herkese selamlar.
*********************
arkadaşım hangi dine mensupsun yada inancın var mı bilmem, inan beni de hiç mi hiç ilgilendirmez. ben Allah'a tam anlamı ile inanan biri olduğum için onun adaletinden zerre kadar şüphem yoktur ve Allah'ın emirlerinin bulunduğu kitabımız kuran da ne yazıyorsa harfiyen hepsine inanırım ve uygulamakda isterim. kuran da insanlara çelişki, çarpıklık yada hak yeme olarak görünen ne var bilmiyorum. bir yerde insanın kafası karışıyorsa ilmihal kitapları, tefsir kitapları yada peygamber efendimizin konu ile ilgili muhakkak bir açıklaması vardır. ordan kendimizi aydınlatmalıyız. tercuman kelimesi ile ilgili olarak aşağıda yazacağım.
ben imam değilim sedece nick öyle idi. imam hatip yada benzeri herhangi bir okulda okumadım. Allah ile kul arasına asla giremeyiz buna bir itirazım yok ancak dünya hayatında bazı insanların Allah hakkında gerçekleri görerek doğru yola ulaşmaları için uyarılmaları gerekmektedir (seni uyarıyorum falan demiyorum), peygamber efendimiz bile o zamanki müslümanlardan bazıları yanlış yaptığında onları uyarmış ve doğruyu göstermiş ki yanlışları tekrarlamasın. buna sen avukatlık mı dersin başka bişey mi bilmem. Atatürk'e dil uzatma konusuna gelince de ben asla ona dil uzatmam ve hep onun savunucusu olmuşumdur. ancak şu da bir gerçektir ki o da bizim gibi bir kuldur ve yaptıklarını tamamiyle Allah'ın yardımı ile yapmıştır. hiç şüphesiz Allah'ın yardımı olmasaydı o savaşlar asla kazanılamazdı. örnek: peygamber efendimiz döneminde de girilen bir savaşta kafirler (kafir kelimesi müslümanların tabiridir) müslümanlardan sayıca kat kat fazla olmasına rağmen müslümanlar savaşı kazanmışlardır ve kurtuluş savaşı da böyle bir mucizedir.
evet inançlı bir insanım. hayır arap değilim, türküm. ana dilim türkçe. ancak hiçbir müslüman yada gerçekten islama inanan kişi diyelim (çünkü müslüman olup ne yaptığını bilmeyen insan çok) asla ve asla kendini diğer müslüman kardeşlerinden üstün görmez. sonuçta bizlerde onlar gibi bir kuluz ve onlardan üstün bir yanımız yoktur. geçmiş tarihlerde arapların biz türklere yaptıklarını unutmadım yada inkar etmiyorum ancak hoşgörülü ve bir o kadarda tedbirli olmamız lazım. peygamber efendimiz ile birlikte savaşa giren hamza bir vahşi tarafından şehit edildi, daha sonra bu vahşi müslüman oldu, peki peygamber efendimiz bu adama işkencemi etti yada kötü mü davrandı yada diğer müslümanlardan aşagımı gördü? Hayır.
ben din konusunda eğer bir takım şeylerden ödün verir isek belki kendi inancımdan kaybım olmaz ama ilerde doğacak çocuk ve torunlarımın islami konuda yeterli düzeye ulaşamayacağını düşünüyorum.
yukarıda da belirttim, Atatürk'ün büyük bir insan olduğunu kabul ederim ve kendini taktir ederim. ancak o da bizim gibi bir kuldur bizden farkı yoktur. tıpkı Hz. Muhammed gibi. o da Allah'ın kuluydu ancak bir farkı vardı aynı zamanda Allah'ın elçisiydi.
Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de mürekkep olsa, arkasından yedi deniz daha ona katılsa, Allah'ın sözleri (yazmakla) yine de tükenmez. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir. (Lokmân Sûresi-27 Ayet)
De ki: Rabbimin sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsa ve bir o kadar da ilave etsek (denizlere deniz katsak); Rabbimin sözleri tükenmeden önce denizler tükenirdi. (Kehf Sûresi-109 Ayet)
Allah'ın tercüman yada benzeri şeylere ihtiyacı olmadığını herkes biliyor. kardeşim türkçe meali var açarsın ordan okursun, ancak kutsal değerlerimiz olduğu gibi korunmalı. Atatürk'ün çizdiği yolu nasıl kanla çizildi, kanla silinecek diyorsak bizleri ve alemleri yadan Allah'ın isimlerinden kitabımız kuran'a kadar herşeyi de o şekilde korumalıyız ki hidayete erelim.
yaşamımızdan bir örnek vermek istiyorum. tabi bu örneğimi başka bir dine yada ateist olduğunu iddia eden arkadaşlarımın anlamasını beklemiyorum.
her türk erkek vatandaşı 20 yaşına geldiğinde askere gider, burada sıkı bir eğitim alır ve öyle bir hale gelir ki komutan ne derse ''emret komutanım'' ''emredersin komutanım'' diye cevap verir.. komutanın verdiği emri harfiyen yerine getirir (kimi saygısından, kimi de yapmaz ise alacağı cezadan korktuğuğu için)
yada
bir işe gireriz patronumuz ''.... bey/hanım şunlar şöyle olsun, bunlar böyle olsun ama ....... zamanına kadar muhakkak yetişsin'' dediği zaman ''tabi efendim, derhal yapmaya başlıyorum'' der ve patronu ne derse harfiyen yerine getirir. (genelde işten atılmamak için söylediklerini yaparız)
veya
babamız ''evladım bak ben şunu şöyle yapıyorum sende bunu böyle yap ama düzgün yap yoksa istediğimiz gibi olmaz'' dediği zaman ne derse aynını yaparız.(kimi babasından korktuğu için, kimi babasına mahcup olmamak için)
ve ben hep kendime sorarım ben kim oluyorum ki bizleri ve alemleri yaradan, bizlere sayısız nimet veren, söylediklerini yaptığımız taktirde ahirette cennet hayatını, yapmaz isek cehennem azabını yaşattıracak olan Allah'ın yolundan çıkma cürretini gösterebileyim. muhakkak bazı dönemler hatalarım olmuştur ancak Allah çok bağışlayan ve merhamet edendir. lütfen din konusunda biraz kendimizi öz eleştiriye tutalım. Allah'ın dediklerini yapmıyor isek de hiç değise ona karşı saygılı olalım.
İnsanlardan öylesi de vardır ki, bir ilmi, bir yol göstericisi, aydınlatıcı bir kitabı olmadığı hâlde kibirlenerek insanları Allah'ın yolundan saptırmak için, Allah hakkında tartışmaya kalkar. Ona dünyada bir ******* vardır. Ona kıyamet gününde de yangın azabını tattıracağız. (Hac Sûresi-8,9 Ayet) inanan arkadaşlarımız için bu ayetin yorumunu kendilerine bırakıyorum.
Saygılar