sizce..güneydoğuda ölen şehitlere derman olur mu,işsizliğe çare bulur mu...yada bizi AB ye sokar mı bu? Ama yinede canım yurdumu bi yerdede olsa birinci görmek büyük bir onur bizler için....
-
Sibelce
AŞK YERDEN GÖĞE KADAR BOŞ Bazen ne kadar çok sevsekte an geliyor isyan ediyoruz yaşadıklarımıza.Zaten ne doğruduydu ki aşk gerçek, doğru olsun diyoruz..İşte bu ruh halimizi anlatan bir yazı.Yaşaması zor bir yazı.... İşin kötüsü hızla eskiyor yokluğun... Ki varlığın gün yüzü görmemişken,yepyeni dururken böylesine! Şöyle bir toparladım da senin için yaptıklarımı, hani o çok sevdiğin ve masanda tamamlanacağı günü bekleyen puzzle'ın gibi birleştirmeye çalıştım da verdiklerimi, daha bir kaç tanesini koyuverince yan yana sen oluşuverdin... Yavaş yavaş anlıyorum şimdi neresinden su alıyormuş senli hayatım... Seni ölüm kadar büyütmüşüm yaşamımda.Sanki ölümün zıttı yaşam değilmiş de senmişsin! Hani olmasan,olmazmışım...Var mısın şimdi?E varım işte... Üstüne üstlük yarın nasıl bir seni seveceğim korkusu ve endişesi yok içimde... Yarın,daha yeni tanıştığın bir insan ya da bir arkadaşın mı olacağım, öbür gün dokunmadan duramadığın sevgilin mi olacağım düşüncesi yok... Ve sen hiç kıpırdamazsın yerinden,bilirim... Elin telefona gidecek olsa,numaramın son tuşuna kadar sürer cesaretin! Kapımın önüne kadar gelsen,zilim yerine kendini çalarsın kendinden... Sen adım atmaya bile alışık değilsin ki bana ve ben öyle koşmuşum ki sana... Kaç tur atmışım etrafında,kaç kez aşkın hacısı olmuşum bilinmez! Meğer etrafında döndüğüm seni ben yaratmışım. Sana yamadığım ben parçalarını söktüğümde üzerinden,geriye bir avuç günah kaldı... Şimdi ben yalnızım belki ama sen yoksun! Ben baştan aşağı bir ah,sen tepeden tırnağa günah... Ve ...... Aşk yerden göğe boş...
-
Sibelce
Yağmur damlaları saçaklardan sarkarken gönüllere,puslu bir havanın kasvetinde yazıyorum bunları sana… Uykusuzluğun verdiği delilik zamanlarında gözlerimin altında ki morluklar kadar yoksun düşlerimde.geçmişin şimdilere döndüğü zamanlardır bende ,zamanın durduğu an ve başlarım yazmaya ruhumdan esen rüzgarlarım gibi… Düşünürüm de şimdi seni ; Çelişki dolu bir ruhun en güzel yansımasıydın , şehvetin ile ter kokan yatağımda.gün olur eserdin ruhumda savurur dağıtırdın kimliğimi zamanın esiri ruhlara…an olurdu zamanı durdururdun gözlerinde , alırdın hiçliğin zamansızlığına beni de.erişemezdin çok zaman ruhuma, ruhumu ben sererdim ayakların altına ...ezer geçer miydin beni?hıh… Düşünür müsün bazen beni,düşünürüm de bazen bunu.şaşırır gülerim kendime sonra.nasıl çıkmıştın karşıma ve nasıl …nasıldı ama ilk öpüşmemiz ya ilk sevişmemiz?ahhh o ilk ruhuna dokunuşum…kendine sakladığın o ilk gülüş…senin sesine aşık olmuştu ruhum ilk bana söylediğin şarkıyla.şimdiyse nefretine mi dersin aşık ruhum?bomboş bir aşkın gölgesiz izleriydi sanırım yaşadığımız.öyleyse neden hala düşümdesin ? Zaman mumların ömrü kadardır odamda ve düşlerim sonsuzdur bıraktığın izlerde.ben yazarken hala sana ,unutulmuş bir tutkunun külüydüm aslında.aldanma düşlerimin gölgesi kelimelere,inanma yazdığımı düşündüğüm bu çelişkilere.ulaşır mı sana geçmişim bilmem ama var oldun yine bir kalbin zindanlarında.artık duvarlara yansıyan mumların can çekişi gibiydi düşlerin çok zaman ve aşkın gibiydi mumların alevi.hani derler di ya rüzgarın mumu söndürüp ateşi körüklemesi gibi.işte tam böyleydi yaydığımız ateş ve ışık.bir rüzgar olmasa da esen bir üfleyişti belki zaman… Mumlarım yaşlanmaya başladı ruhum kağıtlarda erirken.düşlerinin zamanı tükenmeye başladı ,çelişkilerim gerçeklere sarılırken.sen rüyaların pembeliğinde sürdürürken aşkını bir ben miyim kağıtlarda tüketen düşlerini?sormak isterdim sana gerçeklerini.neyse artık ışığım tükeniyorken bana sana mı saçayım ışıklarımdan.sendin seçen karanlıkları ,bendim yalnız kalan ışıklarımdaki…hıh…bir yaprak daha harcamışken kendini bana ben harcamışım aşkımı sana,çok mu dersin… Çok güzelim çok…anlamayana, hele sana …
-
Karçiçeği m
Canım benim ben sana hiç kırılır mıyım.....düşünüp yazman yeter.. sevgiler kardeşim
-
GÜNÜN ŞİİRİ
Biliyorum agliyorsun bir yerlerde Ben de agliyorum Kadere inat hala sana Derinlerimden can alan canimi aliyor Nasil unutabilirim ki seni Unutamam... Unutamam yas tutmus yüregimi.. Gölgen düser sarp aksamlarima Bir kadin agliyor içimde Bende ki bana çok uzaklarda Kapinda günlerim her gece Tutumamam.. Sende ki sana... gozlerin bir ciglik, bir yarali haykiris, gozlerin bu gece cok uzaktan gecen bir gemi ellerin bir marti taslari ve urkek ellerin firtinadan cirpinan bir beyaz yelken Yedi tepenin ardinda soguk umutlardan baska, Sarilacagi olmayanlarin çocuklariyiz biz Düslerle büyüdük Beni beklemen birtek hayalim,o eski pencerede Simdi sen içini saran özlemle bekler misin? Bir pencere kenarinda bilmem ama... Kapiyi baskasina açacak.. Söz vermis sevdamiza hep aglayacaksin... Yüzünde eski bir günahin izleri... Olmayacaksan nefesim... Gitme giyme beyaz gelinligi... Asi hüzünler sarar gecemi... Geçmem,geçemem... Dönülmez tövbelere gömdüm seni gelin Oldun Gidiyorsun Ne Zordur Bilirmisin Döneceğin Umuduyla Yastiğa Başini Tek Koymak Ne Zor Seni Beyazlar Içinde Yaban Ellere Uğurlamak... Söz Geçmesede Kinime; Tek Dileğimdir Tanridan Seni Yaşamak..! Seninle Yaşlanmak... Ne Olur Gitme Söz Verdim Kendime Sözverdim Sensiz Olamayacağim Diye Kaderime..... geceye inat yokluğunda bir bedel ki sürgünlerde sensizliğim sonu yok....dönüşü yok... bedeli bensizlik olsun ihanetinin
-
ahnda bende geldim
karçiçeği_m şurada cevap verdi: VaTaN38 başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi TanıyalımAilemize hoş geldin arkadaşım..... iyi paylaşımlar diliyorum....
-
Sibelce
HeR ŞeY SeN oLuYoRSuN Da, o KaDaR SeN, BiR BeN oLaMıYoRSuN.. Hüzün yıldızları parlıyor yine gecemde, ne tarafa çevirsem başımı, bir SEN bakıyor bana… Ne zaman kahretse yüreğim, ağlamaya susasa ve ne zaman iki damla belirse göz bebeklerimde, bir SEN akıyorsun, sessiz çığlıklarıyla şehri uyandıran kaldırımlara… ‘ Ne zaman seni düşünsem’ desem yalan olur… Hep aklımdasın ya! Her saniye bir SEN daha çakılıyor aklıma… Ellerimi her uzatışımda Mavi ye umut dilenmek için, SEN batıyorsun avuçlarıma SEN bakıyorsun bir çocuğun gözlerinde, bir bebeğin kokusunda SEN kokuyorsun, bir SEN seviliyorsun onca yüreğin arasından… Her şey SEN oluyorsun da, o kadar SEN, bir BEN olamıyorsun sevdiğim.. Bir benim gibi sevmeyi beceremiyorsun… Her tohum ekişimde toprağa, birkaç gün sonra SEN filiz veriyorsun. Gittiğinde bir asma ekmiştim evimin önüne, gün geçtikçe büyüdü, çardak yaptım kendi kendime.. Şimdi kapımın tam önüne düşen bir dalı var, sanırım onu kesmeliyim. Çünkü kapımdan dışarı her adım attığımda bir SEN çarpıyor yüzüme… Neden yağmurlara benzettim ki seni? Şimdi her yağmurda, SEN yağıyorsun bu koca kente… Sana güneşim demeseydim keşke… Her sabah yatağıma SEN vuruyorsun penceremden… Lanet olsun! Keşke Kalbim demeseydim sana… Şimdi her an SEN atıyorsun içimde… SEN den kurtulmanın bir yolu yok mu yar? SEN imkansızsın… BEN imkansızlıklar denizinde cılız kulaçlar atıyorum hayata dair, boğuluyorum arada bir… Yine de kıyamıyorum sana… Keşke, ‘Bu can seninle yaşıyor’ demeseydim sana. Şimdi her boğuluşumda SEN dirhem dirhem ölüyorsun, öldürüyorsun ! Yani her şey SEN oluyorsun da, o kadar SEN, bir BEN olamıyorsun sevgili… olamıyorsun! Yaşayabilmen için benden gitmen lazım… Yaşayabilmem için benle olman lazım…
-
Sibelce
AHHH AŞK Aşk iki kişi arasında asla eşitlenmeyendir...* Gözün başkalarını da görüyorsa sevdiğini sevmiyor musundur artık? Birini sevmek topyekûn kapattırır mı "dükkânı"? Kepenklerin inmeli midir, elenmiş un varsa elek asılmalı mıdır duvara? İnsan güzel adamları ve güzel kadınları "görüyorsa" hâlâ, hâlâ "bakıyorsa", aklından "Acaba?" diye geçiyorsa, aslında o kadar da dolu değil midir içi? Bir boşluk mu vardır aslında? Ondan mı yani mesela? Liseli bir meram gibi görünen bu bahis, derdi ömürlüktür esasında. Eğer bir tür "kalbî lobotomi" olabilseydi, birini sevince artık ömrünün sonuna kadar kafan karışmasaydı hiç, başka bir şeyi, başka kimseyi düşünemez hale getirilebilseydik kendimizi bir ameliyatla... Oh! Ne şahane olurdu. Konu kapanır, işimize bakabilirdik. Ne ki hayat bölünüyor ortasından bazen. Nar gibi çatlıyor kalp yumuşak karnından. Dağılıyoruz kırmızı kırmızı, toparlayamıyoruz tanelerimizi. Ama işte kalbimiz çırpıştı diye hata da yapmak istemiyoruz; hayatlarımız çok fena kıymetli. Tanıdığımız, sevdiğimiz, güvendiğimiz, alıştığımız hayatı bırakmak, bir güzele feda etmek elimizdekini de vicdani bir mesele. Bir vicdan ve korku terazisi çalışıyor hep içimizde. Ne kadar korkuyoruz kaybettiğimizin yerini dolduramamaktan? Kalbimiz buruşacak mı kapılmasak hiç o yeni rüzgâra? İhtiyarlamış gibi mi hissedeceğiz? Başlangıcın heyecanı mı daha büyük yoksa kaybetmenin korkusu mu? Bir yeni ile karşılaştığımızda içimizin karmaşık hesap makineleri başlıyor tam yol çalışmaya. *Günahın lezzeti* Yanımızdaki, hayatımızdaki meşru olandır hep. Kabul edilmiş olan, arkadaşlarımıza tanıştırılmış olan, bizimle birlikte hatırlanan, birlikte hatırlandığımız kişi. Birini bırakmıyorsun ki bıraktığında, kendinin onunla tanımlanmış halini de bırakıyorsun aslında. Kendinin o kabuğunu bırakmak kolay mı? Diğer yandan günah, her zaman daha lezzetlidir sevaptan. Ah günah! Bir nar gibi çatlar ve çatlatır insanı ortasından. Ne çok kırmızıymış için, görür ve hayret edersin kendine. Neler neler yapabilirmişsin meğerse! Yeni insan hayretleriyle gelince meclise, minderler kaldırılır, döşekler havalanır. Ah! O tatlı günaha yer mi bulunmaz! Ama ya eğer hayat güvenmek demekse? Ama ya hayat aslında bir hayretten uzun sürerse? Mesele budur ve hiç hakiki anlamda hesaplanamaz. Ama bilirsiniz siz de, nar bir kere çatlarsa kimse taneleri toparlayamaz. Çatlatmayayım desen nar kıpırdar kıpırdar, duramaz. Ve kimse böyle büyük kararları verecek gücü kendinde bulamaz. Kimse doğrunun ne olduğunu, benim diyen kimse, bilemez. *İşaret ver hayat!* Kimse sevilmemeyi göze alamaz. O yüzden kimse kimseyi terk etmek istemez, karşıdaki anlasın da gitsin isteriz hepimiz. Ya gitmezse? O zaman bu büyük ve tehlikeli ve günahlı kararlar bize kalmasın isteriz. Bir işaret versin hayat. Biz istemeden olsun, kalbimize hesap verirsen "Başka ne yapabilirdim ki?" demeyi dileriz. Öyle bir şey olsun ki kaçınılmaz olsun günah. Öyle bir şey olsun ki sen sorumluluğunu alma olanların. Öyle bir şey olsun ki, tufan gibi alsın götürsün seni. Sen seçmemiş ol başına geleni. Bedeli ödenmesin yani. Nar kendi kendine çatlasın. Sen dur öylece. Ellerin iki yana açık. "Ne yapabilirdim ki? Olacağı varmış" de. Çatlasın nar, saçılsın hayatın yerlere...
-
ŞŞŞŞŞŞ BAK Bİİİİ
karçiçeği_m şurada cevap verdi: made in turkey! başlık Ben Geldim - Buradan Başlayabilirsiniz - Birbirimizi Tanıyalımbanane ya bende yazcam sana.....hemde en sevdiğim şiirin en sevdiğim kısmını... ........................ Saçlarındı diye düşünüyorum ömrümüzü çözdükçe savrulan rüzgârdı saçların ve ikide bir aklıma düşüyor aynı soru -Aşkı bilmiyorsam nasıl değiştiririm kendimi, seni ve bütün dünyayı.. Sevgiler canımıniçi...özlüyorum seni
-
Sibelce
Bu İş BiTmiŞtiR Bi bitisin son sozlerini nerene sakliyosun gozlerinde…. Goster hadi bana , cesaretin varmi soylesene! Sende biliyorsun hayat oyle kolay bi yolculuk deil. Ciktigin yollarda hep bi engeller var ki , vardiginda hedefine tadina varabilesin die. Yoksa ne kiymeti kalir eline gecen , onun ugruna savas vermediysen? Ama sen yine , yine gitmeyi deniyosun. Kararli sozcukler cikariyosun dudaklarindan : Bu bi bitmistir diyosun surekli , tekrarlarinda kendine de inandirmak istercesine. Bu is bitmistir! Keske dilinden cikarttigin sozcugun kolayligi kadar ciksa yurekten de , keske yine ugrasmasak paramparca kalbi toparlamaya… keske… keskelerle olsaydi eger benim bu iliskide soyleyecek o kadar cok keskem vardi ki… Git! Inanki git , artik savasamiyorum seninle. Sabaha kadar yapilmis sinir harbinin ardindan hala uyumamis gozlerim ve artik uyusuk hissettigim vucudum su anda git diyebilecek kadar cesaretli sana. Bi uyusam , bi daha uyanmasam diyorum ( bi damla gozyasi dokuluyo) bi uyusam ,ve uyandigmda ohh kabusmus desem. Sen desenki ne gordun ruyanda kanter icindeydin gece , sarilsam sana , gecse icimdeki huzursuzluk! (icim aciyo) Git! Inanki git. Ben artik guclu de hissetmiyorum kendimi , agir geldi bu ask bana. Toparlayamadim kendimi senin hep kuskucu sevdan karsisinda. Kendimden suphe eder oldum sayende , yaparmiyim acaba oyle die sorular sorar oldum kendime , beni kendime bile yabancilastirdin sen. Sevdani yuregime koydum dedikce ben sana , sen hep baska seyler aradin dilimde , gozumde , aklimda , gecmiste hatta gelecekte. Git! Oyle kirici oluyosunki ofken sardiginda benligini. Sonradan ozur dilemeyi iyi beceriyo olsan ne farkederki , su an 2 gundur suren mide krampina sebepse sozlerin , ozrun ilac olacakmi? Ozrun affedilir ama silinecekmi sozlerin beynimden. (bi an allahim olsem de , su an surda varolmasam diyebilecek kadar acitmisken sen benim canimi , ne kiymeti var paylasilan guzel anlarin , olumun adini andirdiktan sonra sen bana) Bi gidisin son sozlerini nerde sakliyosun simdi? Suskunlugunun ardindan gelen deli firtinada vuruldum ben dun gece. Artik ne yapsan , ne desen daha fazla incinmez bu kalbim.( bi damla daha dustu) yazik bi veda kaldi bu sevdaya , sen yakistirdin , soylemek bana dustu! Icten gulusunun yerini gaddar , vurucu sozlerin aldi. Sicakliginin yerini bi soguk firtinada kaptirdim dun gece. Sabaha kadar iskenceye cekilmiscesine lime lime acittin her hucremi. Keske vursaydin da acisi gecseydi bi zaman sonra , simdi soylesene sozlerinin izlerini ne silerki yuregimden? Hep hatirasi kalsin die yaptin yaptin sen bence , oyle acimasizdin ki dun gece , artik ne dusunecegimi sasirdim ben! Hep sana isyan ettigime bakma , sozum sana die , sozcuklerim sana die hep sanaymis gibi gozukuyo. Inan kendime bi yazi yazsam , bu kadar ozenle secilmis kelimelerle suslemezdim onu. Sen cezayi kendine kestin hesapta , seviyorum ama git diyosun. Gidiyorum zaten , endiselenme. Kalmaya niyetim yok artik. Ama bana oyle bi ceza verdinki farkinda olmadan , kendimi nasi kendime getiririm die dusunuyom kara kara . kendimi nasil kendime getiririm yeniden ??? Aramakmis oysa sevmek , ozlemekmis oysa sevmek Bulup bulup yitirmekmis guzel bi oyuncagi! Yalanmis hepsi yalan… Sevmek diye bisey varmis , sevmek diye bisey yokmus… Hoscakal..
-
O olmazsa yaşayamam demeyeceksin!
O olmazsa yasayamam." demeyeceksin. Demeyeceksin iste. Yasarsin çünkü. Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki. Çok sevmeyeceksin mesela. O daha az severse kirilirsin. Ve zaten genellikle O daha az sever seni, Senin O'nu sevdiginden. Çok sevmezsen, çok acimazsin. Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsin hem. Çalistigin binayi, masani, telefonunu, kartvizitini... Hatta elini ayagini bile çok sahiplenmeyeceksin. Senin degillermis gibi davranacaksin. Hem hiçbir seyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsin. Onlarsiz da yasayabilirmissin gibi davranacaksin. Çok esyan olmayacak mesela evinde. Paldir küldür yürüyebileceksin. Ille de bir seyleri sahipleneceksen, Çatilarin gökyüzüyle birlestigi yerleri sahipleneceksin. Gökyüzünü sahipleneceksin, Günesi, ayi, yildizlari... Mesela kuzey yildizi, senin yildizin olacak. "O benim." diyeceksin. Mutlaka sana ait olmasini istiyorsan bir Seylerin... Mesela gökkusagi senin olacak. Ille de bir seye ait olacaksan, renklere ait olacaksin. Mesela turuncuya, yada pembeye. Ya da cennete ait olacaksin. Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yasayacaksin. Hem her an avuçlarindan kayip gidecekmis gibi, Hem de hep senin kalacakmis gibi hayat. Ilisik yasayacaksin. Ucundan tutarak... Can Yücel
-
Sibelce
Gel boğuluyorum Boğulmayı hafife alma, uzun sürer bir çırpıda olan bir şey değildir. Düşünecek kadar zamanın vardır. Simyager bir tanrının armağanıdır boğulmak insanoğluna. Kolay değildir boğulmak, en az bir izdüşümlük vakti vardır insanın zamanın karşısında. (İZ! ini alayım düşÜM sende kalsın.) gel boğuluyorum Gel deliriyorum Delirmeyi hafife alma, maharet ister Arif olmadan yapılacak bir şey değildir. Anlayacak kadar zamanın yoktur her şeyi. Şakacı bir tanrının armağanıdır delirmek insanoğluna. Kolay değildir delirmek, katran kadar koyu, kolonya kadar uçucudur yitirilmiş zamanların asfaltında. Gel deliriyorum Sebebi sen misin bunların? İlacı sende mi zamanın? Gel öğreniyorum Öğrenmeyi hafife alma, her daim kendini yineler Kaçak(çılık) oynadığımız kelimeler olmadan yapılacak şey değildir. Kaltak bir tanrının armağanıdır öğrenmek insanoğluna. Kolay değildir öğrenmek, kaldıramaz çoğu yürek koca okyanusun büyüK balıklarına yem olmamayı. Haydi gel! Vakit kaç(A)mak vaktidir. Gel öğreniyorum Gel çoğalıyorum Çoğalmayı hafife alabilirsin, her saniye yeni bir ben biter durur yanı başımda. �Karasızlığım, onun çekingen kızı yalnızlığım, amca çocuğu hüznüm, coşku ve depresyon kan kardeşler.� Ah unuttum! Tanıştırayım �ömrümün törpüsü kaçak(çılık) arkadaşım�. �Bende nice ben vardır benden içeri. Kararsız bir tanrının cezasıdır çoğalmak insanoğluna. Kolaydır çoğalmak, ben her dakika biraz daha fazla gelirken kendi coğrafyama. Gel çoğalıyorum. Sen kuru gül yaprağı mısın ki beni taşırmadan dâhil olacaksın coğrafyama? Ömür törpüm ben yüzmesini bilmem, girdabından kaçarım. Dördüncü arıyorum yüreğime (ben, sen ve o şirket olup zamanı araya alacağız) Boğuldum. Delirdim. Öğrendim. Çoğaldım. Ey sevdasına gönlümü ateşe verdiğim, şimdi gel yanıma ve dola kollarını boynuma, ateşin yaksın tenimi gecenin kadifeden yatağında, tenin tenime değsin ben yok olayım dudağının ıslaklığında, damarlarıma kan yapayım yanaklarının kırmızılığını, ibadet edeyim Mecusi toprağındaki Zerdüşt misali bedeninin kıvrımlarında. Soluğum tıkanana kadar sarılayım, ruhunu ruhuma katayım, ey sevdasına yüreğimdeki gemileri yaktığım, gel, gel ki karışsın bedeninin suyu suyuma, tuzu tuzuma. Haydi gel! Vakit sevişmek vaktidir. Taşırmadan sızıver kuru gül yaprağı olup bardağıma. Can katalım gecenin bozkırlarında canımıza ............................. alıntı
-
........Tengeriin boşig.......
Tengeriin Boşig...sana ne desem bilmiyorumki..insan bu kadar şeker bu kadar içten ve bu kadarda dost canlısı olmazki..iyiki tanımışım seni iyiki sırdaşın olmuşum. Öğretmenim diliyorumki sana bunu söyleyen bir sürü öğrencin olsun...geleceğe umutla bakan aydın öğrenciler yetiştiresin.. Veee aşk hep sana yakın olsun..korkulardan uzak gerçek bi sevgi yaşaman dileğiyle sevgili kardeşim....