Açın bakın, Mondros’ta İngiltere ile aramızda rica minnet çöpçatanlık yapan General Townshend’in hatıralarını, İngiliz gemileri kasım ayında Çanakkale’den nasıl birer ‘kurtarıcı prens’ olarak girmişlerdir, hayretle görürsünüz.
[..] O zaman Mustafa Kemal Paşa’nın İstanbul’da kendi parasıyla çıkardığı Minber gazetesinde işgalci İngilizlerin tebrik edilip alkışlandığını da, 17 Kasım 1918′de aynı gazetede çıkan söyleşisinde “İngilizlerden daha hayırhah (iyiliksever) bir dost olmayacağı” mesajını verdiğini de, ertesi gün çıkan Vakit gazetesinde ise “Britanya hükümetinin Osmanlılara karşı olan iyi niyetlerinden şüphe etmediğini” söylediğini ve dahi “muhataplarımızla [yani İngilizler, Fransızlar vd.] anlaşmak lazımdır” dediğini de hatırlamamız gerekmez mi? Ya Mustafa Kemal Paşa’nın 11-13 Ekim 1918′de Halep’ten Vahdettin’e çektiği telgraftaki ilginç teklifleri… Şöyle diyordu padişahın yaveri Naci (Eldeniz) Bey adına gönderdiği telgrafta: Müttefiklerle olmadığı takdirde ayrı olarak ve mutlaka barışı sağlamak lazımdır ve bunun için kaybedilecek bir an bile kalmamıştır.
Peki, bütün bu belgeler bilinip dururken birilerinin kalkıp da “Mütareke hükümlerine sonuna kadar riayetkâr davranmalıyız” şeklindeki tavrı nedeniyle Vahdettin’in hain ilan edilmesini anlamak gerçekten de mümkün değil.....
...En iyisi son sözü, bir ara bakanlık da yapmış olan Hüseyin Cahit Yalçın'a bırakmak.
Bakın yakın tarihimizdeki hain-kahraman düellosu hakkında bu tecrübeli kalem ne ibret-âmiz laflar söylemiş: "İzzet Paşa kabinesinde mütarekeyi [Mondros'u] imza eden Rauf [Orbay] Bey, bugün âdeta vatan haini oluyor. Çünkü Halk Fırkası'ndan çıkmıştır. İzzet Paşa kabinesinde mütarekeyi kabul eden ve imza etmesi için emir verenler arasında bulunan Fethi [Okyar] Bey ise bugün Millet Meclisi Reisi bulunuyor. Çünkü, henüz Halk Fırkası'na mensuptur. Bu ne mantıktır, bu ne ölçüdür, bu ne mutaassıp fırkacılık [particilik] hissidir?"(6) Tarih yalan söylemez; ama ona yalan söyletilebilir. Tabii yatsıya kadar...
Rauf Orbay, Yakın Tarihimiz, cilt IV, İstanbul 1962, s. 180.
düzeltilecek o kadar çooook şey yalan varki..